Bir Millet Uyanıyor

      Bir Millet Uyanıyor

      BİR ULUSUN GELECEĞİ; BAŞBAKANLARIN, BAKANLARIN, HÜKÜMETLERİN İNSAFINA TERK EDİLEMEYECEK KADAR ÖNEMLİ BİR OLAYDIR.

      Sivil insiyatif, Ülkelerin geleceğinin olmazsa olmazıdır.

      Çevre bilinci, toplumların gelişmişliklerinin önemli bir göstergesidir.

      Çevre ve doğa herkesin geleceğidir.

      Hemşinde başlattığımız bölgeye ve ülkeye sahip çıkma harekatinin,
      dalga dalga ülkenin her yanına yayılmakta olduğuna tanık oluyoruz.

      Ülke sevgisi bölge sevgisinden gelir.Bölge sevgisi, toprak sevgisine dayanır.
      Sevilen toprak karın doyuran topraktır.
      Yurdumuz Anadolu doğurgandır,doyurandır.
      Yurdumuza, herşeyiyle sahip çıkılmasını diliyorum.

      Bu konuda, bu gelişmelerin önemli bir başlangıç olacağını düşünüyorum.

      Çalışmalarımıza katılan, katkıda bulunan, tüm hemşeri ve yurttaşlarımıza
      şükranlarımızı arz ediyor,
      Saygılar sunuyoruz.
      HEMŞİNDER YÖN. KUR.

      Musa ABAY

      Sakal Bıyık Meselesi

      Dünya haritasını açarsanız, kadınlarını toplum dışına tutan ülkeler arasında, günümüzün medeniyeti seviyesine yükselebilmiş hiçbir ülke bulamazsınız.

      Ömrümüzün Kilometre Taşları
      Feyzi AKKAYA
      STFA’NIN HİKAYESİ
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000

      Önemli....

      ARILAR VE MANYETİK SİLAHLAR!

      Nurullah AYDIN - 20 Aralık 2010

      ABD NATO kanalıyla Türkiye’den istediğini aldı. Yetkililer talebe şartlı evet dedi. Oysa; Füze Kalkanı dedikleri şey, sadece manyetik şemsiye değildir, aynı zamanda kurulduğu bölge halkına yöneltilmiş bir manyetik şiddet silahıdır.

      Halk bu bilgilerden mahrumdur.

      Gökyüzünden gelen manyetik şiddeti kim bilecek?

      Füze Kalkanı hakkında bildiğimiz, bunun bir manyetik savunma silahı olduğudur.

      Batının manyetik manyakları kafaya koymuştur, bize bu en pahalı teknolojiyi satacaklar.

      Trabzon'da, Kadırga yaylasına da üssü kuracaklar. Başladılar bile. İşte o yaylada, manyetik şiddeti en yüksek baş vericiler kuruldu bile. İşler üç yıldan beri devam ediyor.

      Eş başkanlar BOP’un savaş projesine hayır diyemez. Adım adım işler yürütülüyor.

      İktidar önce sözü veriyor, halkın elinden tarım alanları alınıp ormana dahil ediliyor, orman işletme yasaları değiştiriliyor, yaylalar yabancılara işletmeye açılıyor...

      Yayla turizmi diye; yabancıların geliş gidişleri normalleştiriliyor, Telekom yabancılara veriliyor, yaylalara, dağlara tepelere oteller ve baz istasyonları dikiliyor...

      Dikilen her direkle birlikte, halkımız bilmiyor ki yediğimiz manyetik dayağın şiddeti artıyor.

      Sadece biz insanlar değil, bitkiler ve hayvanlar bu şiddetten zarar görüyor.

      Duyargalarla çalışan tüm uçucular ve sürüngenler, aynı tehlike altındadır Direğin altındaki meyveler kuruyor.

      İşte arılar da ölüyor, kovanlar SOS veriyor. Manyetik şiddete maruz kaldığı için arılar yön duygusunu kaybediyor, yuvasız kalıyor ve işte sonuçlar ortada. Trabzon çevresinde binlerce petek arısız kaldı, kovanlar ölüyor. Arı demek, nebatat demektir; Karadeniz'i dünyada birinci yapan flora demektir; ilk tıp kitabı Lokman Hekim'in yazıldığı yer demektir; bu florayla beslenen sağlıklı bir genetiğe sahip olmuş insanlar demektir...

