[*]19 Ekim 2012 Cuma 02:30Hemşin Sos. Sorumluluk ve Gelişim Derneği BaşkanıRİZELİ HEMŞERİLERİME VE KAMUOYUNA….
BİLİNDİĞİ GİBİ BUNDAN BİRKAÇ GÜN ÖNCE RİZE DERNEKLERİ FEDERASYONU OLAĞANÜSTÜ KONGRESİNİ… YAPAMADIK.
ÇÜNKÜ YÜCE YARADAN DERKİ; ÇOKLU ÇALIŞMALARINIZDA DÜRÜST VE İYİ NİYETLİ OLURSANIZ, BENDE ARANIZDA OLURUM. HER ŞEY ÇOK GÜZEL GİDER. SİZE YARDIM EDERİM. EĞER DÜRÜST VE İYİ NİYETLİ OLMAZSANIZ, BEN ARANIZDAN ÇIKARIM YERİME ŞEYTANI KOYARIM ARANIZA. HERŞEY ALAK BULLAK OLUR VE KÜMFEYEKÜN OLURSUNUZ.
BU KONGRE TAMDA BU İLAHİ ADALETE UYGUN SONLANMIŞTIR.
Rizelilere yakışmamıştır. Rize yara almıştır.
Konuyla ilgili sosyal medyada haberler çıkmıştır. Bu haberlerin ne kadarı gerçeği yansıtıyor’a bakmaksızın aşağıda ki doğruları Rizeli hemşerilerimle paylaşmayı vicdani bir borç olarak görüyorum.
Değerli hemşerilerim. Yaklaşık 3 -4 yıldır Rize Dernekleri Federasyonunun içindeyim. Ancak, yönetici olarak son genel kurulda resmen seçildim. Bu nedenle bundan sonrasının sorumluluğunu taşıdığıma inanarak, açıklamalarımı bu süre ile sınırlamak istiyorum.
Değerli hemşerilerim bilindiği üzere Rize tanıtım günleri yapıyoruz. Tartışmaların ana teması da bu günlerle ilgilidir. Özet olarak,Gelişmeler şu şekilde olmuştur.
Birinci Rize günleri ile ilgili, çalışmalara başlarken gerçekten çok kısa bir zamanımız vardı. Bütün çalışmalar bu süreye uygun olarak planlandı. Bunlardan biri de Federasyonun ticarı işletmesinin olmadığı nedeniyle. Harcama ve gelirlerin Rize Eğitim derneği üzerinden yapılması teklif edildi. Niçin olmasındı. Her şey iyi niyetle yapıldıktan sonra bizler için hiçbir sakıncası yoktu. Kabul ettik. Bütün derneklerin insanüstü çabası ile, görkemli bir etkinlik oldu. Etkinlik sonrası belli miktar kaynak oluştu. Bu kaynağı basamak yaparak, Rizelilerin rahatça buluşacağı oturup konuşacağı, gereğinde bir etkinlik yapabileceği bir mekan alınması taahüt edildi. Aradan geçen süre içinde bu noktada bir gelişme olmadığı gibi kaynağın bazı gereksiz harcamalarla tüketilmekte olduğu duyumları geldi. (duyumları diyorum çünkü bu kaynak fiili olarak Rize federasyonunun olsa bile resmi olarak eğitim kültür derneği kasasında idi bu nedenle doğrudan müdahale hakkımız yoktu) Bu arada Federasyonun olağan kongre günü geliyordu. İlçe dernek başkanları olarak, bu sorun çözülmeden Sayın Basaya destek olmayacağımızı açıkladık. Sayın Basa bizleri toplantıya çağırdı gittik konu enine boyuna tartışıldı. Sonuçta bu kaynağı Federasyona aktaracağını taahüt etti. Kongre yapıldı. Bütün Dernekler bir şölen havasında tek liste seçimler bitti. Kongreden sonra beklenen gelişmeler olmadı. Kaynaklar aktarılmadı. Genel sekreter seçiminde üyelerin özgür iradesi kararına saygı gösterilmedi. İçine sindirilemedi. Bir