Türkan Saylan

      Mal bulmuş mağribi gibi, heykeli dikilesicenin (!) İstanbul Çağlayan'da "ne şeriat-ne darbe" buyurduğu için İzmir'de kürsüye çıkarılmamış olmasına hararetle vurgu yapılıyor !

      Fakat farkında olmadan yukarıya aldığımız ironiyi harlamaktan öteye gitmiyor bu tür duygusal salınımlar !

      Neden mi ?

      Yine siz değil miydiniz Ulusalcı tripleriyle Tandoğan'da,Çağlayan'da,İzmir'de,şurada,burada,orada ...düzenlenen mitinglerin arkasında duran ?

      Ki, bu manevranızla neyi itiraf ediyor olduğunuzun bilmem farkında mısınız ?

      Ben yardımcı olayım !

      Şöyle söylemeye çalışıyorsunuz ;

      O günlerde meydanlara dökülenler darbecilerin piyonuydu !!!

      TÜRKAN SAYLAN?

      Günahıyla sevabıyla ,Türkan saylan hakkında misyonerlik yaptığı gerekçesiyle iki mit raporu bulunan azılı islam düşmanlığıyla tanınan bir dinazor bilim kadınıydı,onun gibi bilim kadınları daha höşgörülü olmalıydı,Burs verirken başörtülü,baş örtüsüz ayrımlarına girmemeliydi,doğuda verdiği bursların pkk sempatızan ve militanlarına gittiği söyleniyor.Ama cüzzam konusunda çalışmaları taktiri şayandır.Neyse Türkan saylana Allahtan rahmet diliyorum,bilmiyorum müslümanmıydı,herkesin inancı kendine Allah günahlarını afetsin
      Utanıyorlar mıdır acaba şimdi? Hani o, ziyaretine gelenleri selamlamak için başını, boynunu sarıp cama çıktığında, “Hayatını örtü düşmanlığına adadı. Ömrünün son döneminde başörtü takmaya mecbur kaldı” diye yazanlar...
      “Evi basıldığında ağır hasta görüntüsü vermişti, tarikatlara söverken ise turp gibiydi” diye yalan düzenler...
      “Konu Müslümanlık olunca hastalığını unutuyor” diyerek onu hedef gösterenler...
      “Battaniyesini atıp konsere koştu” başlığıyla onu kendileriyle karıştırıp takiyeci ilan edenler...
      Evini basıp 20 yıllık ajandalarını götürenler...
      Din, her şeyden önce vicdansa...
      Yürekleri hepten çöl olmadıysa...
      Şeytan ruhlarını esir almadıysa...
      Vicdan azabı çekerler mi?
      Bir özür dilerler mi?
      * * *
      Türkan Saylan, bu ülkenin yüz akıydı.
      Ancak samimiyetle inanmış insanlarda rastlanabilecek bir feda kültürünün son temsilcisi...
      İnsanların yardımına koşmak, cehaletle savaşmak uğruna koşulsuz kendinden vazgeçecek bir örnek insan...
      İçi boşaltılmış “ahlak” kavramının etten, kemikten hali... Demokrasiden taviz vermeyen laiklik hassasiyetinin sesi...
      Bir eğitim mücahidi...
      “Annesi Hıristiyan, kendisi misyonerdir” diyenler annesinin Müslümanlığa geçiş belgesi karşısında başlarını öne eğmişler midir acaba?
      “Kendini acındırmak için hasta taklidi yaptığını” söyleyenler ölümü karşısında günaha girdiklerini fark edip hicap duymuşlar mıdır?
      * * *
      Tek başına bir toplumun kaderini değiştiren insanlar vardır; Türkan Saylan, onların başında anılacaktır.
      Onunla ilk görüşmemiz, 15 yıl önceydi. “Sarı Zeybek”e Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin verdiği ödülü onun elinden almıştım.
      Son görüşmemizde “Kardelenler” için bir kampanya filmi planlıyorduk birlikte... Ve o yine, hepimizi hayranlığa sürükleyen bir enerjiyle, Anadolu’daki kızların durumunu anlatıyordu.
      “Anadolu’yu küçücük katkılarla değiştirmek mümkün” diyordu.
      “Bir kızın özgürlüğünün bedeli 200 YTL” idi.
      Bulabildiği her kuruş, onun için kurtarılmış kızlar demekti.
      * * *
      Hasta halinde evinin basılması ve derneğinin yöneticilerinin, arşivinin götürülmesi, Ergenekon’un dönüm noktası oldu; soruşturmanın zihni arka planını ortaya koydu.
      “Çağdaş Yaşam”, cami duvarıydı soruşturmanın...
      Saylan’a dokunulmasını kimse onaylamadı; birkaç vicdansız hariç... Onlar da bir süre insafsızlıklarıyla hatırlanacak, sonra unutulup gideceklerdir.
      Radyoaktiviteyi keşfeden, iki Nobelli Marie Curie, 1911’de Fransız Bilimler Akademisi’ne üyelik için davet edildiğinde bir gazete “O Fransız değil, Yahudidir” diye yazmıştı. Yayın etkili olmuş, Madam Curie Akademi’ye alınmamıştı.
      Ne oldu?
      Fransız Bilimler Akademisi’ne ilk kadın üye, ancak 68 yıl sonra, 1979’da seçilebildi.
      Yalan kampanya yürüten gazete, halen tarihin çöplüğünde serili...
      “Madam Curie” adı ise tarihi ışıtıyor. Türkan Saylan için de öyle olacak.
      Adı, imdadına yetiştiği kızların yüreğinde ve hayatını adadığı ülkenin vicdanında yaşayacak.
      Ruhu ise, ancak cehalete karşı açtığı savaş sonuçlandığında huzura kavuşacak.

