Hemşin Sos.Sor. Gel. Der.Başkanlığından

      Hemşin Sos.Sor. Gel. Der.Başkanlığından

      "Ben özümü herkesten iyi bilirim. Çünkü ben geçmişimi soyumu sopumu birinci ağızdan babamdan, dedemden öğrendim. Babamda dedesinden öğrenmişti. En gerçekçi tarih, insanın kendi atasından öğrendiğidir. Çünkü onda ne siyasi hesap, ne de uluslararası çıkar vardır".



      Milliyet Gazetesi’nin 5 Ocak 2011 tarihli nüshasında "Ermeni Müslüman olabilir mi" başlıklı bir yazı Hemşin ilçesinin fotoğrafıyla birlikte yayınlanmıştır.

      Bu haber anında Hemşin’de ve başka yerlerde yaşayan Hemşinlilerde büyük bir infial yaratmıştır. Birçok hemşerilerimiz Hemşin Derneği’ne başvurarak habere gerekli tepkinin verilmesini talep etmiştir.

      Hemşin Sosyal Sorumluluk ve Gelişim Derneği Yönetim Kurulu olarak gerekli girişimleri başlatmış bulunmaktayız.

      Ancak Türk kamuoyu nezdinde öncelikle bir kaç hususu aydınlatmak istiyoruz.

      Öncelikle: olup bitenler bizlere yabancı değil. Bu çabaların ardındaki amaç, Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi Madde 11 de açıkça yazılıdır . Biz bu çabaları, Festival adı altında Hemşinde yapılmak istenenlerden, hatırlıyoruz.

      Agos Gazetesinin yayınlarından, diğer amaca uygun yazılardan, yapıtlardan, diğer eylemlerden izliyoruz.

      Üzerimizde türlü oyun oynamak isteyenlere bir kere daha yüksek sesle haykırıyoruz.

      Biz bütün olup biteni biliyoruz. Her türlü oyuna karşı koyacak, oyunları bozacak bilgi ve birikime sahibiz.

      Çünkü biz Mustafa Kemal Atatürk'ün kökeninden geliyoruz. Yani onlardan daha zeki daha cesur daha güçlüyüz.

      Bu noktada aşağıdaki bilgilerin bir çok soruya cevap olacağını düşünüyoruz.

      Hemşinliler ne bir etnik köktür, ne de bir kök arayışındadır. Hemşinlilerin soyu da sopu da bellidir. Hemşinliler, Türklerin Oğuz boylarından gelmektedirler.

      Bu konuda bir tartışma başlatmaya yönelik yayınların bir amaca dönük çabalar olduğunu algılıyoruz. Hemşinli Türklerle Ermeniler arasında bir şekilde organik bağ kurma gayreti olduğunu biliyoruz.

      Bütün bu nedenlerle, bu konuda yazılmış kitaplara ve yayınlanan belgelere bakmaksızın konuyu yalın ve kısaca anlatmak istiyoruz.

      Doğuda Artvin İli, batıda Çayeli ilçesi arasında sahilden yaklaşık 10 km. içerdeki coğrafyada yaşayan insanlara Hemşinli denir.

      Bu insanlar, kendilerine has özelliklere sahip olduklarını düşünmelerine karşın hiç bir şekilde Türklükten soyutlamaz.

      Hemşinlilerle Ermeniler arasında organik bağ kurmaya çalışanların bunu neye dayandırdıklarını bilmiyoruz. Ancak bunun Kıbrıs’da Türklerle Rumlar arasında bağ kurmak kadar abesle iştigal olduğunu iddia ediyoruz.

      Bu iddiamızı aşağıdaki gerçeklerle pekiştirmek istiyoruz.

      - Ermeniler sanatkârdır. Hemşinliler ise tarım ve hayvancılıkla uğraşırlar.Boğa güreşleri geleneği Artvin'in bazı ilçelerinde ve Hemşinde yapılır.

      - Ermeniler yerleşik toplumdur. Hemşinliler daha çok yörük kültürüne yakın olan göçer topluluktur. Hemşinliler yılda 8 kere göç ederler.

      - Hemşinliler'de birçok alanda şaman kültürü izlerini fark etmek mümkündür. (ayrıntılara girmiyoruz) Hemşinlilerin kendine özgün giyim kuşam ve baş bağlama şekli vardır. Eskiden bu giysiler daha çok Nahçıvan ve İran'dan gelmekteydi. Bu nedenle O kültürlerle etkileşim olmuştur.

      - Bazı yer isimlerinin Ermenice olduğu, bazı araç gereç isimlerinin Ermenice olduğu doğrudur. Ancak bunlar söylendiği kadar belirleyici değildir. Diğer başka yörelerde olduğu gibi Hemşin'de de Rusça'dan Gürcüce'den ya da başka dillerden geçme kelimeler olabilir. Aslolan şudur ki, Hemşin'de konuşulan ana dil yalnızca Türkçe'dir. Ve başka hiç bir dil konuşulmamaktadır.