      Doğu Karadeniz demek, Kafkas Arısı demektir! Ayder Yaylası arıcılarına göre bu yıl üretim yarı yarıya düştü, nedeni bilinmiyor. Bilmediklerinden değil, sorumluları rahatsız etmemek için araştırılsın diyorlar.

      Füze Kalkancı Amerikan Yahudi lobisinin isteğine uyarak, Kadırga Yaylasında Füze Kalkanı Üssü kuruluyor.

      İran'la hiç savaş çıkmasa bile, o manyetik şemsiye orada kaldığı sürece; biz nebatatımızdan, arılarımızdan ve nesillerimizden olacağız.

      Askeri boyutu daha da vahimdir. Bir taşla birkaç kuş vuruyor ABD!.

      Asıl hedef; İran değil, Türkiye'dir!

      Bağdat-Mardin-Rize otoyolu, adı da sevgi yolu; bu üssün tali yoludur. Bağdat'tan çekiliyormuş gibi yapıp, Karadeniz'e kadar yerleşecek Amerikan Ordusu. Bu yolla, bir de AKP himayelerinde kurulmakta olan BOP Kürdistanı'nı da korumaya almış olacaklar.

      Samsun-Artvin arasında; yayladan yaylaya dağlardan geçecek olan safari yolunun altındaki neden de, Kadırga Füze Üssü'dür. Bu yol da, o üssün tali yoludur.

      Dağlar ve yaylalar halkın geçişine kapanacak, emperyalist Amerikan ordusunun emrine verilecektir. Görünen plan budur.

      Denizden de bir yol açılıyor Kadırga'ya; Beşikdüzü Şalpazarı, Sisdağı hattında devam eden, tır geçebilen yollar açılıyor...

      Neden bilinçli bir şekilde türban konusu gündemde tutuluyor anlaşılıyor mu?.

      Başımıza örülen tuzakları gösterelim.

      Bizleri kurtaracak olan, yalnızca kendi aklımız ve kendi ellerimizdir.

      Beynimizi teknoloji tarikatının esiri olmaktan kurtarırsak özgür olmaya başlarız.

      Ancak, parlamento kararı henüz alınmamıştır.

      Gündem, meclisten Füze Kalkanına hayır çıkartmak olsun.

      Bütün milletvekillerini asli görevlerine davet edelim; yeminlerini onlara hatırlatalım.

      Günün Sözü: Farkında olmak, düşmanı bertaraf etmenin ilk şartıdır.

      Yazar Altayli - Aralık 20 2010 ·

      Hemşin için olduğu kadar tüm Karadenizi ve ülkemizi ilgilendiren bir durum
      herkes okumalı okutmalı gereğini yapmalı.

      Musa Abay

      paramızın üstündeki yıldız.

      Bir süre önce "Paranın Turası" başlıklı bir yazı yazmıştım.
      Değerli düşünür ve araştırmacı Mahiye Morgül konuyu detaylı bir şekilde dile getirmiş. Ülkesi, milleti ile İlgili kişilerin ilgiyle okuyacağını umuyorum.


      Paramızdaki Kuyruklu Yıldız
      Siz şimdi cebinizden bozuk madeni paranızı çıkartıp üzerinde buğday olup olmadığını görün


      Tarih boyunca Türkler, paralarının üzerine iki değerli şeyi yazmıştır. Bir yüzüne devletin kurucusu, yani halkın koruyucusu olan atasının resmini, diğer yüzüne koruduğu kutsal değerleri resmetmiştir.

      Ay-yıldızın duruşu, solda hilal sağda yıldızdır. Bu hal, güneşin ay tutulmasından kurtulduğu anı ifade eder. Ayrıca ay kadın, güneş ise erkektir. Gök Tanrı ise sekiz köşeli kubbe (tambur) olarak ifade edilir, hayat ışığını veren odur.

      Türk yıldızı, tarih boyunca sekiz köşeli ve sarı resmedildiği halde, 1844’de beş köşeli beyaz İngiliz yıldızına çevrildi. 16 yaşındaki İngilizci Osmanlı padişahı Abdülmecit “batılılaşıyoruz” diyerek böyle yapmıştı. Anımsayalım; İngiliz kraliyet ailesi Yahudi kökenlidir ve İsrail devletinin kurucusudur.

