Kazim KOYUNCU Destanı

      Kazim KOYUNCU Destanı

      Batum üsti Kahaber bahçelerinde biber,
      İstanbul’dan yayildi bi acı kara haber.
      Karadeniz’i sardı Çernobil’un etkisi,
      Hep kanser etti bizi var mi buna yetkisi.


      Kader böyle yazilmiş ayriluk destanine,
      Elursam koyun beni köyün kabristanine.
      Kapiye dut ağacı soldi yeşil yaprağı,
      Mezarciler ustuna atti kara topraği.
      r
      Oy uşak sari uşak saçlerun tel tel uşak,
      Elum sana yazuktur yaşun daha kaç uşak.
      Boyun fidana benzer saçlarun sari uşak,
      Alti ayde eridun dağlerun kari uşak.


      Elum reva miyidi genç yaşta Koyinci’ye?
      Anasinun yüreği dayanmaz bu aciye.
      Yanuk türkilerini dinliyen efkarlanur,
      Zavalli anasinun yüreği parçalanur.


      Hopa Sugören köyi dağlerun arasine,
      Çaresuz nişanlisi sarilur anasine.
      Hopa Sugören köyi karalari bağlayi,
      Nişanlisi perişan feryad edup ağlayi.


      Mezarunun başine her gün gelur ağlarom,
      Beraktun gittun beni ben sensuz ne ederom.
      Kayıb olmişim kayıb uçsuz bucaksuz ova,
      Nasib olmadi bize kurmak bi sicak yuva.


      Bana derdun senunim ferah olsun yüreğun,
      Benum olmadun oldun nasil kara toprağun?
      Kapide karamişun oldum kuri yapraği,
      Beni sevmedun yarum sevdun kara topraği.


      Tel tel oldi saçlarun döküldi birer birer,
      Senden hatira bize kaldi yanuk türkiler.
      Dertli idi Koyinci bellidur türkisinden,
      Doktor kurtaramadi kanserun pençesinden.


      Taht kurdun gönlümüze yer ettun kalbumuze,
      Nasil aci çekturdun bi bilsan hepumuze.
      Duman geldi oturdi üstine bizum dağun,
      Otuz yaşine nasil oldun kara toprağun?


      Karakuş yuva yapar kestane tamlisine,
      Yürekler dayanur mi acinun böylesine.
      Tıp çare bulamadı bu kanser illetine,
      Türkilerun hatira kalsun türk milletine.
      Resimler
      • kazim3[1].jpg

        8.89 kB, 0×0, 1,615 defa görüntülendi
      • kazim4[1].jpg

        7.72 kB, 0×0, 1,615 defa görüntülendi
      • kazim5[1].jpg

        13.46 kB, 0×0, 1,644 defa görüntülendi

      Siyaset yerine demokrasi : )

      Kansere yenik düşen Karadenizli sanatçı Kazım Koyuncu için bu yıl yapılması planlanan anma programı ailesinin aldığı kararla iptal edildi.
      Uzun süredir gördüğü kanser tedavisine 25 Haziran 2005 günü yenik düşerek 33 yaşında yaşamını kaybeden Karadenizli şarkıcı Kazım Koyuncu, için bu yıl Hopa ‘da yapılması planlanan anma programının iptal edildiği duyuruldu. Koyuncu ailesi adına yazılı açıklama yapan Kazım Koyuncu ‘nun ağabeyi Hüseyin Koyuncu, “Geçen yıl olduğu gibi bu yılda Kazım Koyuncu’ nun sonsuza uğurlanışı yıldönümünde Hopa’da bir anma programı hazırlığı içerisindeydik. Gecen yıl yaşanan bazı şeyler, bazı çevreleri rahatsız etmiştir. Ailenin özel kararı ile bundan böyle Hopa’da herhangi bir kuruluş, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ile anma programı yapılmayacak” dedi. Hüseyin Koyuncu, “Bilindiği gibi Hopa Kültür Merkezine Kazım Koyuncu’ nun adının verilip verilmemesi ile başlayan tartışmalar aileyi ve Kazım Koyuncu’nun sevenlerini fazlası ile üzmüştür. Kazım Koyuncu isminin bu tarz olaylarda malzeme yapılmasına ne biz ne de sevenleri izin verir. Bundan böyle Kazım Koyuncu ile ilgili herhangi bir şeye isim vermek, onunla ilgili gündem oluşturmaya çalışma girişimlerine aile olarak izin vermeyeceğiz. O bizim kardeşimiz milyonların sevgilisi idi. Basit tartışmalara, siyasi rantlara geçit vermeyeceğiz” dedi.

