12 Eylul 2010 da Yapılacak Referandumda Oyunuz Ne

      SELAM OLSUN ÜLKESİNE VE DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKBİLENLERE

      Başkentte yaşayan bir HEMŞİN li olarak sonuna kadar hayır diyorum.
      Cuntanın dayattığı anayasa bile bu paketten daha demokratik olduğu
      insan haklarına daha saygılı olduğu,devletin sosyal yönüyle daha önde olduğu bildiğim için hayır diyorum. Ama bu pakette bir çok şeyin yok olacağı emekçilerle ilgili emeklilerle ilgili memurlarla ilgili bölümden tutunda insan kaynaklarına varana kadar devletin tüm kurumlarının şirket yapısna dönüşeceği için hayır diyorum .Mutfak anayasası olduğu için hayır diyorum,bir kösensüs sağlanmadığı için haYır diyorum.
      Toprağıma Malıma Yurduma ve BAYRAĞIMA sahip çıkabilme adına hayır diyorum .
      Daha bir çok neden de sayabilirim ama temel öğelerden yola çıktım ve kendini aydın geleceğini aydınlık görmek isteyen dostlarımada hayır demelerini temenni ediyorum; Eğerki paket evet çıkarsa aydınlık yüzün peşkeşe dönüşeceğini peşkeşinde filistin ve lübnandaki durumları yaratcağını ummak istemiyorum ama görünen o.......
      Karar sizlerin dostlar toprağına malına bölgene ve de yurduna sahip çıkma adına hayır demeyi temenni ediyor duyarlı davranmaya tüm dostları sadece hemşinlileri değil bütün ülkeyi davat ediyorum .
      hoşça ve dostça kalın yüzünüzden gülücükler eksik olmasın
      12 Eylül de 2 kere hayır diyeceğiz.12 Eylül faşist cunta anayasasınada, askeri vesayeti kaldırmakla övünürken kendi vesayetini,tek anlayışı,kendi anlayışını hakim kılmak için AKEPE nin yazdığı ve bize onaylatacağı anayasayada HAYIR diyeceğiz. Önemli ve gerekli olan 12 Eylül anayasasını çöpe atıp,özgürlükçü ve demokratik bir anayasanın yapılabilmesidir.
      Elbette ki Hayır!
      2 Gün önce Anayasa'da yapılacak değişiklileri sabaha kadar madde madde okudum. İçeriğinde bir çok gizli anlamlar yüklenebilecek maddeler var.
      Şimdilik ileride büyük tehlikeler oluşturabilecek 3 madeyi ve bir kanaatimi söyleyeceğim.

      1) Bu değişiklikler ile Özelleştirmeleye itiraz için yargı yolu kapatılacak ki bu ülkedeki satışların hangi noktaya kadar gidebileceğine dair en büyük tehlikedir.

      2) Sadece bölgemizde değil ülkenin tamamında su kullanım hakkı alınan enerji projelerinin yapımı ve işletmesi hatta proje aşamasında iken yabancı şirketlere devredilmesi ve bu devirlere de mahkeme yolunun kapatılması.

      3) Askeri Şura Kararlarının sivil yargıya açılması ki bu da ordu içinde emir-komuta zincirini ve hiyerarşiyi bozar. Dahası gerek bölücülükten gerek irticai faaliyetlerden gerekse Askeri İç Hizmet Kanununa aykırı davranışlarından ordudan atılacakların geri dönmesi ile Ardu içinde de büyük bir karmaşa başlar.

      Sözde Sosyalist ve Komünist geçinen işbirlikçiler "Evet dediği için "Hayır!"

      Entelektüel geçinen işbirlikçi Liboşlar "Evet!" dediği için "Hayır"

      Sözde Müslüman Din tacirleri "Evet!" dediği için "Hayır,

      AB ve AB'nin ülkemizdeki işbirlikçileri "Evet!""dediğiiçin "Hayır!"

      Ancak "Hayır!" derken Maksut Kardeşimin yaptığı gibi "Türk "Tarihinin" en berbat Anayasası olan ve onlarca gencimizi darağacına çeken 1982 Anayasası'nı da kutsamayacağım.

