Sağolesen Yusufum. Yureğine sağlık...


Gecede yilduzini
Yilduzun işiğini
Gökte Kabe yolini
Hemşinumi özledum...


Samanyolu gece bir ışık seli gibi görünür. Öyle ki eğer açık bir hava varsa gökte ay olmasa bile yıldızların ışığı ile gece gidebilirsiniz.
İşte bu Samanyolunun Kuzey-Batı'dan Güney-Doğu'ya (Kabe istikametinde) en çok yıldızının bulunduğu ve bir yıldız nehirini andıran bölümüne eskiler Kabe Yolu derlerdi. Çünkü o ışık seli Kıble'yi gösterirdi.

Yüreğine sağlık Merve Kardeşim...

Kabağun lotozini
Lağana kotolini
Mincinun pesorini
Hemşinumi özledum...

Yazar: enalparslan Tarih: 05.04.2007 Saat: 20:52

hani yaz akşamüstüleri, yeni akşam olduğuzaman, ocak başinde gaz lambasınunda loş işiğinde, koc un ustinde otururken ,bi bocek öterdi taş duvarların deliklerinde çırrr çırrr diye , çipçipi miydi neydi adi , derken uyku bastırırdı ocakbaşında ,< duşup ateşa yanecewksen git yat derlerdi da hani gidip yatmezduk <işte onunda sesı özlenmeyecek cinsten deyildi hakkını yemeyeleim, uzun zaman oldu çip çipinin seini duymadım kuku yuda duymadım acaba sağmı onlar yoksa biz gittik diye onlarda gittilermi .ama keceyikleri gördüm geçen yaz, onlar ordalar ,sizlerede selamları var dedilerki pek gelmiyorlar darıltttıkmı acaba dediler. birazda sitem ettiler ,sizin bi suçunuz yok kader işte dedim ,iş güç,çok istiyorlar ama gelemiyorlar dedim ... adını şiir koydum, buda benim şiirim olsun ... ey gidi hemşin seni bırakıp gidenin aklı sende gözü arkada , gitmeyende pişman gözü ufuklarda ...begenmeinizmi şiir deyilda nedu...mutlu olun mutlu kalın efendim.

Sevgili İlhami Kardeşim;
Yüreğine, gönlüne sağlık. Aldın beni Hemşin'de eski bir ocak başına götürdün. O öten böceğin adına rahmetli ebem Gece Kuşi derdi ve onu mübarek bilirdi. "Yerdeki kırıntıları yerler. Sakın dokunma" derdi.

Duvardeki taşini
Taşteki kurumuni
Böceğun çip çipini
Hemşinumi özledum...

Cağalver'de merze evindeyim. Gün yeni yeni sökmek üzere. Güneş karşi dağlerun arkasinden çikmiş. Ben henüz yer yatağımdayım. Aherde ebemun seğeri sağerken ketoğe akan sutun çoğçoğu gelmekte.
Ebem ateşi yakmiş ve kukmayi ustine asmiş. Evin heryanini duman sarmiş.
Hardumalarun arasından eve giren ışık hüzmelerinde ateşin dumanı dans etmekte.
Birazdan ebem sağdığı sütten bir barkad ısıtacak ve içine bir çay kaşığı kadar tuz koyup bana verecek. O sütü yatağımdan çıkmadan içeceğim. Sonra kahvaltı edeceğiz. Kahvaltıda muhlama ve çay var.
Benzer sesler yandaki evlerden de gelmekte.
Kamillerun evinde Heva (sonradan yengem oldi) iel Muzeyne'nun kavgaları gelmekte. Haşimlerun evinde ise Sarbiye Halam uşaği Süleyman'a bağırıyor. Haşimlerun Mangana halam ise seğerlerini suya salmiş bile.
Evlerden gelen seslere seğerlerun çinlaklerunun sesi bağmermaleri ekleniyor.
Cağalver'de yeni bir gün başlıyor. Hava açık. Bugün Ardi'ne gidilecek ve Yatağa kadar da inilercek.
Bu dediklerimin üstünden çok zaman geçmedi. En fazla 35 - 40 sene geçti. Sanki o günler hala yaşanıyor. Bizler gidene kadar da yaşanacak.

CHAT Odasında sohbet ederken ilk dörtlüğü söyledim. Sonra 2. sini söyledim. Derken “Neden daha fazlasını yazmayayım?” dedim ve yazdım. Baktım ki Zafran, Günay, Yusuf, Kerim, Can, Merve, Nihat, Necla, Erol, İlhami, Nevin, Ali Yaşar, Coşkun, Alev, Nuray, Ali Yonka, Nihal, İrfan, Mümine, Duygu, Fatih, Selim Kardeşlerim de bu özleme katıldı. “Bunun üzerinde çalışabilir miyim?” dedim ve ortaya bu çıktı.
Umarım ki beğenirsiniz.
Tabi ki bu arada bet sesime katlanmak zorunda kalacaksınız…
Selam ile…

Bu bölüme yazan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

[FLASH]http://www.hemsinliyiz.biz/dosyalar/HEMSINIMI_OEZLEDIM_SLYTE.wmv[/FLASH]