Bizler sürekli olarak ikilemler arasında sıkıştırılıyoruz. Başkalarının ikilemine mecbur muyuz?. AB ye taraftar mısın değil misin?, Demokrasiden yana misin değil misin?, müslüman mısın değil misn, milliyetçi misin değil misin?.. Siyahla beyaz arasında sonsuz sayıda gri tonları olduğunu ne zaman anlayacağız!! Bna ne bu dayatmalardan. Benim fikrim yok mu?.. Avrupalı olamak ne?.. Hitler, Musollini, hele Franko faşizmi üzerinden çok zaman mı geçti.. Yarın olmayacağının garantisi ne?. Tam tersi her an olabileceğinin emareleri apaçık ortada değil mi?.. Yeni, yepyeni bir dünya önermek asıl görevimiz olmalı, değil mi?.. Biliyorum bunu hayalcilik olarak görecek çok kimse.. Güzel hayal kurmak, kabüs yaşamaktan daha iyi değil mi?.. Bugün yaşadığımız dünyadan memnun musunuz? Değilseniz yeni bir dünya düşlemeli ve o dünya için savaşmalısınız. Olur veya olmaz.
" Karıncayı yolda görenler sormuşlar; - Nereye gidiyorsun?
- Kabeye , hacca gidiyorum, demiş.
- Sen bu hızla Kabeye erişemezsin , demişler, o da;
- Erişemezsem yolunda ölürüm , demiş.
Yolunda ölünecek düşleri olanlara selam...
Düşleri olmayanlar, düş görmeyenler ancak ölülerdir.
Ben daha ölmedim..
Düşlerim, hiç te olmayacak şey değil..
Bugünkü dünya iğrenç bir dünya, ben bunu kabul etmiyor, baş eğmiyorum..
daha güzel bir dünyayı ne AB ne ABD ne Asya ne Avrupa kuracak,
Daha güzel dünyayı, ne müslüman,ne hiristiyan, ne yahudi, ne şu veya bu dinden olan, veya ateist olan kuracak...
Daha güzel, yaşanası bir dünya tüm insanlığın eseri olacak..
" Güzellik kurtaracak insanı, sevmekle başlayacak her şey."
Selamlar.......

Ülkemizin cografi ve inanc konumu bizim siyasi ve sosyal konumumuz hakkinda herzaman caprasik bilgiler üretmemize sebep oldu/olduruldu.Bu kavram devam ederken ülkemiz ve milletimiz ,icten kompradorlar ve distan sömürgeciler tarafindan kullanildi.Ülkemiz menfaatine karsi vrupa,da yapilan ve cok acikli sonuclar birakan düsünce sistemlerinin ülkemizde hala devam edebilirolmasi ,milletce bahsedilen kütleler tarafindan devamla kullanilirolabildigimiz ve dolayisiyla ne teknik nede fikren ilerleyemedigimizi ispat eder.Batiyla dogu arasinda bir bag olarak görülen ülkemizin,belirli kesim ve onlarin yandaslari tarafindan,milletimizin cikarlarina karsit kullanildigi heppimiz icin aci bir gercektir.Muhakkak gelecegimiz icin en iyisini yapmak ve yaptiklarimizla yasamak heppimizin en büyük emelidir.Bunu düsünürken dünya milletlerinin güllük gülistanliklar icerisinde yasayamadigi gerceginide hicbirzaman unutmadigimizi aciklamak zorundayiz.Konumumuzu ne nasyonal nede internasyonal olarak unutmamak zorunlulugumuz gercektir.En aciklisi bu "konumu"degerlendiremedigimiz daha aci bir gercektir:
Ülkemizde milletimiz sadece cikarlarini "ne pahasina olursa olsun" diye korumaga calisan ve gittikce Avrupa,nin 30-45 yillarini savunan ve bu idyolojiyi bilerek ve faydalanarak ,diger taraftan sifirla evine giden ve günlük yasamini anlayamayan insanlarimizin kukla haline getirildigi bir düzeye geldik.Cikarci siniflarinin inanci,gecerliligini yitirmis idyoloji ve düsünce sekillerini (hic inanmadiklari halde) cikarlarina kullanirken,milletimizin zamanini sezen düsünürlerine cok ihtiyaci oldugu fakat tarihi bir hastalik olarak dogrudan görüs bildiremediklerinden ,birlikte dahacok izdirap yillari yasayacagi gözle görülürken bize esit dünya milletlerinin ulastiklari seviye veya kazandiklari ön kuvvet inkar edilemez.Sebeplerinin basinda cikarlar icin (yerli ve yabanci) herkonuda geribirakilmis cogunlukta olan dimaglarimizdir.

