Bu filmi çok merak ediyorum Rize'ye geldiğinde gideceğim Yaşar abiyi sinemada görmem lazım. Yakışır abime

Sonbahar filmini izledim güldüğüm tek sahne Koğuş Yaşar abinin yer aldığı sahne oldu yanlız ben değil bütün izliyenler güldü

hakan cığım film ANKARA da ne zaman vizyona giriyor dediğin gibiyse tüm hemşinlilerin seyretmesi gerken bir film helede yaşar abi varsa dahada zevkle izlenir mutlaka merzede çekilmiştir yoksa yusufu omu oynuyor
?

buraya yazarsan bilgi sahibi oluruz sevinirim kendi adıma

film bugün sinemalarda..

filmin galasına gittik
yaşam şekli olduğu gibi yansıtılmış... lazca konuşmalara çok yer verilmiş alt yazılı bi film diyebilirim ama güzeldi herkese öneririm

Vizyon tarihi: 19 Aralık 2008

Yönetmen:Özcan Alper

Senaryo :Özcan Alper

Görüntü yönetmeni:Feza Çaldıran

Tür: Dram

Yapım: Türkiye 2007 (Renkli)

Dil: Türkçe


Yusuf, geçirdiği ağır hastalık yüzünden cezaevinden serbest bırakılır ve köyüne döner. Sadece yaşlıların kaldığı köyde Yusuf ve arkadaşı Mikhail’in konuşmaları hep yaşanmamış gençlikleri ve zamanla ilişkileri üzerinedir. Yusuf yıllarca hapishanede kalmanın verdiği alışkanlıkla insanlarla kolay ilişki kuramaz. Bir gece karşısına ilçedeki meyhanede konsomatris olarak çalışan Gürcü kızı Elka çıkar.

ne yazakki bu aralar umutla gidip hüsrana uğradığım ikinci türk filmi.. sanırım ben filmden çok şey beklemiştim ve bulamadım o beklediklerimi.

evet filmde bol bol karadenize, karadenizin doğasına, yaşam şekline yer verilmiş ama film alıp götürmüyor.. vermek istediği duyguyu izleyiciye tam yansıtamıyor..

yöreden olan biri olarak filmin bölgede çekilmiş olması ve o yansıtılan kareler gerçekten heyecan verici, ama konu çok da iyi işlenememiş filmde..



böyle hüsrana uğradığım filmlerden biri de ıssız adamdı. şimdi mahsun kırmızıgül'ün yönetmenliğini yaptığı filmi bekliyorum.. martta yayına girecekmiş o da. bakalım bir türk filmi olarak o nasıl bir film olmuş göreceğiz..

Yönetmenin gerçek bir olaydan yola çıkarak yarattığı,ana teması aşk ve öüm üzerine kurulu olan Sonbahar,işleniş tarzı açısından bildik formüllerin dışna çıkan önemli bir film bence.
Hemşince konuşulması fimin en politik yanı olmasına rağmen,ajitasyona kaçmadan sanatsal bir nitelik taşıması filmi dahada anlamlı kııyor.Ayrıca yaşamın çk yalın bir şekilde yansıtılması,karadenizin görkemli manzarası eşliğinde mevsim değişikliğin görüntüenmesini çok başarılı buldum.
Filmin farklı ülkelerdede çeşitli ödüller alması,kültürel çeşitlilik ve ülkeler arası diyaloglar açısındanda kayde değer bir durum .
Kopeli,filmle igili detaylar için teşekkürler.'hemşinlilerin genelinin siyasi düşüncelerinde sol eğilimli olması hemşince konuşulması v.b.özelliklerin vurgulanıyor olması durumuna tüm hemşinliler gibi benimde canımı sıktı'demişsin.
En azından benim adıma canını sıkma!!!!!!!!!
Yöremizle ilgili,hemşinlilerle ilgii çekilen ilk ve tek film olduğu için,bizi anlattığı ve bizden olduğu için yönetmen ÖZCAN ALPERİ kutluyorum,başarılarının devamını diliyorum.İkimizinde İ.Ü.Fizik bölümünde aldığımız eğitimin sanata,hayata ve bilime aynı noktalardan bakmamıza neden olduğunu düşünüyorum.
Gökhan(ocoliman),filmi özellikle izlemeni tafsiye ediyorum.Paylaştığımız bir konu ille ilgili benzerlikler taşıdığını düşünüyorum,yorumlarını merak ediyorum.


