Sabit 3 Mayıs Türkçülük Bayramı

      3 Mayıs Türkçülük Bayramı

      3 Mayıs Türkçülük Bayramı, tüm site üyelerine hayırlı olsun.


      Ben bir Türk'üm; dinim, cinsim uludur;
      Sinem, özüm ateş ile doludur.
      İnsan olan vatanının kuludur.
      Türk evladı evde durmaz giderim.
      Muhammed'in kitabını kaldırtmam;
      Osmancık'ın bayrağını aldırtmam;
      Düşmanımı vatanıma saldırtmam.
      Tanrı evi viran olmaz, giderim.
      Bu topraklar ecdadımın ocağı;
      Evim, köyüm hep bu yerin bucağı;
      İşte vatan, işte Tanrı kucağı.
      Ata yurdun, evlat bozmaz, giderim.
      Tanrım şahit, duracağım sözümde;
      Milletimin sevgileri özümde;
      Vatanımdan başka şey yok gözümde.
      Yâr yatağın düşman almaz, giderim.
      Ak gömlekle gözyaşımı silerim;
      Kara taşla bıçağımı bilerim;
      Vatanımçin yücelikler dilerim.
      Bu dünyada kimse kalmaz, giderim.[/b]

      Mehmet Emin YURDAKUL
      Ya gündüz kurtaracak, yahut gece alacak,
      Düşmanın bu toprakta ölüsü kalır ancak!
      Bir satır boş kalmasın ölümün defterinde,
      Cesaret yine sağdır vatanın siperinde...
      3 Mayıs'ın Türk tarihinde Türkçülük adına önem arz eden ciddi tecrübelerden biri olduğunu, karşımıza Merhum ALPARSLAN TÜRKEŞ gibi Türkün en son BAŞBUĞUNU çıkardığını; ve kutsal Türkçülük davasının ne gibi badireler atlatarak günümüze kadar geldiğinin, bundan sonrada; dünkü yaşanan tecrübelerden bilinip, anlaşılıp, ibret çıkarılması gerektiği hususunu asla göz ardı etmemek gerekir.Türkçülük kutsal bir inançtır. Taviz verilmeyecek kadar kutsal... Türkçülük şuurunu yaşayanların; ırkının yüksek değerini bilip, Türkün kudretini -Güneşin doğuşu,gibi-bekleyenlerin TÜRKÇÜLÜK TOYU kutlu olsun.

      Saygılarımla.
      DOĞRULUK SONSUZLUĞUN GÜNEŞİDİR, NASIL OLSA DOĞAR.
      3 MAYIS TÜRKÇÜLER'İN DİRENİŞ DESTANIDIR

      Türk milletini ayakta tutan milli birlik ve beraberliğimizin temeli olan Türk milliyetçiliği ideolojisi, zaman zaman büyük aksiyonlar kaydederek bugünkü Ülkücü Hareket'e kadar gelmiştir. Bu hareketin en büyük aksiyonu ve en büyük milli direnişi ise ülkemizde 3 mayıs 1944 tarihinde yaşanmıştır.

      Zamanın Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü, Alman orduları Rusya ovalarında zafere koşarak Rusya'nın kalbine doğru aktıkları yıllarda Türkiye'deki hemen bütün milliyetçi eğilimleri serbest bırakmıştır. Öyle ki yerli komünist hainleri Türk milliyetçiliğinin büyük aksiyon halinde adeta bir çığ gibi büyüdüğü günlerde sinmiş durumda idiler. Türk milliyetçileri çeşitli dergiler, gazeteler çıkarıyorlardı. Hatta daha sonraki yılların ünlü sol gazetesi Cumhuriyet bile tam bir Nazi taraftarı idi. Başyazarları Alman ordularına hergün methiyeler düzüyordu. Türk solu büyük bir bozgun içinde idi. Ancak, bazı devlet kademelerine ve okullara sızmış durumda idiler. Bunlar arasında sonraları pek büyük üne kavuşan, hatta partiler kuran adamlarda bulunuyordu.