      Ancak 12 Eylül'den buyana geçen 31 senede çağdaş, modern, insanı merkeze alan, her türlü hürriyetin sağlanabileceği, Türkiye'yi Kanun Devleti olmaktan çıkarıp "Hukuk Devleti" yapacak bir anayasa taslağı bile hazırlayamayan CHP, MHP gibi partileri de kınıyorum.
      Biliyorum ki ne CHP ne de MHP iktidara gelseler şu yukarıda söylediğim gibi bir Anayasa hazırlayamayacak/hazırlamayacaklardır.
      Bu anlamda CHP'nin de MHP'nin de AKP'den hiçbir farkı yoktur.

      Referandum ne mi olur?

      Onu da isterseniz seçimlerden 2-3 gün önce yine bu başlıkta söyleyelim.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      EVET DERDİM...
      12 Eylül Anayasası ilk defa değiştirilmiyor. Bu zamana kadar sayısız kez değiştirildi. İlk defa değiştiriliyormuş gibi yapmasalar.
      EVET DERDİM...
      "Evet" diyen demokrat oldu da "hayır" diyen darbeci oldu? İnsafsızlığı yapmasalar.
      EVET DERDİM..
      12 Eylülcüler yargılanmayacak... Bunu sen de biliyorsun... ama milleti kandırmasalar.
      EVET DERDİM..
      Elinde sopayla insanları zorla "demokrat" yapmaya çalışacağına, iki dakika "farklı fikirlere saygı" üzerine düşünseler..
      EVET DERDİM..
      Bazen bir "hayırcı", bin "evetçi"den daha özgürlükçü olabilir... Her gördükleri her "Hayırcı"yı,aynı kefeye koymasalar...
      EVT DERDİM...
      "Memlekete demokrasi geliyor" diye etekleri zil çalan bir adamın, aykırı görüş ileri sürenlere bu denli çemkirmesi acayip yaman bir çelişkidir... Birazcık bağışlayıcı olsalardı..
      EVET DERDİM..
      Demokrasi Projesi ile ‘küresel çete ''çete’ yani dünyayı ele geçirmeye çalışan işgal eden küresel şirketler, çokuluslular, birçok ülkede gizli bir savaş yürütüyorlar. Bu pakete ilk sevinen AB ve AB'nin ülkemizdeki işbirlikçileri olmasa.
      EVET DERDİM..
      Bu hap gibi anayasa paketiyle siz demokrasi yolunda sosyal, siyasal haklar yönünde ilerlediğiniz sanıyorsanız çok fena yanıltilmasak. Sadece yanılmakla kalmayıp bir de onların değirmenine su taşımasa..
      EVET DERDİM..
      Anayasa mahkemesine bireysel yargı yolunu açıp,birçok davalara yarğı yolunu kapatma cambazlığı olmasa..
      EVET DERDİM..
      Ordunun genel yapısını bozmasa.
      EVET DERDİM..
      Dokunulmazlık sacece kürsü ile sınırlı olsa..
      EVET DERDİM..
      Beğenen beğendi beğenmeyen beğenmedi anlayışı kafalarda başka hesapların olduğunu izlenimi olmsa..
      EVET DERDİM..
      Anayasalar hükümet beyanı değildir. Anayasaları değiştirecek iradelerin demokratik hassasiyeti taşıması gerektığını anlasalar..
      EVET DERDİM..
      Anayasa Özgürlük getirecek iddiaları yalandır. Parçalanma sürecindeki engellerin kaldırılmasına da özgürlük denmektedır. Milleti parçalara bölmekte özgürlüktür.Diye yola çıkılmasa.
      EVT DERDİM......
      Tabiki bu uzar gider..

