Şiir Dostlarına

      Şiir Dostlarına

      DOST' A

      Yağmur yağıyor şehrime,
      Gözlerime,
      Yüreğime.
      Dilimde bir türkü,
      Söyledikçe efkarlanıyorum,
      Efkarlandıkça söylüyorum.
      Dostum, gözüm,sırdaşım,
      Yüreksiz çıktı.
      En koyusunda iken sohbetlerin
      Yanılmazsın,yıkılmazsın benimle derken,
      Hercaiymiş meğer gönlü,
      Vazgeçiverdi benden.
      Sessiz kaldı konuşmalar,
      Ve kimsesiz akşamlar.
      İstemem dostum artık gönlünü,
      Sende kalsın.
      Elbet bulurum yeni dost
      Yürekli,candan,
      Sen gibi hercai olmayan.


      27.02.2009
      Tanura IŞIK

      Gönül dostuma

      SEN

      Sen, şimdi uzaktasın,
      Bilmezsin.
      Her gece gamzelerine,
      Buseler kondurduğumu.
      Söylediğin her bir cümleyi
      Kelime kelime,
      Harf harf
      İçimden geçirip
      Dua eder gibi,
      Dilek tutar gibi,
      Gökyüzüne uçurduğumu.
      Sen, şimdi uzaktasın,
      Bilmezsin.
      Yüreğini,
      Yüreğime katıp,
      Sen
      Ben,
      Biz,
      Ve bir olup
      Gittiğim heryere senide götürdüğümü.
      Sen, şimdi uzaktasın,
      Bilmezsin.
      Güneşin doğuşuna,
      Bir kuşun kanat çırpışına,
      Çiçek açan erik ağacına,
      Senin gözlerinle baktığımı.
      Sen, şimdi uzaktasın,
      Bilmezsin.
      Sensiz kalıpta,
      Yanımdaymışsın gibi yaptığımı,
      Şiirlerimi sana yazıp,
      Sevdiğim türküyü,
      Bir senin için,
      Bir benim için,
      Bir de ikimiz için
      Bahanesiyle,
      Tekrar tekrar çaldığımı.
      Sen, şimdi uzaktasın,
      Bilmezsin.
      Yokluğunu,
      Yoksunluğumu.



      06.03.09
      Tanura IŞIK

      VEDALARIN YAKIŞMADIĞI DOSTUMA 2

      SANA DAİR

      Bahar geldi şehrime
      Ben hala kıştayım,
      Şubatın en soğuk günü gönlüm.
      Bahar doğanın uyanışı,
      Umutların yeşerme zamanı
      İlk defa keyif vermiyor
      Geline benzeyen erik ağaçları.
      Her şey var
      Sen yoksun
      Her şey tamam
      Ben eksiğim.
      Telefona koşmuyorum artık
      Arayan sen değilsin
      Biliyorum
      Susuyorum.
      Fallar aynı çıkıyor
      -yürek kabarmış,sıkıntı var-
      Biliyorum
      Susuyorum.
      Sohbetler,
      Geceler,
      Günler,
      Şiirler,
      Ve vazgeçilmez
      Türküler
      İçinde değilim hiçbirinin
      Kenarına ilişiğim artık
      Paylaşmak mümkün değil
      Biliyorum
      Susuyorum.
      İçimden söylüyorum herşeyi
      Sana söyler gibi,
      Anlatıyorum uzun uzun
      Gelmiş geçmiş sevdaları,
      İstanbulu'u, martıları, vapurları
      Duymuyorsun.
      Biliyorum
      Susuyorum.

      Tanura IŞIK

      ŞİİR DOSTLARINA

      ŞİİR DOSTLARINA


      Şiirlerle coşmak,ağlamak,gülmek

      İstiyorsan çal kapımızı,açıktır.

      İçerde danstadır kelimeler,ahenkle şiirlerde.

      Raksımıza katıl,hadi gir içeri.!


      Güzellikleri yaşa şiirlerin en coşkunuyla.

