İsrail Ayder'i Çaldı

      İsrail Ayder'i Çaldı

      İsrail Ayder'i çaldı sabah.com.tr/YesilEkran/2012/01/03/israil-ayderi-caldi
      • yeni haber

      Yüksekokul Müdürü; ''Bugün İsrail'de bir Ayder Yaylası var. Ayder'in bir minyatürünü oraya kurmuşlar'' dedi.
      Rize Üniversitesi Pazar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, Doğu Karadeniz'de yoğun bir endemik bitki kaçakçılığı olduğunu ifade ederek, ''Şu anda kaçak bitki sadece gümrüklerde ihbar varsa yakalanıyor. Yakalananlar da buz dağının görünen kısmı'' dedi.

      Karaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyaca ünlü Anzer balını oluşturan çiçeklerin her biri başta olmak üzere Rize'nin endemik bitkilerinin markasını oluşturmak istediklerini ifade ederek, Doğu Karadeniz'de özellikle soğanlı bitkide önemli popülasyon olduğunu söyledi.
      Bu bitkilerin 40 yıldır bilinçsiz bir şekilde ihraç edildiğini belirten Karaoğlu, ''Doğu Karadeniz'den yoğun bir endemik bitki kaçakçılığı var. Bu durum, kaçırılmak istenen bitkilerin zaman zaman yakalanmasıyla ortaya çıkıyor'' şeklinde konuştu.
      Doğu Karadeniz'e gelen bazı kişilerin neden direkt yaylalara gittiğinin sorgulanması gerektiğine dikkati çeken Karaoğlu, şöyle devam etti:
      ''Yöremizdeki belirli kontrol noktalarında endemik bitkileri tanıyan insanların olması lazım. Adamın biri yaylaya gidiyor, 'turizm yaptı, indi' diyoruz. Ama geliş sebepleri aslında çok farklı. Eskiden bu bitkileri çalarken gövdesini çalıyorlardı ve bu görülebiliyordu. Ama günümüzde buna ihtiyaç duyulmuyor artık kaçakçı bitkinin kök saçağından gözle görülemeyecek bir parça alıyor, kulağının arkasına, gözlüğünün bir köşesine mikroçipler içinde saklayabiliyor. Ayakkabısına, çorabına saklıyor. Bu konuda duyumlar alıyoruz. Bunlar bilimsel gerçekler.''

      ''İSRAİL'E AYDER KURULDU'' İDDİASI
      Karaoğlu, bitki kaçakçılarının ''hangi bitkinin, hangi yaylanın hangi noktasında olduğunu çok iyi bildiğine ve özel aletlerle bitkinin doğal değerlerini araştırdıklarına'' dikkati çekerek, ''Bir bitkinin özelliklerinin analiz edilmesi için o bitkinin küçük bir kesitinin alınması yeterli oluyor. Bununla milyonlarca DNA üretilip bize satabiliyor. Bugün İsrail'de bir Ayder Yaylası var. Ayder'in bir minyatürünü oraya kurmuşlar. Bu bilinen bir gerçek. Bölgede yetişen hemen hemen her bitkinin bir kopyasının İsrail'de olduğuna inanıyorum. Bölgenin iklim şartlarının aynısını oluşturup, Ayder tepesi yapmışlar'' dedi.
      Yaklaşık 10 yıldır dağcılık ve fotoğrafçılığa ilgi duyduğunu ifade eden Karaoğlu, ''Bu kişiler sürekli dağ gezileri yapar. Yaptığım her dağ gezisinde motosikletli 3-5 İsrailli görürüm. Biz sabah saat 09.00-10.00'da dağlara çıkarken, onlar o saatte iniyorlar. Çünkü o saatlerde yaylada kimse görünmez. Rahat rahat bitkileri topluyorlar. Misafir olarak davet edilen bazı hocalar bile bitki çalıp bir yerlere sıkıştırıp kaçırıyorlar. Bunu öğrenen bazı Türk hocaların haber vermesiyle gümrüğü geçerken yakalanan yabancı hocalar var. Hiçbir ülkenin yaylasına bu kadar sorgusuz, sorumsuz girilemez'' diye konuştu.