Selamlarimla

Bilenli Kardeşime Katılıyorum.
Bizim neye karar vereceğimize ne AB ne de ABD karar vermemeli. Kurtuluş Savaşı ile de bu iradeyi ortaya koymuş bir milletiz. Ezilen milletere de bu analamda örnek olmuşuz. Ancak yazısına bir eleştirim olacak.
Faşizm ve Nazizm 2. Dünya Savaşı ile tarihin çöplüğündeki yerini aldı. Ancak aynı şekilde Komünizm de aynı çöplükte yerini aldı. Bu sebeple bu iki ideoloji ve onun türevleri insanlık için asla bir kurtuluş olamaz.
Mevlana bunun gibi durumlar için çok güzel bir söz söylüyor. Diyor ki;
"Dün dündür cancağazım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım"

Sayın Gürman ise herzamanki gibi AB üzerinden Milli Devlet'e (Her ne kadar birileri Ulus Devlet desede) saldırıyor. Ona sahip çıkan unsurların tamamını Komünist Manifestonun sloganları ile Faşist olarak suçluyor. Bu sebeple söylediklerinin hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur.
Milliyetçilikten korkuyormuş. Elbette korkacak! Cumhuriyeti kuran ideoloji önce bu tür mandacıları halletti. Bu sefer de aynısı olacak. Hiç kimsenin şüphesi olmasın.
AB diye bize Bağımsızlığını devretmiş bir Türkiye teklif ederken defalarca sormama rağmen hala cevabını vermedi.
Ne diyordu AB Dönem başkanı?
"Türkiye'de asgari ücret çok yüksektir"
Bu AB mi insanlarımıza mutluluk getirecek?
Kendi halkına 2000-4000 Euoro veren AB'nin güçlü ülkeleri Türk halkı için asgari ücret olarak 220 Eoruyu bile fazla görüyor.
Birileri de bize hala HİKAYE anlatıyor.

Sn,Aksu,
istersen Bilenli,ye veya kendine hak cikarin,siz gerikalmis AB de coktan yerini yitimis fasiszmin savunuculugundan baska birsey yapmiyorsunuz:
sizin "böyle bizi alirsaniz alin " taktigi coktan bitti,siz ve sizingibiler bitirdi.
Gelecek sizingibi düsünemeyenlerden ayrinmis olacaktir,problem sizin gibi cikarci guruplaridir,sizde onlardan birtanesisiniz.
Savundugunuz ne Atatürk nede Gülen?Atatürk,ü bu arada unuttuk bile?
Bu konuda hakkinizda kanitlar getirebilirim,sadece AB ve ABDye karsi olmakla veya karsit olmakla düzeyin degismeyecegi aciktir:savundugunuz düzey TÜrkiye,yi ABD satmistir,siz ABD usagisiniz.
Oda Irak,tan basladi yeniden politika üretmege, sizin gibi yanlis düsünürler yüzünden,bekleyin "ISTEKLERINIZ OLACAK!!!"
Bütün bu problemleri basimiza acan ise savundugunuz o hasta ABDÜLHAMIT HAN,dir,bildiginiz gibi:Kibris,Bulgarisristan;Girit,Rodos,Romanya o savundugun HAN zamaninda kaybedildigi gibi Filstin,in ve Israilin sorunu ayni zamanda atilmistir,keza KÜRD SORUNU Hamidiye alaylariyla kurcalanmis ve hala basimiza beladir.

Sn,Aksu,
sizin neyi nerde savundugunuz anlasilmadigi ve bundan dolayi "KARANLIK" düsüncelerle insanlarimizi bosyere mesgül etmemeniz elzemdir.Bu terennu (nakarat) baska sitelerdende okunabilinir ve icerigi ,herzaman oldugu gibi,ALEYHINIZE dir.