Herkese sevgiler.

Kopeli,


Yazımda sadece film ie ilgili düşüncelerimi paylaştım.Sizin"tüm hemşinliler gibi canım sıkıldı"cümleniz gibi bir genelleme yapmadım,sadece o genellemenin içinde olmak istemediğimi belirttim.

Amacım sizin algıladığınız gibi olsaydı film ile ilgili olumsuz düşünen herkese yanıt vermiş olurdum.Ayrıcanada sizin beni yargıladığınız gibi fikirlerinden dolayı kimseyi yargılamadım.

Yazımı dikkatli okursanız,hemşince konuşulduğu için mutu olduğumu ifade eden tek bir cümlenin bile olmadığını görüceksiniz.

Filmde hemşince konuşulmasını politik bulduğumu zaten belirtiyorum,ama bunu karadenizin çok dilli ve çok kültürlü yapısını ortaya koyma çabası olarak görüyorum.

Size göre,futbolla ilgili yorum yapmak için futbolcu,ekonomi ile ilgili yorum yapmak içinekonomist,siyasetle ilgili yorum yapmak için politikacımı olmamız gerekiyor? Bu konuda fikir yürütmek için hemşincede ,lazcada bilmek gerekmiyor heralde.

Ayrıcanada kendinizle çelişkiye düştüğünüzü görüyorum,daha önceki ifadelerinizde "bu filmi tüm hemşinliere öneririmdiyorsunuz." şimdide "çok yanlış film,benhemşinliyim,ben hemşin sevdalısıyım diyen birinin izlememesi gerekenbir film " diyorsunuz.

Filmi düşlerinin peşlerinde koşanlara adayan Özcan Alperi bir kez daha kutluyor. "Bazıları ışığın,bazıları gölgenin peşine düşer " diyorum



Herkese sevgiler.

SONBAHAR

Filmi seyretmedim ama şu anda önümde duran Doğakaradeniz Dergisinin 11. Sayısında Uğur Biryol'un Özcan Alper ile yaptığı röportajı okudum. O röportajda Uğur Biryol bir sorusunda;
"Sonbahar'ın çekildiği Hopa ve Çamlıhemşin coğrafyasında yaşayan Hemşinlilerin uzak da olsa birbirlerini tanımaları açısından bu film bir dönüm noktası oldu. Bu filmi Hopa'nın bir köyünde de çekebilirdiniz. Çinçiva Köyünü tercih etmenizde ne etkin oldu?"
Bu soruya Özcan Alper verdiği cevapta;
"Açıkçası Çamlıhemşinlileri tanıyınca şu anda unuttukları dil dışında çok fazla birbirimize benzediğimizi fark ettim. Gündelik yaşama karşı koyma ve hayatı süğrdürme ritüellerine kadar ..................
.................. O yüzden geleneksel olarak mimarisini korumuş ve hikayedeki yalnızlık duygusunu daha iyi besleyebileceği için, dil dışında kültürel olarak çok da ayrı olmayan Çamlıhemşin Çinçiva Köyünü seçtim. Ve belki de böylece sizin de bir yazınızda bahsettiğiniz üzere coğrafi kavramın dışında ortak kurgusal olarak bir Hemşin'de oluşmuş olabilir"

