Servet ÇOMOĞLU- Rize'ye Sesleniş

      Servet ÇOMOĞLU- Rize'ye Sesleniş

      RİZE’YE SESLENİŞ …

      Renk verip havasından,suyundan,yeşilinden
      Doğa, güzeli sende yarattı biçim biçim
      Şüphesiz seni över, düşürmezdim dilimden
      Bırakabilse beni şu kan ağlayan içim.

      Sende yaşamak demek çile doldurmak, çile
      Sütü satıp tuz aldım, ayran içtim tasından
      Görmedim başkasını düğün soframda bile
      Lahana çorbasından, hamsi kızartmasından.

      Dört beş yaprak lahana, birkaç kilo mısıra
      Bacım, ormanlarının taşıdı toprağını
      Koşup yalınayakla yılların ardı sıra
      Ninemin alın teri suladı toprağını.

      Anamı bırakarak elinin kınasıyla
      Babam gurbet ellere gömdü bütün yaşını
      Kaç genç gelin kocadı erkeğinin yasıyla
      Bir gün dönecek diye akıtıp göz yaşını.

      Yeroz’dan her görünen gemiye baka baka
      Özlem çekmekle geçer sende bütün seneler
      Kaç yiğidi sulara gömer şu batan taka ?
      Kaç kişi öksüz kalır ve daha neler neler.

      Bir kaşık ayran için, bir lokma ekmek için
      Ömrü sepet altında geçen Rizeli ana
      Çıplak ayaklarından izin ver öpmek için
      Secdeye iner gibi düşeyim huzuruna.

      Bir gün şöyle geçsem de Senoz’dan Arsivos’dan
      Dolaşsam Pazar, Hemşin, Cimil’i, Lazlakar’ı
      Ey aziz memleketim, selam sana bu dosttan
      Ey Çayeli, Gündoğdu, cefakeşler diyarı.

      Seni bunca senedir unuttuysa bu millet
      Artık ümidin oldun ışıklı bir yarından
      Gülecek yüzlerimiz sabırlı ol, devam et
      Bir güneş gibi yükselecek yemyeşil baharlardan.

      Ben de babam örneği baş açık ayak yalın
      Ayrılıp eşten dosttan gurbete düştüm Rize’m
      Yok mu bana sunacak bir dilim portakalın ?
      Aşkınla yad ellerde yandım tutuştum Rize’m.


      Servet ÇOMOĞLU


      Çayeli Sevdalıları, Çaydef Kültür yay. No:2, 2008 İst, sayfa 48-49.
      " akıl ve gönül ; insan ...

      CVP: Servet ÇOMOĞLU- RİZE’YE SESLENİŞ …

      Yazar: hasansisman Tarih: 02.04.2008 Saat: 21:26

      RİZE’YE SESLENİŞ …

      Renk verip havasından,suyundan,yeşilinden
      Doğa, güzeli sende yarattı biçim biçim
      Şüphesiz seni över, düşürmezdim dilimden
      Bırakabilse beni şu kan ağlayan içim.

      Sende yaşamak demek çile doldurmak, çile
      Sütü satıp tuz aldım, ayran içtim tasından
      Görmedim başkasını düğün soframda bile
      Lahana çorbasından, hamsi kızartmasından.

      Dört beş yaprak lahana, birkaç kilo mısıra
      Bacım, ormanlarının taşıdı toprağını
      Koşup yalınayakla yılların ardı sıra
      Ninemin alın teri suladı toprağını.

      Anamı bırakarak elinin kınasıyla
      Babam gurbet ellere gömdü bütün yaşını
      Kaç genç gelin kocadı erkeğinin yasıyla
      Bir gün dönecek diye akıtıp göz yaşını.

      Yeroz’dan her görünen gemiye baka baka
      Özlem çekmekle geçer sende bütün seneler
      Kaç yiğidi sulara gömer şu batan taka ?
      Kaç kişi öksüz kalır ve daha neler neler.

      Bir kaşık ayran için, bir lokma ekmek için
      Ömrü sepet altında geçen Rizeli ana
      Çıplak ayaklarından izin ver öpmek için
      Secdeye iner gibi düşeyim huzuruna.

      Bir gün şöyle geçsem de Senoz’dan Arsivos’dan
      Dolaşsam Pazar, Hemşin, Cimil’i, Lazlakar’ı
      Ey aziz memleketim, selam sana bu dosttan
      Ey Çayeli, Gündoğdu, cefakeşler diyarı.

      Seni bunca senedir unuttuysa bu millet
      Artık ümidin oldun ışıklı bir yarından
      Gülecek yüzlerimiz sabırlı ol, devam et
      Bir güneş gibi yükselecek yemyeşil baharlardan.

      Ben de babam örneği baş açık ayak yalın
      Ayrılıp eşten dosttan gurbete düştüm Rize’m
      Yok mu bana sunacak bir dilim portakalın ?
      Aşkınla yad ellerde yandım tutuştum Rize’m.


      Servet ÇOMOĞLU


      Çayeli Sevdalıları, Çaydef Kültür yay. No:2, 2008 İst, sayfa 48-49.

      Evet sevgili Servet Çomoğlu çok güzel anlatmış güzel Rizemizi .Paylaşımınız için teşekkürler.



      Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, affet SEN' den habersiz aldığım her nefesten... __ N. F. Kısakürek __