Rizeli Bir Osmanlı Kalem Efendisi: Mataracızade Mehmet MUHSİN Efendi

      Rizeli Bir Osmanlı Kalem Efendisi: Mataracızade Mehmet MUHSİN Efendi

      Muhammet Safi
      Başbakanlık Osmanlı Arşivi Uz.

      Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahlarından II. Abdülhamit dönemine denk gelen yıllarda devlet hizmetinde bulunan yaklaşık 60 bin memurun kayıtlarının tutulduğu Sicil defterlerinde yüzlerce Rizeli bürokrat vardır. Yaşadıkları dönem itibariyle hem Osmanlı’nın yıkılışına ve hem de yeni Cumhuriyetin kuruluşuna şahitlik eden bu insanların devlet hizmetleri ve kişisel özgeçmişlerine yönelik bilgilerine ulaşmak, yeni nesiller için son derece heyecan verici bir durumdur.
      Yüzlerce ailenin bir nevi soy kütüğünün yer aldığı bu kayıtlar biyografi tarihi açısından büyük bir ehemmiyeti haizdirler, Devlet ve millet tarihi için de serdettikleri önem itibariyle gözönünde bulundurulması gereken bu belgeler, hem yöresel ve yerel tarih, hem biyografi ve sülale araştırmaları açısından ele alınması gerekli kaynaklardır.



      Osmanlı döneminde yapılan Trabzon Vilayeti haritası. Rize, Tarbzon Vilayeti’ne bağlı Lazistan Sancağı’nın merkez kazası idi.

      Bu belgeler ışığında tarihçiler ve günümüz insanları, Osmanlı Devleti’nin bürokratik yapısını çok detaylı bir şekilde öğrenme imkânına kavuşuyorlar. Milyonlarca kilometrekarelik bir coğrafyada yaşayan ve tabiri yerindeyse “yetmiş iki milletten” insanı idare etmek için izlenen politika ancak bu tür belgelerle anlaşılabilir. Çünkü bu özgeçmişlerde, hizmetliden paşaya varıncaya kadar kamuda çalışan insanların her türlü özlük bilgileri ile doğum tarihi ve yeri, baba adı, tahsili, bulunduğu görevleri, aldığı ödüller, nişanlar ve madalyalar ile her türlü soruşturma, mahkeme ve cezaları yeralmaktadır.



      İlimizin tarihi, kültürel ve folklorik değerleri ile el sanatları vb. gibi ürünlerinin teşhir edildiği Rize Müzesi ve Eski Rize'den bir görünüm

      Trabzon vilayetine bağlı bir sancak merkezi olan Rizeli yüzlerce insanın, tarihin en büyük İmparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim kademelerindeki pozisyonları ve rollerine dair malumat elde etme şansına sahibiz. Atalarımızdan beklediklerimizi gelecek nesillerin de bizden beklediğinin bilincinde olmak gerekir. Yazmayı sevmek ve günümüzü yazıya aktarmakla yarınların sahiplerine geçmişle köprü kurmak fırsatını tanımış olacağız. Zira burada bir örneğini verdiğimiz Osmanlı Devlet İdaresi’ndeki Rizeli bürokratların torunlarının da Türkiye Cumhuriyeti’nde gerek kamu, gerek özel sektörde, gerek siyasette, sanat ve edebiyatta da aynı başarıyı sürdürdüklerini gözlemleyebiliyoruz. Memleketimizin ve insanımızın tarihiyle mukadderatıyla yakından ilgili olan bu değerlerimizin bir gelenek halinde hizmetlerinin devam etmesi için mutlaka incelenmeleri ve araştırılmaları lazımdır.
      Burada Mataracı ailesinden Mehmet Muhsin adlı bir kalem efendisinin devlet tarafından tutulmuş özgeçmişini ele alacağız. Yakınları başta olmak üzere Rize insanına bir hâtıra olsun diye bu hal tercümesinin belgesini hem Osmanlıca olarak ve hem de o zamanki konuşma diliyle aynen verdik. Rizeli şahsiyetlerin bilimsel çalışmalarında kullanabilecekleri bir belgeyi paylaşmış olduk. Bir devlet adamının kişisel bilgilerinin nasıl tutulduğunun günümüz insanına daha iyi bir şekilde anlatmak için belgenin bugünkü konuşma diline çevirisini yapmak ihtiyacını duyduk. Bu çeviri ile okuyucuya herhangi bir yorum aktarmak yolunu değil, verilen kaynak bilgiden kendi birikimine göre bir anlam çıkarması tarzını tercih ettik.

