Sabit Mehmet Necati MEMİŞOĞLU Hayatı

      Mehmet Necati MEMİŞOĞLU Hayatı

      MEHMET NECATİ MEMİŞOĞLU'NUN HAYATI


      1295 ( 1878 ) Tarihinin baharında Hemşin Nahiyesinin Çinçiva , bugün Çamlihemşin İlçesinin Şenyuva Köyü'nde dünyaya geldi .Memişzade Reşit Bey ile Hatice Hanımın oğludur .İlk okulu köyünde okuduktan sonra ,Erzurum 'da fırıncılık yapan akrabasının yanında kalıp Yetim Hoca Medresesini birincilikle bitirdi .İyi derecede Arapça ve Farsça öğrendi. İstanbul'a giderek Medresede de kalarak Darulmu'allimin'den mezun oldu.İzmir Paye-i Mücerredi'ni ve İstanbul Payesi'ni kazandı.Muallimlik ederek ,Hukuku fakültesini bitirdi ve Giresun'a Müde'i Umumisi olarak atandı. 1914'de istifa ederek Kafkas cephemizde gönüllü mücahitler ile birlikte Ruslara karşı savaştı.

      Daha sonra tabur imamı olarak Rumeli Osmanlı Müfrezemsinin Hocası oldu : 1918 Mayıs'ında Batuma'u kurtaran Tümenimizin Müftü ve Nasihi ( Öğütücüsü) oldu. Batum'da SEDAYİ MİLLET Gazetesini çıkartarak. Milli birlik yolunda yazılar neşretti .
      Halkın,ülkenin işgali karşısındaki çaresizliğini yenerek ,yeniden toparlanması için halka silahlanmalarını, silahlarını teslim etmemelerini memleketi kurtarmak için inanca ve silaha ihtiyaç olduğunu telkin ederek Kuva-yı Milliye çalışmalar ila ön saflarda yer alarak Trabzon Kuva-yı Milliye cemiyeti tarafından Rize murahas'ı (temsilcisi) seçildi.
      Yaya olarak , Çamlıhemşin'den ,Şenyuva ,(Çinçiva) Yaylaköy (Elevit), Davalı Yayla, Sırakonaklar (Hodecur) İspirden, dağ aşarak Erzurum'a gelip, 23 Temmuz 1919 Tarihinde toplana, Erzurum Kongresine Rize murahas'ı (Temsilcisi) olarak katıldı; Kongrenin dördüncü oturumunda Trabzon temsilsisi Servet Beyin teklifi üzerine oluşturulan beş kişilik beyanname encümeni üyeliğine Mustafa Kemal Paşa ile birlikte seçildi 24 Temmuz 1919'da Kongrece seçilen kişilik Program Encümen üyeliğine 35 oyla 6. sırada seçildi. 24 Temmuz 1919'da Kongrece seçilen 15 kişilik Program Encümen üyeliğine 35 oyla 6. sırada seçildi.
      Kongre süresince söz alarak toplantılarda düşüncelerini üyelerle paylaştı Manda aleyhinde olumlu çalışmalar yaparak, 1. Kurucu Meclise Rize Mebusu olarak katıldı.
      Meclisteki görevi sırasında yaptığı konuşmalarla da etkili olarak, İzmit bölgesinde bir çeteye komuta ederek Yunanlılarla savaştı. 1922'de Dumlupınar Muharebesinde bir tepedeki Yunan topunu ,yedi erimizle birlikte yaptığı baskınla teslim aldı.
      Erzurum Kongresine ve Kurtuluş Savaşına katılarak ve 1. Meclise seçilmesi nedeni ile Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.
      Dönem bittiğinde Eskişehir'e yerleşerek avukatlık yanında ticaretle de uğraşarak Otel yaptırdı Bozüyük'ten Eskişehir'e odun ticareti yaptı. Otelin Lokantasında İzmir'e ATATÜRK'E suikasta gidenlerin yemek yedikleri için yargılandı.
      Kuva-yı Milli yede ve Kurtuluş Savaşında yaptığı çalışmalardan dolayı böyle bir olaya karışmayacağı kanaatine varılarak af edildi.Sinop'ta mecburi ikamete gönderildi Sinop'ta serbest avukatlık yaparak bir taraftan da Onbinbir Hadis-i Şerif tercümesini tamamlamakla uğraştı. Sinop İli DP Kurucusu üyesi oldu. 6 Mart 1959'da Ankara'da Keçiören'deki evinde hastalanarak kaldırıldığı Numune Hasta hanesinde vefat ederek ,aramızdan ayrıldı.

