Ali BAŞPINAR

      Ali BAŞPINAR

      Belki birçoğumuz tanımayız,adınıda duymamışızdır ama Çamlıhemşin doğumlu hayatı Emperyalizm ve faşizmle mücadele ile geçen,12 Martta dev-genç davasından 2 yıl,12 eylüldede Dev-Yol üyesi olduğu iddiası ile 11 yıl cezaevinde yatan ,töb-der kurucularından olan öğretmen Ali BAŞPINAR cezaevi sonrası AİHM de haksız mahkümiteti nedeniyle Türkiyeyi mahküm ettiren ve tazminat alan bir kişi. Yakalndığı sinir ucu kanseri nedeniyle mücadeleyi ne yazıkki kaybetti.6 Eylül Cumartesi sevenleri ve yol arkadaşlarınca ankarada yolcu edilecek.
      Ali BAŞPINAR'ın 12 eylül mahkemesinde yargılandığında yaptığı savunmada son söz olarak şunları söylemişti: “...Emekçi halkımıza karşı yürütülen yok etme ve sindirme politikalarına, halkımızın yanında emperyalizme, faşizme karşı mücadele etmenin haklı, doğru ve meşru bir direniş mücadelesinin içinde yer almış olmanın gururu ve onurunu taşıyorum, dünyanın hiçbir ülkesinde faşizme karşı direnenler anarşist ya da teröristlikle suçlanmaz, bizlere karşı yöneltilen bu suçlama ve niteleme de doğru değildir, Devrimci Yol dergilerinde bu gerçek emperyalizme ve faşizme karşı mücadele yöntemleri çok açık ve net bir biçimde ortaya konulmuştur. Geriye doğru baktığımızda o teorik tesbitlerin doğruluğu çok açık ve net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bugün burada son sözü bize versenizde, gerçekte son sözü sizler nasıl bir karar verirseniz verin, Türkiye halkları verecektir. İnanıyorum ki halkımız bizi aklayacaktır....”
      Bu topraklar ,ülkemiz emperyalizmin boyunduruğunda kaldığı sürece,faşizm ülkemizde varolduğu sürece Ali BAŞPINARLAR yaratmaya devam edecektir.Onurlu ve Mücadeleci yaşamı örnek olsun.
      Sevgili Haçapitli;

      Bugün 2 yazı asmışsın. Bir tanesi Sabancı Suikastı sanığı Mustafa Duyar'ın Hapishanede Nuri Ergin çetesi tarafından öldürülmesi. Diğeri de Dev-Yol Dev-Genç davası ile ilgili bu yazılar birbirleri ile çelişmiyor mu?

      Veli Küçük önce Dev-Yol'u kullanarak Sabancıyı öldürtüyor sonra Mafya'yı kullanarak Sabancının katilini öldürtüyor. Sen de Ali Başpınar'ın savunmasındaki sölyediklerini aktarıyorsun. Oysa ilk yazında net olarak Ergenekon2un Dev-Yol'u kullandığını söylüyordun.

      Dev-Yol, Dev-Sol,Dev-Genç yüzlerce cinayet işlemiştir. Bunlar eli kanlı terör örgütleridir. Senin burada savunduğun Dev-Yol ve Dev-Sol Hemşin'in 2 yiğit evladı Dursun İnce ile Şevki Kobal'ın katilleridir. Dursun İnce'yi öldüren katiller Şevki Kobal'ı da öldürmekten yargılandı ve ceza aldılar.

      Dev-Sol,Dev-Yol, Dev-Genç vb. nin tatktikleri SİLAHLI PROPAGANDA değil miydi? Bunu ülkenin sokaklarına astıkalrı pankartlarla ilan etmediler mi? Ne anlatmaya çalışıyrosun belli değil. Gerçek faşizme karşı çıkmak adına ülkenin gençlerini öldürmek olsa olsa emperyalizme ve "İhtilalin olgunlaşmasını beklemeye" hizmettir.

      Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun böylesine örgütler yerli yabancı derin itibatları olmadan 1 tane cinayet bile işleyemezler. Oysa sen bu eli kanlı terör örgütlerinin bağımsızlığından bahsediyorsun.

      Geç bunları bir kalem Sevgili Haçapitli. O dönemde binlerce genç öldü. Bu ülke çok büyük bir yıkım yaşadı. Bu yıkımda birileri ülke gençlerini kullandı. Memleketi kan gölüne çeviren derin örgütler sonunda 12 Eylül ile gençleri bir de darağacına çıkardı. "Allah bir dasha bizlere o günleri göstermesin" diyeceğine eli kanlı katil örgütleri överek gençlere nasıl bir mesaj vermek istiyorsun? Gençler silahlansınlar mı?
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      DEVRİMCİ YOL'U SENİNLE TARTIŞMANIN YERSİZLİĞİ AŞİKAR.NEDEN DERSEN TARİHİ BİRAZ SAPTIRMAYA ÇALIŞIYORSUN.DEVRİMCİ YOL AMAÇLADIĞI BİR DÜNYA,YAŞAM BİÇİMİNİ FATSADA KISA SÜREDE OLSA HAYATA GEÇİRMEYİ BİLDİ.BU FATSA GÜZELLEMESİ ONLARIN NE UĞRUNA MÜCADELE ETTİKLERİ VE KİMİN YANINDA YERALDIĞININ KANITIDIR.ALİ BAŞPINARIN YOLCULUĞUNA KATILIM BU GÜZELLEMENİN DEVAM EDECEĞİNİN GÖSTERGESİ OLACAKTIR.ANKARADASIN VE TAKİP EDERSİN UMARIM.
      Çektiği tüm acılara rağmen direnenlere, ayakta kalanlara selam!