      Elem ,keder ararsan oda mevcut bazılarında.

      Zalime,zulme de yollarız göndermeleri.

      Gez bahçemizde,hele bir gir içeri.

      İstersen oku,istersen yaz yüreğinden geçeni.

      Nasıl ?diye sorma,şiirlerde bulursun.

      Lakin yürekten okursan mutlu olursun.

      En usta,en cesur,en amatör şairler

      Rakseder bahçemizde SEVGİ,DOSTLUK tek adresleri.


      AHMET AKDERE
      Resimler
      • NT.gif

        21.16 kB, 150×155, 884 defa görüntülendi
      Zaman su gibi hayatımızdan parçalarıda önüne katıp..akıp gider.
      Zamanımızı biz..bizi,bizim sevdiklerimiz..bizi sevemeyenler harcar.
      NAZAN T:
      Can Kırıkları

      En çok hangi rengi merak eder,
      Ne yana dönse karanlık bulan bir kör.
      En çok hangi sesi merak eder,
      Her sabah sessizliğe uyanan bir sağır.
      En çok hangi sözü söylemek ister,
      İçindeki kelimelerin fırtına kopardığı bir dilsiz.
      Ne avutabilir,
      Son umudunu elinden uçuranı.
      Ve kim teselli edebilir,
      Gözü yaşlı bir anayı.
      Cebimde umutlarım var,
      Beyaz,pembe,yeşil,mavi,
      Dolaşıp tüm evreni
      Avuç avuç,
      Gönül gönül,
      Paylaşmak istiyorum.
      Müsaadenizle.....

      Tanura IŞIK
      Gizli sevda

      Gözlerini seviyorum uzaktan,
      Ellerine sığdırıyorum tüm kaderimi.
      Saçlarını örüyorum masallarla.
      Sen kim bilir hangi sevdanın koynunda…
      Yüreğim bir kuş gibi yüreğine dokundukça.
      Türküler bırakıyorum uykularına,
      Bembeyaz, berrak türküler…
      Vahşilik yok bende.
      Serserilik desen… uğramaz semtime.
      Ben aşk kadınıyım;
      Aşk için yaratılmış ellerim, gözlerim.
      Aşk şarkıları söylerim dört mevsim.
      Senin dudakların beklide sevilmedi hiç bu kadar,
      Gözlerini hiçbir ruh giymedi örselenmiş ruhuna.
      Canımın çekirdeği,
      Ben sesini biriktiriyorum soytarı akşamlarımda.
      Ah gizli sevdam!
      Hayat yolum, en güzel maceram,
      Gözlerini seviyorum uzaktan,
      Ellerinin resmini çiziyorum yıldızların puslu kalbine.
      Bir duyuyorum yüreğini, bir duyuyorum…
      Umutlarımı yüklüyorum dağların sırtına.
      İşte o vakit, yenileniyor şehir, artıyor ömür.
      Duvarlar sağırmış, köhneymiş aşklar,
      Güneşin kalbi ağrıyormuş, umrumda değil.
      Senin olduğun her yer inan bana, kullanılmamış bahar.

      Sen hangi gönüllerde çiçek açıyorsun kim bilir?
      Gözlerin, kıyamam onlara,
      Nerdeler, hangi ülkede sürgündeler?
      Kuytulardayım.
      Ciğerlerimde şairce bir nefes!
      Bir tutam hasret…
      Ceplerimde senin gülüşün,
      Sesinde ömrümü arıyorum.
      Seni el değmemiş bir yürekle seviyorum.
      Sana geliyorum,
      Gözlerimde üşüyen bir çocuk,
      Yürekte sana yağmaya hazır bin bulut…
      Al beni kıyılarına.
      Al beni masmavi kanatlarına.
      Delilikse bu, deliyim işte.
      Yalan, riya yok bende.
      İçimde sana akan bir dere,
      Ömrüm gözlerinde.