      Kaynakça: Prof. Fahrettin Kırzıoğlu Erzurum Kongresi tercümesi Merhum Necati Memişoğlunun tek kızından torunu emekli Savcı Tefik Turgut Uysal

      M. NECATİ MEMİŞOĞLUNUN RİZE MÜMESSİLİ İSMAİL HAKKI (GENÇAĞAOĞLU) İLE BİRLİKTE ERZURUM KONGRESİNE VERDİKLERİ ÖNERGE


      Zabıt numarası 2
      BİSMİLLAH
      Kongre yüksek Başkanlığın
      Millet ve Memleketin, kurtuluşunun kesinlikle gerçekleşmesinden ibaret olan cemiyet emellerinin, ancak Milli Meclisi,nin toplanarak, Yasa yapma Hukukuna ve denetim hakkına, tamamen,güvenlik ve serbestlik içinde doğrudan doğruya sahip bulunması yoluyla gerçekleşeceğinden Cemiyetin gelecekte alacağı vaziyeti, Kongre tayın etmelidir.
      Çünkü, Onuncu Maddede gösterildiği gibi, cemiyet, mevcut teşkilatı ile varlığını korur ise, Milli Mecliste bulunan gurubuna, bir hayır cemiyeti olduğundan ötürü yardım edemez ve yardımcı olamaz. Milli Meclis bile, fesih veya başka bir yolla Cemiyetin emellerine hizmet etme yeteneğini gösteremez ise, Cemiyetin kutsal emelleri, büsbütün mahfe ve yok edilmiş olacağından, durumunu belirlemek, Kongreye ait bulunması her yönden faydalı bulunduğundan; aşağıda örneği yazılı bulunan madenin aynen onuncu madde yerine konulması önerisinde bulunduğumuzu belirten bu önerge sunuldu.
      3/Ağustos/1919

