Şevki KOBAL

      Şevki KOBAL

      21.04.1957 YILINDA Rize’nin Hemşin kazasında beş çocuklu bir ailenin tek erkek çocuğu olarak dünyaya geldi. Hemşin kazasının ilk belediye başkanı Mustafa Kobal’ın oğlu olan Şevki, ilk öğrenimini Hemşin’ de tamamladı. İlk öğrenim yıllarından itibaren konuşma yeteneği ve başarılarıyla dikkati çekti. Hayatı algılama ve anlamaya yönelik bitmeyen merakı ve çalışkanlığı, onu yaşıtlarından farklı kılıyordu. Yaz tatillerini oyun oynayarak geçirmez, ya bir terzinin yanında dikiş dikerken, ya da bir demircinin yanında körük çekerken görebilirdiniz… Çalışkanlığı, ağırbaşlılığı, yakışıklılığı ve yetenekleri girdiği ilişkilerde ve topluluklarda ilgi odağı olmasına yetiyordu. İkna kabiliyetinde başarılı olması, getirdiği yorumun yanında, onu başkalarından farklı kılan bu özellikleri taşımasıyla da açıklanabilirdi.

      Erzurum Deneme lisesini yatılı olarak okuyup bitirdi.

      1974 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesine kaydını yaptırdı. Fakülte binasının arkasındaki Cumhuriyet yurdunda kalmaya başladı. Derslerinin yanında ülke sorunlarına duyarlılık gösterdi. Okumadan, öğrenmeden bir konu hakkında konuşmazdı. Karşısındakini büyük bir olgunluk içinde dinler, bilincinde olgunlaşmış bilgiler ahenkli ses tonuyla ağzından birer, birer dökülürdü. Bu özelliği kısa zamanda onu sevilir yaptı. Öğrenci yurdunun temsilciliği görevini büyük bir coşkuyla yerine getiriyordu. Yurt yönetimi ve öğrenciler diyalogu onun temsilciliği döneminde kesintisiz sürdü.

      Bahçelievler- Emek mahallelerinde anti-faşist mücadelenin en önündeydi. Örgütleme yeteneği ile kısa zamanda geçilmez bir direniş hattı oluşturdu. Hukuk komitesindeki başarıları onun aldığı görevleri yerine getirmede ne kadar kararlı olduğunun göstergesiydi.

      Yaz tatillerinde ailesini ziyarete gittiğinin ertesi günü onu kahvelerde, derneklerde etrafına toplanan insanlar ile günün politik gelişmelerini konuşurken bulabilirdiniz. Yirmi bir yaşında olmasına rağmen yaşlı insanlar, gençler büyük bir saygınlıkla bu genç adamın ağzından tane, tane dökülen sade kelimeler ile dünyayı algılamaya çalışırlardı. Kazandığı güven ve saygı onu bir çay fabrikasında işçi alımında kura hilesi yapıldığı savıyla çıkan isyanda liderliğe taşıdı. Kura hilesini protesto eden halkın fabrikayı basmasını önlemek için Rize’den gelen askeri birliğin komutanı ile görüşmeleri sürdürme görevi ona verildi. Bu genç adam kuranın katılanların gözü önünde yapılmasını kabul ettirdi.

      1980 yılının 16 Haziranında onu aramızdan alıp götürenler, insanlık adına bir büyük değeri katlettiklerinin bilincinde değildiler.

      sbfder.com/skobalbiyografi.html
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000
      Allah rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun.Ben cocukken hep konuşulurdu duyardım.Şevki kobalı öldürmüşler diye .Hep merak ederdim kim diye resmini gördüm.acısı gerçekten büyük daha dün gibi Çünkü gencecik insanlar bunu haketmiyor..........................
      BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR

      TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR
      Hemşin 12 Eylül öncesinin terör olaylarında 2 şehit vermiştir. İki ölüm arasında 2.5 ay kadar bir süre vardır. İkisi de hayatlarını başarılarla geçirmiş hemşerilerimzdi. Bunlar Şevki Kobal ve Dursun İnce'dir. Şevki Kobal siyasetin Sol'unda, Dursun İnce ise Sağ'ında idi. İkisi de Ankara'da okumuşlardı. İkisi de Ankara'da öldürüldüler ve ikisinin cenazesi de Hemşin'e geldi.
      Dursun İnce hatırladığım kadarı ile 12 Eylül ihtilalinden 6 gün önce 6 Eylül 1980 günü Ziraat Mühendisleri Odasının lokalinde öldürüldü. Aynı olayda 5 kişi daha öldürülmüştü. Elinde kalaşnikoflarla lokale girenler önce bomba atmışlar sonra da silahlarla kalabalığı kurşun yağmuruna turmuşlardı. Dursun atılan bombayı camdan dışarı atmak siterken elinde patlamıştı.
      Olay kayıtlara terör olayları olarak geçti ancak 12 Eylül sonrası gerçek anlaşıldı.
      Hemşin'in 2 yiğit evladını da aynı kahpe katiller öldürmüştü.
      Huhuk Fakültesinin bahçesinde farksiyon kavgası sonucu Şevki'yi öldürenler 2,5 ay sonra Ziraat Mihendisleri odasındaki katliamı gerçekleştirmişti.
      Geçmişte büyük acılar yaşandı. Ben de o dönemi yaşayanlar ve hasbelkader sağ kalanlardan biriyim. Öyle bir dönem yaşadık ki Türk Gençliği çok büyük bir ateş çemberinden geçti. Binlercesi öldü ve yaralandı. Binlercesi yargılandı. İnnaılmaz işkencelerden geçti. Bazıları darağacına çekildi. Bu Türk Gençliğinin ateşle imtihanı idi. İnanıyorum ki gençlik bu imtihanda başarılı oldu. En azından bu ülkenin geleceği için fikirler üretebilecek, memleket kaygısı olan vatansever bir gençlik yetiştirdi.
      Allah o günleri bir daha geri getirmesin. Çünkü çok ana baba kuzusu öldürüldü. Bir çok eve ateş düştü.
      Bugünün gençliğinin o günlerden alacağı çok ders var. Çünkü onlar sadece okumadılar. Aynı zamanta takbiki olarak yaşadılar. Onlar BEN MERKEZLİ BENCİLLER değil TOPLUMCU idiler.
      Allah o günlerin şehitleri olan gençlerimize rahmet eylesin. Milletimize de böyle bir acıyı bir daha göstermesin.
      Bu vesile ile Şevgi Kobal ve Dursun İnce'nin aziz hatıralrını bir kere daha saygı ile selamlıyorum.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Sevgili Kardeşim Şevki Kobal ile yaşıttık. İlkokulu ve ortaokulu aynı okul, aynı sınıflarda okuduk. Lisede ayrıldık. Sonra yollarımız yine birleşti. Ankara Üniversitesinin iki ayrı fakültesinde okuduk.. Ne yazıkki çok genç yaşta aramızdan ayrıldı.. Onun gibi binlercesi zamansız aramızdan ayrıldı.. Bu değerli gençlerimizi kaybetmekle nelerimizi de kaybettiğimizi bugün çok daha iyi anlıyoruz..
      Şakir Kardeşin bir daha o günleri yaşamamamız temennisine katılıyorum, fakat acaba şu an bile o günlere benze, hatta kıyaslama doğru olmaz belki ama daha beter günler yaşamıyor muyuz. O günlerde daha çok öğrenci gençler ölüyordu, bugün asker gençler.. O günlerde cebini doldurmak, kariyer yapmak için değil, -doğru veya yanlış- ülkeyi daha yaşanır kılmak için ölüyorlardı, bugün ülke bölünmesin diye.. Arada fark var tabii ama bunlar detay.. Yani hem oyun hem de gençler ölmeye devam ediyor.. Bu oyunu bozacak olan da yeni Şevki Koballar, yeni Dursun İncelerdir.. Selam olsun onlara...

      Selam ve sevgiler.

      ( Dün akşam şevkiyle çekilmiş bir iki çocukluk resmimi siteye asacaktım ama evdeki pc'den kaynaklanan sorun yüzünden yapamadım. Şimdi bu yazıyı işyerinden yazıyorum.)
      Kulaksız işitmek dilsiz ifade
      Canım cananındır edem iade
      Vücut bir camidir vicdan seccade
      Onun bunun çıkarına seremem
      O dönemde öldürülenler -sağdan-soldan- bu milletin çocuklarıdır.
      Şevki Kobal ve Dursun İnce;
      İkisi de bizim canımız.Tıpkı diğer binlerce ölen vatan evladı gibi.
      Döneme getirilen tüm eleştiriler yanında, o dönem gençlerinin aksiyoner bir duruş sergilemiş olmalarının maliyetinin bu günkü popüler kültüre,uçkur nahiyesine hapsedilmiş gençlerin bu millete getireceği toplam maliyetten daha ağır olmayacağını düşünüyorum.
      "Ne olacak bu memleketin hâli?" sorunsalını ciddiye almaya devam.
      Fakat empatik düşünmeyi artık ciddiye alarak.
      BİRİMİZ HEPİMİZ,HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN
      Bu sözü espri malzemesi olmaktan çıkarmanın yolu demokrat düşünebilmekten çok uzak değil.
      Yazar: bilenli Tarih: 17.06.2007 Saat: 09:13

