Nazım HİKMET (3 Haziran 63)

      Nazım HİKMET (3 Haziran 63)

      YÜRÜMEK...

      yürümek;
      yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
      havaları boydan boya yarıp ikiye
      karanlığın gözüne bakarak yürümek..
      yürümek;
      dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
      kelleni orta yere
      yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek ..
      yürümek;

      yolunda pusuya yattıklarını,
      arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek ..
      yürümek;
      yürekten gülerekten yürümek ...

      NAZIM HİKMET

      Saygıyla anıyoruz

      BELKİ BEN
      Belki ben
      o günden
      çok daha evvel,
      köprü başında sallanarak
      bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım.
      Belki ben
      o günden
      çok daha sonra ,
      matruş çenemde ak bir sakalın izi
      sağ kalacağım...
      Ve ben
      o günden
      çok daha sonra:
      sağ kalırsam eğer,
      şehrin meydan kenarlarında yaslanıp
      duvarlara
      son kavgadan benim gibi sağ kalan
      ihtiyarlara,
      bayram akşamlarında keman
      çalacağım...
      Etrafta mükemmel bir gecenin
      ışıklı kaldırımları
      Ve yeni şarkılar söyleyen
      yeni insanların
      adımları...

      NAZIM HİKMET
      İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.
      RAHİBE TERESA.
      BAHRİ HAZER

      Ufuklardan ufuklara

      ordu ordu köpüklü mor dalgalar koşuyordu;

      Hazer rüzgârların dilini konuşıyor balam,

      konuşup coşuyordu!

      Kim demiş "çört vazmi!"

      Hazer ölü bir göle benzer!

      Uçsuz bucaksız başı boş tuzlu bir sudur Hazer!

      Hazerde dost gezer, e.....y!..

      düşman gezer!



      Dalga bir dağdır

      kayık bir geyik!

      Dalga bir kuyu

      kayık bir kova!

      Çıkıyor kayık

      iniyor kayık,

      devrilen

      bir atın

      sırtından inip,

      şahlanan

      bir ata

      biniyor kayık!



      Ve Türkmen kayıkçı

      dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş.

      Başında kocaman kara bir papak;

      bu papak değil:

      tüylü bir koyunu karnından yarıp

      geçirmiş başına!

      Koyunun tüyleri düşmüş kaşına!



      Çıkıyor kayık

      iniyor kayık



      Ve kayıkçı

      "Türkmenistanlı bir Buda heykeli" gibi

      dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş,

      fakat, sanma ki Hazerin karşısında elpençe divan durmuş!

      O da bir Buda heykelinin

      taştan sükûnu gibi kendinden emin

      dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş.



      Bakmıyor

      kayığa

      sarılan

      sulara!

      Bakmıyor

      çatlayıp

      yarılan

      sulara!



      Çıkıyor kayık

      iniyor kayık,

      devrilen

      bir atın

      sırtından inip

      şahlanan

      bir ata

      biniyor kayık!



      - Yaman esiyor be karayel yaman!

      Sakın özünü Hazerin hilesinden aman!

      Aman oyun oynamasın sana rüzgâr!



      - Aldırma anam ne çıkar?

      Ne çıkar

      kudurtsun

      karayel

      suları,

      Hazerde doğanın

      Hazerdir mezarı!



      Çıkıyor kayık

      iniyor kayık

      çıkıyor ka...

      iniyor ka...

      Çık...

      in...

      çık...



      (1928)
      Bence Sen de Şimdi Herkes Gibisin

      Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
      Onlardan kalbime sevda geçmiyor
      Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
      Çünkü bence şimdi herkes gibisin

      Yolunu beklerken daha dün gece
      Kaçıyorum bugün senden gizlice
      Kalbime baktım da işte iyice
      Anladım ki sen de herkes gibisin

      Büsbütün unuttum seni eminim
      Maziye karıştı şimdi yeminim
      Kalbimde senin için yok bile kinim
      Bence sen de şimdi herkes gibisin

      Nazım Hikmet – 1918 – Kadıköy
      " akıl ve gönül ; insan ...

      Rahmetle anıyoruz

      BULUT MU OLSAM

      Denizin üstünde ala bulut
      Yüzünde gümüş gemi
      İçinde sarı balık
      Dibinde mavi yosun
      Kıyıda bir çıplak adam
      Durmuş düşünür..

      Bulut mu olsam,
      Gemi mi yoksa ?
      Balık mı olsam,
      Yosun mu yoksa ? ..
      Ne o ,ne o, ne o .
      Deniz olunmalı , oğlum ,
      Bulutuyla , gemisiyle , balığıyla , yosunuyla ..

      Nazım Hikmet Ran.

      Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
      ve bir orman gibi kardeşçesine ...
      " Bir Sevdadır Hemşin , Çamlıhemşin "