      ATSIZ'IN BÜYÜK ÇIKIŞI

      Yine o yıllarda önemli Türkçü yayın organlarından Atsız Bey'in neşrettiği bir Orkun dergisi vardı. Bu derginin üç sayısında Atsız'ın zamanın Başbakanı ve Türkçü lideri Şükrü Saraçoğlu'na hitab eden iki açık mektup yayınlamıştır. Bu iki mektup ve onu takip eden diğer yayınlar aynı zamanda Başbakana birer ihbar ve ikaz niteliği taşıyordu. Çünkü, Şükrü Saraçoğlu, Meclis kürsüsünden "Biz Türkçüyüz" diye biten büyük bir söylev vermişti. Atsız'ın bu açık mektupları Türk medyasını oldukça büyük bir etki sahasına çevirmişti. Hemen bütün büyük gazeteler bu açık mektubların muhtevası doğrultusunda yorumlar ve değerlendirmeler yapıyorlardı. Sonuçta bir çok davalar açılıyor, mahkumiyet kararları, mitingler, nümayişler , gövde gösterileri, protesto toplantıları birbirini takip ediyordu. Bu arada Rusya ovalarında Alman saldırısı bir taraftan Moskova önlerinde savunmaya geçerken, öbür taraftan Rusyanın büyük endüstri merkezi olan ünlü Stalingrad şehrine dayanmıştı. Kafkas petrollerine ulaşmak isteyen Hitler, daima ileri emirleri yağdırıyordu. Fakat gerek o güne kadar Rusya'da görülmeyen korkunç bir kış ve gerekse uzun coğrafi mesafe önce bu birbiri arkasından devam eden Alman saldırısını durdurmuş, sonrada geri çekilmeye zorlamıştır. Neticede uzun süren bir çekilme ile Almanlar Rusya'dan tam bir ricat halinde kendi ülkelerine doğru geriliyorlardı. Bu defa İsmet İnönü, Ruslara büyük bir taviz verir gibi, ünlü 19 mayıs 1944 nutkunu veriyordu. Bu ünlü nutku tam bir Türk milliyetçiliği düşmanlığını da sergiliyordu. Bu ünlü konuşmayı inönü'ün locasından dinleyenlerden Sadri Maksudi Arsal'ın kızı Adile Ayda hatıralarında aradan yıllar geçtikten sonra bile İnönü'yü Türk milliyetçileri nazarında itibardan düşüren bu konuşmöayı nasıl yaptı diye hayretini gizleyememiştir. Akabinde de Türk medyasında büyük bir Türk milliyetçiliği düşmanlığı kampanyası başlatılıyordu. Sanki gizli bir el tarafından alev birden ateşlenmiştir. Başka devletlerin gayri resmi gazetesi durumundaki Ulus'un başyazarı Falih Rıfkı Atay tarafından ırkçılık-turancılık yakıştırması ile bir kampanya başlatılmıştır. Bu arada birbiri ardına gelen buna mümasil yazılar Türk basınında büyük bir kabul görüyordu. Bu arada Türk basınındaki Türkçü kalem adamları başta Prof. Dr. Zeki Velidi Togan olmak üzere Hüseyin Nihal Atsız; Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Alparslan Türkeş, Haluk Karamağralı, Cemal Oğuz Öcal ve şair Orhan Şaik Gökyay başta olmak üzere yüzden fazla milliyetçi fikir adamı tevkif ediliyordu. Daha sonra İstanbul'un Tophane semtindeki bir zindana atılmışlar, bir kısmıda ünlü Sansaryan hanının tabutluklarına tıkılmışlardı. Bu arada Reha Oğuz Türkkan gibi bazı Türkçüler de büyük işkenceye maruz bırakılıyordu. Hemen hepsinin de az çok işkence seansından geçirildikten sonra mahkemeye verildikleri görülmüştür. Uzun yargılamalardan sonra hemeh hepside uydurma iddialarla çeşitli cezalara çarptırılmışlardır. Elbetteki bu mahkemeler ve yargılamalar da bu meyanda devam ederek sona ermiştir.


      Mahkeme sonuçları Ankara'da kurulan askeri temyiz üyeleri tarafından bütün sonuçları ile bozulmuş ve hemen hepside beraat ettirilmiştir. Bu temyiz üyeleri arasında birisi bizzat İnönü'nün harbiye sıralarından sınıf arkadaşı olan Harbiye Komutanı Ali Fuad Erden Paşa, diğeri de - daha sonraları DP listesinden milletvekili olan General İsmail Berkok Paşalardır. Bu beraat kararlarından sonra İsmet İnönü ile araları açıldığı Ali Fuad Erden Paşa "İsmet İnönü" adlı hatıra kitabını yazmıştır.

      İNÖNÜ RUSLARA YARANAMAMIŞTI..