Almanyadan epeyi işsizlik parası alıyor olmalısın. Yoksa bu kadar hırsala AB savunuculuğu ya da bir başka deyişle MANDACILIK yapmazdınız.
ASGARİ ÜCRET SORUSUNA CEVAP VER. HİKAYE ANLATMA GÜRMAN.
Kurtuluş Savaşında sizin gibi mandacıları İzmir'den denize döktük. Gerekirse bir daha dökeriz.
Daha düne kadar Komünisttiniz. O rejim yıkılınca Sosyalist oldunuz. Şimdi AB'ci oluyorsunuz. Yahu bir de kendiniz olmayı deneyinsene.
Atratürk ne diyor bak!

HİÇ BİR MİLLET BİR BAŞKA MİLLETİN MUKALLİTİ (TAKLİTÇİSİ) OLMAMALIDIR.

Marks'ın heykelleri bile yıkıldı. Cumhuriyretimiz hala ayakta Gürman.

Sn,Aksu,
anlasmazliga lüzüm yok,lütfen AB de 220 € olarak bahsettiginiz "asgari ücret cetveli" ni buraya asin ,bizde bilgilenelim.
Bu sitede cokdefa yazdik:AB kanunlarinda asgari SAAT ÜCRETI 8 EURODUR.bu birgöünü 8 saat hesap edersek 64 €/ gün yapar ve 20 gün/ay hesap edersek 1280 €/ay yapar.(Brutto)

Lütfen heryerde ve herdefasinda yaptiginiz gibi milletimizi yanlis bilgilerle oyalamayiniz.
AB nin sosyal yasam ve katilimlarindan cokdefa yazdim,herhal kimse okumamis.
Bu paralar hic önemli degil,yasam ve sosyalhaklar cok önemli,insanlarimizi sadece material olarak ölcmeyelim,manevi degerlerimize dokunulmayacaktir.

yanlis bilgilerle halkimizin fikrini bulandiriyorsunuz,herhal farkinda degilsiniz?

Sn,Aksu,
konulari carptirmayin,benim issizim sizin müstesarinizi alt eder,issizde degilim siz adiliginizi göstermek isterken artik sablonlasmis deyimler kullaniyorsunuz anlasilan.Size o yalanlari düzenler gibi aynisisiniz:MILLETIN PARASIYLA CALISMA BAKANLIGINDAN GÜNÜN HER SAATINDE CHETLERDE DALGA GECEN SUSIKLR,UN SAKIR AKSU,SU .
Haddini bil ve terbiyeni milletin adina bozma,sen millet degisin,Hemsininde tek temsilcisi degilsin:NEREYE GÜVENIP MILLETE HAKARET EDIYORSUN VE ADILIGINI GÖSTERIYORSUN?
TEKRARLA:
TÜRKIYE SENIN GIBI RUHSUZ,BILGISIZ,CIKARCI INSANLAR YÜZÜNDEN GERIKALMISTIR.
HERYERDE TEKRAR EDERIM VE EDECEGIM.
MILLETIN TAM YÜZKARASI SENINGIBI YOBAZ VE FASISTLERDIR(CIKARLAR UGRUNA)
TERBIYENLE YAZSAYDIN TERBIYELI CEVAP ALIRDIN SUSIGLERUN HIRSIZI

ASGARİ ÜCRET……………………..488,70… YTL

SSK PRİMİ % 14……………………..68,42…YTL

İŞSİZLİK SİG.FONU % 1………….4,89…YTL

DAMGA VERGİSİ % 06…………….2,93…YTL

KESİNTİLER TOPLAMI……………76,24….YTL

NET ASGARİ ÜCRET …………….412,46..YTL

Yakarıda ASGARİ ÜCRET HESAPLAMA TABLOSU var. Bo tablo üzerinden basit bir işlem yaparsak aşağıdaki sonuç çıkıyor.

22 ARALIK 2006 GÜNÜ SAAT 15:30 itibarı ile 1 EUORO 1.8725 YTL
Buradan bir hesap yaparsak: 412,46 / 1,8725 = 220,27 EURO

Yani Türkiyede bir işçi 220,27 EORO AYLIK ALIYOR.

