Hemşin Tarihi

Hemşin Tarihi
Tarihi geçmişi itibarıyla Hemşin yöresini "Rize ve Çevresinin tarihi" içerisinde ele almak gerekmektedir. M.Ö.ki dönemlerde Rize ve çevresinde çeşitli kavimlerin yaşadığı ; yörenin zaman zaman değişik kavimlerin yönetiminde kaldığı bilinmektedir.

MÖ 63'te Roma imparatorluğu egemenliğine girmiştir. Roma İmparatorluğunun bölünmesi ile Rize ve çevresi Bizans Yönetimi sınırları içerisinde kalmıştır. Bizans döneminde Rize'nin iç kısımlarında Alon, Kipçak ve Kuman adli Türk boylan yerleşmiştir. Bu Türk boyları içerisinde M.S. 623 yıllarında Hamam Beg idaresinde bugünkü Hemşin yöresinde bir Oğuz Oymağı da bulunuyordu. Adı geçen bu Türk oynağı , daha önce Oğuz-Türkmen-Partli /Arsakl i Devletini kuran 1. Arsak (MÖ.250 - MÖ 247) tarafından Manua idaresinde bir ön kuvvet korucu olarak Amadan- Hamadan bölgesine yerleştirilmişti. Uzun süre Amadan - Hamadan yöresini kendilerine yurt edinen bu Türk oymağı , daha sonraları Sasaniler'in yoğun dini baskılarına mahruz kaldılar. Mecusi (Ateşe tapan) inancına sahip Sasaniler'in bu dine geçmeleri için zorlamaları üzerine, Bu yörede tutunamayacaklarını anlayınca 623 yıllarında Hamam Beg idaresinde Rize yöresine göçüp "Danpur" denilen yıkık kasabayı imar ettiler. Yeniden imar ettikleri bu beldeye beylerinin adına izafeten "Hamama Sen (Hamama Bad/ Hama­min Senlendirdig i) " adin i verdiler. Bu Türkçe adzamanla Hemsen/ Hemşin biçimine girerek günümüze kadar geldi. Tarihi kaynaklardan Hemşinliler'in atalarının Mamadan/ Hemedan'dan ayrıldıktan sonra Kars- Göle dolaylarına yerleştikler; sonradan Acaristan ve Çoruh bölgesine inerek Çoruh'u karşıya geçtikleri ifade edilmekte ve Bizans kral i 6. Kostantin tarafından şimdiki Hemşin yöresine yerleştirildikleri belirtilmektedir.
Ayrıca Osmanlı vergi defterinde Hemşinliler için; "Muselmani Kadim" yani : 1461 Osmanlı Fethi öncesi eski Müslümanlar ifadesini kullanılması da bu durumu doğrulamaktadır. Akkoyunlu Türk Devleti zamanında (1350- 1502) Rize'nin güney kesiminde yer alan Hemşin'e bir çok Türk boyu yerleşmiştir. Aşağı Çamlıca (Viçe) ve Molaveyis (Ü lk ü ) köy de bulunan Koç heykelleri bu yörelerdeki Türklüğün bariz delilleridir. Benzeri koç heykelleri doğu Anadolu ve Azerbaycan gibi diğer Türk bölgelerinde de bulunmaktadır. Koyun ve koç heykelleri orta Asya Türk kültürün den kaynaklanmaktadır. Türkler göçüp yerleştikleri yerlerde ölen ilk atalarının mezar taşlarına tastan oyulmak öç heykelli dikerler, bu bir Türklük geleneğidir. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u fethi ile birlikte Rize ve çevresi de Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1486 ve 1534 tarihli Trabzon sancağı Mufassal Tapu tahrir defterlerine göre bölgenin merkezi yönetime bağlandığını görüyoruz. Bu kayıtlara göre Kaza-i Her sene (Hemşin Kazası ) bağlı 34 köy bulunuyordu.
{C}
{C}Hemşin kazasının; Hemşin, kara Hemşin, EskanosfSenos- Kaptanpasa) olmak üzere üçnahiyesi vardı . 1536 tarihinde yapılan yeni bir idari taksimatla Hemşin, İspir sancağına bağlanmıştır. 1600 tarihli kaynaklarda da bu sancağa bağlı olduğu görülür. 1753 ve 1831 tarihli tapu kayıtlan ile ilgili belgelerde de Hemşin kazasının Trabzon sancağına bağlı olduğu yazılmaktadır 1836 yılında yapılan yeni bir taksimatla Atina (Pazar) ilç e, Hemşin'de Pazar'a bağlı bir nahiye olur. Daha sonra 1856-1857 yıllarında Hemşin'in kaza olduğu bilinmektedir. Ancak 1878 yılında Berlin Antlaşması ile yapılan yeni bir idare düzenleme ile Çoruh iline bağlı bir bucak; 1904 tarihinden sonra da Trabzon'a bağlı olduğu görülmektedir. 05.03.1916 tarihinde Rus i s gali sonucunda Hemşin, Batum Sancağına bağlı olarak yönetilmeye başlanmıştır. 15.08.1918 tarihinde Rus işgalinin kaldırılması sonucunda da Hemşin tekrar Osmanlı imparatorluğu yönetimine girmiştir. Cumhuriyet dönemi ilk idari taksimat 20.04.1924 tarihinde yapılmış ; yapılan bu taksimatla Hemşin tekrar Pazar'a bağlı bir bucak olmuştur.Son olarak 09.05.1990 tarih ve 3644 sayılı kanunla Hemşin yeniden ilçe olarak kurulmuş ; 19.08.1991 tarihi itibariyle teşkilatlanmaya başlamıştır. Böylece 133 yıl sonra Hemşin ilçe olma statüsüne yeniden kavuşmuştur.
{C}
{C}Yöremiz tarihi ile ilgili değerli araştırmaları olan Prof. Dr. Fahrettin KIRZIOGLU Hemşin'den bahsederken Orta Asya Türklerinden kalan bir boyun hatırasını taşıyan 14 Asırlık (Hemşen) adinin yalnız başına bile; Anadolu'nun Karadeniz dağlarının denize bakan eteklerinden İslamiyet'ten önceki Türklük varlığını tanıtacak güzel bir vesika mahiyetinde olduğunu ifade etmektedir. Yaşayış bakımından yari göçebe bir hayat süren Hemşinliler'in Oğuzların yazı dilinin bozuk bir lehçesi ile konuştukları bir gerçektir. Hemşin'in başlangıçta esas yerleşim merkezi: Fırtına deresinin yukarı kesimlerinde yer alan Bas Hemşin, Aşağı Hemşin ve Kale-i Balâ'dir. Ancak zamanla nüfusun artması ile önce Rusya içlerine daha sonrada Türkiye sathında gurbet hayatına atıldıkları görülür.