      Koyuncu, “Kazım Hopa’lı idi. Kazım Karadenizli idi. Kazım dünyalı idi. Kazım her şeyden önce evrensel bir insandı. Bu gün İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da, Trabzon’ da ve Türkiye’ nin birçok yerinde Kazım Koyuncu ile ilgili insanlar etkinlikler yapıyor. Buralarda hiçbir problem olmazken Kazım’ın memleketi Hopa’da yaşanan bu çirkin tartışmalara anlam vermek çok zor. Biz bu yüzden bundan sonra daha titiz davranarak Kazım’la ilgili hiçbir girişime müsaade etmeyeceğiz. Aile olarak acılar çekiyoruz. Bizim acımızı paylaşan çok değerli İnsanlar var. Her zaman onlara saygılıyız. Onlara minnet borçluyuz” dedi.

      Kaynak: Hopam.com


      lazebura.com/content/view/1001/28/
      " akıl ve gönül ; insan ...

      yüreğine sağlık ablammm

      Yazar: lusnika Tarih: 26.06.2007 Saat: 15:35

      dün hopada sevenleri onu andı...hopalı onu hiç unutmayacak.....kezi moliyoğçik ağpar.....


      Kazım Koyuncu'nun Anısına...
      Ölüm



      Mavisinde,akında siyah keser
      Karadeniz çırpınır dalgaları köpük köpük
      Vahşet hırçın eser dağ yamaçları dökülür


      Eser fırtına kumlar savrulur
      Gözlerimde ışıklar kırılır
      Rüzgar önünde serçe tüy döken günde
      “ölüm adın kalleş olsun”


      Dalgalarında asi çocuk
      Ölmez büyür içimizde
      Düşman bir sırtlan girmiş sinsice
      Dişleri etimizde kemiriyor ha bire
      Ölmez asi çocuk ölmez yiğitler bizde.


      Yusuf Ter 25.06.05
      Saat 16:06 İsviçre


      Denizin devrimci çocuğuydu...


      Yakalandığı kanser hastalığı sonucu bugün aramızdan ayrılan Karadenizli genç müzisyen Kazım Koyuncu, Türkiye'nin ilk laz-rock grubu ''Zuğaşi Berepe''yi (Denizin Çocukları) kurmuştu. Hopa'da 1972 yılında doğan Koyuncu, müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başladı.


      İstanbul'a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşan Koyuncu, 1992'de profesyonel müzik yaşamına geçti. Türkiye'nin ilk laz-rock grubu olan ''Zuğaşi Berepe''yi (Denizin Çocukları) kuran Koyuncu, bu grupla 1995'te ''Va Mişkunan'' (Bilmiyoruz) , 1998'de de ''İgsaz'' (Gidiyor) isimli albümleri yaptı.
      Koyuncu, 1998'in sonunda ''Zuğaşi Berepe''nin dağılmasının ardından tek başına müziğe devam etti ve ''Salkım Söğüt'' isimli projelerin ikincisinde 3 şarkıyla yer aldı.
      Kazım Koyuncu, 2001 yılında ilk solo albümü ''Viya''yı çıkardı. Daha sonra bir TV kanalında yayınlanan ve çok sevilen ''Gülbeyaz'' adlı dizinin hem müziklerini yapan, hem de dizinin bazı bölümlerinde
      oyuncu olarak görev alan Koyuncu, ''Sultan Makamı'' dizisinin de müziklerini hazırladı.
      İkinci solo albümü ''Hayde''yi Nisan 2004'te çıkaran Koyuncu, yaklaşık 6 aydır kanser hastalığıyla mücadele ediyordu.


      Not: Kazım Koyuncu için yazmış olduğum bu şiiri sizlerle paylaşmak istedim
      Ölümler olmasın ki, yüreğimiz sevda şiirleriyle öpüşsün.
      Ailesine
      Sevenlerine dostlarına baş sağlığı diliyorum..
      Geride kalanlara sabır versin …


      Yusuf Ter
      Hak(cc) kuluna eyler nazar
      Dört kalıptan Adem dizer
      Kalleş gelmiş CUMHURİYETİ bozar
      ATAM sana haber olsun

      ENELHAK
      Kazım Koyuncu ' yu saygı ile anarken başta bu sayfayı açan Esevaspak olmak üzere güzel yorumlarını aktaran herkese teşekkürler . Kazım ı Türkiye nin her yerinden unutmayacak insanlar o kadar çok ki . Umarım rahat uyuyordur .
      Bellum omnium contra omnes
      Yapılacak bir tek şey kalmışsa hiç bir şey yapılmamış demektir.