      1982 Anayasasına hayır dedik.Bu anayasayada elbetteki'''HAYIR''
      yenisafak.com.tr/Roportaj/?i=267618

      Birtaraftan 27 mayis,12 eylül Anayasalarina karsi olup ,diger taraftan degistirmeyi istememek sosyal ve politik kurallara uymayan bir tutum.
      Unutmayalimki demokrasilerde ! yasa ve kurallari degistirmek icin cogunluga ihtiyac vardir.Diger taraftan anayasasiz yüzyillardir demokrasi örnegi veren ülkeler vardir Ingiltere ve USA gibi,fakat onlarin tarihi gelisme ve paralel olarak günlük sosyal yasamlari ülkemizle karsilastirilamaz.
      Herhangi bir partinin yaptigi politikalara karsi olmakla birlikte,bazi konularda "desteklenebilir" oldugu ,olabilecegi ,ülkemize özel bir konu degildir,bütün bati demokrasilerinde olagandir.
      Maalesef ülkemizde ne kendilerini sosyalist veya sosyaldemokrat diye tanitan kesimin nede devrimci internasyonalistlerin cogunlugu sagladigini yasayamadik ve yakin gelecektede yasayamayacagimizdan bazi "evrim" veya "degisim" leri baska veya karsit düsüncelilerin denemesindeki tutumumuzu zamanin ve siyasi cogunlugun özelliklerini göz önüne alarak degerlendirmeliyiz.AKP ye karsit olmakla birlikte ÖDP,TKP,CHP,MHP partilerinin simdiye kadar cogunluk saglayamadiklari velevki saglasalar böyle bir degisimi destekleyecekleri belirli olmadigindan,"Evet" veya "hayir" derken birkac defa düsünmemiz elzemdir diye düsünmek isterim.
      Selamlarimla
      Sevgili SAKSU'nun "HAYIR" ın gerekçesi olarak açıkladığı iki madde gerçekten çok önemli.Neo Liberal ekonomik uygulamalar ile herşeyimizi sermayeye ve uluslararası tekellere ve onların yerli işbirlikçilerine peşkeş çeken AKP uzun süredir sularımızıda HES maskesi altında sermayenin kullanımına vermeye çalışmakta.Bu konuda uzun süredir bölgede duyarlı insanların,devrimcilerin,sosyalistlerin yerel halkı uyaran ve mücadeleyi yerel halkla birlikte yapmaya yönelik çalışmaları var.Bu konu gerçekten önemli.Bu nedenle anayasa değişikliğine hayır.Ama Bu konuda mücadeleyi örgütlemeye çalışan "derelerin kardeşliği" gibi yapılanmalara omuz vermeliyiz.İş işten geçmeden sularımıza sahip çıkalım.
      Sevgili Haçapitli; Karadeniz'de yapılan HES'lere karşı mücadele veren birçok STK üyesi ve taraftarı maalesef sizin dediğiniz gibi bu referandum'da EVET'çidir.

      Kendinizce bir emsaj vermek siteyebilirsiniz ama bölge halkının mücadelesine "Devrimcilerin, Sosyalistlerin" gibi tanımlama ile siyasi bir kimliğk giydirmek bölgeye en büyük zararı verir. Çünkü başlangıçta bu mücadelelerde halk asla siyasi mesajlar vermeden memleketine sahip çıkıyordu. Bu sebeple de kalabalık ve güçlü idik. Oysa zamanla yalnızlaşmaya başladık.
      Geçen hafta Rize'de 3 tane HES'in mahkemesine 3 tanesi avukat olmak üzere sadece 7 kişi katıldı. Oysa Hemşin'de yapılan Taş Ocağının davasına bile 100 kişiye yakın insan katılmıştı. Yine geçen yıl Rize'de yapılan bir protesto Mitingine derneğimiz de birçok dernek de katılmıştı. Miting de baya kalabalık olmuştu. Şu anda Rize'de yapılacak bu konudaki bir mitinge geçen sene katılanların yarısınızın gideceği bile şüphelidir.
      Bölgedeki bazı STK'ların tıpkı sizin yaptığınız gibi protestolara siyasi mesajlar katması belki de bu büyük gücü kırmaya yönelik bilinçli bir politikadır.
      Lütfen bu tür mücadelelere siyasi mesajlar yazmayalım...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      sevgili şakir abim sen benim ne demek istediğimi bal gibi anlamışssındırda sırf hınzırlığına sanki ben 12 eylül anayasasın savunuyormuşum gibi düşünmüşssün helal be saydığın o maddelerin yanında emeğe emekliye işçiye memura ne yazdığıma bakmamışssın abi 12 eylül anayassı bu oylanacak pakete göre daha demeokratik ti ve devletin sosyal yanı kısıtlansada vardı ;devlet şirketlere peşkeş çekilmemişti mesela daha çıkmadan bu anayasaya atfen büyükşehir yasasının 73 . maddesi iki gün önce kanunllaştı o kanuna göre sn. i melih gökçek başkanım iki dudağına bağlandı imar hareketleri haberin varmı hemde anayasaya aykırı olarak uygulamaya kondu bile kentsel dönüşüm adı altında
      ben bu anayasaya hayır diyorum abai ama 12 eylül anayaysınıda tasvip etmiyorum ki bunu en iyi bilenlerdensin hayır diyoerum çünki devletin sosyal yapısı tamamen yok ediliyor ve özlleştirme adına peşkeş çekiliyor hemde yabancı sermaye desteğiyle,yarın bayrağını özelleştirirlerse ne yapacaksın ,bu güçle 1-2-3-4 maddeler 1924 anayasından sonra değiştirilmesi bile teklif edilemezken yarın boyle bir şeyi dayatırlarsa ne edeceksin* ki gidişat ona doğru eğer bu paket evet alırsa bak ikinci pakette 100/99 o var onun yolunun açılmaması için hayır diyorum tröstlerin globalizim adı altında ülkeyi kasıp kavurmaması için hayır diyorumve chp mhp akp düşüncene katılıyorum çünki irademizle bir şey yaptığımıza inanmıyorum110 yıllık marshal planı oturtulmak üzere sanırım bu yüzden bu anayasa tek mutfaktan çıkıyor ,hülasa insanlar laik oldukları şekilde yönetilir eğer bu millet bu ulus 12 eylülde bu pakete yol verirse arkasından geleceklere de katlanmak zorundadır sonra ağlamak sızlamak fayde etmez