      3 Mayıs 1944 yılında meydana gelen bu büyük milliyetçilik olayı elbetteki Ruslara yaranmak için, onlara bir devlet mesajı verilmek için yapılmıştır. Çünkü daha sonraları konu ile ilgili yayınlanan bütün hatıralardan ve devlet yayınlarından bu anlaşılmaktadır. Ancak öbür taraftan Ruslar bunu derhal anlamışla ve yutmamışlardır. Yani Ruslar ikna olmamışlardır. Rusyanın çözülmesinden sonra yayınlana Rus gizli belgeleri de bu durumu kanıtlamaktadır. İnönü, önce milliyetçi, daha sonra kömünistleri desteklemekle denge bir denge sağladığını sanıyordu. Fakat sonunda her ikisinde de ne kadar yanıldığını büyük bir hüsranla anlayacaktı.

      DİRENİŞTEN DOĞAN BAYRAM

      Hiç şüphesiz, bu 3 mayıs direnişi büyük bir türk milliyetçiliği direnişi idi. Komünistlerin en azgın zamanında kendi hayatını ve bütün istikbalini ortaya atarak mücadele sahasına inen Türkçüler arkalarında bütün bir Türk milletinin bulunduğunu biliyorlardı. Ancak başlarına gelen ve hükümet tarafından yağdırılan yıldırımları da göğüslemek durumunda kalıyorlardı. Onların katlandıkları bu büyük direniş Sovyetler Birliği'nin dağılması ile ne kadar haklı yolda olduklarını da kanıtlamıştır. Bugün her yıl onların tevkif edilip ağır şartlar altında idam talebi ile yargılandıkları gün olan 3 Mayıs günü bir Türkçüler Bayramı halinde kutlanmakta ve canlandırılmaktadır.

      Her kurtuluş hareketimizin temelinde Türk milliyetçilerinin himmetleri ve fedakarlıkları yatmaktadır.

      Bütün Türkçülerin 3 Mayıs Bayramı kutlu olsun…

      Tanrı Türk'ü Korusun
      TOPRAĞIM HEMŞİN sana elbet bir gün geri dönücem.
      BİZİZ TÜRKLER

      Gökte doğmuş, şen ayımız
      Biziz yiğit, Türkler, kardeş
      Oğuz handan, pek, soyumuz
      Biziz doğru, Türkler kardeş
      • • •
      Tarih yazmış, şan adımız
      Dağı deler, feryadımız
      Kaçıyor düşman, yâdımız
      Biziz temiz, Türkler kardeş
      • • •
      Utku doludur, kavgamız
      Düşman titretir naramız
      Türklükle coşar, balamız
      Biziz büyük, Türkler kardeş
      • • •
      Hain gözünü, oyarız
      Canımız Türk’e, dayarız
      Bayrağı kana, boyarız
      Biziz tutsak, Türkler kardeş
      • • •
      Korkmadan, çıkak yola
      Sesimizden, cihan dola
      Verelim gönül, gönülle
      Biziz Türkler, Türkler kardeş
      • • •
      Kavuşmak birlik, yolunda
      Türk’ün marşı, Türk dilinde
      Biziz Türk Kerkük elinde
      Biziz dertli, Türkler kardeş
      • • •
      Toprağımda, başka hayat
      Yurdun sever, bizim millet
      Yatanları kalır, uyart
      Biziz Türkler, Türkler, kardeş

      FAZLA SÖZE GEREK YOK ŞİİR HERŞEYİ ANLATIYOR;
      3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK BAYRAMI KUTLU OLSUN
      selametile ALLAHA EMANET
      SOYU SOYSUZ OLANIN SÜTÜ BOZUKTUR BEYLER

      bu ne şimdi

      tarihte belli bir ırkı övmek yüceltmek ve diğer ırklardan üstün olduğunu savunmanın adına ırkçılık deniyor.hiç bir ırk diğerinden üstün değildir.hani bu sitede din dil ırk ayrımı yapılmazdı.arkadaşlar türklüğü lazlığı kürtlüğü bir kenara bırakıp insanlığa bakalım lütfen.türk ırkının hiç bir ırklara göre bir üstünlüğü yoktur bu ırkçı söylemler tarihte kaldı.türk milliyetçiliğinede her türlü milliyetçiliğe de karşıyım ben(bu benim fikrim tabi)........
      yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine...NAZIM HİKMET RAN.
      Ait olduğu ırkını sevmek ırkçılık değildir. 3 Mayıs ben doğpmadan da önce Türkçüler Bayramı olarak kutlanıyordu. Bu gün de 300 milyon Türk tarafından kutlanmaktadır. Bu arada mesela Ekim devrimini ya da Che'nin ölüm yıldönümünü kutlasak zorunuza gider miydi?
      Türk Milliyetçiliğine karşı olan Atatürk'e de karşıdır.
      En azından takiyye yapmadan bunu söyleyin kardeşler...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      ....