      Seni seviyorum uzaktan, senden habersiz.
      Kaderim ellerinde.
      Yüreğim pusulasını şaşırmış,
      Yarınlarım saklı saçlarının her telinde.
      Ah törpülenmiş yanlarım!
      Asırlık telaşlarım, sevgilim,
      Seninle ipini çektim tüm geçmiş sevdaların.

      Seviyorum seni saf ve tertemiz.
      “Gözlerini kanayan yaralarıma sarsam.” Diyorum.
      Delilik bu.
      Seninle uyuyor, sana uyanıyorum.
      İçimde ılık ılık bir şey akıyor,
      Yüzün, o çocuk yüzün bir türlü aklımdan çıkmıyor.
      Aşk bu mu?
      Böyle girdaplara mı sürüklenir onunla insanoğlu?
      Ne çıkar?
      Uçurumda can verse de yüreğim,
      Düştü bir kere gecelerime gözlerin.

      Seni sevdim; konuşulmayan bir dille.
      Masallarla yıkadım ruhunu,
      Bu kentin sokaklarına işledim nakış nakış bakışlarını, o asil duruşunu.
      Bu kent seni soluyor, seni düşlüyor evler, ağaçlar…
      Senin için kuşların dilindeki şarkılar.
      Seni biliyor bu köhne kaldırımlar, ağrılı yollar.
      Senin gözlerini ezberlemiş bu kentte her şey.
      Güneşin alnında senin ellerin var.
      Uçurumlar sesini yankılar.
      Ey benim aşka susamışlığım, ey dilsiz karanlığım!
      Katıksız aydınlığım,
      Sevgilim, yitik baharım,
      İşte söylüyorum, duy!
      Sensiz bu ömür bana biçilmiş bir ceza,
      Kıyamete uyanıyorum ellerinden uzakta.
      Bil ki gözlerim üşüyor saçlarında asılı kalmadıkça ellerim.
      Bil ki ben seninle varım, sensiz eksiğim.

      Gözlerimde gözlerin birikiyor,
      Kalbin ellerimde atıyor.
      Senden habersiz,
      Bu yürek yüreğine sevda dokuyor.
      Ah gizli sevdam!
      Hırçın akşamım, uysal sabahım,
      Ceplerimde sesini saklıyorum.
      Gecelerime adını yazıyorum.
      Sıska gülüşlerimle,
      Yüreğini güneşle boyuyorum.

      Gözlerini seviyorum uzaktan,
      İçim titreyerek, usulca.
      Öylesine mahsum bakıyorlar ki…
      İçlerinde kaybolmak istiyorum.
      Karışmak istiyorum senin Ummanlarına.
      Biliyor musun, her gün yeniden doğuyorum seninle,
      Seni doğuruyorum her seher vaktinde.
      Gözlerinin hatrına yaşıyorum bu beş para etmez dünyada.
      Ellerin varya hani,
      Onlar için değmez mi tarihi yeniden yazmaya?

      Seni seviyorum, bilmiyorsun sen.
      Yarınlar düşlüyorum ikimize.
      İkimiz öyle güzel duruyoruz ki o resimde.
      Sen, ben ve baharla yıkanmış gözbebeklerimiz.
      Hepsi bu kadar işte.
      Aşk bu,
      Deliliğin en koyusu,
      Senin çekim alanındayım,
      Bir çocuk kadar saf ve mahsum,
      Senin bir çift sözünle dönüyor başım.
      Bu ben değilim,
      Bu seni görünce çarpan kalp benim mi?
      Neden kızarıyor yüzüm sen bakınca bana?
      Çünkü ben seni sevmeye başladığım gün, beni yitirdim.
      Artık sen oldum,
      Bak, büsbtün sen kokuyorum.
      Seni seviyorum işte, duy artık!
      Susturamıyorum artık kalbimi.
      Bu aşka yıldızlar, ay bile tanık.
      Seni semek varya… dünyanın en güzel şeyi.
      07.07.2006

      Hasibe Gezgin
      HERKES HEMŞİNİ SEVEBİLİR AMA HERKES HEŞİNLİ OLAMAZ
      HERKES HEMŞİNLİ SEVEBİLİR AMA HERKES HEMŞİNLİ ALAMAZ