      19 Mayıs Salı 2009

      Can DÜNDAR

      milliyet.com.tr

      CVP: TÜRKAN SAYLAN?

      Yazar: yuceltanay53 Tarih: 19.05.2009 Saat: 09:47

      Günahıyla sevabıyla ,Türkan saylan hakkında misyonerlik yaptığı gerekçesiyle iki mit raporu bulunan azılı islam düşmanlığıyla tanınan bir dinazor bilim kadınıydı,onun gibi bilim kadınları daha höşgörülü olmalıydı,Burs verirken başörtülü,baş örtüsüz ayrımlarına girmemeliydi,doğuda verdiği bursların pkk sempatızan ve militanlarına gittiği söyleniyor.Ama cüzzam konusunda çalışmaları taktiri şayandır.Neyse Türkan saylana Allahtan rahmet diliyorum,bilmiyorum müslümanmıydı,herkesin inancı kendine Allah günahlarını afetsin


      MÜSLÜMAN OLUP OLMADIĞI BU GÜN BELLİ OLDU.
      AMA ŞU KESİN SENDEN DAHA MAKBUL BİR İNSANMIŞ.


      BURS VERDİĞİ ÖĞRENCİLERİ VALİ VE KAYMAKAMLARIN TESPİT ETTİĞİ YURTLARININ TAMAMI YASAL OLAN. BİR İNSANA, GÖMÜLÜRKEN İSLAMİ KURALLARA GÖMÜLEN BİR İNSANIN ARKASINDAN BU KADAR CAHİLCE YAZMAK GERÇEKTEN İNSANIMIZIN NE KADAR ZAVALLI OLDUĞUNU GÖSTERİYOR.

      EVET ÇAĞDAŞLIK DÜŞMANLARI, BU ÜLKEDE EĞİTİMİN HERKESE EŞİT ŞARTLARDA YAYILMASINI İSTEMEYEN, KIZ ÇOCUKLARINI OKUTMANIN CAİZ OLMADIĞINA İNANAN, GERİ KALMIŞ DOĞU VE GÜNEYDOĞU İLLERİNDEN DEVLETİN VALİ VE KAYMAKAMLARININ SEÇTİĞİ ÇOCUKLARA PKK SEMPATİZANI DİYEN KAFALAR.