      12 eylül cunta anayasasıydı 100/92 aldı kimseyede zorla evet dedirtilmedi ve turgut özal diye bir lider çıkardı bu paket te nasıl bir lider çıkacak seneye bu zaman göreceğiz ki geçmemesi temennimdir hayırda hayır vardır deyip hayır verecğim taşoran bir lider türemesin diye
      Sevgili Maksut Kardeşim; Hangi sebeple ve gerekçe ile olursa olsun 12 Eylül Anayasası'nın övülmesini anlayamam. 12 Eylül Anayasası bu milletten %92 oy aldı ama o anayasa oylaması sırasında Anayasa'nın aleyhinde konuşmak yasaktı. Anayasa hegün övülürken aleyhinde konuşulmasının yasaklanması, böyle bir ortamda sağ ve soldan ise onlarca gencimizin aynı darağaçlarına çekildikleri günlerde o Anayasaya da Evet oyu vermedim bugün yapılan değişikliğe de Evet demeyeceğim. "12 Eylül Anayasasına kimse zorla Evet oyu vermedi" demek bile o anayasayı savunmaktır. Çünkü milletin %92'sine ZORLA EVET dedirtildi Maksudum.

      Ben yukarıdaki yazımda gerekçelerimi sıraladım. O gerekçelerimin de arkasında olacağım. Söylediğin süreç 110 sene evvel değil belki daha öncesinden Baltalimanı Anlaşması ile başladı. Lozan'da o paçavrayı yırtıp attık ama şu anda gidilen nokta yine aynı noktadır.

      Bu gerçekleri aklıselim sahibi herkese anlatmalıyız.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      HALK OYLAMALARI VE BASKININ ÖRTÜSÜ

      İrlanda, Hollanda, Fransa Referandumlarından sonra Avrupa’da ‘referandum’ oyunu sorgulanmaya başladı. Avrupalı aydınlar referandumlarda, seçmenin ‘bilerek’ değil, medya dedikodularıyla ‘yönlendirilerek oy verdiğini tartıştılar. Referandumlarda, oy kullananların, konuyla ilgili, ne teknik bilgisi vardı, ne de önüne konan aldatmacaları çözebilecek durumdalardı.

      Avrupalı aydınlar, ‘Hitler ve Mussolini gibi liderlerin halk oylamalarına giderek, baskıcı politikalarını populizmle örttüklerini, halkı okşayarak, giyotine götürdüklerini’ yazıp çizdiler.