      Beş köşeli İngiliz yıldızının özelliği, yılbaşında kuyruklu yıldıza çevrilmesi ve kayarken resmedilmesidir. Kayan yıldız, İsa işaretidir. Buna, “Müjde İsa Mesih geldi” derler.

      Yahudilere “müjde” olan İsa, Anadolu’ya haçlı yağma seferlerini, bilim evlerimizin yerle bir edilmesini ve buğday ambarlarımızın boşaltılmasını getirmiştir. Biz henüz Şamanî idik, Başoğuzlu (Bazileus) ve Selevkos Oğuzlu devletlerinin bakiyeleriydik, paramızdaki sembollerimizde buğday, hilal ve güneş vardı, hatta beylerimizin başında kızıl kurdeleyle koçboynuzu vardı. Selânik bile bir Oğuzlu şehriydi.

      Bereketli Hilal topraklarında atalarımız Hıristiyan yağmacılara karşı direnirken bir direniş dini olan İslâm dini doğdu. Onun da sembolü, Oğuzlu Şamanîlerdeki gibi HİLAL- ŞEMS(sarı), BUĞDAY(yeşil) ve SEKİZ IŞIKLI Sirius (Kızıl yıldız) oldu.

      Tarihte, Şamanî, Sasanî, Gazne gibi Oğuzlu devletlerinin İslâm’ın Asya’da yayılmasına yardımcı olduğunu, beri yandan bu devletlerin paralarında yeşil buğdayı, kırmızı ile altın sarısını renkleriyle Saman-Yolu (Şaman Öğretisi) sembollerini görüyoruz.

      Gazne (Oğuzian/Oğuzlar) devleti, Şamanî İslam devletinden sonra kurulan Türk İslam devletidir, onlarda ayrıca yeşil zemin üzerinde, hilâle bakan sekiz beyaz noktalı, kaz ayaklı, “kuş gibi günahsız, tüy gibi hafif” anlamında bir de tavus kuşu görülür ki, bütün Türk beylerinin sorgucunda bir tavus tüyü takılıdır. 2009’da Ahlat mağaralarında ortaya çıkartılan tavus kuşu nakışlı kapı üstü süsleri ile sekiz köşeli motiflerin ortasında Buda (Dua edilen Mu-ata/Mete) figürleri bize, 6. ve 7.yy’da, Gaznelilerin ve Şamanîlerin bu topraklarda da var olduklarını söyler.

      Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduğu zaman, parasında ve bayrağında kutsal ata sembollerini resmetti, dünyaya “Biz bunların devamıyız” diye ilan etti.

      Ancak, 2010 yılında, öyle bir güne geldik ki, artık terminatör İsrail tohumları gibi, sembollerimiz çaktırmadan buharlaştırılıyor. 1844’de “batılaşıyoruz” diyen İngilizci Osmanlı padişahı gibi, 2004’de “küreselleşiyoruz” diyen İsrailci Osmanlıcılar eliyle bunlar oluyor.

      Siz şimdi cebinizden bozuk madeni paranızı çıkartıp üzerinde buğday olup olmadığını görün. Sonra, aşağıdaki para sembollerine dikkatle bakın. Eski kâğıt beş liranın üzerindeki muntazam sekiz köşeli yıldız ile diğerlerini karşılaştırın. Cebinizdeki yeni on lirayı ve yüz lirayı çıkartın, adım adım nasıl yedi köşeli hale getirildiğini görün. Yedi köşeli işaret Yahudilerin yedili şamdanı mıdır yoksa?





      Paramızdaki bu değişim, Dünya Yahudi Birliğinden ödül alan bir başbakan ve İngiliz kraliçesinden ödül alan bir cumhurbaşkanı zamanında yapılıyorsa, bunun bir mesajı olmalıdır.

      Ayrıca belirtmeliyim; AKP’nin sembolü olan ampulde yedi çizgi vardır. Parti binasının ön duvarında ise, sekizli Selçuklu motifi bozularak Davut yıldızına benzer şekilde stilize edilmiş haldedir.

