Senozli Hemşinli

      Rahmetli babaannem Cağalver'de ateşte süt ısıtıyor. Yoğurt kuracak. Yanında Haimlerin Mustafa Dayı'nın karısı Sarbiye Hala var. Ben de halamın kızı Suzan ve Sarbiye halanın kızı Hamdiye ve oğlu Süleyman ile ateşin başındayız.
      Bu sırada ateşin duvarını simsiyah ettiği kurumla kaplı duvarından bir heloz yavrusu sütün içine düştü. Süt köpürmekte olduğundan köpük üstinden süte inmemişti ki Sarbiye Hala elini soktuğu gibi köpüğün üstündeki helozu tutup dışarı attı.
      Ertesi sabah çobana giderken ebemi,n yoğurt kurduğu çugalı henüz açmaıştık ve çobandan dönünce açtık ama ne Suzan ne de Hamdiye o yorurdu yemiyordu. Ben de kararsızdım. Ebem tereddütümüzü anlamıştı ve; "Korkmayun bile olmez. İçine düeşn sizden boyuk değildu" dedii"...
      Süleyman ile ben içine sıçak mısır ekmeği doğradığımız Başli Yoğurdu kızları pahillendirmek için dilimizi damağımıza vura vura ve ağzımızı şapırdata şapırdata yedik...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Çok samimi çok içten bir başlık olmuş.Senozlu bir ailenin çocuğu olarak hemşin asıllı olduğumuzu çok duyardım ama burda konuşulması anıların, atma türkülerin paylaşılması çok güzel olmuş.Yurtdışından memleketime özellikle siz yörem insanına selam ederim: )Sağlıcakla ve böyle hep şen kalın;)