Sayın Gürman;
Zannederim bu hesaba bir itirazınız yoktur.
Şimdi o sorunun cevabını verecek misiniz yoksa bilmediğiniz konularda ahkam kesmeye devam mı edeceksiniz?

SN,AKSU,

"SUAN TR ISCI ALIYOR= ALACAK" DIYE BIR FÖRMÜL YOK:YANLISINIZ ORADA.
CEKOSLAVAKYA,DAN GELEN ISCILER BILE BIZDEN 8€/SAAT ALIYOR,YUKARIYA DOGRU KALIFIYENIZ VE YASINIZA GÖRE HUDUT YOK.
ISTE BU HUDUT COK ÖNEMLI:KIM KALIFIYE ISCI VE 20_50€/SAAT ALIR,KABILIYETI NEDIR,NE KAZANDIRIYOR FIRMAYA?
ISTE BURDA KAPITALIZM BASLAMAKTADIR.
AMA SUNUDA YAZAYIM:IKINCI EL ARABA 2 BIN €,BUZDOLABI 200,PANTOLON 20 (IYISI),MUZ PORTAKAL1€/KG ....HATTA DAHA UCUZ SEKTÖRLER BILE VAR,HICKIMSE AC KALMAZ GERCEKTEN.
HASTAHANE VE ÖN MÜAYENE ÜCRETSIZ;EMEKLI MAASI ENAZ 500 (VE HERKES EMEKLILIK KASASINA KAYITLI,ISTER CALISSIN ISTER OTURSUN(SOSYAL KASAYA MAASTAN KESILEM FAKAT MILLET OLARAK BIRLIKTE ÖDENE KASA)
NERDE TR,DE BUNLARIN PARCASI?NEZANMAN OLACAK?NASIL OLACAK?
BU SORULARIN CEVABI NERDE?
ELBETTE INSANLAR CALISACAK VE KABILIYETLERINE GÖRE VERIMLERINI AKITACAKLAR.BU SISTEM SOSYAL BIR SISTEM,ALINMASINI TAVSIYE EDERIM.ÜLKEMIZDE ISLERMI O BIZIM KONUMUZ.
SOSYAL OLARAK HICBIR INSANIN KANUNEN AYRICALIGI YOK,BAZI KENDINIBILMEZLERIN PARALEL YASAMALARINA GÖZYUMULUR(BELKI SABIR TÜKENIR O BASKA)
AB SOSYAL OLARAK BIZI ILERLETECEKTIR;TAM ÜYE OLAMAZSAK BILE.
UYANACAGIZ
MESELE BURDA

Asgari ücret konusunda yorumunu bekliyorum hala.
Bilmediğin bir konuda ahkam kestin ve ben rakamları astım. Oysa sen hala hikaye anlatıyorsun.
Bu ülkedeki sendikaların yaptığı araştırmalar asgari ücret alanları açlık sınırı altında yaşayanlar olarak tanımlıyor ama senin o çok övdüğün AB dönem başkanı "Türkiye'de asgari ücret çok yüksek diyor"
Ciddi ol ve kaçmadan sorunun cevabını ver Gürman.
Yoksa hiç bir inanırlığın kalmayacak.