      varol can yazan bir alevi :)

      Ben mısır koçanından gitar çaldım,
      Hopadan didoyu aldım geldim bu şehre,
      Parmaklarımdan uçup giden tarla kuşu,
      Acaba götürür mü?beni Nazımın memleket kokan,
      hasret kokan renkli şiirlerine.
      Ben hamsilerin kıvraklığında ama bir günlük,
      düşledim sanatı,hani koskoca Karadenizde,
      özgür ve hakim yaşar hayatı,
      ama sonra bir balıkçının rıskı olur.
      Ben elleri çay kokan anaların fındık toplayan
      bacıların umudu oldum Karadenizde.
      Kemençede horon teptim ,memleket havasında
      gözyaşı döktüm.
      Taki bu illet çernobil beni bulana kadar,
      ama yılmadım.Nazımın mahkum hayatında
      yazdığı hasret şiirleri gibi bende gitarıma sarıldım.
      Bir Temmuz sıcağında beni kemençeyle karşıladı,
      uğruna türküler yazdığım Karadeniz toprağı.



      Ali Ekber

      27.06.2007

      Kazım Koyuncu Anısına
      Hak(cc) kuluna eyler nazar
      Dört kalıptan Adem dizer
      Kalleş gelmiş CUMHURİYETİ bozar
      ATAM sana haber olsun

      ENELHAK

      KAZIM KOYUNCU DESTANI

      Sevgili Hemşin Platform üyeleri ve ziyaretçileri, aşağıdaki "KAZIM KOYUNCU DESTANI" başlıklı mersiye türü şiir, Kazım KOYUNCU'nun ölümünden sonra çok üzüldüğüm duygularla yazdığım şiirdi. Şiiri forum köşelerine asarken yazarını yazmak zor mu gelir insanlara?

      Herkese sevgiler Yunus KORK

      KAZİM KOYUNCU DESTANI
      Batum üsti Kahaber bahçelerinde biber,
      İstanbuldan yayildi bi acı kara haber.
      Karadenizi sardı Çernobilun etkisi,
      Hep kanser etti bizi var mi buna yetkisi.


      Kader böyle yazilmiş ayriluk destanine,
      Elursam koyun beni köyün kabristanine.
      Kapiye dut ağacı soldi yeşil yaprağı,
      Mezarciler ustuna atti kara topraği.
      r
      Oy uşak sari uşak saçlerun tel tel uşak,
      Elum sana yazuktur yaşun daha kaç uşak.
      Boyun fidana benzer saçlarun sari uşak,
      Alti ayde eridun dağlerun kari uşak.


      Elum reva miyidi genç yaşta Koyinciye?
      Anasinun yüreği dayanmaz bu aciye.
      Yanuk türkilerini dinliyen efkarlanur,
      Zavalli anasinun yüreği parçalanur.


      Hopa Sugören köyi dağlerun arasine,
      Çaresuz nişanlisi sarilur anasine.
      Hopa Sugören köyi karalari bağlayi,
      Nişanlisi perişan feryad edup ağlayi.


      Mezarunun başine her gün gelur ağlarom,
      Beraktun gittun beni ben sensuz ne ederom.
      Kayıb olmişim kayıb uçsuz bucaksuz ova,
      Nasib olmadi bize kurmak bi sicak yuva.


      Bana derdun senunim ferah olsun yüreğun,
      Benum olmadun oldun nasil kara toprağun?
      Kapide karamişun oldum kuri yapraği,
      Beni sevmedun yarum sevdun kara topraği.


      Tel tel oldi saçlarun döküldi birer birer,
      Senden hatira bize kaldi yanuk türkiler.
      Dertli idi Koyinci bellidur türkisinden,
      Doktor kurtaramadi kanserun pençesinden.


      Taht kurdun gönlümüze yer ettun kalbumuze,
      Nasil aci çekturdun bi bilsan hepumuze.
      Duman geldi oturdi üstine bizum dağun,
      Otuz yaşine nasil oldun kara toprağun?


      Karakuş yuva yapar kestane tamlisine,
      Yürekler dayanur mi acinun böylesine.
      Tıp çare bulamadı bu kanser illetine,
      Türkilerun hatira kalsun türk milletine.

      YAZAN: Yunus KORK
      Sabır; yüzünü ekşitmeden acıyı yudumlamaktır