      - Bölgede bir dönem Ermenilerin yaşadığı tezi doğrudur. Ancak Ermeniler şimdilerde yayla ya da mezra olarak kullanılan dağlık bölgelerde yaşamışlardır. Oralarda yaşam şartlarının zorlaşması nedeniyle de terk etmişlerdir. Bu noktada, Ermenilerle Hemşinli Türkler arasında düşük yoğunluklu çatışmaların olduğu da anlatılmaktadır.

      - Kız alışverişleri ve diğer nedenlerle Hemşinlilerle Gürcüler ve Çerkezler arasında bağ kurmak olasıdır. Zira birçok evde Gürcü gelin, Çerkez ebe gibi isimler olmasına karşın hiç bir evde Ermeni teyze yoktur. Bu nedenle Ermenilerle böyle bir yakınlık da yoktur.

      - Bölgedeki ineklerinin isimleri Dağıstan, Narıstan,Yaylagül vs. dir. Bunlar bile Hemşinlilerin kökeni hakkında ipucu vermeye yeterlidir?

      Hemşinliler ve Ermeniler arasındaki ilişki konusunda aydınlatıcı bir ayrıntı olarak şu öyküyü paylaşmak isterim. Bizim köyümüz olan Hemşin Akyamaç’da demirci dükkânı olan bir Ermeni vardır. Karısı ve bir çocuğu ile bu işi sürdürmektedir. (Köyümüze hangi tarihte geldiği bilinmemektedir.) Gün olur Baba vefat eder. Karısı derenin kıyısında geniş bir çukur açtırır. Bizim inancımız böyledir diyerek demirci dükkânında bulunan bütün gereçleri ölünün üstüne yerleştirir. Mezarı doldurma esnasında da “bununla Cennet'in kapısını aç, şununla Cennet'de şöyle yap” dedikten sonra en son sıra balyoza gelmiştir. En son “Bütün bunlarla Cennete giremezsen bununla kapıyı kır ve içeri gir” der. Mezar kapatılır. Ardından köyün ağalarından olan kayınvalidemin babasına giderler. Birer çift çarık ile yiyecek alır köyden ayrılırlar.

      Bu olay çok manidardır ve içinde birçok soru işareti taşımaktadır. Böyle bir dini inanç olamayacağına göre, köydeki son Ermeni alile neden geriye bir kerpeten dahi bırakmadan ayrılmıştır köyden? Neden, çocuğunu köyden bir kızla evlendirmedi ve yerleşmedi?

      Hani Hemşinliler Ermeni’den dönmeydi? Birçok sorunun cevabını da bu olaydan çıkartmak mümkündür.

      Kısaca özetlemek gerekirse Hemşinlilerin tarihi de kültürü de kökeni de bellidir ve tartışmaya kapalıdır.



      Saygılarımızla...



      MUSA ABAY

      HEMŞİN SOSYAL SORUMLULUK VE GELİŞİM DERNEĞİ

      YÖNETİM KURULU BAŞKAN

      Musa Abay

      Hemşin Sos.Sor. Gel. Der.Başkanlığından

      Türkiye’de etnik kültür, kökler, dinler üzerine yazılmış yüzlerce kitap var. Hemşin’in tarihi, dili, kültürü de bu anlamda çok sayıda kitaba konu oldu. Aram Arkun’un ‘The Hemshin’ adlı Hovann Simonian’ın editörlüğünü yaptığı kitapla iligili tanıtım yazısından Milliyet’in yaptığı alıntı yeni bir tartışmayı başlatıyordu:
      “Ermeni Müslüman olabilir mi?”
      Milliyet Dış Haberler Servisi’nin hazırladığı 4’üncü sayfada yayımlanan 4 Ocak 2011 tarihli haberinde bu kitabe atfen şöyle deniliyordu: “Ermenilerin kendilerini tanımlarken başvurdukları ana özelliklerden biri Hristiyan olmaları. Hemşinlilerin Müslüman olmalarına rağmen Ermenice konuşmaları, Ermeni kültürü ve geleneklerinden ögeler taşımaları, ‘Ermeni’nin nasıl tanımlanacağı sorusunu gündeme getirdi. Hemşinler hakkında Aram Arkun’ın kaleme aldığı ilk kapsamlı kitap Ermeniler arasında tartışma yarattı.”
      Bazı Ermeniler, dinine bakılmaksızın Hemşinlilerin Ermeni olduğunu öne sürerken, bazıları da onların artık Türk olduğunu söylüyor. Bazı kişiler de Ermenilerin İsa doğmadan da var olduğunu, Hıristiyanlığın sonradan kabul edildiğini bu nedenle Ermenileri tanımlamakta Hıristiyanlığın öne çıkarılmaması gerektiğini savunuyor.

