Kirmizi Ayakkabi

      Kirmizi Ayakkabi

      KIRMIZI AYAKKABI
      Hemşin’in bir köyünde Mahmudoğlu ( Momudoğlu) lakaplı bir aile vardır. Bu aile Hemşin’in en güçlü ailelerinden biridir. Yanyana 3 taş konaktan oluşan evlerinde 72 kişi yaşamaktadır. Hatta bu ailenin kendi adarlı ile bir tulum kaydesi ve horonu da vardır.

      Aile büyük olunca arazi de fazladır iş de fazladır. Bu aile de tıpkı diğer Hemşinliler gibi gurbetçidir. Ancak ailenin gurbete çıkmayan ve köyde yaşayan birkaç erkek üyesinden bir de aile reisi vardır. Memleketteki gündelik hayatı bu aile reisi düzenlemekte olup, gurbetteki kardeşleri de onun emrine tabiidir. 1900’lü yılların ilk yarında bu ailenin reisi vefat edince aile toplanarak yeniden bir seçim yapar ve en küçük kardeşlerine aile reisliği önerirler. Küçük kardeş bu teklifi geri çevirmez ama bir şart koşmuştur. Kendisi 6 aylık bir deneme süresi istemiştir. Hikayenin bundan sonraki ayrıntılarını anlatmaya gerek yok. Küçük kardeş gerçekten aileyi iyi yönetmekte ve herkesin hakkını korumaktadır. Onun aile arasındaki adil davranışından herkes memnundur. Seneler bu şekilde akıp gitmekte evdeki hayat da huzur içinde devam etmektedir.

      Aile reisi olan küçük kardeş bir gün evdeki herkesin ayak ölçüsünü alıp ve sabah erkenden 8-9 yaşlarındaki erkek çocuğunu da alarak 2 katır ile birlikte Pazar’a alışverişe gider. Evdeki herkese kara lastik alınacaktır. Kara lastikler alınırken reisin çocuğunun gözüne kırmızı lastikten bir ayakkabı takılır. Çocuk yalvar yakar kırmızı lastik ayakkabıyı istemek de ve ağlamaktadır. Reis çocuğun ağlamalarına dayanamayarak ona diğer kara lastiklerden değil bu kırmızı lastikten ayakkabıyı alır.

      Akşam eve dönülünce çoluk, çocuk, yaşlı, genç, kadın herkese kara lastikleri dağıtılır. Ertesi gün tüm çocuklar evlerinin önündeki avluya çıktığında herkesin gözü aile reisinin çocuğunun ayağındaki kırmızı lastikten ayakkabıya takılır. Çocuğa hiç kimse bir şey demez ama evdeki kardeşlerden biri ahırdan çıkardığı katıra kendisine ait bulmadaki eşyalarını yüklemeye başlar. Karısını ve çocuklarını da yanına alarak yola koyulur. Aile reisi; “Nereye gidiyorsunuz?” diye sorunca kardeşi; “Herkese kara lastik, kendi çocuğuna kırmızı lastik. Senin adaletinin olmadığı bu evde artık yaşamam” der ve ailesini de yanına alarak Hemşin’i dahi terk edip gider. Bu gidiş bir başlangıç olur ve kısa bir süre sonra 3 Konaklı aileden geriye hiç kimse kalmaz. Herkes ailesini yanına alarak ülkenin bir yerine gurbete gider.

      Bu hikayeden elbette ki herkes kendince bir şeyler alacaktır. Ancak benim bu hikayeyi anlatma sebebim biraz farklıdır.