      NECATİ MEMİŞOĞLU'NUN


      3 Ocak 1922 tarihinde T.B.M.M' de Harp Encümeni Fevkaladesi teşkiline dair kanun hakkında yaptığı konuşma. 141 oturum. (T.B.M.M Gizli celse zabıtları 2. cilt sayfa 591)
      Efendiler olağanüstü Harp komisyonunun (görevi) , Ülke savunmasının gerektirdiği hazırlıkları (yapmaya) ulaşım ve diğer noksanlıkların ikametine gayet etmektedir. Eğer madde iki Muharip devletler arasında imzalanan bir barış anlaşmasının bir maddesi olsaydı ,bende,diğer arkadaşlarım kadar telaş ederdim. Neticede şöyle olur böyle olur diye telaş ederdim.Bunun için değildir.
      Bu madde bugün cephede namlu ile tanrıdan başka dayanağı olmayan Mehmetçiğin sırtını giydirmek içindir.
      Her şeyde para yoktur. Her turlu umumi ile(her türlü iş ile) alakadar bir arkadaşınız olarak karşınıza çıkıyorum. Diyebilirim ki para, para ,para Evet para esasında lüzumlu şeydir. Fakat bizde iman kuvveti azim ve sebattır. Başka bir şey de yıldır. Efendiler, ulaşım araçlarından bahsediyorsunuz. Müsaade buyurunuz, Nakil vasıtalarımız yoktur. Ordu ilerlemiyor, taarruz edemiyor. Bilinsin ki biz buraya Misak-ı Millinin temini, istiklali milliyi temin, mücadele'i milliye ile vatan ve dinin kurtarılması için muvaffak olacağız diye geldik. İtikadım böyledir ki yüzde yüz muvaffak olacağız, bu muhakkaktır.
      Benim itikadımca bunu elde etmesek ,Allah göstermesin , biz bu memleketin kaldırımlarını altın yapmış olsak hiçbir kimseyi tatmin edemeyiz. Onun için ordumuzu takviyeye çabalarken soğuğa karşı göğüs germiş bu mukaddes ordunun kumandanı olan bizler memleketimizi kurtarmak, mili yemin dahilinde hakimiyetimizi elde etmektir gaye, bunun için bize lazım olacak,Mehmet'i giydirmek, Mehmet'i kuşatmak, Mehmet'in karnını doyurmak,cephanesini yetiştirmek. Evet mesulüz efendiler,Heyeti Vekile de mesuldür. Bundan daha evvel Mehmet için bir şey lazım idi ki o da ruhunu okşamak. Efendiler, herkes hariçte
      Gördüğünüz gibi değildir. Biz ne ile harp ediyoruz, ne ile gidiyoruz nemizde meçhuldür? Çünkü bizim sahibi hakımız Cenabı Hak ve imdadına bizi mahzar ettiği Peygamberi Zişan vardır.
      Efendiler, size ufacık bir kıssa arz edeyim.1915 senesinin Ağustos başlangıcından Kafkasya'ya gidiyorduk. İran Türkiye hududu dahililinde Rayat nahiyesi vardı . BU Rayat'ın dört saat mesafesinde Paren dağları vardı 40 kişi ile bu boğazın tutulmasına memur edildim. Aşnu'dan kaçan Ermeniler sahiplenmeden etmeden bizim gidip o boğazı tutmak lazımdı. Binaenaleyh ihtiyat için, o dağlara çıkmakta iken asker tırmanarak çıkmıştı. Yarım saat geçer geçmez arkadan haber geldi, cephane geliyor. Birde ne görelim ta uzaktan bir karaltı geliyor. Ben insan dedim gele, gele iki deve dört sandık cephane yükletmişler, geldi. Efendiler deve ağaca çıkarmış, hakiki söylüyorum. Deve ağaca çıkarmı dediğim zaman herkes bu sözü reddederdi. Fakat ben o zaman kani oldum idi. Çünkü sonra oradan aşağı inmek için iki üç neferi kayadan düşürdük.
      Biz de rahatsız olduk. Böyle harikalar gösteren millet için yokluk yoktur. Yalnız bir azim var, bir metanet var,bir sebat var. Eğer biz metaneti azmi elde edersek bizim için yoksuzluk yoktur. Yersiz kuruntu göstermeye itibar yoktur,efendiler. Biz bu maddeyi bu projeyi okurken bazımız evet bu Heyeti Vekilenin hukukunu, salahiyetini tahdit ediyor diyoruz. Hayır Efendiler tehdit etmiyor. Korkuya gerek yoktur. Kanunu Esası (hükmüne göre ordunun Baş) (1) Kumandanısınız. Meclisimizin, icra vazifesi (yürütme görevi), teşri vazifesi (yasa yapma görevi) vardır. Meclisin yürütme görevini kullanması gerekir.. Ordusu cephede bulunarak düşman karşısında tüfek çalarken soğuğa göğüs gererken bu mukaddes ordunun kumandanı olarak bizler: burada falan yerde ziyafet verecek , falan kanun müzakere edilecek vesaire üzerinde çıkıp burada bilgiçlik taslıyoruz. Bilgiçlik taslamanın gereği yoktur.
      Evet mesulüz Heyeti vekili mesuldür. Hepimiz mesulüz. Her şeyden azada (bağımsız) olarak'da vicdan ve din mesuliyeti vardır. Lazım değil midir ki (ayet okudu) o peygamberin eserine tabi olmak lazımdır. O halde biz neden korkuyoruz. Mesul imişiz, şöyle imişiz, böyle imişiz. Cenaze Eskişehir'de duruyor. Bu Eskişehir'de (ki) Yunan cenazesidir. Memleketin gelişmesi, Memleketin imaratı mevzu bahis değildir. Yalnız bize düşen o cenazeyi oradan atmaktır. Mesele budur.
      (2) Bunun için bize lazım olan şey ne idi,? Evet mademki efradımız, evlatlarımız,aslanlarımız cephededir, Bizde buradan içimizden bir harp encümeni fevkaladesi teşkili ile bil fiil deyılse de düşünce olarak onlara iştirak etmiş oluruz, ve böyle kendilerini düşünmekte olduğumuzdan dolayı, o aslanlarımızın yüreklerine bir kuvvet daha ilave etmiş oluruz.
      Ben de biliyorum, Büyük Millet Meclisinin yapamadığı şeyi on kişi yapamayacaktır. Para lazım ise bulunacaktır. Bilmem öteki lazım ise tedarik olunacaktır. Berikisi lazım ise bulunacaktır. Çok kere bulunamayanları Heyeti vekili bulmuştur.
      Şuna bir misal arz edeyim; Maddeyeye mütealliktir.
      Kocaeli cephesine ben denizi memur ettiğiniz. Müdafaa-i Milli yenin tezkeresi zerine üzerine Kocaeli cephesine gittim. Akıncı teşkilatı yapamamış idik. Kazım Paşa ile beraber gidiyorduk Kazım Paşa benim her türlü noksanlığımı ikmal edecekti, bana yardım edecekti.(Kapı açık sesleri) Ben sözümü ispat edeceğim. Kazım Paşa Hazretleri ile Nallıhan'da birleştik. Beraber Düzce'ye kadar gittik. Ben düşünüyorum, hakkım var. Ben mesuliyetsiz biri olsaydım. Şöyleyim böyleyim demiş olsaydım Kazım Paşa ile bir saat hareket ettikte sonra zor gelir derdim. Evet beni Kazım Paşa ile gönderdiniz ama geçinemedim, döndüm geldim (derdim). Evet bende Mebusluk falan yoktur. Şimdi ben de ancak fedakarlık etmek ve memlekete hizmet için gelmiş bir adamım. Kalktık Düzce'ye gittik. Benim eski müfrezemden bulunan efrat yanıma geldi.Ve dediler ki bizde sizinle geleceğiz. Sakarya boğazının garbında zaten Yunanlılar vardı. Şarkında da bir çok fenalıklar sürmekte idi. Ben yapayalnız Sakarya boğazına gidemiyordum. Hiç olmasa iki kişi veriniz dedim ve iki kişi ile Sakarya boğazına gittim Sakarya'nın garp sahili düşmanla meşgul dahili ise eşkıya ile dolu idi. Oraya gittiğim zaman bir takım adamlar yanıma geldiler. Paranız var mi diye sordum, yoktur dediler. Diğer bir bölüğe gittim, oraya da gönderilmediğini öğrendim. Böyle olduğu halde, arkadaşlar benim ancak ve yalnız bir imanım var. Üç buçuk ay zarfında hiç parasız olan bir alayı işitmemiştim.
      Düşmanı Sakarya'nın garp sahilinden tutturarak; ata ,ata İzmir'e ve oradan denize dökmek bir şey değildir. Bendenizin teşkil etmiş olduğu müfrezelerdir ki (mutluluk ifadesi olarak) söylüyorum. Tüfekte aldım bomba ve cephanede aldım, Askerimi de iaşe ettim. Bunu öğünmek için arz etmiyorum. Öğünmek değildir,haşa; Yalnız yaşananları örnek olsun diye zikrediyorum.
      Evvelce müzakere etmiş olsaydık bir adam sipsivri oraya gidip teşkilat yapabilir mi? Evvela bir adam şunu bunu yapabilirimi diyerek düşünülür.
      Azim ve iman her şeyi temin eder ve bütün başarıları üretir. İspat için bunları söyledim. Evet düşmandan alıp yedirdim. Bugün defterde kayıtlıdır ki, Yunanlardan 334 tüfek almış ve
      efradıma tevzi etmişimdir. Şimdi ikinci bir mesele kalıyor. Bizim paramız yok. Elli milyon bilmem şu kadar para lazım. Bu iş para ile değildir. Para Yunandadır. Oradan almalıyız efendiler. Rica ederim bunu da öğünmek için söyleyim. Ben parasız kaldığım zaman Yunan postasını bastım. 30 neferini öldürdüm, bin lira aldım. Her şeyi imandan aldım. Başka bir şeyde yoktur. Her şeyi imandan aldım şimdi vücuda getireceğim encümen, on kişilik Harp encümeni (vakit geçiyor sedaları) teşkil edeceğiz. Ben hülasa olarak söylüyorum. Birinci maddenin aynen kabulü ile diğer maddelerin aynen kabulü ile diğer maddelerin müzakeresine geçelim.