      ''KAÇAKÇIYA TURİSTTİR DİYE HİZMET EDİYORUZ''-
      Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, Doğu Karadeniz'de özellikle soğanlı bitkilerin ihracı konusunda köylülerin bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
      ''Köylülerin bilinçlendirilmesi amacıyla iki bölgede eğitim çalışması yapmayı düşünüyoruz. Ayder ve İkizdere vadileri endemik bitki türleri açısından çok önemli. Bu vadiler, yaylalar üzerinden birleşiyor. Bu iki bölgeye kontrol noktaları oluşturulup, sıkı denetlense kolay kolay bir şey kaçırılamaz. Şu anda kaçak bitki sadece gümrüklerde ihbar varsa yakalanıyor. Yakalananlar da buz dağının görünen kısmı. Ben başka bir ülkeye giderken ayakkabımı, çorabımı çıkartıyorum, ülkemize gelenler ise rahatlıkla girip çıkıyor. Turistler, endemik bitkilerimizi kaçırırken biz 'turisttir' diye onlara hizmet ediyoruz''
      Yüksekokullarından mezun olacak öğrencilerin bu konuda bölge insanına önemli bilgi akışı sağlayabileceğini dile getiren Karaoğlu, ''Bu öğrencilerimiz bilgi birikimleri ile kaçakçılığı önleyebilecektir. Bu konuda bilinç oluşturmak çok önemli'' diye konuştu.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      Mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenleyen “Kuku” ().

      sadece aydermıkı.anzer.kıto..uskut.ovıt.kaçkar.zilkale.anbarlı...karadenizde ilgi çeken her yorenın kopyası çalindı ve uygulandı.her bolgede adamları var.ajanları var.bohçaciları var.haberleşme sistemlerı gerıye donuk bır araştırılsın çözulur .elevıdın altında oltayla balık tutmaya çlışıyorum..karavan araba geldı benı bıraz seyrettı .kamiş oltayla taşlıktan birşey tuttu. gorduğum kertenkele ıdı.ben dereden balık tutamadım adamlar ormandan ğoğluklardan herturlu hayvanı canlıyı oltayla tutmuşlar ozel ılaçla derılerını soymuş ozel çekmecelere yerleştımişler ozel poşetler içinde bıtkıler çiçekler yılan fare kuş yavru vaşak neler neler gordum arabada.mudahale ettım tartışmaya başladık.rehber yalaka uzerıme yurudu.yore muhtarına gıttım .dokunma turıst..kaymakama gıttım dokunma turıst.valıye gıttım.sakınha dokunmayın turıst...o malzeme nasıl gümrukten geçtı ğı anlaşilıyor.bizim işimiz gastelere sıtelere yazmak okuyup zaman geçsın yettı.boşa konuşmak guzel ve kolay basıt uygulama yok koruma yok .yasak ve dokunulmaz kanunlarımız var olduktan içimizde vatan haınlerı olduktan sonra ..KÖPEK AFKURUR KERVAN GEÇER..saygılar.....
      Arslan BULUTarslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr 04 Ocak 2012

      yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=21162

      Ayder Yaylası’nı İsrail’e taşımak ve kıyamet günü!

      Dünyada, sözde kıyamet senaryosuna göre hazırlık yapan ülkeler var. ABD’nin dublör olarak kullandığı ülkelerden biri olan Norveç, Svalbard Adaları’nda 2008’de yüz binlerce bitki türü ve sebzenin tohumlarını saklayan dev bir “yeraltı kasası” kurdu. İçinde 100 ülkeden getirilmiş 100 milyondan fazla tohum bulundurması planlanan tohum kasasında, Mart 2010’a gelindiğinde 500 bin çeşit tohum saklanıyordu.
      Svalbard kasası, bulunduğu konum ve mühendislik özellikleri sayesinde, elektrikleri kesilse bile sakladığı tohumları, en az bin 700 yıl bozulmadan koruyabilecek.
      Erzurum’da da Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, BTC Proje Koordinatörü Prof. Dr. Mükerrem Kaya, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Şirketi ile Atatürk Üniversitesi işbirliğinde yürüttükleri, “Erzurum’da Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma Projesi” kapsamında, bölgedeki yerel tohumları korumak ve geliştirmek için bir çalışma yaptıklarını söyledi!