      OSMANLI DEVLET HİZMETİNDE 197 RİZELİ BÜROKRAT

      1879-1909 yılları arasında, Osmanlı devlet teşkilatının mülkiye alanında görev alan memurlara ait, vazifeleri süresince hal tercümelerine konu olan, özel haller veya memuriyet esnasındaki haller, tarihi seyr, ahlak ve gidişat gibi durumların, resmi belgelerin kaydedildiği defterlerin tebcili işlemine Sicill-i Ahval, meydana gelen defterlere de Sicill-i Umumi Defterleri adı verilmiştir.
      Sicill-i Ahval Komisyonu’nun kurulup çalışmaya başladığı 1879 tarihine gelinceye kadar Osmanlı Devleti’nde vazifelilerin sicillerini bir defterde toplayan büro hizmetlerine rastlanmamaktaydı. Sicill-i Ahval Komisyonu ile başlayan sicil çalışmaları; H. 1314/M. 1896’da bu komisyonun lağvı ile yerine kurulan Memurin-i Mülkiye Komisyonu’nca, hiçbir daireye bağlı olmadan yürütülmüştür. H. 1326/M. 1908 yılında II. Meşrutiyeti müteakip Memurin-i Mülkiye Komisyonu kaldırılarak Sicill-i Ahval İdaresi adı altında yeniden, fakat Dahiliye Nezareti teşkilatı içinde teşekkül ettirilmiştir, böylece ayrı bir daire kurulmuştur.
      Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadar devam eden Dahiliye Nezareti Memurin ve Sicill-i Ahval İdaresi’nin tescil işlemleri, bu defterlere zeyl olacak şekilde ilave edilmiş, Memurin Muamelat Dosyaları halinde tanzim edilerek saklanmıştır.
      Sicill-i Ahval Komisyonu’nun kurulmasından itibaren mülki ve adli memurlardan 1909 yılına kadar süren bir zaman dilimi içinde 90.000 küsur memurun sicil kayıtları 201 defterde toplanmıştır. (18 numaralı defter 2 adettir). Bunlardan bazıları mükerrer olarak kaydedilmiştir. Bu sayının mükerrerler çıkarıldığı zaman 65.000 civarında olduğu tahmin edilebilir.
      Sicill-i Ahval defterlerinde tercüme-i hal sahiplerinin ismi, mahlası veya künyesi, babası memurinden ise memuriyetinin rütbesi, maruf zevattan ise hangi sülaleye mensub olduğu, göreve başlayışları, tahsil durumları, liyakat ve ehliyet dereceleri, varsa azl, tayin ve muhakemeleri, gayr-i müslim tebeadan ise, milliyeti kaydedilmiştir .
      Yakın tarih çalışmaları için çok zengin bilgileri ihtiva eden bu defterler XIX. Asrın büyük devlet adamı Ahmet Cevdet Paşa’nın gayreti ile tutulmuştur. Belki bu sebebten veya örnek olmak üzere tanzim edilen ilk sicil dosyası da Ahmet Cevdet Paşa’ya aittir .
      Bu kayıtlarda her hangi bir başlık ayrımı, ya da yazım farklılığı gözetilmeksizin gayr-i müslim memurların sicilleri de yer almaktadır .



      Atatürk, “Sonbahar Gezisi” olarak bilinen bir kaç ay süreli yurt gezisine çıkmıştı. 17 Eylül 1924 tarihinde Trabzon’dan Hamidiye vapuruyla beraberinde eşi Latife Hanım ve bir kaç milletvekili olduğu halde Rize’ye gelmiştir. Burada halkın sıcak ve coşkun tezahüratıyla karşılanmıştır.