      O günlerde daha çok öğrenci gençler ölüyordu, bugün asker gençler.. O günlerde cebini doldurmak, kariyer yapmak için değil, -doğru veya yanlış- ülkeyi daha yaşanır kılmak için ölüyorlardı, bugün ülke bölünmesin diye.. Arada fark var tabii ama bunlar detay.. Yani hem oyun hem de gençler ölmeye devam ediyor.. Bu oyunu bozacak olan da yeni Şevki Koballar, yeni Dursun İncelerdir..


      ALINTIYLA AYNI DÜŞÜNCEDE OLDUĞUMU BELİRTEREK;

      SEVKİ KOBALI ÖLUMUNDEN 2 VEYA 3 YIL ÖNCE ANKARADA ESKİ AŞTIDE SANIYORUM KÖYE GİDERKEN KARŞILAŞMIŞTIK. MUSTAFA (BİLENLİ) BİLENLİNİN ABISI HÜSEYİN BİRLİKTEYDİK. HATIRLADIĞIM KADARIYLE MUSTAFANIN ANNESİNİ (ZENNURE HALA) BİZDE YOLCU EDİYORDUK. . YARIM SAATE YAKIN OTOBUS KALKANA KADAR SOHBET ETMİŞ BIRAZ NEŞELİ BIRAZ SIYASI KONUŞMUŞTUK. SONRA ANKARADA ÖLUM HABERİNİ DUYDUK.
      SAKSUNUN DEDİĞİ GİBİ FRANKSIYON ÇATIŞMASI SIRASINDA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ. ALLAH GANI GANI RAHMET EYLESİN ŞEVKİ KOBAL VE DURSUN İNCE KARDEŞLERİMİZE HEMŞERİLERİMİZE..


      BİR ASKER BABASI OLARAK DÜŞÜNUYORUM DA ASLINDA PEK FARK DA GÖREMIYORUM O DÖNEMLE ŞİMDIKI ZAMAN ARASINDA. SADECE ŞEKİL DEĞİŞMİŞ BUNCA YILDAN SONRA. HALEN GENÇ GENÇ ÖLÜM HABERLERİ GELMEYE DEVAM EDİYOR. ÜSTELİK KUTSAL GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRİRKEN.

      ARTIK BU MİLLETİN ÇOCUKLARININ ÖLÜMÜ NE ZAMAN DURACAK . CEKİLEN ÇİLELER YETMEDİMİ?
      TOPRAĞIM HEMŞİN sana elbet bir gün geri dönücem.

      devrim adına

      SEN VE SENİN GİBİ ÖNCÜLER TOPRAKLARINDA RAHAT UYUSUNLAR ÇÜNKİ ONLAR İLKLERİN ÖNCÜSÜ OLMYA ÇALIŞTILAR BU UĞURDA CANLRI İLE BEDEL ÖDEDİLER.

      RAHAT UYUSUNLAR ÇÜNKİ ÖNCÜLERİN DÜŞÜNCELERİ MÜCADELELERİ UNUTULMAZ UNUTULMAYACAKTIR ONLAR MÜCADELE AZİMLERİNİN VERDİĞİ ŞEVKLE GÖSTERMEYE ÇALIŞTIKLARI YOLLA DAİMA YAŞAYACAKLARDIR .

      SEVGİLİ ŞEVKİ SEN RAHAR UYU TOPRAĞIN BOL OLSUN !

      EVET ŞEVKİ'LER ÖLMEZ

      Şevkileri şevki yapan,hayata dair söyleyecek sözlerinin olması,başka bir yaşamın var olduğunu iddia ederek bu uğurda ölümü göze alabilecek kadar kararlı olmalarıdır.Sevgili ŞEVKİ rahat uyu.Bu ülkede düşlediğiniz koşullar yüzyıllar geçmesine rağmen yaratılamasa dahi sizler hep anılacaksınız.ANILARINIZ MÜCADELEMİZDE ÖRNEKTİR.