Eski Zaman Sevdaluklari

      Ah gid Cihat Kardeşim! O eski sevdalıklar kalmadı artık. Batı'dan şehirlere, şehirlerden köylere düşen ÇIKMAK o eski zaman sevdalıklarını da bitirdi.
      Kocakari guzel turkiler diyor, eski sevdalıkları anlatıyor ama o sevdalukleri yaşamayanlar ne bilecek ki nedir sevdaluk.

      Eski zaman sevdalıkları bir bakışla başlar ve sadece bakış ile devam ederdi.
      Sevdalıların tarafları şimdiki gibi herkese açık sanal ortamlarda "Seni sevaaaaaam" çıplıkları atmazdı.
      Aynı horon halkasınna bile girmezlerdi, değil ki elele tutuşup horon oynasınlar.
      Kasrşılaştıklarında sadece bakışır ve hafif bir tebessüm ile yolcu yolunda giderdi.
      Sevdalıklar bir nevi "Karşıdan karşıya aynalı dağlar" misali yaşanırdı.
      Sevdalıların birbirine sevda olduğunu herkes bilirdi ama hiç kimse bunu dile getirmezdi.
      Sevdalılardan biri gurbetçi ise gurbete giden de geride kalan da gözyaşlarını yüreklerine akıtır ortalıkta şimdiki gibi böğürmezlerdi.
      Sevdalılar gurbet ayrıldı mı günleri hem giden hem kalan ayrı ayrı değil bir nevi telepati ile birlikte sayardı.
      Sevdalıklar bir yangındı. Düşen yürekleri kor gibi yakar vuslat gerçekleşmeden de bu yangın asla bitmezdi.
      Sevdalıların yangını vuslat ile biterdi ama sevip de alamayanların yangını ölünceye kadar bitmezdi. Hatta evlenip ev bar çoluk çocuk sahibi olanların bile bu yangını bitmezdi.

      Daha yazacak çok şey var ama benim kapasitem bu kadarını hatrıladı. Daha fazlasını yazacaklar olursa göreceksin ki o eski sevdalıklar ne kadar saf, güzel ve kutsal imiş...

      Her gencimize o eski sevdalıkların en güzellerini diliyorum.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...