Milletin Bağımsız Olamaması Karakteri Ya Da Bağımsız Olma Karakteri Türkiyenin Ekonomi Ve Siyasi

      Milletin Bağımsız Olamaması Karakteri Ya Da Bağımsız Olma Karakteri Türkiyenin Ekonomi Ve Siyasi

      Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri millî hâkimiyettir. Milletin kayıtsız ve şartsız hâkimiyetidir.
      1923
      M.Kemal Atatürk


      Evet tüm dünya insanları artık bilmelidirler millet olmanın derin anlamı, birlik şuuru ilkesidir. Tüm uluslar kendi içlerinde barış ve birlik ve hakimiyet realitesini oluşturup oturtmadıkça, insanlık özlediği refah ve medeniyete ulaşamayacaktırlar.Kendi varlığımızda hakimiyet ve barış mecburidir. Ferdi egemenlikler külli egemenliklere dönüşmelidir.
      Şuurumuz ve anlayışımızın ölçüsünde kendi değerlerimizi ve doğrularımızı ve sınırlarımızı belirleriz.
      Bu gün artık sınırları kaldırıp farklı görüş ve fikirlere rağmen birlik ruhunu ve o ruhun yaratacağı birleştirici ve ilerletici etkin gücü ile belirleyici ve hakimlik kazandığımızda işte ozaman; emperyalizmin en kılcal damarlarını kesebiliriz.
      Bu her anlamda kazanılmış bir var olma mücadelesi olacaktır.
      Türk ulusu var olma mücadelesinde ancak ve ancak milli iradenin hakimiyetiyle başarılı olacaktır.Değerlerimiz, kültürümüz, toprağımız deyip geçmeyin!
      Bu öylesine bir fikir ve ilke değildir.
      Bizi ayakta tutan ve bağımsız kılan bu değerlerin varlığı ve devamıdır.
      Türkiyemizi, ulusumuzu sürüklermek istedikleri karanlık ve bağımlı kılma çabaları her türden oyunlarla, içimizde ve dışımızda devam ediyor.
      Demokrasinin keskin kılıcını şuursuz ellere teslim edilmesine seyirci kalmak ihanettir.
      Medya kuruluşları, aydınlar, diplomatlar,bürokratlar,güvenlik kuvvetleri,politikacılar,parti liderleri,eğitim sektörleri, iş adamları vs vs..içine çekildikleri sistemin kölesi değil,seyircisi değil,kirlenmiş değil ,dürüst,vicdani ve elleri temiz, sorumluluklarının farkında ve sadık olmak mecburiyetindedirler.
      Hiç bir ferdi güç genelin çöküşünden etkilenmeden ayakta kalamaz.
      Bir bedene bulaşmış virüs zaman içinde tüm bedeni çökertir işte o vakit kazanılan sunni gücün değeri yiter gider. Bundan kazançlı çıkacak olanda sömürü sisteminin efendileri olacaktır.
      Her türden arzu ve ihtiraslarımız ve iyi niyetlerimizde dahil bir araç olarak beslemek için kullanılmakta.
      Ancak bağımsız ve şuurlu olan varlık neyi, nasıl ve ne için kullanacağını bilerek hareket eder.
      Milleti idare eden mili iradenin temsilcileri bağımsızlık karakteri ilkesini prensip edinmiş olacaktır.
      O halde milli irade aydın ve şuurlu olmak zorundadır.
      Milletin bağımsız olamaması karakteri ya da bağımsız olma karakteri Türkiyenin ekonomi ve siyasi geleceğini belirler.Bu noktada aydınlarımız milleti Nura götürecek ışıkları yakmakla yükümlüdürler.
      M.Kemal Atatürk Kurtuluş mücadelesinde her seviyeden,her türden anlayışta olan ulusumuzun dimağlarında ve yüreklerinde o ışığı yakmış ve birlik ruhu ile harekete teşvik ederek özgür kılmıştır.
      Ne ellerimiz bağlı nede kollarımız...
      En ufak zannettiğimiz adımların devasa adımlara dönüşmesi "ya istiklal! ya ölüm!" kesinliği ile tarzı hareket anlayışını benimseyip yürümektir.
      İşte bu ruh un önünde hiç bir engel muvaffak olamaz.

      sevgilerimle..
      G.D
      Sitemizin Referans Sistemini kullanın*

      Işığın gölgesi ile yetinme ışık ol!