      Doğrularımı götürücek kadar yanlış yapmadım bu hayatta çok sıkıştığım yerlerde boş bıraktım soruları... şimdi bıraktığım boşlukların birindeyim kimsenin doğrusunu götürmedim ve en önemlisi kimsenin yanlışı olmadım..!
      HANİ KURŞUN SIKSAN GEÇMEZ GECEDEN

      Yiğit harmanları, yığınaklar,
      Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
      Dize getirilmiş haydutlar,
      Hayınlar, amana gelmiş,
      Yetim hakkı sorulmuş,
      Hesap görülmüş.
      Demdir bu...

      Demdir,
      Derya dibinde yangınlar,
      Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
      Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
      Çelik kadavrası korugan'ların.
      Ölünmüş, canım,ölünmüş
      Murad alınmış...

      Gelgelelim,
      Beter, bize kısmetmiş.
      Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
      Susmak ve beklemek, müthiş
      Genciz, namlu gibi,
      Ve çatal yürek,
      Barışa, bayrama hasret
      Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
      Otuziki dişimizle gülmeğe,
      Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
      Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
      Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
      Ve asıl biz biliriz kederi.

      İçim, bir suskunsa tekin mi ola?
      O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
      Ve genç bir mısradır
      Filinta endam...
      Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
      Bakışlarındaki öldüren buğu?
      Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
      Nasıl da almış aklımı,
      Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
      Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
      Kınanmak, yiğit başına.
      Bu, ne ayıp, ne de yasak,
      Öylece bir gerçek, kendi halinde,
      Belki, yaşamama sebep...

      Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
      Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
      Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
      Ve zehir - zıkkım cıgaram.
      Gene bir cehennem var yastığımda,
      Gel artık...

      Ahmed ARİF

      SENSİZLİK ÇOK ACI

      Sensizlik öğle acı veriyor ki bana
      Dalıp dalıp gidiyorum bak uzaklara
      Kalbim derinden sızlıyor ağrıyor işte
      Küsüyorum işte ben bu yalnızlığıma
      Perişan olsam da yaşadığım bu hayatta
      Mutlu olacağım belki öbür dünyada
      Senden önce yaşamadım ki ben sevdayı
      Sen öğrettin bana sevmeyi ve de aşkı
      Bense kıymetini bilemedim belki de
      Bilmelisin sen varsın sadece hayatımda
      Sensizlikten ötesi nedir ki zaten bana
      Ben bir kere sevdim bunu anlasana
      Başkasına nasıl veririm kalbimi bir daha.
      Onun sadece sende olduğunu anlasana
      Beni sevecek bir başkası olamaz hayatımda
      Sensizlik çok acı veriyor inan ki bana.
      Bir kez daha benim yanımda olsana

      Meryem BURMA
      SEVDALIYIM KAÇKARLARA

      BEN BİR SEVDALIY YUCE DAĞLARA
      DAĞLARIN INCSI KAÇAKAR DAĞLARI
      YURĞIMI YAKAR ONUN SEVDASI
      HER KARIŞ TOPRAĞINDA KALDI
      YUREĞIMIN BİR PARÇASI

      YILARDIR OZLEMIYLE YANDIM TUTUŞTUM
      BİR GUN GELDI BAĞRINA DUŞTUM
      SEVINCIMDEN AĞLADIM GEZDIM DOLAŞTIM
      AYRILIK VAKTI GELDI YANDIM TUTUŞTUM
      KAÇKARLARDA UÇAN SANKI BİR KUŞTUM

      KAÇKARLAR YEŞILDIR MORDUR SARIDIRK
      SEVNI BIRAKMAZ SEVENIN SEVDASI BİRDE YARIDIR
      ORADA YAŞAMAK HAYAT KARIDIR
      UNUTAMAZ INASAN ORALARI ILK GOZ AĞRIDIR
      KAÇKARLAR INSANIN DUŞLERINDEN OLAN BIR EFKARIDIR