      Bazan şahısların gerçek isimleri meşhur oldukları isimlerden farklı olduğu için bu isimlere ulaşılmakta güçlük çekilmektedir .
      Memur adlarına göre alfabetik olarak tanzim edilmiş olan 17 cilt fihristi vardır.
      Sicil kaydı aranılan memurun, baba ismi, doğum tarihi ve doğum yeri bilinirse hazırlanan bu fihristler vasıtasıyla o memurun hangi defterde kayıtlı olduğu kolaylıkla bulunabilir.
      Biz bu çalışmamızda Sicill-i Ahval defterlerinde kayıtlı bulunan Rize doğumlu 197 memur tesbit ettik. Bunlardan bir tanesi olan Mataracızade Mehmet Muhsin Efendi’nin sicil dosyasında bulunan kaydını yayınlıyoruz. Dğerleri hakkında da ana hatlarıyla bir kaç bilgi verelim.
      Tarih ilmiyle uğraşanların büyük çoğunluğunun ilk sorduğu ve ilk merak ettiği şey kendilerinin atalarının şecereleri hakkındaki bilgilerdir. Osmanlı Arşivi’nde bu türden toplu bir belge ve dosya yok ise de, Sicil kayıtları bu konuda bir ilk adım özelliğini taşımaktadır. Sicill-i Ahval defterlerinde tesadüf edilen Osmanlı dönemi bürokratlarının hayat hikâyelerinin diğer biyografik kaynaklardan tamamlanması bu konuda büyük bir adım olacaktır.
      Rize doğumlu olup Osmanlı Devleti’nin II.Abdülhamit dönemine tesadüf eden ve o dönemde tutulmaya başlanan Sicill-i Ahval Defterlerinde yer alan bürokratların bazı özellikleri dikkat çekmektedir. İlk olarak kendilerinin beyan ettikleri şekliyle kaydedilen özgeçmişlerindeki bilgiler daha sonra bu birim tarafından memuriyetlerindeki gelişmelere paralel olarak güncellenmiştir.




      Rize Atatürk Evi (Mataracı Mehmet Efendi Evi) Atatürk’ün misafir olarak ikamet ettiği konaktır. Müftü Mahallesi'nde geniş bahçeli bir evdir. 1902’de yapılmıştır. İç sofalı, planlı, üç katlı bir evdir. İkinci katta, kuzeydoğudaki oda Atatürk'ün kaldığı odadır. Bu konak daha sonra sahibi Mehmet Mataracı'dan yeğeni Osman Mataracı'ya geçmiştir. Atatürk'ün 100. Ölüm yıldönümü dolayısı ile Osman Mataracı evini, Atatürk Müzesi yapılmak üzere, Rize Özel İdaresine bağışlamıştır. “Mataracı Mehmet Efendi Evi” restore edilmiş ve müze olarak 27.12.1985 tarihinde ziyarete açılmıştır. Evin bir bölümü de Kültür Merkezidir. Zemin katta, Rize İl merkezinden toplanan kitabeler ve mezar taşları, birinci katta ise bazı ahşap oymalı mimari parçalar, dokuma araç gereçleri, etnografik eserler sergilenmektedir. İkinci katta ise Atatürk zamanından kalan eşyalar, Atatürk'e ait giysiler, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk'e ait fotoğraflar bulunmaktadır.