      HİÇ OLMAZSA BU GÜN SUSUN.
      YUKAKAPİLİ

      EN TEHLİKELİ GÜRUH

      Yaptıkları ve yaşamı örnek bir aydının(üstelik kadın) hakkında yazılan çirkin yazılardan çıkarılacak bir ders varki!
      Dinin siyasallaşması son derece tehlikeli hale gelmiştir.
      Geçmişte din adına katliam yapan güruh(kanlı pazar-maraş-çorum-sivas katliamları) daha rahat ve hoyratça davranmakta.İnsanların yaşam alanlarına sınırlama getiren,kendi gibi yaşamayana yaşam alanı bırakmayana kadar iktidarın olanaklarını kullanacağı kesin olan bu dinci zevata karşı mücadele gerçekten daha çok önem arzetmeye başladı.Ortaçağ karanlığından hala çıkamayan,özgür toplumu sadece kendi düşüncelerini ve inanışını yerleştirmek için savunan,farklılıklara asla müsamaha göstermeyen kalemlerinden kan ve kin damlayan sözde yazarlar durumun nekadar vahim olduğunu gösteriyor.
      Türkan SAYLAN'ın burs verdiği öğrencilerin çoğu burslarının kaynağını bilmez.Sadece öğrenimlerine devam etmeleri nedeniyle verilen bu bursların karşılığında bursiyerlere ideoloji aşılama v.s. sözkonusu dahi olamaz.Ancak fettullah yurtlarında barındırılan her ihtiyacı karşılanan genç beyinlerin nasıl disiplin altında ve ideolojik birikim aşılanarak yetiştirildikleri bilinmektedir.Aradaki fark birisinin senin her ihtiyacını(yoksul olmasından kaynaklı elide mahkümdür)karşılarım ama benim gibi düşüneceksin,benim ideolojimin bir neferi olacaksın demesi,diğerininde olanağı olmayana olanağı sağlayarak öğrenimine devam etmesini sağlamak,geleceğinede kendisinin karar vermesine yardımcı olmaktır.Yani birisi hergün birilerine balık vererek onu kullanıyor.Diğeri ise balık tutmasını öğreterek yaşamını kendinin dilediği gibi devam ettirmesini sağlıyor.TABİİ BU DURUM GERİCİ GÜRUHU KAHREDEN BİR DURUM.

      TÜRKAN SAYLAN

      Doğuda bir köy gördüm
      dağların arasında,
      öyle mahzun,çaresiz,
      kalakalmış.

      Çıplak kavakları bile
      hüzünlü kalemler gibi
      kara saplanmış.

      Köyün ortasında bir okul
      ve tezek sobasıyla
      ısınmaya çalışan
      çocuklar.

      Bir bıcırık kız,
      Yanında bir karamuk oğlan.
      Buz gibi elleri
      ama gözleri ahu,
      gözleri ceylan
      Adın ne dedim kıza
      Dedi;Benim adım TÜRKAN
      Oğlan ekledi;Benimkide SAYLAN.

      Dedim;
      Dayan yüreğim dayan
      Mademki bu çocuklar TÜRKAN
      Mademki bu çocuklar SAYLAN

      Gelecek onlarındır,
      Gerisi yalan.

      Değişir bu düzen
      Döner bu devran.

      Zülfü Livaneli

      CVP: TÜRKAN SAYLAN

      Yazar: TSEJİ Tarih: 20.05.2009 Saat: 18:23

      Doğuda bir köy gördüm
      dağların arasında,
      öyle mahzun,çaresiz,
      kalakalmış.

      Çıplak kavakları bile
      hüzünlü kalemler gibi
      kara saplanmış.

      Köyün ortasında bir okul
      ve tezek sobasıyla
      ısınmaya çalışan
      çocuklar.

      Bir bıcırık kız,
      Yanında bir karamuk oğlan.
      Buz gibi elleri
      ama gözleri ahu,
      gözleri ceylan
      Adın ne dedim kıza
      Dedi;Benim adım TÜRKAN
      Oğlan ekledi;Benimkide SAYLAN.

      Dedim;
      Dayan yüreğim dayan
      Mademki bu çocuklar TÜRKAN
      Mademki bu çocuklar SAYLAN

      Gelecek onlarındır,
      Gerisi yalan.

      Değişir bu düzen
      Döner bu devran.