      VADILERIN DE DERLER ÇAĞLAR
      KAÇKAR VIRAN KALMIŞ YAYLALAR AĞLAR
      UFAK UFAK UNUTULMUŞ O ESKI ÇAĞLAR
      DERLER GUR AKAR IRMAKLAR ÇAĞLAR
      KADIR KALMIŞ GURBET ELDE GIDEMEZ AĞLAR

      YOLAR KAPANIYOR KURLER ÇURUYOR
      BAZI EVLER YIKILMIŞ BAZILER DURUYOR
      YAYLACI KALMAMIŞ TURISLER UĞRUYOR
      BIR KAÇ EVLI KALMIŞ GELEN DE GEÇENE
      SELAM VERIYOR ESKI GUNLER DEN BAHS EDIP HUZUNLENIYOR


      YAYLALAR IÇINDE SAMISTAL HOŞTUR
      GIDENI KALMAMIŞ ÇOK EVLER BOŞTUR
      HAZINDAK GUZELDIR ETRAFI ÇAMLIK
      ZINCIRDE ASIL KALDI KUKMAYLA ÇAYNIK

      HAMLAKIT DUMANLI TERVIT AÇIK
      PALOVITE ÇIZE VAR KARONÇ SA AÇIK
      POKUTE BAKASIN INCE BIR DUMAN
      SALA GEÇERSEN SE YAĞMUR BİR YAMAN
      KAÇKARLARI SARDI YINE BIR DUMAN

      AŞAĞI BAKARSIN DUMAN DENIZI
      KAÇKARLAR BEKLIYOR UŞAKALR BIZI
      NERDE KALDI HEMŞININ PUŞILI KIZI
      EVEL GOÇLER OLURDU YOLAR COŞARDI
      KIMI ELEVIDE KIME HAZINDAĞA KOŞARDI

      HEMŞIN NE GUZELDI ÇAĞLARDI ÇAYLAR
      HEMŞIN VIRAN KALMIŞ KAÇKARLAR AĞLAR
      BİR GUN DONECEĞIM BEKLEYIN DAĞLAR
      YUZUM GULSE BILE GURBETE IÇIM KAN AĞLAR



      A.KADİR BENDERLIOĞLU
      BABADAN OĞÜLA

      BABADAN OĞULA BU BIR NASIAT
      BİRAK OĞUK BU KINI NEFRETI ATA
      HUZURU YAKALA DERTLERINI AT
      BABANA GULERSIN EDERSIN RAHAT

      O SENI DUNYAYA GETIRDE GULDU
      NE GUZEL SEVINDI KI EVLADIM OLDU
      SENIN IÇIN ÇABALADI SENINLE GULDU
      NE YAPTIYSE SANA HEP MUTLU OLADU

      BABALAR ANNALAR BAŞ TACI OLUAR
      BUNUN KIYMETINI ÇOK AZI BILIR
      BİR GUN GELIR KAYB EDERSIN
      SANA YAVRUM DIYECEK KIMIN KALIR

      NEKADAR DARLANSAN ONA OF DEME
      ANNA BABA AHI ZEHIRDIR YEME
      SENI ÇOK SEVERLER ASLA KOTU DEME
      ONLARASAYGI DUY ASLA KOTU DEME

      HEP SENI SEVEREK BAĞRINA BASAR
      SANA BİR ŞEY OLSA HAYAT KUSE
      KOTULUK YAPSAN DA BAĞRINA BASAR
      ANADIR BABADIR HEP SENI SEVER

      YEMEMIŞ YEDIR IÇMEMEIŞ IÇIRMIŞ
      SENI BUYUTMUŞ NINILER SOYLEMIŞ SENI UYUTMUS
      AĞLASAN DA SIZLASAMDA O ŞEFKAT VERMIŞ
      ELI OPULESI GUZEL ANALAR

      BABANI UNUTUN SILDIN ATIINMI
      O YOK IKEN RAHAT YATINMI
      HIÇ KARDA ÇAMURDA YOLA BAKTINMI
      BAKMADIN ÇUNKU BABA DEĞILSIN