      Türkçülük Bayramı 3 Mayıs günü kutlanan bayramdır.



      Nihal Atsız, Nejdet Sançar, Orhan Şaik Gökyay, Zeki Velidi Togan, Hüseyin Namık Orkun gibi Türk milliyetçilerinin yargılandığı davanın 3 Mayıs 1944 tarihinde yapılan duruşma gününde büyük gösteri yapılmış, daha sonraki senelerde de devam eden toplantılar Türkçülük Günü - Bayramı adını almıştır.

      Nihâl Atsız Beğ; devletin ülküsünün Türkçülük ve dönemin Başbakanı Saraçoğlu'nunda Türkçü olduğu inancı içindedir. Buna karşılık devletin her tarafına komünist kadroların yerleştirilmekte olduğunu görmektedir. O günkü Başbakanı ve devlet yetkililerini uyarmak için Atsız Beğ; devrin başbakanı Şükrü Saraçoğlu'na Orhun Dergisi'nde 1 Mart 1944'te ve gene bir ay sonra 1 Nisan 1944'te olmak üzere iki açık mektup kaleme alır. Ve Başbakan'a şikayet ve uyarıda bulunur. Şikayet edilenlerin içinde -sonradan Bulgaristan'a kaçarken öldürülen- Sabahattin Ali de vardır.

      Devrin Milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel'i bu mektuplar büyük bir telaş ve endişeye düşürür. Hasan Ali Yücel ile o günlerin Ulus gazetesi başyazarı Falih Rıfkı Atay'ın teşviki ile Sabahattin Ali tarafından Atsız Beğ mahkemeye verilir.

      26 Nisan 1944'te Ankara'da başlayan ilk mahkeme, dönemin üniversite gençliği tarafından hınca hınç doldurulur. Bu yoğun kalabalık ve tezahurat karşısında Mahkeme heyetinin içeriye pencerelerden girebildiği söylenir.

      Nihâl Atsız Beğ Mahkeme Heyetine;

      "Sabahattin Ali'den sorulsun, hıyanetini ispat edelim mi? Buna razı mı?" diye sorar. Sabahattin Ali ise bu sözler karşısında sessiz kalmış ve bir cevap verememiştir.

      Mahkeme 3 Mayıs 1944'e ertelenir. Ne olduysa davanın ikinci celsesi 3 Mayıs 1944 günü olur. 3 Mayıs 1944'te Türk gençliği bir volkan gibi patlar. Türklük ülküsüne ve onun ideolojik lideri, hocası Hüseyin Nihal Atsız'a sahip çıkmak için Ankara Adliyesinin koridorları, salonları doldurulduğu gibi adliyenin önü de yüzlerce genç tarafından doldurulur. Topluluğun bir kısmı adliyede Atsız'ı yalnız bırakmazken diğer binlerle ifade edilen büyük bir topluluk Ulus Meydanına doğru protesto yürüyüşüne geçer.

      İşte bu "3 Mayıs" günü Atsız Beğ'in de isteği doğrultusunda 3 Mayıs 1954 tarihinden itibaren "Türkçüler Günü" olarak anılmaya başlanır.


      Kaynaklar ALKAN, Mehmet Ö, Milliyet Gazetesi, 11 Eylül 2004, Mayıs'ın Sağı-Solu, Popüler Plak Tarihi
      nihalatsiz.org/
      Resimler
      • 3_mayis_144_turkculuk_davasi.gif

        110.29 kB, 444×300, 669 defa görüntülendi
      TOPRAĞIM HEMŞİN sana elbet bir gün geri dönücem.
      Atatürk ve Türkçülük
      Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, başına geçireceği insanların kanlarındaki ve vicdanlarındaki cevheri asliyi tayin etmekten bir an uzak olmasın.


      • Türkiye Türklerindir.

      • Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, başına geçireceği insanların kanlarındaki ve vicdanlarındaki cevheri asliyi tayin etmekten bir an uzak olmasın.

      • Dünya üzerinde Türk"ten daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.

      • Bir gün ressamlar Türk"ün simasını kaybederlerse yıldırımı alsınlar yapıversinler.

      • Türklerin yaşadıkları her yer misak-ı milli hudutları içindedir.

      • Hayattaki yegâne üstünlüğüm Türk doğmaktır.

      • Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz.

      • Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir.

      • Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.

      • Eğer bende bazı fevkaladelikler görüyor buluyorsanız bunları sadece ve yalnız Türk olmama, Türklüğüme bağlayınız.

      • Bu ülke, tarihte Türk"tü, bugün de Türk"tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.

      • Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur.

      • Taş kırılır, tunç erir. Ama Türklük ebedidir.

      • Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir.

      • Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.

      • Türk, Türk olduğu için asildir. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın bilincinde buluruz.

      • Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır.

      • Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı, “Türk"üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi” diyelim.

      • Türk, çetin işler başarmak için yaratılmıştır.

      • Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

      • Bir Türk, cihana bedeldir.

      • İstanbul"da çıkan bir dergiyi Kaşgar"daki bir Türk de anlayacaktır.

      • Yetişecek çocuklarımıza Türkiye"nin istiklaline, kendi benliğine ve milli ananelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.

      • Temeli yüksek Türk kültürü olan Türk milletine düşen görev, bu ülkünün gereğini yerine getirmektir.

      • Japon elçisine veda ederken:”Sizinle bir gün Çin"de karşılaşacağız”

      • Oğuz, Kırgız, Tatar, Özbek, Yakut yok, Türk vardır
      Resimler
      • 1367.jpg

        7.4 kB, 0×0, 2,119 defa görüntülendi
      TOPRAĞIM HEMŞİN sana elbet bir gün geri dönücem.
      sevgili luskina türkçülüğü savunmayacaksak o zaman gidelim burdan veya satalım ülkemizi parça parça milliyetçilik başka milletleri küçük görmek deildir kendi milletini savunupta diğer milletleri aşşağılama deildir.bi kere sen diyosunki hiç bir milliyetçiliği savunmuyom o zaman sen ulu önder ATATÜRKÜN izindende gitmezsin çünkü onun ilke ve inkılaplarında milliyetçilik var.tabiki senin görüşün ama bencede yanlış.biraz mantıklı olalım elalem ne oyunlar çeviriyor arkamızdan türklüğümüzü sevmessek onu savunmazsak telef olur gideriz ok.
      selametle ALLAHA EMANET
      SOYU SOYSUZ OLANIN SÜTÜ BOZUKTUR BEYLER
      Selamlar,,
      Değerli dostlar Herkesin Türkçülük Bayramını kutluyorum ve yazılan yorum ve yazılar için teşekkürler ediyorum...
      Türk deyince öcü görenler her yerede var....
      Bırakında bari Türklüğümüzle övünelim....
      Müslümanlığımızla gurur duyalım....
      Bazılarına göre bu kavramlar ırkçılık ve şeriatçılık kabul ediliyor ama.....
      Yada övünenlere bir şey demeyelim Büyük Türk Atatürk ;Acaba neden
      "TÜRK ÖĞÜN ÇALIŞ GÜVEN "deme ihtiyacı duymuştur.
      Müslümanım ve Türküm bundanda gurur duyuyorum, boye bir Dini ve Milleti temsil ettiğim için çok da mutluyum....
      Bazıları gibi Sözde Değil Özde HEMŞİNLİYİM.....
      Kamuoyuna duyurulur.......
      Mazlumun kılıcı olmuşum,
      Zalimi ininde boğmuşum,
      Bağımsızlık için yoğrulmuşum
      Bana Asya'da Bozkurt, Avrupa'da Türk derler!..

      Ben Anadolu'yu Orta Asya yaptım
      Esareti, zilleti darağacında astım
      Rabbim bir dedim, yalnız Allah'a taptım.
      Bana Asya'da Bozkurt, Avrupa'da Türk derler!..

      Niğbolu'da yıldırım gibi gürlemişim
      Malazgirt'te aslan gibi kükremişim
      Allah için dünyaya hükmetmişim
      Bana Asya'da Bozkurt, Avrupa'da Türk derler!..