      DERNEKLERDEN AÇIKLAMA
      Hemşinliler, Milliyet’in haberine tepki gösterdiler. Çamlıhemşin Hemşin Vakfı Ankara Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Arol ve Çamlıhemşin Derneği Ankara Yönetim Kurulu Başkanı Metin Gültan’ın Okur Temsilcisi’ne gönderdikleri açıklama şöyle:
      “Haberinizde Rize’nin Çamlıhemşin ve Hemşin ilçelerinde yaşayan Hemşinlilerin ‘Müslümanlaşmış Ermeni’ olduğunu vurgulamaktasınız. Milliyet gibi saygın bir gazetede, yöre halkının, sivil toplum kuruluşlarının, yerel yöneticilerin ve daha da önemlisi Türk bilim adamlarının görüşüne yer vermeden, böylesi hassas bir konuda ileri sürülen bu tezi bu kadar özensizce işlemiş olmanızı üzüntüyle karşılıyoruz.
      2007 yılında basılmış, editörlüğü Hovann H. Simonian tarafından yapılmış ‘The Hemshın: A Communıty Of Armenians Who Became Muslıms’ kitabına ilişkin Aram Arkun tarafından kaleme alınmış ve 2010 yılının sonunda internette yayınlanmış sıradan bir kitap eleştirisi / değerlendirmesi yazısının Milliyet sayfalarında yer almasına, eğer özel bir gayretin sonucu değil ise, bir anlam veremiyoruz...
      Biz Hemşinlilere, yaşadığımız yer nedeniyle bu ad verilmiştir. Tarih boyunca başka kökten gelmiş topluluklarla komşu olmuşuz; ekonomik ve kültürel ilişki içinde yaşamışız. Bu birlikte yaşanmışlık hiçbir topluma kendi dilini unutma talihsizliğini yaşatmamıştır. Bu nedenledir ki, bütün Müslümanlaşmış topluluklar, Ermeniler, Rumlar, Lazlar, Gürcüler, Çerkezler, Abhazlar, vb. kendi dillerini konuşmaktadırlar. Çamlıhemşin ve Hemşin’de ise Türkçe konuşulan tek dildir. Bütün ana sözcükleri Türkçe olan, zirveye ‘aşıt’, rüşvete ‘yeygi’ ve daha birçoğunda olduğu gibi Türkçe kökünden asla kuşku duyulamayacak sözcükleri günlük dillerinde kullanan bir topluluğa sürekli başka bir etnik toplulukla özdeşleştirme çabasının ne amaca hizmet ettiği iyi düşünülmelidir. Çamlıhemşin ve Hemşin halkı, hiçbir önyargı taşımadan, aynı topraklar üzerinde yaşadığı bütün etnik topluluklara karşı sevgi ve saygı besleyen, kendini Türk bilen bir halktır.’.

      ABESLE İŞTİGAL
      Hemşin Sosyal Sorumluluk ve Gelişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Musa Abay’ın açıklaması da şöyle:
      “Hemşinliler ne bir etnik köktür, ne de bir kök arayışındadır. Hemşinlilerin soyu da sopu da bellidir. Hemşinliler, Türklerin Oğuz boylarından gelmektedirler. Bu konuda bir tartışma başlatmaya yönelik yayınların bir amaca dönük çabalar olduğunu algılıyoruz. Hemşinli Türklerle Ermeniler arasında bir şekilde organik bağ kurma gayreti olduğunu biliyoruz. Hemşinlilerle Ermeniler arasında organik bağ kurmaya çalışanların bunu neye dayandırdıklarını bilmiyoruz.
      Ancak, bunun Kıbrıs’ta Türklerle Rumlar arasında bağ kurmak kadar abesle iştigal olduğunu iddia ediyoruz. Hemşin’de konuşulan ana dil yalnızca Türkçe’dir. Bölgede bir dönem Ermenilerin yaşadığı tezi doğrudur. Ancak, Ermeniler şimdilerde yayla mezra olarak kullanılan dağlık bölgelerde yaşamışlardır. Oralarda yaşam şartlarının zorlaşması nedeniyle de terk etmişlerdir. Bu noktada, Ermenilerle Hemşinli Türkler arasında düşük yoğunluklu çatışmaların olduğu da anlatılmaktadır. Kız alışverişleri ve diğer nedenlerle Hemşinlilerle Gürcüler ve Çerkezler arasında bağ kurmak olasıdır. Zira birçok evde Gürcü gelin, Çerkez ebe gibi isimler olmasına karşın hiçbir evde Ermeni teyze yoktur. Bu nedenle Ermenilerle böyle bir yakınlık da yoktur? Hemşinlilerin tarihi de kültürü de kökeni de bellidir ve tartışmaya kapalıdır.