      Çoğunuzun bildiği gibi Hemşin Hazindak Yaylasında birileri 4 katlı bir ev yaptırmakta. Mahmudoğlu ailesinin reisi konumundaki devlet ise yürürlükteki bütün yasalara aykırı olarak yapılan bu ucubeye göz yummaktadır. Binayı yaptıranlar güçlerine, paralarına belki de devletin içindeki çeşitli irtibatlarına dayanarak hak, hukuk takmadan yasayı delmeye devam etmektedir. Elbette ki yasa tanımaz bu insanlar devletteki bağlantılarını ve gücünü kullanarak bundan bir menfaat temin etmek isteyecek ama yörede yasalara, hakka, hukuka saygılı, yasaların dışında hiçbir güç karşısında eğilmeyen insanlar da bulunmaktadır. İşte bu insanlardan biri bu yasadışı yapılanmayı devletin ilgili mercilerine şikayet eder. Bu şikayet üzerine Hazindak Yaylasına gelen devlet görevlileri gerekli tespiti yapar ve bu yasadığı yapılanmayı durduracak süreci başlatır. Ancak o andan sonra bu yaylanın ait olduğu köyde bu yasadışı binayı yapan şahıs ve yakınları şikayetçi olan kişi ve yakınlarına saldırmaya başlar. Bu saldırılar öyle noktaya gelir ki bu kanun tanımaz kişi herkesin ortasında şikayetçi olan kişinin (şikayetçinin eşi yanında iken) eşine küfreder. ( Bu saldırı hakkında gerekli makamlara şikayetler yapılmış olup, savcılık kanalı ile soruşturma başlatılmıştır).

      Peki, olay bu noktaya nasıl geldi?

      Elbette ki işin bu noktaya gelmesinde kanun tanımaz kişinin bir kusuru vardır ama ondan daha kusurlu olan da devletin bölgede çalışan memurlarıdır.

      SİT Kanunu, Milli Parklar Kanunu, Yayla Kanunu, Mera Kanunu, Çevre Kanunu, Orman Kanunu, Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Hakkındaki Uluslararası Sözleşme, Kaçkar Dağları Milli Parkı Master Planı gibi yürürlükte olan bir çok yasa varken bu bine buraya nasıl yapıldı? İki senedir defalarca şikayet edilmesine rağmen devlet neden bu yaylaya gelip de yapması gerekeni yapmadı?

      Bir yanda devleti takmayan bir kişi, diğer yanda devleti muhatap alıp; “Yasaları uygula!” diye bağıran bir kişi. Karşılarında ise bu yasaları uygulamakla yükümlü devlet memurları var. Devletin bölgedeki memurları hem yasadığı yapılanmaya kör sağır, hem de “Yasaları Uygula!” diye bas bas bağıranlara kör sağır. Onlar kör, sağır olunca 2 senede Hazindak Yaylasına 4 katlı otel dikiliyor.

      Buradan Rize ve Trabzon’daki ilgili kamu grevlilerine sesleniyorum;

      “Sizin o masalarda oturma sebebiniz yasaları uygulamak, yasaya aykırı davrananları caydırmak, cezalandırmaktır. Hemşin Yaylalarındaki yıkılan evlerini tamir ettirdikleri için 400 vatandaşı mahkemeye veren sizler Hazindak Yaylasındaki yasadığı yapılanmaya nasıl göz yumarsınız? Sizler bu yapılanmaya göz yumdukça milletin devletin otoritesine saygısını yitirdiğini görmüyor musunuz? Devlet sizi o makamlara yasaları uygulayın diye mi, “Gücü olanın işini yasaya aykırı olsa da görün” diye mi oturttu? Aldığınız maaşları yasaları uygulamak için mi ihlal etmek için mi almıyorsunuz? Güçsüz insanlara şahin olurken ensesi kalınlara yalakalık yapmak için mi o makamları işgal ediyorsunuz? Siz devletin mi devleti ve yasaları takmayanların memurusunuz?

      Sizler devlet memurluğuna atanırken “Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını milletin hizmetinde olarak tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağıma” diye yemin etmediniz mi? Bu yeminize uymamanız devlete ve millete ihanet değil midir?

      Bir kırmızı lastiğin koca bir aileyi yok ettiği gerçeği ortada duruken sizler koca devleti yok edecek uygualmalara göz yumarsınız?

      Buradan Rize ve Trabzon’daki ilgili kamu grevlilerine sesleniyorum;

      Bu olayla ilgili olarak bölgede bir tek kişinin burnu kanarsa akacak kanın sorumluları sizsiniz. Emin olun ki akacak her damla kanın hesabı önce sizden sorulur. Görevi ihmal ve kusur gibi bir gerekçe de sizi devletin adli makamları önünde yargılanmaktan kurtaramaz.

      Demedi demeyin….
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen “saksu” ().