Yine nerden başladık, nereye geldik. Mutluluk bir çok parametreden oluşur, para, asgari ücret bunlardan belki de en önemsizidir, bu bir. Yıkılan heykeller olabilir, ama düşünceler gelişerek yaşar bu da iki.. Bugün Atatürk'ün heykellerine de saldırılıyor, bu da üç. Yıkılanın yerine konanlara bakmalıyız bu da dört. İsterseniz yıkılanın yerine konanları biraz irdeleyelim ve o yıkılanın altında kimler kaldı bir düşünelim.
- Küresel kapitalizm, zengin ve yoksul arasındaki uçurum iyice açıldı,işgalcı emperyalizm geri döndü, işbirlikçilik açıktan yapılır oldu, açlık sefalet, namussuzluk, şerefsizlik geçer akçe oldu. Dayanışma, paylaşma, birlikte kardeşçe yaşama küçümsenir oldu, emekçinin, işçinin, yoksulun, mazlumun hakkını savunmak, " hala orda mı otluyorsun" oldu. Emekçiler bile emekten, haktan hukuktan bahsetmez oldu. Önce çeteleşme, sonra mafyalaşma oldu, devletler bile mafyalaştı. Eskiden bir kral vardı, şimdi kendini güçlü hisseden herkes diğerlerinin kralı oldu. Patron işçiyi, güçlü devletler halkları köleleştirmeye, köle olarak görmeye başladı.... Bu saydıklarımın ve sayamadığım daha yüzlercesinin edebiyatı, sanatı, sineması, felsefesi yaratıldı, insanların beyinleri hadım edildi.
Şimdi soruyorum; yıkılan heykellerin, umutların altında kimler kaldı.
Biraz düşünün...
Kimler yıktı, neden yıktı, yerine ne inşa edildi..
Bu çok önemli, yıkılan yıkıldı, ama kurulanı kabul etmek zorunda mıyız.
Yıkılanın tümden yanlış olduğunu söyleyebilir miyiz. Ondan çıkaracağımız dersler yok mu? Yeniyi eskinin külleri üzerinde kurmak zorundayız. Birikimi toptan inkar mı edeceğiz?
Yıkıldı dediğiniz heykellerin malzemesinden yeni bir dünya kurulur, ama ne olduğu belli olmayan, toplama malzemelerinizden ancak bir gecekondu kurabilirsiniz.
Sayın GÜRMAN, bir kaç söz de size; Avrupa da yaşıyorsunuz, oradaki insanların aldığı yüksek ücretlerin ve refahın altında, geçmişinde ne var biliyor musunuz? Ben sayayım, Afrikalının kanı var, Asyalının teri, yoksul kanı emen Avrupanın refahı beni bu yönüyle ilgelendiriyor. Avrupanın bu kan damarları bir kesilsin, inan ordan kaçmak için fırsat bile bulamazsın, çünkü önce orda yaşayan yabancılarıı yok ederler, sonra kendi kendilerini.. 1933 - 45 tarihleri çok uzak değil, bir düşün..Bir de, düşüncelerinden ne kadar farklı düşünceler de olursa olsun bu platform da yazı yazanlara lütfen daha tahammüllü karşı cevap yaz. Bu dostça bir tavsiyemdir.Yanlış anlama..
Herkese sevgi ve selamlar.

Şu bir gerçek ki Türk HAlkı 1 yıl öncesine göre AB ye daha az inanıyo ve güvaniyor.Son 1 yılda gerçekleşen olaylar AB nin gerçek yüzünü Halkımızın görmesini sağlamıştır kanaatimce.Gerçi AB nin ,batının gerçek niyetini az çok bilyorduk Millet olarak ama çaresizlik bir umut gibi geliyordu AB.

Sn,Bilenli,
esasinda ayni hastalik ve ilaclardan bahsediyoruz:sahsim icinde AB tek cözüm degildir,ama tekrar vurgulamak isterim ABD hucumbotu kapitalizmine nazaran sosyal düsünce ve insan haklari yönünde ülkemize ,az olsa bile,birseyler getirecektir diye inaniyorum.
Gerikalmisligimizin tarihi ,ülkemizin rönesans ve Fransiz devrimini uykuda gecirmesiyle baslar ve bu uykudan hala uyanmis degildir:cünkü rönesans sadece güzel heykeller ve resimlerin yapildigi cag degil,humanist düsüncelerin temellerinin atildigi zamandir.Toplumuzda bu düsüncelerin hala temelsiz olusu,diger milletlere karsi enbüyük dezavantajimizdir.
Gercek suki:Atatürk,ün kurdugu partinin bile "kizil elma-yesil armut" düsünceleriyle fasizan ve yobaz cevrelere hitab edebilmesi,tarihi gerikalmisligin eseridir,nihayet bir kesimden oy alma cözümüdür,getirisi az olacaktir.Ülkemiz gelistirilemeyen Atatürk,cülük ve latent(herzaman devam edebilen) dincilik arasinda,cikar guruplarinin mafyalarin...tesir alanina girmistir.Kapitalist ülkeleri metheden kim?Diger taraftan "milleti bogazlamak"bu ülkelerde hicbir zaman olamiyacaktir,bunun icin hertürlü yasalar milletler tarafindan benimsenmistir,o sadece henüz daha bügüvazi devrimini tamamlayamayan ,yari koloni,gerikalmis ülkelerde mümkündür.Sosyal konuda birazolsun ileri adimlar atildigi bölgeler olarak Güney Amerika ülkelerini ele alabiliriz.Buna karsin Ort-Dogu ve Islam ülkeleri hala kis uykusundan cikamamislardir.Devrimse kimle yapacagiz?Hala Inanc ve irki politik malzeme olarak kullanabilen milletlerlemi?Yoksa sunni-siii,alevi -dürzi tartismalariyla calkalanacak olan milletlerlemi ve nezaman?
Herzaman tenkid edilen ise Türkiye,nin sanki herseyi elinden alinacakmis gibi milletini korkutup kendini izole etmesidir,daha dünyaya acik politikalarin cok daha verimli olacagini gelecek gösterecektir.
Sarfedilen bir iki adi kelimenin sahsinizla alakasi yoktur ve böyle anlamanizi isterim,sebep olanlar anlamislardir.
Ayrica herhangi bir sekilde dis ülkelerde yasamamiz,ülkemizin sorunlariyla ilgilenmemiz anlamina gelmeyecegi asikardir,bizde o ülkenin has evlatlariyiz.
Belkide yapabildigimizpozitif tecrübelerle ülkemize daha yararli olabilecegimize olabilecegimize kimseyi inandirmak zorunda degiliz.
Selamlarimla