      Zira her millet devrimini toplumsal ortamın baskı ve ihtiyacına göre (...) yapar.

      "İrade ve egemenlik milletin tümüne aittir ve ait olmalıdır. Demokrasi sosyal yardım veya iktisadi teşkilat sistemi değildir. Demokrasi maddi refah meselesi de değildir. Böyle bir nazariyat vatandaşların siyasi hürriyet ihtiyacını uyutmayı amaçlar. Bizim bildiğimiz demokrasi siyasidir. Onun hedefi, milletin idare edenler üzerindeki muhakemesi sayesinde siyasi hürriyeti sağlamaktır. Türk demokrasisi, Fransa İhtilali'nin açtığı yolu takip etmiş, ama kendisine özgü niteliği ile gelmiştir. Zira her millet devrimini toplumsal ortamın baskı ve ihtiyacına göre (...) yapar. Demokrasi prensibi, ulusal egemenlik şekline dönüşmüştür. Bir ulusu oluşturan bireylerin o ulus içinde, her çeşit özgürlüğü, yaşamak özgürlüğü, çalışmak özgürlüğü, düşünce ve vicdan özgürlüğü güven altında bulunmalıdır."

      M.Kemal Atatürk

      Toplumumuzun ihtiyaçları bu gün yaşanılan baskıyı oluşturmaktadır. Varlığımızın ihtiyacı bunu gerektirmektedir.
      Yeryüzü ve beşer arasındaki uyumsuzluk ve dengesizlik neticesinde büyük bir değişim ile yenilenmeye başlamıştır.
      Üzerindeki ayrık otlarını ve asalakları silkenerek atacaktır.
      Henüz bu değişime ayak uyduramamış beşer kendini şiddetli baskılar altında hissederek sarsılmalar yaşayarak idraklenmeye sevk edilmektedir.
      Bağımsızlığını gerçek anlamda içsel ve dışsal olarak elde eden varlık yeni Realiteye uyum sağlayabilir.
      Atatürk bunu tüm insanlık adına yer yüzüne enkarne etmiştir.Bağımsızlık mücadelesi insanlığın tekamülü ve birlik Realitesine geçiştir.
      Memleketi idare edenler bu gün gaflet ve delalet ile bu gerçeği göz ardı ederek karanlık güçlerin sömürü altında güç peşindedirler.
      Memleketimizin bağımsız, hür irade,hür vicdan ve vazife anlayışına sahip liderlere ihtiyacı vardır.
      henüz uyanamaış bir toplumu dahada bağımlı hale getiren sömürü sisteminin uzantıları teker teker silkelenecektir.
      Hiç bir kudret bu değiime engel olamaz.
      Her vazifedar varlık güç birliği ile asli yükümlülüklerini sonuna kadar yerine getirecektir.
      Atatürk'ün "Ya istiklal,ya ölüm" ile anlatmak istediği gerçek vazifenin sonuna kadar sapmadan gerçekleştirilmesidir.

      Varlıklar arasındaki realiteler araşında derin uçurumlar meydana gelmiştir. Herkes aynı zamanı yaşamamaktadır.
      Aradaki bu farkı gidermek ve uyum,denge ve birlik meydana getirmedikçe yeryüzü silkelemeye devam edecek ve baskılar artacaktır.

      G.D
      Sitemizin Referans Sistemini kullanın*

      Işığın gölgesi ile yetinme ışık ol!
      "Demokrasi sosyal yardım veya iktisadi teşkilat sistemi değildir."

      Yeşil Kart, Parasız Elektrik, su telefon. Kömür ve gda yardımı .......

      Sanırım günümüzün siyasileri Atatürk'ü hiç anlamamışlar.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...