      İlk göze çarpan özellik, bu memurların tamamına yakınının yine bir memur, bürokrat, sorumlu idareci, asker, ileri gelen bir din görevlisi, paşa vb. gibi devlette söz sahibi bürokratların çocukları olmasıdır. Bunlar arasında esnafın, ileri gelenlerin, hatırı sayılır derecede çevresi olanların ve sıradan vatandaşların da çocukları vardır. Ancak sayıları oldukça azdır. Bazı sicil kayıtlarında, sicil sahibi memurun verdiği bilgiler arasında, şeceresi ile ilgili bölümde, “eski filan yer valisi filan paşanın kethudasının mahdumudur”, “filan vali paşanın akrabasındandır”, “filan görevde yer alan filan beyin mahdumudur” gibi enteresan ifadeler de yer almıştır.
      Bu memurların veya bürokratların büyük çoğunluğunun eğitim düzeyleri hemen hemen aynı standarttadır. Ancak, o döneme göre yaş itibariyle daha eski olan bir kaç bürokratın eğitimlerinin “çeşitli camilerde on sene kadar muhtelif dersleri okumuştur” şeklinde bir ifadeyle beyan edildiğine rastlıyoruz. II. Abdülhamit döneminde okulların açılması ve yaygınlaşmasıyla birlikte bu memurların eğitimlerinin de yine belli standartlara eriştiğini görüyoruz. Tamamına yakını sıbyan mektebi veya ibtidai mekteb okumuştur. Bunun eski dönem karşılığına, “medrese ve camilerdeki eğitimde okutulan müfredatı almıştır” ifadesinde kendisini bulan medrese ve cami eğitimi diyebiliriz. Yani bütün memurlar ilk tahsili yapmışlardır.
      Yine bunların hemen hemen yarıdan fazlasına yakını çeşitli rüşdiye mekteplerinde tahsil görmüşlerdir.
      Okul öğreniminin dışında, özel öğretmenlerden Hukuk, Hesap, Hendese, Coğrafya, Tarih, Edebiyat, Arapça, Farsça, Fransızca, Latince gibi dersler alanlarla birlikte bilhassa bir kaç memurun sicillerinde özenle belirttikleri şekilde, “lisan mektebine” devam edenlere de rastlıyoruz.
      Osmanlı İmparatorluğu devlet kademelerinde görevli Rizeli bürokratlardan bir bölümü yabancı dil de bilmektedirler. Arapça ve Farsça en çok bilinen ve kendisini, “Arapça ve Farsça’ya aşinadır, biraz anlar veya konuşur” şeklinde sınıflandırılan dillerdir. Bunların yanında Rumca, Latince, Fransızca, İtalyanca, Bulgarca gibi Batı dillerini de bilenler vardır. Sayıları oldukça azdır.
      Memurların büyük çoğunluğunun, neredeyse tamamının sicil kaydında ortak olarak yer bulan ifadeler şudur: “Türçe okur”, “Türkçe yazar”, “Türkçe okur yazar”, “Fransızca’ya aşinadır”, “Arapça anlar.” Bu da bürokrasimizde henüz memurluk için lisan bilmenin pek o kadar da önemli olmadığını gösteren eski ve geleneksel bir göstergedir. Türçe okuyup yazmak yeterlidir.

      Rizeli devlet görevlilerinin görevleri de fazla çeşitlilik göstermemektedir. Genel olarak, bunlardan bir kaç tanesi paşa, geri kalanları çeşitli bakanlıklarda sorumluluk gerektiren alt ve orta düzey görevlerde bulunan, bugünkü anlamıyla memurdurlar.

      Sicill-i Ahval Defterlerindeki bir sicil kaydında memurun vazifeye başlamasına dair kullanılan genel ifade, “mülazemetle filan işe başladı” cümlesidir. Yani bir memur adayı bir kaç ay maaşsız olarak 14-15 yaşlarında olduğu halde stajyer olarak işe başlıyor ve daha sonra kadro için seçiliyor.

      Siill-i Ahval defterlerindeki pek az memurun vefat ettiğine dair kayıtlara rastılıyoruz. Bunun için bu memurların son vazifelerini bu defterlerden tespit etmek imkânı yoktur.
      Bu kayıtlarda bir memurun bütün maaş serüvenini, aldığı disiplin cezalarını, bugünkü ifadesiyle takdirnamelerini görebilmekteyiz. Görev değişikliği, tayinler, istifalar ve haklarında açılan soruşturmalar oldukça detaylı bir şekilde verilmiştir.