Dergide filim üzerine bir eleştiri yapan Sevgili Nihat Ataman ise ayrıntılı eleştirisinin bir yerinde;
"Diğer yandan, Hopa'ya özgü kültür öğeleri Çamlıhemşin'e mal olmuş dolaylı olarak. Filmde Yusuf ile annesi kendi aralarında, kimi çevrelerce Hemşince denilen, anadillerini konuşmaktadır. Bu durum Hopa'da yaşayan Hemşinlilere özgü bir durumdur. Rize'de yaşayan Hemşinliler böyle bir dil konuşmazlar. "Ben Çamlıhemşinliyim diyen bir mekanda bunun sunulması seyirciyi yanlış kararlara sürüklemektedir. Hopa'ya gidenler o vadiyi ve konakları bulamayacak; Çamlıhemşin'e gidenler ise farklı dilde konuşan bir tek yabancıya rastlayamayacaktır. ................
....................... Sonuç olarak, yöreyi bilen bir Karadenizli olarak mekan seçimlerinin yanlış çıkarımlara yol açabileceğinin bilinmesini ve bu konuda daha özenli davranılmasını beklerdim."

Yukarıda filmin yapımcısı ile yapılan söyleşiyi ve yöremizden bir kardeşimizin eleştirisinden önemli satırları aktardım. Bazı cümlelere de özellikle dikkat çekebilmek için renklendirdim ki benim yorumum da bu bölümler üzerine olacaktır.

En sonda söylediğimi en başta söyleyeyim.
Bu filmden Hemşince denilen dili çıkardığınızda geriye, eski Türk filmlerindeki "Veremli esas oğlanın köylü kızına aşkı ölümle biten hikayeleri" dışında bir şey kalmaz. Bu sebeple seyretmediğim filmin sanatsal ve sinama teknikleri açısından yorumunu yapmayacağım. Ancak hepimizin okuduğu hikayesi ve kurgulaması üzerine söz edebilirim.
Kendisiyle yapılan söyleşide Uğur Biryol'un sorduğu soruyu da eleştirmeyeceğim. Çünkü Uğur Biryol bildiğimiz Uğur Biryol. Hakkındaki düşüncelerimi de daha önce defalarca dile getirdim. Ancak yukarıda yapılan söyleşide kendisine sorulan soruya Çamlıhemşinlileri (Genelde tüm Rize Hemşinlilerini) kastederek "Unuttukları dil dışında" cümlesini kullanan Özcan Alper aslında filmin yapılış amacını da açıkça itiraf ediyor. O amaç iki Hemşin arasında ORTAK KURGUSAL bir alan oluşturmaktır. Bu siteyi ya da Hemşin üzerine tartışmaları takip eden herkes bilmekte ki Hemşinlilere farklı bir aidiyet yamama çalışmaları uzun süredir devam etmektedir. Bu anlamda onlarca kitaplar yazılmış, internette siteler kurulmuştur. Tüm gayretlerine rağmen Hopa ve Rize Hemşinlilerinin aynı kökenden geldiğini ispatlamayanlar bunun önündeki en büyük engelin DİL olduğunu görmüşlerdir. Bu sebeple de her iki Hemşinli grup arasında akrabalık ilişkileri kurma çabasına girişmişlerdir. Bu sebeple bölgeyi köy köy gezen Ayşenur Kolivar'ın kocası Ender Abatoğlu Rize'nin bir köyünde Hopa Hemşinlilerin dili ile konuşan bir GELİN bulunca "Mal bulmuş Mağribi gibi" bu olayın üzerine atlamış ve tezlerine delil bulduklarını söyleyebilmiştir. Ender Abatoğlu ve halefi olduğu şürekalarının uzun süre önce başlattığı çalışmaya elbette ki bu GELİN delil olamazdı. Ancak bu film ile bölgeyi bilmeyen insanların kafasına soru işaretleri çakılmak istenmiştir. Bu bir şekilde de başarılmıştır.
Buna kendi ailemden bir örnek vermek istiyorum. Bu sene üniversiteye başlayan kızım okulda arkadaşları ile sohbet ederken "Nerelisin?" sorusuna "Rize Hemşinliyim!" dediğinde bölgeyi hiç bilmeyen bir arkadaşı şaka ile karışık "Yani Ermenisin!" şeklinde cevap vermiştir. İşte bölge insanımızın kafasına çakılmak istenen düşünce budur. Bu film de bu amaca hizmet etmektedir. Filme ilk ödülün Ermenistan'dan verilmesi de bunu doğrulamaktadır.
Eğer Türkiye de buna ödül verdi diyorsanız o zaman Orhan Pamuk üzerinden bir değerlendirmeye gidin ve ona bu ülkeden kimlerin ödül verdiğini bir daha araştırın.
Hepinizin bildiği gibi PKK ilk olayını Şırnak'ta yaptı. O günden buyana Şırnak bir çok eyleme şahit oldu. Terörün en büyük mağdurlarından biri de Şırnaklılar oldu. Çoğu atalarının yaşadığı yeri terketmek zorunda kaldı. Ancak gittikleri yerlerde de nüfus cüzdanlarına Şırnak yazması sebebi ile bir nevi dışlamaya tabi tutuldular. Kendilerine adeta Bölücü ve Hain gözü ile bakıldı.
Gelecekte eğer Hemşin'in de bir Şırnak olmasını istemiyorsanız hepiniz uyanık olmak zorundasınız. Bu tür filmlere de aynı bakış açısı ile bakabilecek feraseti göstermek zorundasınız.