Sayın Gürman;
Öncelikle sarfettiğinizi söylediğinizi o bir iki adi kelimeyi bu sitenin tüm üyeleri olarak şahsınıza iade ediyorum. Çünkü kem söz sahibinindir.
Yazınızda her zamanki gibi bir sürü tutarsızlıklar vardır. Düzeltmeye kalksam biliyorum ki cevabını vermeyeceksiniz. Asgari ücret konusunda 220 Euro’yu salladığımı söylediniz ben rakamları ortaya koydum ve siz sanki öyle bir şey söylememişim gibi cevap vermediniz. Sıkıştığınız yerde sukut gösteriyorsunuz. Hala bu konuya cevabınızı bekliyorum.
AB konusunda size katıldığım tek nokta var. Kopenhag Kriterleri. Bunlar AB istediği için değil bu milletin hakkı olduğu için mutlaka Türkiye’de de uygulanmalıdır. Türkiye’de tepeden inmeci antidemokratik uygulamalara bir an evvel son verilmelidir. Zannediyorum ki sizin de buna bir itirazınız yoktur. Benim karşı çıktığım AB’nin hiçbir üyesinden istemediği sosyal ve ekonomik dayatmalarıdır.
Üyesi İspanya’yı korumak için bizden Fındık bahçelerimizi sökmeyi isteyen AB değil mi?
Devletin sahip olduğu tüm iletmeleri satın almak için sıraya giren AB ülkeleri değil mi?
28 Şubat Post Modern Darbesinden önce bu ülkede birçok banka vardı. AB Türkiye’de bu kadar banka çok dedi ve bizler de el koyduk. Ama şimdi o Bankaların birçoğu yabancılara satıldı. Yeni bankalar ise adeta Düyun’u Umumiye gibi çalışıyor. Cari açığımız 18 Milyar dolara çıktı. AB bunları düzeltin demiyor ama 220 Euro asgari ücrete fazla diyor. Siz de hala hikaye anlatmaya devam ediyorsunuz. Ekonomik anlamda bağımsız olmayan bir ülke gerçek anlamda bağımsız olabilir mi?
Her insanın ruhunda Hümanizm vardır. Ancak bunu siyasi olarak ülkemizin aleyhine kullananlara alet olmak ahmaklık değil mi? AB hiçbir üyesinden istemediği “Ana dilde eğitimi” bize neden dayatır?
Aleviler genetik olarak öz be öz Türk iken neden onları Azınlık sayarak bu ülkede mezhep kavgalarını körüklemeye çalışır?
Kızıl Elma Ülküsünün ne olduğunu biliyor musun? Adım gibi biliyorum ki bundan bile haberiniz yoktur. Sovyetlerin Komünizmi emperyalist yayılmacılık için kullandığı dönemlerde o ülkü Türkiye ile diğer Türk Milletleri arasındaki bağın kopmamasını sağlamıştır. Ama sence bu faşizm’dir. Çünkü Komünist efendilerinizi size bu ülkede Milli olan her şeye FAŞİZST diye saldırmayı öğretmiştir.
Dine düşmansın, Milli olan her şeye düşmansın. Almanya’da yaşarken onların ideolojisi ile asimile olduğunun bile farkında değilsin. Burada eleştirdiğin her konuyu Atatürk sahipleniyor ama sen ona dil uzatmaktan korkarak Milliyetçiler üzerinden Atatürk’e saldırtıyorsun.
AB konusunda sen hikaye anlatmaya devam ederken BU İŞİN SENELERDİR İÇİNDE OLAN Cem Duna bakın ne diyor.
“AB’ye üye olunca bağımsızlığımız kaybedeceğiz ama daha büyük ve bağımsız bir yapının bir parçası olacağız”.
Demek ki olay sizin anlattığınız gibi değilmiş.
Bu ülke bağımsızlığını da kaybedebilir. Hatta toprak da kaybedebilir. Ama iyi bilin ki bunu yapmak isteyenler bedelini de ödeyeceklerdir.
Türkiye devleti bağımsız bir cumhuriyettir. Sizin sandığınız gibi Ali Babanın çiftliği değildir.
Bu yazıya cevap verecekseniz önce sorulara cevap verin. Sorulara cevap vermeden yapacağınız eleştirinin de hiçbir kıymeti harbiyesi olmayacaktır.
Önce sorulara cevap verin. Cevap veremiyorsanız en azından bunu samimiyetle itiraf edin.
Hala cevap vermeyecek misiniz? Ya da nereye kadar kaçacaksınız?