      OSMANLIDA GÖREV ALAN RİZELİ BÜROKRATLARIN HAYAT HİKAYELERİ KİTAP HALİNE GETİRİLMELEDİR

      Rizeli devlet adamlarının tam bir hayat hikâyelerinin çıkarılması ve biyografilerinin tamamlanması için sicil kayıtlarında görülen memuriyetlerine atama tarihleri büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Buradan hareketle ilgili bakanlık evrakının taranması sonucu daha detay bilgilere ulaşılabilir. Ayrıca bulundukları vazifelerin yazışmalarını havi diğer arşiv belgelerinden de bu mealde yararlanılabilir. Sicill-i Osmani, Osmanlı Müellifleri, Maarif Tarihi gibi diğer biyografik kaynakların da katkısıyla bir memurun biyografisi tamamlanabilir.
      Biz, burada, tespit ettiğimiz şahısların sicil kayıtlarını bir tablo halinde oldukça kısaltarak ve sistematize ederek vermeye çalıştık. Örnek olması bakımından da sadece bir tanesinin sicil kaydının tam metnini ve çevirisini makalemize ekledik.
      Bu çalışmamız, yöresel şahsiyetlerin tespitine yönelik ve arşiv malzemesine dayalı ilk çalışmadır. Daha geniş, daha kapsamlı çalışmalara bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz.



      Mataracı ailesinin seçkin fertlerinden eski Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay Mataracı.

      Mehmet Muhsin Efendi
      (Sicil kaydının günüm Türkçesine çevrilmiş hali)
      Mehmet Muhsin Efendi, Mataracızâde lakabıyla bilinen Rizeli Tüccar rahmetli Hacı Hamid Efendi’nin oğludur.
      Kasım 1866 tarihinde Rize kasabasında doğduğu nüfus cüzdanı suretinde yazılıdır.
      İlimlerin başlangıcı olan ilk tahsilini Rize İlkokulunda yaptıktan sonra bir süre de ortaokula devam ettiği ve Türkçe okur yazar olduğu özgeçmiş kağıdında belirtilmiştir.
      14 Temmuz 1893 senesinde sitajyer olarak Rize Gümrükler İdaresi’nde işe başlamıştır. 12 Aralık 1895 günü 300 kuruş maaşla Rize Gümrükler İdaresi’ne bağlı Askaroz Kordonu Gümrük Memurluğu’na tayin olunmuştur.
      Mataracızade Mehmet Muhsin Efendi’nin, buradaki görevini yerine getirdiği ve özgeçmiş kâğıdıyla nüfus cüzdanının uygun ve yerinde olduğuna dair Trabzon Gümrükler Müdürlüğü’nün onayı vardır.
      Mehmet Muhsin Efendi’nin yukarıda bahsedilen stajyer olarak işe başlaması ile halihazırdaki memurluk vazifesine atanma tarihi ve maaşının miktarına dair bilgilerin gerçek olduğu şeklinde Rize Gümrükler Müdürlüğü’nden onay verilmiştir.
      Adı geçen efendinin Osmanlı Nüfus cüzdanındaki bilgilerini içeren bir nüfus cüzdan sureti, özgeçmiş bilgilerinin bulunduğu hal tercümesinin aslı ile Sicill-i Ahval Şubesince muhafaza altına almınştır.
      21 Haziran 1906
      Mehmet Muhsin Efendi, 1 Aralık 1896 Salı günü 250 kuruş maaşla Rize Gümrükler Müdürlügü ile birlikte Mısır Anbar Kâtipliği’ne atanmıştır. 25 Ekim 1905 Çarşamba günü de aynı maaşla Samsun Gümrükler müdürlüğü Muayene Kâtipliği’ne getirilmiştir. Buradaki görevine devam etmesi için gerekli olan bir kefil gösteremediğinden dolayı 20 Aralık 1905 Çarşamba günü görevinden açığa alınmıştır. Daha sonra, 19 Mart 1910 Cumartesi günü 350 kuruş maaşla Polathane Gümrükler Kâtipliği’ne tayin olunmuş ise de yine kefil gösteremediğniden istifa etmiş sayılmıştır.
      Maliye Bakanlığı’nın 23 Ekim 1911 Pazartesi tarihli yazısı gereği, Mehmet Muhsin Efendi’nin durumu detaylı olarak incelenmiş ve tekrar çalıştırılmasına izin verilmesi yolundaki karar ile 9 Kasım 1911 Perşembe günü işbaşı yaptırıldığı, 11 Temmuz 1912 Perşembe ve 5 Kasım 1912 Salı tarihli vuukat pusulasındaki cevap yazısından anlaşılmıştır.