      Oyuna bir daha bakalım: Yukarı tükürsen… diye başlayan halk deyişini hatırlayalım.

      ABD VE AB BASTIRIYOR: ‘EVET DE!’

      ‘Evet’çiler, ABD ve AB ekseninde Türkiye’yi bölecek sürece destek verecekler!

      Duymuşsunuzdur, ABD büyükelçisi ve AB organları, ‘Türkiye ‘EVET’ demeli!’ reklamı yaparak şehir şehir gezmekteler!

      Boykotçular, BDP ve bölücüler.. Bence referandumun gerçekten ‘boykot’ edilme ihtimaline karşı, Batıdan aldıkları ‘taktik’ gereği, bu kararla ortaya çıktılar!

      ‘Hayır’ diyenler, bu ülkede, ne iktidarda ne muhalefette halkın yanında bir lider olmadığını gören, ama Türkiye’nin boğazına geçirilmiş yağlı ipin, yılansı kayganlığını bedeninde hissedenler..

      Herşeyin farkında olanlar, biliyorlar ki, bu referandumdan ‘Evet’ çıkarsa Türkiye’nin önüne zifiri bir dehliz daha çıkar. ‘Hayır’ çıkarsa, başbakanın işaret ettiği gibi bir ‘erken seçim’ olasılığı var.

      Bir ‘erken seçim’, Türk halkına derlenip toparlanmak, dayatılanlar dışında başka seçeneklere yoğunlaşmak, kendine güvenmek, biraraya gelmek, güneydoğuda oynanan büyük oyuna ‘DUR’ demek için bir ZAMAN sunacak.

      Küresel sermaye, ihtimal hesaplarını çoktan yaptı. CHP’yi, Saadet partisini –muhtemelen yakında MHP’yi-- AKP’ye baston yapacak şekilde yapısal değişikliklere zorluyor. Buna rağmen, AKP ile yola devamın, mümkün olamayacağı ihtimali karşısında, koalisyon haritalarını da masaya koyuyor.

      Erdoğan’ı ‘siyasi açılım’a itiyor, muhtemel ortaklarla şimdiden tokalaşma ‘tavsiyesinde bulunuyor. .

      Bakalım, Türk halkı mucizevi sağduyusu ve zamanlamasıyla, tüm bu oyunların hakkından bir kez daha gelecek mi?

      Ben tarihin Türk halkından yana olduğunu biliyorum… Hatırlayın, 1919’da, umutsuz, çöken bir imparatorlukta, yazar Refik Halit Karay, direnen güçlere ve Mustafa Kemal’e hitaben ne demişti:

      ‘Anadolu’da bir patırtı bir gürültü, kongreler, beyannameler filan..

      Sanki birşey yapabilecekler…Blöf yapmanın sırası mı şimdi?

      Hangi teşkilatın ne gücün var!… Bu ne hayal!!

      Kuzum Mustafa sen deli misin!’

      O Mustafa, aklın ve bilimin ışığında, ne ‘deli’ ne ‘çılgın’ olmadığını, halkıyla ispatlamıştı!

      banu avar
      Sevgili Sami; Refik Halit'e soyadını Atatürk'ün verdiğini kendisi öve öve anlatmaktadır. Neden o soyadını verdiğini bile bile bununla da övünmek gibi bir ahmaklığın sahibidir. Geçelim...

      Bu ülke için gerçek anlamda demokrasiye ihtiyaç var mı? Elbette ki var. Yani çağa uymak iöçin bu açılımlar gerçekten ülkenin varlığı ve birliği tehlikeye düşürülmeyecek şekilde yapılmalıdır ki Batı'nın ölçüsü de budur.
      Ancak bizde yapılan açılımların adını Kürt Açılımı, Ermeni Açılımı, Süryani Açılımı vb. koymak bu ülkenin binlerce senede oluşturduğu varlığımıza ve birliğimize ciddi bir saldırıdır.
      Sırf bu sebeple bile HAYIR demek her namuslu vatanseverin görevidir. Avrupa'dan vızıldayan sözde solcu işbirlikçi AB uşaklarının güya demokrasiden örnekler verip Evet nasihatleri vermeleri de bu gerçekleri değiştirmez.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...