Not: Bir eleştirim daha var ama bunu şimdilik kaydı ile yapmayacak ve sorumluların kendisi ile görüşeceğim...

2.Not: Filme yaptığı eleştiri sebebi ile Nihat Ataman Kardeşime teşekkür ediyorum.

3.Not: Orhan Pamuk için yapılan YUMURTA yorumunu sanırınm herkes hatırlıyordur. Özcan Alper de MOMİ ile yattığı kuluçkadan SONBAHAR ile çıkan civcivdir.


Şakir Aksu

Filmi izledim içi boş ceviz gibi ,bir başı ver bir de sonu hiç beğenmedim,halbuki büyük umutlar la gitmiştim.

Kaldıkı filimde sürekli Hemşince denilen(benim kabul emediğim ) dilin sürekli konuşulması, bana acı verdi.

Gerçekten bu film de amaç farklı ,ama gerçek hemşinliler ne olduklarını nereden geldiklerini biliyorlar.

Özcan Alper beyfendi , Ç.HEmşin deki hemşerilerimiz için konuştukları dili unutmuş diyorlar,bence Özcan Alper umursamayarak gerek yok fuzülinin teki.

Ben hemşinliyim, Hemşince diye bir dil olduğuna kesinlikle ve keisnlik inanmıyorum..

Saygılarımla,

o kadar reklam afiş fragman efenduma söyleyim filmin müzikleri bide üstüne üstlük malum filmin bazı sahnelerinin yöremizde(rize-çamlıhemşin) çekilmiş olması nedeniyle ister istemez şahsımdada merak konusu uyandırdı.gidip bi izleyim bari dedim.neymiş ne değilmiş bi fikir sahibi oluruz.

filmin resmi web sayfasında yaklaşık 11'e yakın ödül aldığını gördüm.
ya utanmasalar oskarda tüm dallardaki ödülleri alacak ve tarihin en iyi filmi olarak lanse edecekler.

şunca senelik sinema hobim var:D gösterime giren bütün filimleri kendi çapımda takip etmeye çalışıorum ve sonbahar filmidine izledim karli dağlar şahit olsun hiç bişe anlamadım. hiç bişe anlamamayı bırak hiç hiç bişe anlamadım:D bana kofti(içi boş) bi film gibi geldi.ali abiden değilse bilmiorum gidenlere nasıl bi izlenim nasıl bi düşünce uyandırdı ama benim görüşüm bu.

filmin Yönetmeni ı ÖZCAN ALPERle yapılan röportaja en güzel cevabı sevgili Nihat abimiz yeterince verdiğini düşünüyorum.fazla fazla herşeyi söylemiş.duygularımızı çok güzel tercume etmiş.saygılar .