      Sisteme değil, kansere yenilenlere bin selam!

      Sistemin çarklarına yağ değil, kum olanlara selam!

      Selam sana Ali BAŞPINAR Yoldaş!

      "Kavgamız bitmedi, sürecek,
      Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek..."
      Kulaksız işitmek dilsiz ifade
      Canım cananındır edem iade
      Vücut bir camidir vicdan seccade
      Onun bunun çıkarına seremem
      Hikaye anlatıyorsun Haçapitli Kardeşim. Amacın büyük olabilir ama en azından geçmişte yaşananları inkar etme. Sadece Devrimci Yol değil terörü propaganda aracı olarak kullanan tüm örgütler yüzlerce cinayet işledi. Hiç bir amaç kendi vatandaşı gençlerden binlerce insanın öldürülmesine gerekçe olamaz. Fatsa'da neler yaşandığı da o dönemi yaşayanların malumudur.
      Diyelim ki Sol Türkiye'de başarılı olsaydı da Türkiye NATO'dan çıksaydı Varşova Paktına üye olmayacak mıydı? ABD Emperyalizmine karşı Sovyet Rejiminin ideolosiji Komünizmden başka ne teklif ettiniz? Çözüm bu topraklardadır. Bunu bir türlü göremiyorsunuz.
      Sevgili Bilenli'nin anlattığı Hatay-Mardin-Şam arasındaki kültürü bir daha okumanızı öneririm.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      OMURGALI,ADAM GİBİ ADAMDI O!

      Sıcak bir eylül sabahı onu uğurladık…
      Dostları, yol arkadaşları, sevenleri…
      O devrimcilerin Ali Butto’su…
      O bir eğitimci…
      O bir devrimci…
      O Yağmur’un babası…
      O Ali Başpınar...

      Çamlıhemşin doğumlu Ali Başpınar, beş yaşında Altındağ’ın Hıdırlıktepe semtine yerleşiyor. Karadeniz’in yemyeşil dağları, gürül gürül akan derelerinden sonra suyun zorla ulaştığı Hıdırlıtepe’den bakıyor, Ankara’ya, Türkiye’ye ve dünyaya…
      Başkentin o yoksul tepesinden açılan küçücük pencereden ailenin tek okuyan çocuğu olarak Ankara’ya bakıyor. Öyle bir bakış ki, onu önce 12 Mart’ın sonra da 12 Eylül’ün zindanlarıyla buluşturuyor.
      1981 yılının soğuk bir şubat günü polislere direniyor ve ayaklarından vuruluyor. Sonrası 90 gün Ankara Emniyeti’nin ‘Dal Grubu’ işkencecilerinin kanlı tezgâhlarından çıkmayı beceriyor.
      En önemlisi de insanca gülmeyi…
      Gülmek, gülmeyi bilen herkese yakışır.
      Ali Başpınar’a bir başka yakışıyor…
      12 Eylül’ün karanlık günlerinde sekiz buçuk yıl Mamak iki yıl Ceyhan cezaevleri olmak üzere 11 yıl yatıyor…
      Ali Başpınar, 12 Eylül mahkemelerinde son sözlerini şöyle haykırıyor: “Bugün burada son sözü bize verseniz de, gerçekte son sözü, sizler nasıl bir karar verirseniz verin, Türkiye halkları verecektir. İnanıyorum ki halkımız bizi aklayacaktır…”
      Oysa ne vardı aklanacak…
      Onlar, ‘Sevgili yerine çıplak mavzere/sarıldık ey halkım unutma bizi’ türküsünü söyleyen devrimci mücadelenin onurlu öncüleriydi…
      Onlara işkenceler yapanlar bu ülkede devletin valisi oldu. Onlar, bizim devrimci öncülerimiz olarak kaldı. Ali Başpınar’ın cenazesinin önünde, onunla 11, 12, 13 yıl yatanlar, işkence hanelerde ölüme direnenler, onun tabutun ardından anlı ak, yüzü pak, dimdik yürüdüler…
      O törende 28 yıl sonra sol yumruğumu havaya kaldırdım. Onlarca yıl sonra karşılaştığım yol arkadaşlarımla göz göze bakıştım, sarıldım ve yiğit bir devrimcinin uğurlanışına tanıklık ettim…
      Bir devrimcinin ardından; önce 2000 yılında kurucularından olduğu Dostluk Yardımlaşma Vakfı öğrencileri onu anlattı. Sırayla öğretmen yoldaşı Ali Rıza Aydın, Devrimci Yol arkadaşları Mehmet Ali Yılmaz ve Cahit Akçam…
      Cahit Akçam’ın konuşması sırasında bizim kuşak ağlıyor, gençler: “Yolumuz Ali Butto’nun Devrimci Yoludur” sloganını atıyordu…
      6 Eylül günü sonsuzluğa uğurladığımız Ali Başpınar, inadına 12 Eylül’e 6 kala yaşama veda etti…
      Ardından bir oğul bıraktı…
      Anasız, babasız bir oğul kaldı adı Yağmur.
      Anadolu insanına göre o bir yetim.
      Oysa bir devrimcinin çocuğu yetim olur mu?
      Sağlığında kurduğu Dostluk Yardımlaşma Vakfı, o ve onun gibi devrimcilerin çocuklarına hem ana hem baba değil mi?
      Törene katılan herkesin yüreğini konuşmasıyla dağlayan Cahit Akçam hepsine arkadaş değil mi?
      Ve Ali Başpınar…
      Seninle, Altındağ’ın Direniş Komitelerinin eylem günlerinde hep bir ağızdan ‘Tek Yol Devrim’ sloganımızı; devrimci gençler senin uğurlama töreninde ‘Devrim için Tek Yol Devrimci Yol’ diye haykırdılar…
      O gençlerden Osman’ın yakasındaki yıldızı istedim. Osman, yıldız içindeki fotoğrafını yakama takarken; sana son kez baktım…
      Seni yıldız demeti seni…
      Seni, ne çok yıldız uğurladı gördün

