Selam Çatlılar

      .........................
      Resimler
      • P4191269.jpg

        637.65 kB, 0×0, 466 defa görüntülendi
      • P4191276.jpg

        588.49 kB, 0×0, 461 defa görüntülendi
      • P4191282.jpg

        636.05 kB, 0×0, 466 defa görüntülendi
      Kulaksız işitmek dilsiz ifade
      Canım cananındır edem iade
      Vücut bir camidir vicdan seccade
      Onun bunun çıkarına seremem
      .....................
      Resimler
      • P4191286.jpg

        627.12 kB, 0×0, 458 defa görüntülendi
      • P4191299.jpg

        609.36 kB, 0×0, 450 defa görüntülendi
      • P4191300.jpg

        579.42 kB, 0×0, 463 defa görüntülendi
      Kulaksız işitmek dilsiz ifade
      Canım cananındır edem iade
      Vücut bir camidir vicdan seccade
      Onun bunun çıkarına seremem
      ........................
      Resimler
      • P4191302.jpg

        630.1 kB, 0×0, 453 defa görüntülendi
      • P4191314.jpg

        590.99 kB, 0×0, 447 defa görüntülendi
      • P4191318.jpg

        530.03 kB, 0×0, 440 defa görüntülendi
      Kulaksız işitmek dilsiz ifade
      Canım cananındır edem iade
      Vücut bir camidir vicdan seccade
      Onun bunun çıkarına seremem
      ...........................
      Resimler
      • P4191283.jpg

        594.21 kB, 0×0, 434 defa görüntülendi
      • P4191325.jpg

        539.45 kB, 0×0, 443 defa görüntülendi
      • P4191328.jpg

        616.13 kB, 0×0, 445 defa görüntülendi
      Kulaksız işitmek dilsiz ifade
      Canım cananındır edem iade
      Vücut bir camidir vicdan seccade
      Onun bunun çıkarına seremem
      .............................
      Resimler
      • P4191329.jpg

        616.67 kB, 0×0, 441 defa görüntülendi
      • P4191342.jpg

        469.1 kB, 0×0, 439 defa görüntülendi
      • P4191369.jpg

        632.83 kB, 0×0, 450 defa görüntülendi
      Kulaksız işitmek dilsiz ifade
      Canım cananındır edem iade
      Vücut bir camidir vicdan seccade
      Onun bunun çıkarına seremem

      merhabalaar

      çokteşekkürler Mustafa bey ,ellerinize sağlık ,,hepsi harika,,haklısınız,,özlenilmeye değer köyümüzz :] böyle bicoğrafyadan olduğumuz için çoook şanslıyııız ,tüm hemşinliler...<ama çat da başka bi güzel sankiii ;) :]

      Yunus bey sizinde ellerinze sağlık,,resmlernz çokhoş ,,evt kendi adıma görmemiştim karlı halini ..sağolasınz.. :)))

      buarada Bartına , cağalver ve gamzeyede selamllllar,
      çata,,çat severlere selamlaaar ,, yazan ,resm ekleyen herkse teşkkürleer..

      bndende syfamıza nazar değmesuuun :))) < baya ziyaretçimuz var,,sağolsunlaaaar ...
      Resimler
      • nazr.jpg

        114.81 kB, 0×0, 379 defa görüntülendi
      " Bir Sevdadır Hemşin , Çamlıhemşin "

      sealm çatlı dostlara

      daha çok hayal edersen cağalver o düşümler kalktı şimdi makinaicad edildi her taraf ya beton ya asfalt kateri nerden bulacaksın ki düşüm yapasen dostum

      selam çatlı dostlara
      karşiki yayladanım
      alsalar bu canımı
      kırmızı akar kanım

      taş başından gözlerum
      çatun üst mahlesini
      çocukgen hep gezmişim
      bilirim hanesini

      nerde bu çatlilerrrr

      Merhabalar...Yine veran kalmış köyümüz... Nihayet beklenen zaman geldi ..artık derenin seni, çiçeklerin kokusu, çisenin esintisi, dağların çağrısı daha bi yakından geliyo sanki...
      Geçenlerde bir yazı takıldı gözüme sizlerle de paylaşmak istedim....




