Yabancı Kelimeler Ve Türkçe Karşılıkları

      Sevgili Ahmet Kardeşim;
      Dil bir ülkenin en büyük varlık sebeplerinden birdir ve mutlaka korunması gerekir. Dilini kaybeden mutlaka kimliğini de kaybeder. Tarih bu tür örnekler ile doludur.
      Türk Dili bu ülkede en çok tartışılan konulardan birdir. Bildim bileli dil hakkında çeşitli tartışmalar yaşanmıştır. İfrat-Tefrit noktası arasında gidip gelen tartışmalar hiç bir zaman da bitmeyecektir.
      Dil canlı bir organizma gibidir. Modernleşme sonucu dil de mutlaka bundan etkilenmektedir. Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile iletişim imkanları artmış ve dil de bundan büyük oranda etkilenmiştir. Bu etkilenme ise teknolojinin ve bilimin sahibi olmayan ülkelerin aleyhine olmuştur. Teknolojinin ve bilimin sahibi olmadıkça da yapılacak çok fazla şey de yoktur. Çünkü dil zorlama ile değil kabul ile gelişir. Bu sebeple bazı yabancı terimlere yeni kelimeler bulmak sonuç verici bir politika da değildir.
      Adresini verdiğin linki inceledim ve notlar aldım. Bazı kelimeler zaman içinde belki oturabilir ama bazı önermelerin oturması bence mümkün değildir. Eğer bir konuda kelime türetilicekse mutlaka o dilin kurallarına bağlı kalınmalıdır. Türkçe Kök kelimelere Fransızca ek yapmakla kelime Türkçe olmaz. "Sel-Sal" ekleri Türkçe değildir ancak zaman içinde kullanıla kullanıla adeta Türkçe bir kimlik kazanmıştır. Örnek vermek gerekirse Evren Türetilmiş bir Türkçe kelimedir ama Evrensel kelimesinin sonundaki "Sel" eki Fransızcadır. Ama bu kelime halk tarafından öylesine kabul görmüştür ki buna melez bir kelime demek de mümkün değildir. Bu açıdan baktığımızda verdiğin linkteki örneklerde yerine farklı kelimeler teklif edilen bazı kelimeleri de aynı mantıkla Türkçe kabul etmemiz gerekmektedir.
      Yine verilen örnekleri incelediğimizde Türkçe kelime yapısına uygun olmayan önermeler vardır. Vantilatör yerine verilen Estirgeç kurala uymamaktadır. Türkçe gramer yapısı içerisinde Estirmeç daha uygun durmaktadır.
      Yine Makina yerine önerilen Güçişler de uygun değildir. Çünkü Makina güç işlemez parça işler. Güç kendisidir. Bagaj yerine önerilen Yüklük de başka anlamlarda kullanılmaktadır.
      Pasaport yerine önerilen Geçge de Türkçe yapısına uygun değildir. Çünkü Türkçede "ge" diye bir ek yoktur.
      Program yerine önerilen Yazılımbelki bilgisayar dili için uygun olabilir ama farklı anlamlarda da kullanılmaktadır ki aynı kelime için İzlence önerilmiştir.
      Dilde gelişim sağlayacağız diye bir çok anlamı bulunan kelimeleri bir tek kelime ile ifade etmek de dili kısırlaştırır. Hepsinden daha önemlisi dil soydaşlarımızla anlaşabilmek için de çok önemlidir. Dilimize yeni kelimeler ekledikçe onlardan kotuğumuzu da görmek gerekir. Bu sebeple dil konusunda önermeler yaparken işin bu boyutu da mutlaka düşünülmelidir.
      Verdiğin alıntıdaki Mantar yerine önerilen Göbelek uygundur. Çünkü tüm soydaş ülkelerin halkı Mantar yerine genellikle Göbeleği kullanmaktadır.
      Konu çok hassastır ve tarihi geçm,şi içerisinde de çok tartışılmıştır.

      Burada konuya uygun iyi bir örneği de vermek isterim ki Atatürk'ün olaya nasıl yaklaştığını da görmemzi açısından faydalı oalbilir.

      Atatürk, 1935'te ilk Dil Kurultayı'na gönderdiği kutlama mesajında;
      "Dil Bayramından ötürü Türk Dili Araştırma Kurumu Genelözeğinden, ulusal kurumlarından, türlü orunlarından birçok kutunbitikler aldım. Gösterilen güzel duygulardan kıvanç duydum. Ben de kamuyu kutlularım" demiştir. (*)

      Ancak 1937'de Dil Bayramı dolayısıyla Kurum Genel Sekreteri'ne gönderdiği telgrafta;
      "Dil Bayramı münasebetiyle Türk Dil Kurumu'nun hakkımdaki duygularını bildiren telgrafınızdan çok mütehassis oldum. Teşekkür eder, değerli çalışmalarınızda muvaffakiyetlerinizin temadisini dilerim" sözlerini kullanmıştır.(*)

      (*) (Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın)

      Sonuç olarak kısaca düşüncelerimi, ifade etmem gerekirse Kompitür yerine teklif edilen ve halkın kabul ettiği Bilgisayar ne kadar Türkçe ise Televizyon da o kadar Türkçedir.
      Bu sebeple halkın konuştuğu ve anladığı kelimeler iğle çok faszla oynamak da eyi değildir. Hele bunu suni dayatmalar ile yapmak daha da yanlıştır. Çünkü dil zaman içinde bir şekilde mecrasını bulmaktadır.
      Bu kadar kelime uyduracağımıza önce ülkedeki yabancı kökenli dükkan isimlerini değiştireli,m. İnan ki bu dil konusunda çok daha faydalı bir uygulama olacaktır.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...