      7/Mart/1922 Tarihinde yaptığı konuşma (TBMM Gizli celse zabıtları 3. cilt sayfa 149)
      Efendiler görülüyor ki gayet mühim anlarda bulunuyoruz . Mühim buhranlar geçiriyoruz. Bundan dolayı bizim en ziyade işgal edecek hayati mesai vardır ki onların müzakeresiyle meşgul olalım. Bu sırada birtakım izah ve istizahlarla vakit geçirmek bu zaman içinde doğru değildir. Tabii istizah edilen ve ruznameye (gündeme) alınan bir mesele vardır ki hala müzakeresine devam olunuyor, ruznamededir (gündemdedir). Bu teklifimiz ona ait değildir. Diğerlerine aittir. Mesela gündemimizde mütareke meselesi var, bütçe var, Mükellefiyeti Nakliyei Askeriye kanunu var, bütçe var, ne vahi kanunu var. Bunların müzakeresini yapmadan bir takım evrakı varide ile, suallerle, istizahlarla vakit geçirmek Meclisi alinin maksadı esasisiyle de kabili teklif değildir. Bunlardan vazgeçelim asıl esas ve maksada devam edelim. Bunların intacından (neticelenmesinden) sonra boş vakit bulursak onları da müzakere ederiz. Teklifimizle bunun demek istiyoruz. Tabii rey ve karar Meclisi alinindir. Bendenizin fikri ve kanaatim bundan ibarettir.