      OMBUDSMAN’IN GÖRÜŞÜ:

      Türklerin tarih boyunca kendi etnik kültür veya köklerine ilişkin çalışmalar yaptığı bilinen bir gerçek. Ancak, bu etnik kimlik azınlıklarla ilgiliyse genellikle bir noktadan sonra kırılmalara uğrayıp gerçeklikten uzaklaşıyor. Bilimsel tavrın dışına çıkıyor. Bu araştırmalara çoğu kez milli hassasiyetlerle vurgu yapılıyor ve bu ve benzer araştırmalara, bunların arkasında “gizli bir niyet’ olduğu kuşkusuyla yaklaşılıyor. Prof. Ali İhsan Arol’un da belirttiği gibi çok sayıda tashih hatasını bir tarafa bırakırsak, haber özensizce işlenmiştir, eksiktir. Habere konu olan kitap aslında sözü edilen yazar Aram Arkun’un bir makalesidir. Kitap 2007’de ‘The Hemshin’ adıyla yayımlanmış. Ancak, hiçbir önyargı taşımadan, aynı topraklar üzerinde yaşayan bütün etnik ve dini topluluklara karşı sevgi ve saygı beslediğini iddia edenlerin, etnik kimlikler üzerine yapılan çalışmalara ve bu çalışmalara yer veren medyaya her defasında benzer tepkiyi göstermeleri de ayrı bir habere konu olacak kadar dikkate değerdir.
      Mısır İskenderiye’de onlarca insanın yaşamını yitirdiği Kıpti Kilisesi önündeki patlamada Hıristiyanlara siper olan Müslümanlar, “Ya birlikte yaşarız, ya da birlikte ölürüz” derken, Türkiye’de tek bir kitaba gösterilen tepkiler dikkat çekicidir. Benzer tepkilerle Kanuni Sultan Süleyman dönemiyle ilgili ‘Muhteşem Yüzyıl’ adlı televizyon dizisinde de verilmiştir.

      Musa Abay

      Hemşin Sos.Sor. Gel. Der.Başkanlığından

      Yoğun çabalarımız, sonuç vermiştir.
      Omdusman ın yorumu değişik olsa bile aslolan bizlerin görüşlerinin kayda girmiş olmasıdır. Omdusman olayı ırkçılık boyutuna taşımak istemiştir.
      Omdusmanın da diğerlerinin de Algılamadığı yada anlamak istemediği olay şudur. Bizler zalim değil mazlumuz çünkü bizler saldıran değil saldırılara karşı koyanlarız. Vede karşı koymaya devam edeceğiz. Çünkü biz kimsenin ırkı,
      cinsi,mezhebi, meşrebi ile ilgilenmiyoruz. Bize göre bütün ırk cins inançlar
      kutsaldır. Herkesin bu değerlerine sahip çıkmasını bekleriz. Bunu asaletin gereği sayarız. Bu nedenle bizlerin de bu değerleriyle oynanmasına izin vermeyiz. Vermeyeceğiz.

      Bu konuyu bölgemizin yetiştirdiği çok değerli hukukçumuz Prof. Nevzat Töröslü
      ile konuştum. Aynen şunları söyledi; "Bu gibi yazıları niçin yazıyorlar anlamış değilim. Her şey apaçık ortadadır. Hemşinliler Türk'tür Sosyolojik olarakta
      Hemşinlilerin Türk olmaktan başka şansı yoktur. Çünkü Hemşinliler sadece
      Türkçe konuşur. Bu insanların ana dili değilse, Türkçe konuşmayı kimden nasıl öğrendiler. Aşağıda Lazlar, Yukarıda Dağlar. Hangi öğretmen hangi
      yöntemlerle bu insanlara Türkçe konuşma öğretti. Ayrıca Hemşinde
      Kullanılan bazı kelimeler var ki bunlara ancak derin Türkçe sözlüklerde rastlamak mümkündür.
      Hemşin'in İsminin değiştirildiği zaman dava açtım. Hemşin isminin
      HEYMANİSİN (Çadırda oturanlar) dan geldiği ve tarihinin çok eski ve kadım olduğu nedeniyle geri verilmesini istemiş ve davayı kazanmıştım".
      Görüldüğü üzere herşey apaçık ortada olduğuna göre Öküzün altında buzağı arayanlar biz değil başkalarıdır. (Bizde birlikte yaşarız ama hep birlikte yaşarız, yada ölürüz.)

      Musa Abay