Salim Fırat'ın Belediye Başkanlığı dönemi idi. Bir gün Salim Fırat'ı ziyarete gitmiştim. Sohbet ederken kapı açıldı ve içeriye 5-6 kişi girdi. O girenlerden biri da Mehmet Akif Pirim Kardeşimdi. Daha 2 ay öncesinde final maçında rakibine bu sproda çok nadir görülen bir salto atmış ve olimpiyat madalyasını boynuna takmıştı. Onun saltosu ile birlikte binlerce kişi havalara fırlamıştı. Kendisiyle tokalaştığımda şaşırdım. Ben ufak tefek biri sayılırım ama Mehmet Akif'in eli elimde kaybolmuştu. Elini bırakmadan gözlerine bakarak "O saltoyu bu kuçilik ellerinle mi atttın" dedim. Sonra babası ile tokalaştım ve kendisini böyle büyük bir sporcunun babası olması sebebi ile kutladım.
Buradan kendisini bir kere daha kutluyorum ve aslında bu gün olması gereken yerde olmadığı için sorumlularını da kınıyorum.
Dünyanın herhangi bir yerinde olimpiyat madalyasını takanlar bir efsane gibi yaşar ve yaşatılırlar. Adlarını o ülkede emeklemekte olan bebekler bile bilir. Ama bizde bu konuda affedilmeyecek bir nankörlük vardır ki Mehmet Akif Pirim Kardeşimiz de bu unutulmaya/unutturulmaya maruz kalmıştır.
Kim ne yaparsa yapsın umurumda değil. Çünkü Mehmet Akif Pirim bizim için o küçücük vücudu ile asla unutulmayacak bir Devdir.
Seninle gurur duyuyoruz Mehmet Akif Kardeşim...
Buradan kendisini bir kere daha kutluyorum ve aslında bu gün olması gereken yerde olmadığı için sorumlularını da kınıyorum.
Dünyanın herhangi bir yerinde olimpiyat madalyasını takanlar bir efsane gibi yaşar ve yaşatılırlar. Adlarını o ülkede emeklemekte olan bebekler bile bilir. Ama bizde bu konuda affedilmeyecek bir nankörlük vardır ki Mehmet Akif Pirim Kardeşimiz de bu unutulmaya/unutturulmaya maruz kalmıştır.
Kim ne yaparsa yapsın umurumda değil. Çünkü Mehmet Akif Pirim bizim için o küçücük vücudu ile asla unutulmayacak bir Devdir.
Seninle gurur duyuyoruz Mehmet Akif Kardeşim...
Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...