      BİR GUN SENDE BABA OLUR EVLET BULURSUN
      ALMA BABA AHI SENDE BULURSUN
      NE YAPARSIN YAP SENDE GORURSUN
      ELEBET BIR GUN SENDE HESAP VERIRSIN

      BABANIN YUREĞI KAN AĞLIYORKEN
      ANAN BİR YANDA DENK BAĞLIYORKEN
      YUZUN GULECEKMI BIZ AĞLIYORKEN
      SANMAKI GULESIN BIZ AĞLIYORKEN

      ANNADIR BABADIR SATAMASINKI
      KEDI YAVRUSUMUDRKI ATAMASINKI
      SANDA GELECEK BİR GUN UNTAMASIN KIA
      NE YAPARSAN YAP BABANI ANNANI UNUTAMASINKI

      A. KADIR BENDRLIOĞLU

      Tanura' ya..............

      Hayal

      Hayaller hep gün ışığına asılmaz
      Bazıları vardır,
      Renk`i kahır..
      Ağırlığı kan`dır...


      Hiç bir yas`a sığdıramazken yokluğunu yüzyıllardır
      Vurulmuşluğum kadar soğuk, isyanım kadar sessiz
      Üstümden geçerdi yağmurun ta kendisi
      Anaç bir martının kanatlarında..
      Artık her cihet karanlığa saplanırken
      Ve gözlerim sabahlardan şikayetçi
      Amansızdı sürgünde bedenim hicretinin
      Tek ölümlük hücrelerde
      Doğan her güneşte
      Açılan her kapıda seni bekledim...


      Meğer..

      Gittiğinden beri
      Ne kendimleyim
      Ne kendime varabilecek kadar seninleyim..
      Parmaklarıma sığınan kalem kadar cansız
      İçime hapsolan soluk gibi tutuklu..
      Avuçlarımda tenha bir toprak
      Ruhumu ürküten katarın sesi
      Ya sana gelemezsem...


      Evvel değil di sürgünlere gönderilişim hiçliğinde..
      Dudaklarım susardı bir kadeh şaraba
      Tınısında..
      Meçhul sabahların bölük pörçük melodisi..

      Ne denir ki bilmem..

      Belki boş bir duvar anlatmalı gidişini
      Yüzü benimle eskiyen
      Boş bir çerçeve olmalı geleceğim
      Sadece umutsuzluğu tasvir eden
      Ya sensizliğim..
      Asi bir mülteci olmalı varlığı lağvedilen...


      Taşıyabileceğim en büyük vebal
      Sensizlik`di
      Yük`üm yürek`ti..


      Kim bilir kaç gece.. göç ettim umutları peşinden
      Halihazırda
      Yüzün kıyıma vuran
      Tek hayat
      Tek aşk
      Tek ölüm..
      Artık bil ki
      Gitmelerin..kıyametidir
      İçinde biz olan herşeyin
      Ve sen..
      İbadetimdin yüz sürdüğüm...


      Daha fazlası değildi
      Yalnızlık
      Sahi ölü bedenlerde gezerdi..


      Bilirmisin.. çehrenden düştüğümden beri
      Ölüm küstü bana
      Yaşamak bu denli haram
      Kopsun şu lanet yürek bedenimden
      Benliğime malik sen
      Senden mahrum ben
      Artık..
      Vebalse bu kahır ıssızlığıma
      Zor olan ne ki
      Tanrım..
      Cezalandırsın beni
      Kaybettim seni

      Bilemedim...


      Bana bir kez daha bak
      Beni ben yapan sendin...



      Barış ÖZTÜRK

      hikayeler.net

      Seni Düşünürüm

      Seni düşünürüm
      Anamın kokusu gelir burnuma
      Dünya güzeli anamın

      Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki bayramın
      Fırdönersin eteklerinle saçların uçuşur
      Bir yitirip bir bulurum al al olmuş yüzünü

      Sebebi ne
      Seni bir bıçak yarası gibi hatırlamamın
      Sen böyle uzakken senin sesini duyup
      Yerimden fırlamamın sebebi ne?

