Eğrelti Oto Ve Kanser

      Çernobil faciasından önceki dönemlerde Kanser ve bunun gibi diğer illet hastalıkların bilinçsiz tüketim ve doğa dengelerinin bozulması ile ilgili olduğunu düşünüyorum.

      reis53 nikli arkadaşımızın değindiği konu da bunlardan biri. Bu konuyla ilgili bir çalışmayı aşağıda verdiğim link de görebilirsiniz.

      journals.tubitak.gov.tr/biolog…2-3/biy-22-3-10-95030.pdf

      Tübitak projesidir. Konya bölgesi ve etrafındaki bölgelerde bulunan yerleşim birimlerinde tüketilen peynir çeşitlerinin incelendiği ve ne gibi sıkıntıların görüldüğü bir çalışmadır. Burada dikkat çekmek istediğim kanserojen etki gösteren Aflatoksin maddesidir. Çalışmada peynirin özelliklerine göre değişim(Aflatoksin) gösteren bu madde yöremizde de aynı durumu teşkil edebilecek düzeydedir. (Şahsi düşüncem)

      Bir başka kuşkum ise dere yataklarında tutulan balıkların ne bilinçle tüketilidğidir. Bu konuyla iligili de aşağıda bir link paylaştım. Bakmanızda fayda var.

      jfas.ege.edu.tr/pdf/37_Kayhan_23_1-2_2006.pdf

      Balıkların, özellikle de tatlı sularda yaşayanların(Alabalıkların) Kadmiyum(Cd) gibi bir elementi nasıl üzerinde tuttuklarını anlatan, su ürünlerinde Kadmiyum birikimi ve toksisitesi üzerine yapılan bir çalışmadır . Sadece Kadmiyum değil, Bakır, Demir ve diğer metallerinde aynı şekilde sağlık sorunu teşkil ettiği unutulmamalıdır.

      (Toksisite: Kimyasal ya da fiziksel bir etkenin neden olduğu biyolojik zarar veya bir kimyasal maddenin zara verme kapasitesi. )

      Merak ettiğim ve araştırmaya devam ettiğim daha değişik konular var ama rakamları telafuz bile edilemeyen projelerin yapıldığı ülkemizde, bölgemiz adına adam akıllı herhangi bir çalışma söz konusu değildir. En çok üzüntü duyduğum nokta budur.

      Merak ettiklerim;

      1- Eskiden köy yerlerinde alüminyum sobalar kullanılırdı. Halen kullanılan yerler vardır. Acaba bunun bir etkisi olabilir mi? Solunum yoluyla?

      2- Hayvancılığın azaldığı memleketimizde çevreye ve yaşayan yöre insanına ne gibi zararları vardır?

      3- Tarımsal alanda faaliyet gösteren yöremizde eskiye nazaran son 5-10 sene içerisinde ne kadar kimyasal madde kullanılmıştır?

      4- Yöremizde en çok üretilen Çay bitkisinin ne denli araştırıldığı, üretilen ve tüketilecek hale getirilen yerlerin ne şekilde denetlendiği, kullanılan organik gübrelerin toprak da ne gibi zaafiyetlere sebebiyet verdiği,..., araştırılıyormudur?

      ...

      bunlar ve daha niceleri.

      İleri gelenlerimizin elini taşın altına koymaları umuduyla daha geniş kapsamlı çalışmaları sizlerle paylaşacağım.(Özellikle akademisyen büyüklerimizden rica ediyorum. Onların beni ve bilimsel çalışmaları daha iyi anlayacağını düşünüyorum.) Bildiklerimi ve öğrendiklerimi burada tüm hemşehrilerime aktaracağım.

      Bu çalışmaları gönül ister ki kendimiz yapalım ama hayat şartları ve yaşam kavgası ancak bunları bilgilendirmek amcaıyla bana imkan veriyor.

      Şakir emice Asbest ile ilgili de vereceğim link'e bir göz gezdirmeni istiyorum. Bölgemizde bu lifli yapıdaki kanserojen mineralden varmıdır? Bilmiyorum ama daha çok kuru iklimlerde olduğunu biliyorum. Yanlışmıyım?

      Asbest ile ilgili;

      tr.wikipedia.org/wiki/Asbest

      İyi günler...
      Hayat, bir ipin iki ucu arasındadır. Ya baş ucundasınız, ya son ucunda...

      Bilal ÇAKIR