      Zülfü Livaneli



      DEVRAN DÖNMELİ.
      DÜZEN DÜZELTİLMELİİ.
      YUKAKAPİLİ

      olmadı ebruli hiç olmadı..

      bu gibilerini niye banlamazlar sitede tutarlar

      Yazısı sana hiç yakışmadı Nejla abla..
      Düşündüklerini açıkça söylemen güzel ama.Kırdığın insanların senin hakkında şuan nasıl düşündüklerini anlayabiliyormusun. Ben söyleyeyim istersen nasıl düşündüklerini.Şu an sen benim hakkımda nasıl düşünüyorsan onlarda senin hakkında aynısını..

      Hem RAHİBE TERESA dan alıntı olan imzanada hiç yakışmadı...
      ALLAH'ım sevgini ve seni sevenin sevgisini
      ve seni sevmeye beni yaklaştıranın sevgisini bana nasip et...
      Bismillah şimdide imzaya takmışlar ne anlamda bana bu yakışmadı kimden ne imza atacağımı özür dilerim sizleremi danışmam gerekirdi ben halimden menunum insanları din dil ırk ayrımı yapmadan sevmeye dahada fazlası saymaya çalışıyorum


      Hiç kimse ölen bir insanın arkasından ipe sapa gelmez şekilde konuşamaz en azından rahmetliye kafir diyenlerin cenazesinden örnek almaları gerekirdi ne kadar asil bir insan olduğu nu ömrü boyunca yaptıklarını insanlar için ettiği mücadelleri kalkıpta güya gazetelerde okudukları dedikodularla burda ahkam kesiyorlar inancı yokmuşta misyonermişte kestiği tırnak olabilseniz keşke sizlerinde toplumda insanlık adına yaptığınız değerli işleriniz olsa


      Kimden ne imza attığım ne imza atacağım beni ilgilendirir duyanda vatan hainliği yapıyor sanır uğraşacağınız daha dolu işleriniz olsun boş gereksiz luzumsuz işlerle uğraşmayın benide cvp yazmak zorunda bırakmayın



      Ölüye rahmetini verdin bu sayfada daha nedir konuyu dağıtıyorsun
      İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.
      RAHİBE TERESA.
      Türkan Saylan Allah’ın sevgili kuluymuş..

      Nedenini, Türkan Hoca’ya hakaret etmeyi adet haline getirenlerin anlayacağı dille yazayım..

      Aklınızı başınıza alın.. Bu size ders olsun..

      Allah ile kul arasına girip fetva vermeye kalkmayın..

      Neler yazmıştınız hatırladınız mı?

      Kemoterapi nedeniyle saçları dökülüp başına yemeni bağlayınca..

      “Türbana karşı çıktın, son günlerinde Allah başına türban bağlattı” diyen siz değil misiniz..

      Sorarım, en dindarlar kanser olmuyor mu?

      Allah verdiği canı bir bahaneyle alıyor.. Hastalık, kaza vs..

      Değil mi?

      Ama sizin için bu önemli değil.. Çünkü karalamak eski huyunuz..

      (30 bin kişinin öldüğü Gölcük depremini de türbana bağlayıp ‘7.4 yetmedi mi’ diye soran da aynı zihniyet değil miydi.)

      Türkan Hoca’ya ettiğiniz hakaretler yetmedi..

      Tahrik üstüne tahrik..

      Darbeci ilan edip günlerce yayın yaptınız da ne oldu?

      *

      Ben olanları söyleyeyim..

      Türkan Hoca’yı binlerce kişi tanıyordu.. Belki yaptıklarını, o büyük fedakârlığını, ömrünü eğitime adadığını yüzlerce kişi biliyordu..

      Şimdi..

      Milyonlar biliyor.. Onu bütün Türkiye tanıyor..

      Milyonlar seviyor..

      Bu anlamda teşekkürler!..

      Karalamak, yok etmek için yola çıktınız, ‘kahraman’ yarattınız.. (Bilenler için zaten kahramandı da.)

      Takdir-i ilahi işte..


      *

      Bugün cenazesi kalkacak..