      ***

      Prof. Dr. Tayfun Özkaya ise odaTV’de yayınlanan yazısında herkesi uyardı:
      “Türkiye Tohum Gen Bankası’nın temeli atılırken konuşmaları dinleyenlerin bir kısmı ’işte sonunda tohumlarımıza sahip çıkıyoruz’diye düşünmüşlerdir. Acaba öyle mi? Yoksa Tarım Bakanlığı’mızın bu yatırımı, sonunda tohum şirketlerine mi yarayacak?
      Tohum şirketlerinin yerlisi yabancısı çok fark etmez. Zaten yerli zannettiklerimizin de çoğu artık yabancı tohum şirketleri tarafından satın alındı. Bunların çoğunun amacı on bin yıldır çiftçilerin geliştirdiği biyoçeşitliliği yok edip, onları birkaç çeşide bağlayarak paraları cebe indirmek.
      Norveç’te kurulan bir gen merkezi için de bürokratlarımızın ’ülkemizden acele tohumlar gönderilerek uluslararası toplumun gözüne girmemizin yararlı olacağına’ dair raporlarını okumuş idim. Bu anlayış çok tehlikeli.”
      * Rize Üniversitesi Pazar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu ise Doğu Karadeniz’de yoğun bir endemik bitki kaçakçılığı olduğunu bildirerek “Bugün İsrail’de bir Ayder Yaylası var. Bölgenin iklim şartlarının aynısını oluşturup, Ayder’in bir minyatürünü oraya kurmuşlar. Bölgede yetişen hemen hemen her bitkinin bir kopyasının İsrail’de olduğuna inanıyorum” dedi!

      ***

      Konu ile ilgili olarak Yeni Aktüel dergisi adına Ürün Dirier, 2009 yılında, Alman asıllı Amerikalı araştırmacı-gazeteci F. William Engdahl ile konuşmuştu.
      Norveç’teki projenin altında “dünyayı ekonomik ve genetik olarak ele geçirmek” hatta “bazı milletleri kısırlaştırmak” planlarının yattığını iddia eden Engdahl, teorisini ambar projesi finansörlerinin kimlikleri ve geçmişleri hakkında ayrıntılı hatırlatmalar yaparak ispatlıyordu.
      İlk baskısı 2007’de yapılan, Nisan 2009’da Türkçe’ye çevrilen “Ölüm Tohumları/ Kalıtımın Değiştirilmesinin Arkasındaki Karanlık Oyunlar” adlı kitabın yazarı olan Engdahl, Dirier’in “Svalbard Küresel Tohum Deposu’nun finansörleri kimler” sorusuna şu cevabı vermişti:
      - “Öncelikle, bu ambar, Küresel Hasat Çeşitliliği Örgütü aracılığı ile işletiyor. Roma’da kurulan bu örgütün başında NewYork merkezli Nüfus Konseyi’nin başkanı Kanadalı Margaret Catley-Carlson bulunuyor. Bu konsey John D. Rockefeller’ın nüfus artışını düşürmek amacıyla 1952’de kurduğu, aile planlaması adı altında gelişmekte olan ülkelerde kısırlaştırma çalışmaları yürüten bir konsey.
      - Örgütün finansörlerinden biri Microsoft’un kurucusu Bill Gates! Diğeri dünyanın en büyük patentli GDO tohum ve tarım kimyasalları devi ABD’li DuPont/Pioneer Hi-Bred! Yine bir ABD’li GDO devi Monsanto! İsviçre menşeli GDO tohum ve tarım kimyasalları şirketi Syngenta!
      - Ve 1970’lerde 100 milyon dolarlık bir kaynakla ’Yeşil Devrim’ diye bilinen tohumda gen devrimini başlatan ve tarımsal değişim ile ideal genetik saflığı sağlama çalışmalarını yürütmek üzere dünyanın en büyük vakıflarından birini kuran petrol devi Rockefeller!
      - Dünyanın pek çok ülkesinde ’zaten var olan’ tohum depolarına ne gibi bir felaket gelecektir ki Svalbard’a muhtaç kalınacaktır?”
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      O zaman yöre halkı tepki göstersin bir yaprak dahi kaçıramasınlar didik didik arayın yapın bişiler herkes birlik olsun 3 kuruşa yağcılık yapmasınlar yoksa çocuklarına yakında güle güle derler ee tabi birde bilinçsizce (mi)? bilmiyorum ama arazi satımı varmış ermenilere ve israillilere...ahhh nasıl satarsınız yahuu yapmayın etmeyin sizlerde sahip çıkın biraz yakında bunlar yerleşir korkum bu..