Adem İmdat KESİCİ nin Çayelinde Yaşanmış Hikayeler Kitabı Çıktı

      Adem İmdat KESİCİ nin Çayelinde Yaşanmış Hikayeler Kitabı Çıktı

      Ben Bir Çayeli Sevdalısıyım

      Bir kültürün parıltısını sonsuzluğa taşımak,geçmişe izler bırakmak,ancak parıltıları kaydetmek ve geleceğe taşımakla mümkün olabilir.
      Çayeli`nin içinde parlayan taşları tozlu raflardan indirmek ve rengarenk bir bahçeye dönüştürmek istedim.
      Elinize aldığınız bu kitapta; renk renk hikayeler,fıkralar,yaşanmış olaylar,yöresel şiirler,latifeler,nükteler,araştırmalar ve derlemeler bulacaksınız.Yaklaşık on yıllık derleme ve bir yıllık çalışmanın sonunda acizane bu kadar yapabildim.
      Gönlü Çayeli için çarpan biri olarak,okurların beğenisine sunduğum bu eserde;Çayeli kültüründen esintilere ve duygulara yer vermek,yaşanmış hatıraları geleceğe taşımak istedim.
      Umarım okurken beğenir ve keyif alırsınız


      Adem İmdat KESİCİ


      Kitap Temin İçin

      0 534 335 83 52
      0 535 932 53 43

      adimdat@hotmail.com
      Çayeli Doğa Sporları İhtisas Klubü
      HAYDE KÖYE GİDELUM

      Çoğumuz köyümüzü mecburen terk edip şehre gelmişiz. Ama tüm benliğimizle köyümüzü seviyoruz ve özlüyoruz. Şehirdeki görevimiz veya işimizden dolayı köyümüzden ayrı kalmışız. Yaşanmış hatıralarımızın çoğu köyümüzden kalan anılarımızdır. Şehrin stresi ve çilesi bizleri gerçek ve otantik yaşamdan koparıp sanal bir hayata sürüklemiş. Hemen hemen her gün aynı işi yapmaktayız.

      Eski günleri, köyümüzü ve köydeki evimizi, eski eşyalarımızı ve köyde yaşamayı her gün ister hale gelmişiz. O halde şöyle eski günlere doğru bir uzanalım ve bakalım ki; Nerden Nereye Geldük ?

      Eskiden Çayeli’nin adı Çaybaşı ve Mapavri iken; düğünlerde, bayramlarda, eğlence ve Eğratluklarda değişik adetler ve Şenluk’ler vardı. Kadıbağı düğünlerin vazgeçilmez bir kaynaşma ve eğlenme oyun şekli idi. Her köyden birkaç şair özellikle düğünlere iştirak edip, Karşı-Beri atma türkü atarlardı. Hoca efendiler bile birbirleriyle karşılaştıklarında selamdan sonra şiirle konuşur, kafiyeli ve anlamlı sözler kurarak şakalaşırlardı. Cami kapılarında bile kafiyeli sözler, şiirler, beyitler, destan ve atma türküler bir konuşma gibi söylenirdi.

      Çayeli’nde her gün latife ve nükte yapılır, hikâyeler ve fıkralar günlük yaşantının vazgeçilmez bir parçası olurdu. Çayeli halkı genellikle; şakayı, latife ve nükteyi, bildiği ve yaşadığı fıkrayı, başından geçen fıkra gibi bir olayı anlatmayı seven insanlardır. Günlük hayatta da Çayeli insanının her hareketi fıkra gibi bir olaya dayanmaktadır. Yöremizde böyle şakacı insanlara “ Şeremet” veya “ Mukallit “ denilmektedir. Eskiden şakalar ve gülmeceler bu şekilde yapılırdı.

      Günümüzde ise o eski geleneklerden ve yaşantılardan sadece bir kaçı devam etmektedir. Birçoğu unutulmuş ve sadece hatıralarda saklı kalmıştır. Yaşanmış hatıraları geleceğe taşımak gerekmektedir. Köylerimizi ve köydeki evimizi yeniden canlandırmak zorundayız. Hem geçmişlerimize saygı ve vefa borcumuzu ödeme adına, hem de şehrin stresi ve çilesinden kaçıp gurbetten biraz olsun uzaklaşıp eski günleri yeniden yaşamalıyız.

      Köydeki temiz hava ve su, ateşluk başındaki sohbetler, küldeki demluk, plekideki ekmek, közdeki lazut, zincire takılı lahana çorbası, misir ekmeği, karanlıktaki fener veya gaz lambasının loş ışığı ve kokusu, atşlukte yanan odun ve çalıların sesleri ve daha neler neler… Hayde köye gidelum ve köydeki evumuzi şenliyelum. Sıhhat ve huzur köyde, neşe ve eğlence köyde, doğal ve otantik yaşam köyde. Hayde köye. Bakalım ki köyümüz ve köydeki evimiz şimdi ne halde? Yani Nerden Nereye Geldük ? Bundan yaklaşık dokuz ayönce ben kendi köyüme ve köydeki evime çıktım ve kapıdan içeri BAKTUM AĞLADUM.

      Adem İmdat KESİCİ
      adimdat@hotmail.com
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...