      BÜTÜN DÜNYADAKİ TÜKLERİN BAYRAMI MÜBAREK OLSUN.
      BU VATANI HİÇ BİR MENFAATİ OLMAKSIZIN SEVEN GERÇEK TÜRK MİLLİYETÇİLERİ DAHA SON SÖZLERİNİ SÖYLEMEMİŞLERDİR.]

      NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

      Lozan Barış Antlaşmasıyla yarı bağımlı millet durumundan kurtulup milletlerarası siyaset dünyasında bağımsız ve ileri devletler arasına geçen yeni Türkiye, kurucusu Atatürk'e göre, yine kendisine lâyık yeri bulmuş değildi. Çünkü, büyük Türk hissediyordu ki, dünya, bu siyasî zaferin bütün şerefini kendisine ayırmakta ve Türk milletine halâ eski gözle bakmaya devam etmektedir. Asırlık kanaatler kolay kolay yıkılır mı ? Avrupa kütüphaneleri Türkler hakkında çok yanlış bin bir çeşit belge ile doludur. Bunlara göre Türk cengaverdir, cesurdur; fakat her türlü medeniyetten mahrumdur. Barışta uyuşuk, tembel; savaşta acımasız ve yıkıcıdır. Orta Asya'dan çıkıp Avrupa'ya saldırıp yayılışı, medeniyet dünyası için bir belâ, bir âfet olmuştur. Kuvvet ve fırsat bulursa yine öyle olacaktır. Gerçi, bu milletin içinden zaman zaman bazı yüksek ve akıllı devlet adamları çıkmamış değildir. Fakat bunların çevrelerine tesirleri yalnız yaşadıkları müddetçe devam etmiştir. Ve kendileri sahneden çekilir çekilmez, Türk milleti yine her zamanki uyuşukluğuna düşmüştür.Hem de bakalım, bu adamlar halis Türk ırkından mı idiler? Ne gezer Bunların kimi Macar, kimi Boşnak, kimi Arnavut, kimi Rum'dan, Ermeni'den, hattâ Yahudi'den dönmedir. İbnî Sina bir Arap alimidir, Mevlânâ bir Fars şairidir.
      Evet, tarafgir ve iftiracı Avrupa yazar ve tarihçileri Türk milletine, arada bir büyük bir adam yetiştirmiş olmak şerefini bile verememişlerdir. Ve nihayet gün gelip, Mustafa Kemal'i de bizim elimizden almaya kalkmışlardır. Onu ya ana, ya da baba tarafından Türk'ten gayrı bir sürü ırka mal etmek istemişler veya hiç değilse bu kadar yüksek bir insan örneğinin Türk dünyası gibi geri ve çorak bir çevreden çıkmış olmasına üzüntülerini belirtmişlerdir.
      Atatürk, bunların hepsini görüyor, okuyor ve içleniyordu. Gece gündüz bütün düşüncesi, bütün hırsı bunu bir an önce değiştirebilmekti. Türk milletine o kadar derin bir güveni vardı ki, bütün dünya rekorlarının yeni Türk nesli içinden çıkan teknik ilim ve hüner sahipleri tarafından hemen kırılmak üzere olduğuna kaniydi. Her fırsatta özellikle kendi büyüklüğünden söz eden yabancı devlet temsilcilerine tekrar et-mekten usanmadığı "Bu millet benim gibi daha binlerce Mustafa Kemal çıkarır" sözünü Atatürk'ün yalnız alçak gönüllülük için söylediğine kani değiliz.
      Ona İlk tarih merakını veren Wells (Vels)in eserinde Attilâ'ya mal edilen şöyle bir söz vardır:
      "- Ben sizin gibi asîl bir adam değilim. Fakat asîl bir millettenim. Wells, Türk serdarının Batı Roma'yı fethettiği zaman, gösterişli bir kıyafetle karşısına çıkan bir Romalı yöneticiye böyle söylediğini rivayet eder. Atatürk, ömrünün sonuna kadar bu fıkrayı ve bu sözü tekrar etmekten özel bir haz duyardı. Sonradan yavaş yavaş bu söz onun ağzında "Ne mutlu Türk'üm diyene!" hitabı şeklini aldı.


      Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
      (ATATÜRK - Kültür Bakanlığı 1981'den Özetlenerek)

      meb.gov.tr
      Resimler
      • Ne Mutlu Türk'üm Diyene.jpg

        23.52 kB, 0×0, 463 defa görüntülendi
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000