Hemşinliler'in Anadolu'ya ilk gelen Türklerden olup halen Dede Korkut dilini konuştukları bir gerçektir. Nitekim, Prof. Dr. Laszla KASONY I türanit (Türk) tipini Dogu Karadeniz'de ilk çağlardan beri mevcut olduğunu ifade etmektedir. Hemşin Dil yapısı incelendiği zaman Türk dilinin en sağlam kaynağı sayılan Divan-i Lügat-it Türk deki mecvut bir çok Türkçe sözlerin halen Hemşinliler'in günlük konuşmalarında yer aldığı görü lmektedir. Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1074 yıllarında derlenen Divan-i Lügat-it Türk'ün tercümesinde geçen "EMSEN" kelimesinin kuzu derisi kürk yapılan deri anlamına geldiği görülmektedir. Deriden yapılmış kürk giyen, kabile boy başkanlarına izafetten Hemsen'li deyiminin ortaya çıktığı da ifade edilmektedir. {Hemşin isminin Hemsen kelimesinden ortaya çıkmış olabileceği kuvvetli bir ihtimaldir)- (H harfini) Bu kelimenin yer almaması , Çağatay Türkçe'sinde (H) harfinin bulunmamasından kaynaklanmaktadır. "EMS EN" kelimesinin Anadolu Türkçe'sinde "HEMSEN" olarak geçmeside doğaldır.
{C}
{C}Bugün Hemşinliler'in gelenek ve göreneklerinden halen varlığını sürdüren bir çok adetler Orta Asya'dan başlayıp İran üzerinden devam eden ve Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinde noktalanan tarihi yolculuğun birer delili olarak durmaktadır. Örneğin; eskiden Ergenekon dolaylarında dağlarda yapılan "Vartivor" eğlenceleri simdi ayni ihtişamıyla Hemşin yaylalarında devam etmektedir. Horasan kuşağı ve Farsça Pusis ( Örtülecek Sey) kelimesinden gelen "Püsi" ise; kendine has bağlama biçimi ile Hemşinliler'in hayatında; Orta Asya, Hemedan ve Anadolu hatmin çok güzel bir hatırası olarak varlığını sürdürmektedir.