      Önemli bir değişimin eşiğinde Hemşin. Sularını denize kavuşturan vadiler kent yaşamını dağlara getiriyor. Bu yaşamın insana mutluluk getirmediği insanoğlunun sabıkasına bakılırsa gün gibi ortada. Çünkü insanın ayağı topraktan çekildikçe yüreği taşa döndü. Ben eli toprak kokmayan insanlardan hep çok korktum. Yollarla yaylalara, elektrik hatları ile kültürümüzün içine sızmaya başladı bizi yoran, huzur bulamadığımız kentler.
      Bazıları bu yaşamın getireceği konfor ve lüksü düşünürken, bazıları ise götüreceklerinin endişesi ile kıvranıyor. Mesela, horan yerini aydınlatmakta kullanılan gaz lambası için, büyük bir hevesle yaylacıların verdiği gazı toplayan gençlerin kolektif çabasının yerini bir ampul duyu; iddialarında, ağaçları tek tek dolaşarak özenle topladıkları bir çiğnem çam sakızının yerini bir kutu kola; arkadaşının ilk göz ağrısını anlattığı ocak başı sohbetlerinin yerini televizyon programları alacak. Yani, bir Hemşin deyiminin söylediği gibi “sakızımıza zift karışacak”.
      Yaylalardaki yorgun saadeti, kentlerde bulamadık. Çünkü, icat ettiği günden beri insanoğlunun başına dert olan zaman, para ve mevki kavramları yaylalarda yok. Zaman hayatınızı bölmüyor. O günün adının ne olduğu, hafta sonu olup olmadığı, saatin sabah dokuz mu akşam beş mi olduğu önemli değil. Sadece gün doğuşu ve batımı vardır dağlarda. Paraya, yaylaya çıkana kadar ihtiyacın olabilir, ama orada geçmez. Herkes karnını doyuracak kadar yiyecek götürür çünkü fazlasını taşıyamaz. Her gün değişik giyinmez çünkü hepsini yıkayamaz. Yani; herkes ihtiyacı olanı düşünür, fazlasını değil. Yani; tüketim çılgınlığından uzaktır herkes. Yaylaya çıkarken tüm unvan ve bütün statülerini aşağıda bırakır insanlar. Size avukat, işçi, mühendis ya da garson olarak değil lakabınızla hitap edilir. Sizi değerlendirmede tek ölçüt ne kadar iyi insan olduğunuzdur sadece. Kent yaşamı ile birlikte bunların hepsi orada da değişecektir.
      Şimdiden bir çok şey değişmeye başladı yayla yaşamında. Örneğin horona gitmek için en güzel elbiseler özenle giyinilirdi. Üstelik oda karanlık olduğundan birbirine ışık tutmak için iki kişi birlikte giyinirdi ve bir ayna paylaşılırdı. Çoğu zaman da arkadaşınızın beğenisine güvenirdiniz. Şimdilerde gençler eşofmanları ya da şortları ile horon yerine gidiyor. Elektrik giden bazı yaylalarda ise yakıp ışığı kendi başına giyinip çıkıyor insanlar. Her şeyi tek başına yapıyor artık. Yani giderek yalnızlaşıyor.

      Horonlar da değişmeye başladı. Gençler artık, daha çok hızlı oyunları tercih ediyor. Yarım saat oynayıp çıkıyorlar ve horonun devamlılığını düşünmüyorlar. Yalnızca kendi keyiflerini düşünüyorlar. Aynen kentlerdeki diskolarda yaptıkları gibi. Oysa ki horona alınmak büyüdüğünüzün, adam yerine konulduğunuzun göstergesidir.
      Yaylada vartevor zamanı, dünyanın geri kalanının hiç bilmediği, aşkın bir çeşidini yaşıyor insanlar: “Sevdaluk çekiyor”. Duygularını herkesin duyabileceği bir şekilde türkü ile söyleyip sevdiğine açılıyor. Sevdalılar kafe ya da bara gitmiyor, yayla dumanın gelmesini bekliyor görüşebilmek için. Korkarım ki kent yaşamı ile birlikte “sevdaluk” yaz aşklarına dönüşecek.
      Kentlerde insanlar araba ve cep telefonu markaları ezberler, bense sevdaluk türküleri. İnsanlar lüks otellere ve tatil köylerine gitmeyi özler, bense çam ve gübre kokulu yaylama kavuşmayı. Burada insanlar kalabalığa kavuşmayı ister, bense yayla dumanına karışmayı. Dağ insanı kökü toprakta çam ağacına benzer. Başka yerde böyle gür ve özgür olamaz. Bu yüzdendir benim de boyumun eğik, gövdemin cılız oluşu.
      NİHAT ATAMAN


      Selam olsun Çatlılara
      Selam olsun Çat severlere
      Selam olsunÇatlı severlere
      Selam olsun yağan çiseye
      Selam olsun esen yele
      Selam olsun Dağlara
      Selam olsun Çata...

      BU YAZDA GİDEMEDİM :(

      vangsinin vanaginde
      kara ateşte çayım
      bu sene gidemedim
      oralardadır aklım

      çifte olukten suyu
      içelim kana kana
      göremedim yazını
      ikibinden bu yana

      hayallerumun köyi
      çok uzaklarda kaldı
      dağı taşı insani
      ne sevduklerum vardı.....

      Bir Gün Mutlaka Senle Yaşayacağım Mutlaka !
      Resimler
      • Ayþemmm.jpg

        556.55 kB, 0×0, 609 defa görüntülendi
      • CAM_0921.jpg

        614.77 kB, 0×0, 578 defa görüntülendi
      • DSC00032.jpg

        206.25 kB, 0×0, 578 defa görüntülendi
      zirve_53

      ÇAT'A SELAM

      Çat: Köyüm benim,herşeyim.Çocukluğum ve geçliğimin geçtiği güzel köyüm şimdi kışın bir hane daha kalmayan,ilk okulu bitirdiğim evin değil tahtaları,taşları dahi kalmamış.Dallları kırılan dünyanın hiçbiryerinde olamayan o kokulu armut ağaçları,küsmüş doru dürüs meyve dahi vermiyorlar.Sokaklar,evler,körkler ve ağıhlar ,hani nerde o mezralar nerde pazı pekmezi mecilikleri,nerde süpürge mecilikleri nerde kalifcilik,nerde kışlık odun taşımalar,koyunlar,sığırlar,insanlar,arkadaşlar nerde.Nerde RIZA dayı nerde HÜSEYİN dayı RUŞEN dayı BAHATTİN amcam YOĞUZAR dayı ÇOMOĞLU nerde,nerde en sevdiğim canım kardeşim AHMET SEL daha niceleri hepinizi özlüyorum.Çat'ın muhlamasını,kaymaklısını,kavurmalı,peynirli böreğini özlüyorum.Çayırların tarlaların ve düzlerin korularının bozulmasını,öküzlerin çatmasını kısacası herşeyini özlüyorum çocukluğumu ve doğduğum büyüdüğüm köyümü çat köyünü.