      Bu güzel insan işte böyle uğurlandı.
      Resimler
      • 2008_09_06_Ali Baþpýnar Cenaze (12).jpg

        55.6 kB, 0×0, 1,331 defa görüntülendi
      • 2008_09_06_Ali Baþpýnar Cenaze.jpg

        46.54 kB, 0×0, 1,380 defa görüntülendi
      • 2008_09_06_Ali Baþpýnar Cenaze (2).jpg

        57.32 kB, 0×0, 1,226 defa görüntülendi

      ALİ BAŞPINAR

      Hacapitli hemşerim bu sitede Ali BAŞPINAR ile ilgili methiyelerinizi esefle okudum.Bu ülkede her yanlışın bir savunucusu olduğu gibi sizide bu yanlışın içinde görüyorum herhalde yaşınız çok genç 1980'leri hatırlamıyorsunuz?
      Bunları hatırlasaydınız yada o günleri yaşamış olsaydınız metninizde bahsi geçen örgüt ve yandaşlarını hiç adınıza almazdınız diye düşünüyorum
      Ali BAŞPINAR benim köylüm arkadaşım olması dolayısıyla kendisini yakınen tanıyan biri olarak başkalarına yarana bilmek vede cabadan birşeyler elde edebilmek için maşa olarak kullanılmış ve genç ömrünü hapislerde çürütmüştür.
      Ankara KÖROĞLU olayı halen hafızalardan silinmiş değil, kendisi örgüt elemanları ile birlikte kaçak olarak bulunduğu Çamlıhemşin Yazlık Köyü'nde
      bile örgüt propogandası yaparak bu ülkenin birliğine dirliğine bayrağına ve milletine ihanet etmiştir
      Ailesi adı geçen köyde hayvancılıkla gecimini sağlamakta iken abileri mazhar,ve zeki BASPINAR her hemşinli gibi gurbette sıla hasreti çekerek
      kardeşleri Ali'yi okutabilmek için yapmadıkları hiçbir meşru iş kalmamıştır.
      Aynı aileden doktorlar,mühendisler varken Ali o yolu neden seçmiştir,işte işin aslı burdan kaynaklanmakta her fakir ailenin çocuğu Ali gibi mi? olmalıydı.Hangi hemşinli çok varlıklı olarak okumuş yada iş sahibi olmuştur hepside günün 20 saatini çalışarak mücadele ederek milletine toprağına ve çoluk çocuğuna sahip çıkarak bu günlere gelmiştir.
      Kendisine Allahtan rahmet yetim kalan oğlunada uzun ömürler diliyorum
      Devrimci Yol denen örgüt başta Fatsa ve Türkiyeye acı ve gözyaşı getirmekten başka birşey yapmamıştır. Kendilerince anti faşist mücadele yapıyoruz diye silahsız kişilerin canını alan bir örgüttü. Fatsa'da babaları sağcı diye öldürülen Reyhan ve Beyhan Kuzu kardeşler, Konya'da başına sopalarla vurularak katledilen Bilge ve Adana'daki altı öğretmen. Devrimci şiddet Türkiye'yi manipüle ederek 12 Eylülcülerin ekmeğine yağ sürmekten başka birşey yapmamışır.Ayrıca örgüt adına işletilen butiklerdeki mallar kamu kuruluşlarından çalınıp satılmakda idi. Kısacası biz Dev Yolu kötü bilirdik.

      Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen “kursad53” ().