      Şimdi de paramızdaki ay yıldızın ne hale geldiğine bakalım; kaymakta olan yıldızı ve kuyruğunu fark edeceksiniz. Bence, “İsa geldi, müjde” diyor.





      Kutsal sembollerimizin resmi kurumlarda da bozulmaya başladığını görmek isterseniz Çankırı Valiliğinin armasına bakın. Yedi köşeli olduğunu gördünüz mü? Oysa Çankırı’nın, tarihi sembolü sekiz köşeli olup, yâran kıyafetlerindeki nakışlar ise, kırmızı üzerine yaldız (yıldız) sarısıdır. AB projeli Çankırı Gençlik Meclisinin amblemindeki ay-yıldızda ise başka bir şey görüyoruz. İsterseniz bir de Türk Ocağı’nın bayrağı ne zaman mavileşti diye bir merak edin, araştırın, çok eskiye gitmeniz gerekmeyecek. (İsrail, Yunanistan, İngiliz, Amerikan bayraklarının ve Hıristiyan AB’nin rengi mavi-beyazdır.)

      Belirtmeliyim ki, tarihte, Ceneviz, Venedik, Galata ve Selanik Yahudi tefecileri, ekonomisini ele geçirdikleri ülkelerin sembollerini de kendi renklerine çevirmişlerdir, Göktürk devleti buna dahildir. Örneğin, Göktürk(Mavi-Türk) parasındaki yıldız sekiz köşeli değil, altı köşelidir. Göktürk devleti neden çevresindeki sayısız Türk budunlarına saldırmış, Türk’ü Türk’e kırdırmış, Orta Asya’daki Türkleri Çin topraklarına doğru sürmüştür, sorusunun cevabı buradadır. Bugün de, sembollerimizi değiştirmeye muktedir olanlar, Türk ordusunu ele geçirerek aynı şeyi yapmak istediklerini hiç saklamıyorlar, hatta Füze Kalkanı gibi en yıkıcı silahlarını topraklarımıza bunun için inşa ediyorlar.

      Bir örnek de Konya’dan vereyim. Selçuklu Motifi diye tarihe geçen sekizli yıldız yerine, Mevlana Yolu üzerindeki kaldırım taşlarına altılı Davut yıldızları yapıldı, Konya halkı onların üzerinde yürüyerek Mevlana’ya, camiye ve namaza gidiyor!

      Konu başlığımıza dönelim.

      Hıristiyan-Yahudi sembolleriyle donatılmış bir ülkede yeni yıla giriyoruz. En kıymetli sembollerimizle bu kadar oynanması size işgal altında olduğumuzu söylemiyor mu?

      Yeni İsrailci Osmanlıcıların çok neşeli bir yılbaşı geçirecekleri malûmdur.

      Ya biz, vatan topraklarını Silivri mahpusunda bekleyenler ve kuşatılmışlığımızı anlatmak için eli kalem tutanlar, nasıl gireceğiz yeni yıla?

      Yine de, düşmana inat, 2011’in, Ay ve Yıldızımızın yeniden parladığı yıl olması dilek ve umuduyla, nice yıllara…

      Ben yılbaşı akşamı Batıkent ADD’li gençlerin gelir amaçlı düzenlediği sazlı sözlü eğlenceye katılacağım.

      27.12.2010

      Mahiye Morgül

      Musa Abay
      50 TL'lik paralarımızda Resmi olan Fatma Aliye Hanım'ı hiç araştırdınız mı?
      İlk Türk kadın yazarı olarak bilinmesine rağmen aslında kendisinden 14 sene önce İlk Türk Kadın Roman Yazarı Zafer Hanım'ın ünvanı da kendisine verilmiştir.
      Ömrü Atatürk'ün devrimlerine muhalefet etmekle geçen bir yazarımızdır. Yapılan tüm devrimlere muhalefet etmiş ve Mandacıdır.
      Kendisi tutucudur ama evden kaçan kızı Katolik bir Rahibe olarak hayatını devam ettirmiştir.
      Atatürk'ün siyaseten dışladığı bu bayanın resmi ölümünden 74 sene sonra Atatürk'ün hemen arkasına yapıştırılmıştır.
      Paramızın Tura'sından çok daha fazla hikaye çıkacağını zaman ve araştırmalar bize gösterecektir.

      Şakir Aksu
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...