Bir not da Bilenli Kardeşime;

"Mutluluk bir çok parametreden oluşur, para, asgari ücret bunlardan belki de en önemsizidir" demişsiniz.
Bu doğrudur da açlık sınırı altında yaşayan insanların mutlu olması da sözkonusu değildir. Hatta böyle insanların vatanlarına sevgisi de kalmaz. “Doğduğun yer değil doyduğun yer” atasözü boşa söylenmemiş olsa gerek.

Sayın AKSU, ben asgari ücret ve para mutluluğun belkide en önemsiz parametresidir derken yoksulluğu övme gibi bir amacım yoktu. Sadece diğer parametreler yerli yerine oturursa zaten yoksulluk olmaz demek istemiştim. Atasözlerine gelince; her ata sözü doğru değildir. Sadece bir durumu anlatan atasözleri genelleştirilemez. Örneğin, - Sana dokunmayan yılan bin yaşasın, - Gemisini kurtaran kaptan, vb..
Bir de zenginlik ne üzerine kurulmuş, gözyaşı, kan ve sömürü üzerine kurulan saltanat mutluluk sağlar mı?.. Konumuz Avrupaydı , Avrupanın sömürüsünden pay alan ve sesini çıkarmayan, hatta kendilerince geri kalmış ülkelere demokrasi dersi veren emekçi kardeşlerimeydi sözüm. Avrupalı solcu, sosyaldemokratlaraydı yani. Onlar ki Türkiye de çalışma hayatında sendikasızlaştırma, köleleştirme, vahşi kapitalist dönemi aratır 12-14 saat çalıştırma , düşük ücret, sigortasız işçi çalıştırma gibi bir çok can alıcı sorunun olduğu ülkemizde bu konulara hiç değinmezler. Sitemim bunlara idi. Gelirler hemen Diyarbakır'a giderler, Ermeni cemaatini ziyaret ederler, Orhan Pamuk gibi bir takım populistin mahkemesinine girerler.. Ama bu ülkede gerçekten düşüncesi uğruna acı çekenleri yok sayarlar. Yaşam mücadelesi veren milyonları yok sayarlar. Solcusu böyle olan bir Avrupa benim örnek alacağım, içine girmek için uğraş vereceğim bir kulüp olamaz.. Böyle bir birliğe girmektense kendi ülkemin ceza evine girmeyi yeğlerim.
Uygarlık; parayla, teknolojiyle, modern şehirlerle ölçülmez. Uygarlık; " Otların büyürken çıkardığı sesi duymaktır.", Uygarlık; " Bir böcek türünün dünyadan yok olmasının acısını yüreğinin derinliğinde duymaktır." Uygarlık;
" İnsanlığın çektiği tüm acıları kat be kat hissetmek, bu acıların dinmesi için daha büyük acıları göğüslemeye hazır olamak, ve bu uğurda mücadele vermektir."
Bu bağlamda Avrupa ve ABD sınıfta kalmış BARBAR'lardır.
Selam ve sevgiler....