      Başbakanlık Osmanlı Arşivi, DH.SAİD, nr. 134/479



      Mataracı ailesinden olup Kurtuluş Savaşı'nda üstün yararlılıkları görülen ve Atatürk'ün Rize'ye geldiğinde evinde misafir olarak kaldığı Mehmet Mataracı'ya Atatürk'ün kendi el yazısıyla imzalayıp verdiği hatıra fotoğrafı.
      Mataracı sülalesinden ve makalemize konu olan Osmanlı bürokratı Mehmet Muhsin Efendi'nin sicil kaydının tutulduğu Osmanlıca belge.


      Mehmet Muhsin Efendi
      (Sicil kaydının orijinaline sadık kalınarak yapılan tam transkripsiyonu)

      Mataracızâde lakabıyla mulakkab Rizeli Tüccardan müteveffa Hacı Hamid Efendi’nin oğludur.
      Bin ikiyüz seksen üç senesi şehr-i Recebi gurresinde (28 Teşrin-i Evvel sene 1282) Rize kasabasında tevellüt ettiği nüfus tezkire-i Osmaniyesi suretinde muharrerdir.
      Mukaddemât-ı ulûmu kasaba-i mezkure sıbyan mektebinde tederrüs ve bir müddet de mekteb-i rüşdîde tahsil eylediği ve Türkçe okur yazar olduğu tercüme-i halinde mesturdur.
      Bin üçyüz on senesi şehr-i Zilhiccesi selhinde (1 Temmuz sene 1309) mülâzemetle Rize Rüsûmât İdaresi’ne devam edip üçyüz on üç senesi Cemaziyelahirinin yirmi beşinde (30 Teşrin-i Sânî sene 1311) üçyüz kuruş maaşla idare-i mezkure mülhakatından Askaros Kordonu Rüsumat Memurluğu’na tayin olunmuştur.
      Mûmâ-ileyhin vazife-i mezkureyi ifa eylediği ve tercüme-i hal varakasıyla nüfus tezkeresinin muvafık idüğü Trabzon Rüsumat Nezareti’nden tasdik kılınmıştır.
      Mûmâ-ileyhin zikr olunan mülazemet tarihiyle müddeti memuriyet-i hazırasına tarih-i tayin ve miktar-ı maaşı makrun-ı hakikat idüğü Rize Rüsumat Müdüriyeti’nden tasdik edilmiş ve nüfus tezkire-i Osmaniyesinin sureti asl-ı tercüme-i hal varakasıyla şubece hıfz olunmuştur.
      Fî 28 R. sene 1324 ve 8 Haziran sene 1322.
      Mûmâ-ileyhin 19 Teşrin-i Sânî sene 1312 tarihinde ikiyüz elli kuruş maaşla Rize Rüsumat Müdüriyeti maa Mısır Anbar Kitabeti’ne ve 12 Teşrin-i Evvel sene 1321 tarihinde maaşıyla Samsun Rüsumat Müdüriyeti Muayene Kitabeti’ne nakil ve tahvil olunarak kefil irae edemediğinden dolayı 7 Kânûn-ı Evvel sene 1321 tarihinde açığa çıkarılmış ve 6 Mart sene 1326 tarihinde üçyüz elli kuruş maaşla Polathane Rüsumat Kitabeti’ne tayin olunmuş ise de yine kefil irae edemediğinden müstafi addedilerek Maliye Nezareti’nin 10 Teşrin-i Evvel sene 1327 tarihli tezkiresi hükmüne tevfikan ahvâl-i külliyesi bi’t-tedkik câizü’l-istihdam addedilmesine dair yazılan 27 minhü tarihli derkenâr üzerine tarih-i mezkura edilen “mucebince” işareti üzerine mûmâ-ileyhin cevâz-ı istihdâmına karar verildiği 28 Haziran sene 1328 ve 23 Teşrin-i Evvel sene 1328 tarihli vukuat pusulasıyla müzekkire-i cevabiyyeden anlaşılmıştır.

      Başbakanlık Osmanlı Arşivi, DH.SAİD. nr. 134/479

      Muhammet Safi
      Başbakanlık Osmanlı Arşivi Uzmanı
      muhammetsafi@gmail.com
      muhammetsafi.blogcu.com