      Diz çöküp bakarım ellerine
      Ellerine dokunmak isterim
      Dokunamam
      Arkasından camın
      Ben bir şaşkın seyircisiyim gülüm
      Alaca karanlığımda oynadığım dramın


      NAZIM HİKMET
      Bilmemek ayıp deil yeterki çaktırma ;)
      Ayrılık Gelmeden Git Sen

      kimsesiz bir gökyüzüne
      lâl bir dilin tüm sesiyle haykırması kadar sağır,
      karanlık sularda,bir âmânın gözlerini araması kadar kör;
      yani anlamsızlığa yeni anlamlar yükler gibi
      yalnızca yalnızlığa anlatıyorum kendimi…
      çıkmaza düşmüş şiirlerin koynunda
      bir uzun yol oluyor kalemden süzülen her harf
      her hece aklımın kabristanlarında yankılanan
      sahipsiz bir ölüm çığlığı,
      masumiyeti sesimde eskiyen…
      ve dudaklarımın ucunda bitmek bilmeyen acılı tiryakilikler
      ve sonrasızlığın deminde keder dökülüyor kağıtlara
      hâsılı aşk; ölü doğmuş bir çocuk şimdi
      yüreğimin sevda çukurlarında…
      hadi yâr kendini al gecelerimden
      al ve git!
      zaten bir uzak düştü benimki;
      ertelenmiş zamanlarda resmedilirken mavinin imkansızlığı,
      şiirler nice sevdaya küs bakış hüküm giymişken,
      ezbersiz acılar eşliğinde gözlerinde tükenmek
      ve ölebilmek kirpiklerinin iz düşümünde
      hani meçhul bir izbede seninle el ele…!
      oysa mutluluğu çoktan rehin bıraktım ben
      bilmem hangi şehrin emanetçisinde
      ve senden habersiz,
      adından acılar türetiyorum şimdilerde…
      dilimin ucuna geliyorsun bir zaman
      yaşamak soruyorsun!
      yaşamak; kör bir sancıdır sol yanımda,
      dönüşsüz bir türkünün kambur sesinde yitip giden…!
      ve dinledikçe kendimi,
      kâbus olup büyür geceler karanlığın uğultulu yollarında…
      ben kaçmak isterken her şeyden
      gözlerin adına kendime sefer üstüne sefer eylerim.
      sana çok benzeyen bir şehir olur geçtiğim her yer
      her yer öylece uzar gider içinde gözlerimin
      ve bizden çok uzakta
      mevsim çömezi bir haziran
      sonbahara uyanır şehr-i İstanbul,
      gözlerinde bir mavi yangın
      ve saçlarından dökülür martılar
      Üsküdar’da pasaklı bir deniz kızının
      sâhi martılar diyordu bir şair:
      “martılar ki sokak çocuklarıdır denizin”
      yani öylesi kimsesiz ve unutulmuş
      yani morarmış kanatlarında münzevi bir hayat taşıyan
      sonrası geç kalmış yaşanmışlıklarda
      bulutsuzluğa prangalı bir çift yağmur damlası,
      yağmasın diye kulelerde saklanan..!