      On binler uğurlayacak.. Siz olmasaydınız, Türkan Hoca’yı binlerce kişi uğurlayacaktı..

      Binlerce kişi ‘iyi bilirdik’ diyecekti..

      Şimdi milyonların ağzından aynı söz çıkacak; Türkan Hanım’ı iyi bilirdik..

      Bu açıdan da teşekkürler..

      Darbeci, derin devletçi, Ergenekon’cu diye yaftalamaya kalktınız.. Amacınız belliydi; insanlar korksun, cenazesine bile gitmesin..

      Tam tersi oldu..

      Bugünkü cenazeyi gördükten sonra utanırsınız herhalde..

      Yüzünüz kızarır..

      Bilin ki sayenizde oldu..

      Bir teşekkür daha..


      *

      Takdir-i ilahi diyoruz değil mi?

      Allah’ın verdiği canı Allah alır.. Gününü, saatini sadece Allah bilir değil mi?

      Türkan Hoca’nın cenazesinin kalkacağı güne dikkat çekerim..

      19 Mayıs..

      (Dikkat.. Bekletilmedi.. Vefatından bir gün sonra kaldırılıyor.)

      Gençlik bayramında..

      Hayatını gençlerin eğitimine adamasının ödülüdür belki..

      Herhalde bu da laiklerin bir oyunu olamaz..

      Allah’ın lüftudur..


      *

      Siz ne kadar hakaret ederseniz edin.. Ne derseniz deyin, gerçek değişmiyor.. Sadece çevrenizdekileri bir süre kandırabilirsiniz, o kadar..

      Kimsenin Müslümanlığı sizin tekelinizde değil..

      Türkan Hoca son yolculuğunda bunu da öğretti size..

      Öğrenebilirseniz tabii..


      *

      Biliyorsunuzdur...

      Halka hizmet Hakk’a hizmettir..

      Yardıma muhtaç çocuklara hizmet belki de sevapların en büyüğüdür..

      Aklınızdan çıkarmayın..


      *

      Şöyle de düşünebilirsiniz..

      Türkan Hoca, Allah’ın kullarına o kadar büyük hizmetler vermiş ki; o kadar çok hayır dua almış ki böyle uğurlanmak nasip oldu..

      Bilirsiniz, her kula nasip olmaz..

      Allah’ın lütfudur..


      *

      O zaman ben de tüm bunlara bakınca diyorum ki..

      Türkan Hoca Allah’ın sevgili kuluymuş..
      Mehmet Tezkan 19-Mayıs-2009 VatanG.Z.T
      Saygıyla Allah rahmet eylesin.
      __________________
      İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.
      RAHİBE TERESA.
      Benim söylemek istediğm şeyi birtek sen anlamadın heralde Nejla abla.Yada işine gelmedi.Ayrıca takmışsınız diye birşey yok; çünkü o yazı sadece bana aittir.Yani yazımdan sadece ben sorumluyum..

      (Sana yakışmadı) sözümde sadece sana hitap edilmiştir.Lütfen başkalarının yazılarıyla bir tutma.

      Saygılarımla..
      ALLAH'ım sevgini ve seni sevenin sevgisini
      ve seni sevmeye beni yaklaştıranın sevgisini bana nasip et...
      Muzaffer bey sizin yazınızı dikkatle okuduktan sonra bilmeyerek hata yaptığımı anladım bu arada Erkan beyden de özür dilerim şimdi anladım kendisi imzamdaki gibi insanları tanımadan yargılamam gerektiğini ifade etmiş


      Yalnız Yücel tanay arkadaşımız benim imzamla ilgili olarak rahibe teresa misyonmuş gibi benzer şeyler yazarak konu açmıştı bu kişi kötü insan bu imzadaki sözler kendisine ait olamaz gibi rahibe teresayla sanırsın akrabalaığı var hakkında her şeyi biliyor :) bende o sinirlen Erkan beyde imzanız size yakışmadı deyince iyice anlamadan cvp yazmışım insanların hatasını anlamasıda güzel bu konuda kendimi eleştiriyorum yanlış anlamadan dolayı tekrar özür diliyorum
      İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.
      RAHİBE TERESA.