duygular gerçekliği yaşayan insanın hayattaki izdüşümleridir. insan duguları kadar mantık süzgecinden geçirdiği gerçekliği hayatta yaşamaya layık tek varlık olmalı. kendisinin farkında olan taşıdığı ruhun meylettiği evrene bedence ve ruhca eşitlenip; varoluş amacı olan yaşamı gerçeklikle idame ettiririr. insanın özünde yaşamı olağan kılmak olduğuna göre ; bunda ne duygular sessiz kalacak ne de düşünceyle gelen kararlı bir bakış açısı eksik olacaktır. insanın olgunluğu kendini tanıması, duygularının ve ruhunun farkında olmasıyla orantılı olduğu kadar ; yaşadığı çağda en onurlu hayatı idame ettirecek kadar idealist de olmasını gerektirir.
h.şişman
h.şişman
" akıl ve gönül ; insan ...