      işte böyle “can” dediğim:
      yetim çocuklar hüznünde
      kâhır yüklü gölgeme
      çokça sahiplik etmişken bedenim,
      yorgunluğun kıyısında
      hüzün olup işlenmişim ömür gergefine…
      çapulcu dillerin nazarında
      sevdaya zûl libaslar giyinen,
      uğursuzluk alâmeti koca bir hiç’miş adım…
      ötesi yok!
      gurbet yokuşu ağlamalar pazarında
      iki damla gözyaşıymış bedelim
      ve soyunup benliğimden
      elem üstüne elem giyinmiş
      sana pervane yüreğim
      gözlerimde gözlerini ateş bilip yanmışım öylece
      hiç ses etmemişim
      meğer ne çok kedermiş
      gözlerinin içinde tutuklu kalmak..!
      lâkin sevmişim işte
      her şeyden ve herkesten öte
      sadece sevmişim seni…
      ama sen kendini sök düşlerimden
      sök ve git şimdi!
      yolların koynunda
      başımı yaslayıp ölümün yamacına
      bunca acıyla yoldaş olmuşken ben
      sen kaç benim kalabalığımdan
      ve bir intiharın şafağında
      sesini sil şiirlerimden
      olmasın dönüşü gittiğin yolun
      kalemi kırılmış gelişlerin hükmünde
      sonsuz bir gidişle
      unutmalara aç yüreğini,
      yüreğini toparla yüreğimden
      cellat bayramı asılışlarda
      nasırlı urganlar kuşanmış şiirlerde seyreyle yüzümü
      ve zamana not düşsün akreple yelkovan
      yüzün kalbimin ortasında
      yalnızlık yazgısı yemin olsun
      ki belki arınıp mezar kalabalıklardan
      ben yine ben olurum…!
      yağmurlu bir gökyüzü akşamı
      hani olur ya!
      düş yorgunu bir martı gelir de hatırlatırsa beni
      “ziyan ömürler kucağında
      kendine has ölümler büyüten
      bir deli çocuktu” dersin…
      hadi git şimdi
      git ki gözlerine “ayrılık” değmesin...

      Kahraman TAZEOĞLU
      YARGAH

      Sensiz kanatları darp edilmiş bir martının ufuksuzluğuyum.
      Simit de yok!
      Susam da.
      Susan da yok ardından sessiz kaldığıma bakma!

      Büyük harfler döverken küçüklerini ve kirpiğine ısmarlanmış ünlü harflerin en sükseli olanıyla,
      Yazıtlarda seni kutsadılar!
      Zabıtlarda seni tuttular.

      Gerekçem,
      ‘‘Geçecekti her acı.’’ bir yerden!

      Geçmiş,
      ‘‘Geçmezlikmiş.’’
      İnsanın kendisiyle geçim derdine düşmesiymiş!

      Kadın!
      Siğil oldun ellerime.
      Uçuk oldun dudağım kenarı öptüğün yerlere.
      Yerle birsem şimdi,
      Takılma ayaklarıma düşürürsün beni!

      Düşürürsün düşlerimi.
      Düşündürürsün bana yeniden,
      ‘‘Geri gelecek mi?’’leri.

      Düşündürürsün de,
      Düşünmez misin hiç?
      Ben bütün cümlelerine ölen yazık bir özne kaldım.

      Zarfları ‘‘zaman’’ yırttı.
      Fiili meçhul…
      Elde kalan cürüm cümlelerinin cinayetinde,
      Cin ayeti değil ki bu dediklerim besmelesiz çarpılasın!
      ‘‘Aşk’’ dedim ben düşsüz kaldım.

      Sesinle,
      İçimdeki seni bana neremden çarptın?
      Ben konuştum, ‘‘sen ağlandın!’’
      ‘‘Ben yazdım!’’ sen ağladın.
      Ama anlamadım anlatmaktan…
      Neden devrildin olanca devliğinle her gün minyatür bakışlarıma?





      Emre GÖKCE / Yargâh - II
      (Aşkmeran Kitabından...)
      En içten duyguların insanca sıcaklıkta anlatmaktır.
      Hangimizin acılara, aşka ve umutlara dair şiirler yazmadı ki…
      Belki de en zor veya en güzel günlerimizi birkaç diziden daha iyi paylaşanımız olmadı.



      Yaralarımızı sarıp sarmalayan vefalı bir dosttur şiir.
      Yaşam bir bütündür ve uğruna mücadele edilmesi gerekir.
      Şiirse bunun en güzel anlatımı olmalıdır.
      Şiir tadında bir yaşam dileğiyle.

      Cihat SOLMAZ
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000

      Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen “Kuku” ().