      Aşağıdaki 2 haber devletin yasaların ihlaline göz yumarsa neler olabileceğine dair çok açık 2 örnek. Devletin 2 kurumu yasların ihlaline göz yumunca varandan devletle çatışıyor?



      webtv.hurriyet.com.tr/2/21509/…abitanin-su-arbedesi.aspx

      KÖYLÜLERLE ZABITANIN SU ARBEDESİ
      İzleme Sayısı: 1,794
      Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'ne bağlı Soğanlıyörük Köyü sakinleri, kaçak kullandıkları gerekçesiyle jandarma nezaretinde sularını kesen belediye görevlilerinin içinde bulunduğu araca sopalarla vurup camını kırdı. Ereğli- Devrek Karayolu'nu da ulaşıma kapatan köylüler, Vali Erol Ayyıldız ve Kaymakam İbrahim Çay'ın devreye girmesiyle 1.5 saat süren eylemlerini bitirdi. İlhan ÇETİN-DHA


      hurriyet.com.tr/gundem/18802333.asp
      Trabzon'da HES copu

      Muhammet KAÇAR/ÇAYKARA (Trabzon), (DHA)
      22 Eylül 2011

      Trabzon' da köylülerle HES çalışanları birbirine girdi. Çıkan olaylarda 2'si asker 7 kişi yaralandı...

      TRABZON’un Çaykara İlçesi’ne bağlı Karaçam Beldesi’nden geçen Solaklı Deresi üzerine Hidroelektrik Santral (HES) yapımının mahkemenin verdiği ’yürütmeyi durdurma’ kararına karşın başlatılması, yöre sakinlerini isyan ettirdi. Çalışmaları engellemek isteyen köylülerle santral çalışanları birbirine girince olaylara jandarma müdahale etti. Çıkan arbedede 2’si asker 7 kişi yaralandı, 3 kişi gözaltına alındı.
      Çaykara’nın Karaçam Beldesi’nden geçen Solaklı Deresi’nin Derebaşı Mevkii’nde özel bir şirket tarafından yapımı planlanan Hidroelektrik Santral projesine karşı çıkan yöre sakinleri, bir süre önce Trabzon İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme, 3 ay önce bölgede yapımı planlanan projenin yürütmesini durdurarak, bölgede bilirkişi incelemesi yapılmasını kararlaştırdı. Çevredeki köylüler de HES’in yapılacağı alana önceden, ’Katiller vadimizden defolun’ pankartı astı.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Maksudum işin daha berbatı var. Hazindak'da yasadışı yapılan binlar ile ilgili olarak şikayetimiz üzerine acil tespit yapıldı ve Trabzon Tabiat ve Kültür Varlıkları Kurulu Başkanlığı gerekli işlemi yaptı. Ama bu adam devleti gerçekten takmadığını bir kere daha gösterdi ve yasadışı otelinin yanına 2 ocaklık daha açtı.
      Bizim şikayetlerimizi eleştiren ve ve bu yasadışı yapılanmaya yalakalık yapan Gürman ile senin aran iyidir. Kendisine bir söyle de devleti bir de o ikaz etsin. Bizi takmayan devlet belki onu dinler de yasadışı yapılanmayı engeller. Gürman da burada bedava yalakalık yapacağına vatandaşlık bilincinin gerektirdiği sorumluluğu gösterir.
      Sahi Ya! Gürman bu yasadışı yapılanmaları neden eleştirmiyor da sahipleniyor?
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      NE YASASI BE KARDEŞİM..
      BU MEMLEKETTE BİR TEK YASA, BİRTEK KANUN VAR..

      O DA..
      AKP YASALARI,
      TAYYİP ERDOĞAN KANUNLARI..

      NE DERSE O..
      O NUN VALİSİ,
      O NUN KAYMAKAMI,
      O NUN MEMURU..

      KİM TAKAR T.C. YASALARINI..

      AMMMA BEN DEMİŞTİM..
      REY VERİP BAŞUNUZA BAŞKESEN İKTATÖR YARATMAYIN DİYE..

      ''EDEN BULUR , İNLEYEN ÖLÜR'' DEMİŞLER.

      ŞİMDİ HEMŞİNİN TAMAMIDA BARAJ OLACAKMIŞ..

      ETİİLER BULUYORLAR HEMŞİNLİLER.

      İNİM, İNİM İNLEME ZAMANIDA GELECEK. O ZAMANDA HEMŞİN ÖLECEK...

      DEDİYDİM DERİM O ZAMANDA..
      YUKAKAPİLİ