      5/Mart 1339/1923 Tarihinde Meclis Başkanlığına verdiği dilekçe (TBMM Gizli celse zabıtları 4. cilt sayfa 142)

      Riyaseti Celileye
      Sual ve cevap hakkındaki tekrirler tevali ve tekerrür ve tedahül etmektedir. Bu suretle asıl maksat zayi olmaktadır. Bir çok arkadaş söz almıştır. Heyeti Vekile Riyaseti de kendi nokta'i nazarini demeyan edecektir. Bu mükerrer sual ve cevaba nihayet verilerek Heyeti Vekile yi dinlemeden evvel 3 günden beri söz alan arkadaşların mütalaasını dinlemeye karar verilmesini teklif eylerim.

      Mehmet Necati
      Lazistan
      /Mart/1339/1923

      Riyaseti Celileye

      Düveli mütelife tarafından heyeti murahasmıza tevdi kılınan sulh projesi ve heyeti murahhasımızdan da bilmukabele berayı istikşaf tevdi kılınan 12 maddelik proje tarafımızdan arız ve amiktekik edilmiş ise de meselenin iç yüzüne ıttıla hasıl edilememiştir. Yalnız bütün halkça bir ümde bir akde haline gelen istihlası vatan ile Misaki Milliyenin muhafazası gibi hututu esasi yenin temini hiçbir veçhile projelerden ve bu projeleri tefsir ve tevile mecbur kalan alakadarının mufassal beyanatından anlaşılamadığından ihtimali barit gözüken sulhun aktı için hututu asliyei selaseden hiçbir suretle fedakarlık yapamayacağımızı ve bu maksadı gayenin istihsali için bidayette olduğu gibi mütecceli ve mütesanit bir suretle mütevekilen alallah teşmir sakı say ile bir ikinci Serv' imzasından içtinap edeceğimizin, tevdi kılınan sulh projesine cevap olarak bildirilmesini teklif eylerim.

      Lazistan Mebusu
      Mehmet Necati

      Kaynakça: Prof. Fahrettin KIRZIOĞLU
      Erzurum Kongresi tercümesi
      ANKARA 1993
      TBMM Gizli Celse Zabıtları
      İş Bankası 1985 4 Cilt

      Veysel ATACAN Rizeliler Kültür ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı
      Resimler
      • Mehmed_Nedjati_Bey.jpg

        87.37 kB, 640×935, 331 defa görüntülendi
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000
      Sayın Kuku :
      Çok değerli hemşehrimizin hayatını nakletmeniz , genç kuşaklara geçmişteki mücadele azmini çok iyi aktarmışsınız.
      Benim edindiğim bilgilere göre , Hoca Necati Memişoğlu Eskişehir istinaf mahkemesinde ( o dönmede Ankara yeni başkent olduğundan bina yokluğundan ve bu gün müzeye dönüştürülen yüksek mahkeme Eskişehir' de idi )yüksek hakim olarak görev yapmıştır.1923-1925 yıllarında saygılarımla.