Bana diyecek bişe bırakmamışsın Güzel kardeşim.
Şimdi sana da Faşist diyecekler eyi mi?

ŞEKER GİBİ VALLAHİ BOŞA KÜREK SALLAMAK DERLER BUNA ARKADAŞLAR NEYİ TARTIŞIYORUZ AVRUPALI EMPERYALİSTLERİN EKMEĞİNİ YİYİP ONLAR GİBİ DÜŞÜNMEK ÇOK ÇOK KOLAY AMA ANADOLUNUN EZİYETİYLE BU ÜLKENİN SARIKAMIŞ DESTANIYLA YADA GERÇEK EMEKÇİLERİYLE EMEKÇİ GİBİ DURULURSA ab NİN NE OLDUĞUNU ANLARLAR SANIRIM . BİR ATASÖZÜ VARDIR GAVURUN EKEMEĞİNİ YİYEN GAVURUN KILICINI KUŞANIR BEKARAKARI BOŞAMAAK KOLAYDIR BUNLAR BOŞLAF DEĞİL SOLU SAĞI ONU BUNU BIRAKIP KENDİMİZE BAKALIM DERİM BİLENLİYE KATILIYORUM HALA SAĞDUYULU DEMOKRAT SOSYAL DEMOKRAT İNSANLARIN BÖYLE BİR ŞEYE EVET DEMEMELERİNİ HAZM EDEMİYORUM TARTIŞILMASI BİLE BENİ ÜZÜYOR

NOT HÜRİYETLERİNİ KAYBETMİŞ TOPLUMLAR YOK OLMAYA MAHKÜMDURLAR .

AKP Hükümeti kurulup,kimsenin ummadığından daha fazla AB'cı kesilip,AB'ye uyum yasaları çıkarırken,zafer çığlıkları atanların Türkiye'de ki oranı %80'lere varıyordu.Bu memleketin Milliyetçi (ulusalcı) aydınları bugün gelinen noktayı o günlerden işaret ederken,dünyaya kapalı olmakla,kafatasçılıkla suçlanıyorlardı.Artık görülmüştür ki AB'ye evetçiler %30'ların altına inmektedir.Hatta bu plartformda oran hayırcıların lehine haylı yüksek çıkmaktadır.Şükürler olsun.İnşaalah siyasiler de ,toplumda oluşan kanaatı iyi okurlar ve meydanlarda artık yok onurlu üyelik yok bizim de kriterlerimiz var masallarını bir yana bırakırlarlar.Bu Millet Ay yıldızlı Bayrağının yanına 12 havarıyi temsil eden mavi bayrağı asla asmaz.Zaten AB 20-30 sene sonra kalacak mı bakalım?Eğer 90'larda esen rüzgarla Türk birliğine bu kadar çalışılsaydı bugün belki de Adriyatik'ten,Çin Seddi'ne varan bir çoğrafyada, aynı dili konuşan,aynı genlere sahip,aynı dine mensup insanların birliğine sahip olacaktık.Artık o da çok zor.Bu davanın en ön saflarında bulunan parti bile onurlu AB'cı olduktan sonra.

TÜRK BİRLİGİNE EWET AMA AVRUPAYI ZAMANINDA TİTRETEN BİZLER ŞİMDİ AVRUPALI OLMAK İÇİN CAN ATIYOZ NEDEN?
OSMANLININ DİLİ OLSADA BİZLER İÇİN NEDERDİ ? NE DÜŞÜNÜRDU ?
TEK BİR ŞEY AKLIMA GELİYOR YALVARMAK BİZLERE YAKIŞMAZ
YAZIK

AVRUPA BİRLİĞİ Mİ?