garabettir süregeldi. Derken ikinci Rize günleri geldi çattı. Daha önce Federasyona ticari işletme beyannamesi verileceği ve işlemlerin Federasyon üzerinden gideceği taahüt edilmiş olsa bile, yine kaynaklar eğitim Derneği üstünden yürüdü. Bütün bu tartışmalar içinde ‘karası içine beyazı dışına’ bir şekilde bu etkinliği de yaptık. Bu arada yönetim kurulunun varlığı ile yokluğunun belli olmadığı birkaç kişinin güdümünde bir süreç yaşadı Federasyon. Ve bardağı taşıran son etkinlik oldu. Bu etkinlikte de önceki alışkanlık ve uygulamalar olunca, Dernek Başkanları ‘yeter artık’ demek zorunda kaldı. Bu arada konuyla ilgili toplantı yapılmıştı. Benim katılamadığım bu toplatıda her şeyin düzeleceği verilen sözlerin yerine getirileceği ortaya konmuş hatıra fotoğrafı de çektirilmiştir.
Ne yazık ki binadan çıkışta içerde konuşulanları yok sayan gelişmeler olmuştur. Bazı arkadaşlara fiili saldırı yapılmıştır. Bu saldırılar bu kişilerin şahsi sorunu olarak yorumlansa bile, Federasyon tüzel kişiliğine yapılan küfür şahsımı, ve tüm üyeleri de kapsar . Dolayısı ile yeniden bu süreci devam ettirmek ve bu yapının içinde kalmak bir anlamda bu küfürleri de kabul etmek ti ki bunu hiçbir Rizelinin kabul etmesinin mümkün olmadığı gibi bizden de böyle bir şey beklenemezdi. Bu Gelişme de işin tuzu biberi olmuştu. Artık bu böyle devam edemezdi. Ayrıca uzadıkça sorun derinleşiyordu. Dernek üyeleri olarak, irili ufaklı lokal toplantılar yaptık. Herkeste sorunun çözülmesi çabasının olduğu belliydi. Ancak nasıl olacağı konusunda değişik fikirler vardı. Sonuç olarak konunun yönetim kurulu içinde çözülebileceği fikri kabul gördü. Yeniden bir görev dağılımı yapılarak, herkesin olur vereceği bir abi başkanlığında olağan kongreye kadar gidilmesi prensip kararı alınmıştı. Bu arada Sayın Basa dan tek maddelik olağanüstü kongre kararı almak üzere toplantı çağrısı geldi. Bu çağrı tam bir dayatma idi. Bu dayatmaya boyun eğemezdik icabet etmedik. Daha sonra biz üç gündem maddeli bir çağrı yaptık. Sayın Basa bu maddelere iki madde daha ekleyerek, toplantıya çağırdı. Katıldık. Toplantı Açılır açılmaz ayağa kalktım.
BENCE TARİHİ ŞU KONUŞMAYI YAPTIM
”Arkadaşlar,hepinize saygılar sunuyorum. Bu gün burada bulunanlar, hepsi kendi alanında uzman kariyer sahibi kişileriz. Bu salonda bulunanlarla Bakanlar kurulunda olanlara yer değiştirsek bu ülkeyi yönetebilecek kapasitede bir kitleyiz. Bu gün buradan herkesi rahatlatan mutlu olarak ayrılacağı bir kararla çıkmalıyız. Benim önerim şudur. Şu anda bu gerginlik içinde bir kongre kesinlikle sağlıklı sonuç doğurmaz. Öfkemizi azaltmak, ortamı yatıştırmak ve daha akılcı düşünebilmek için biraz zamana ihtiyacımız var. 20 kişi ile çözemediğimiz işi 200 kişi ile hiç çözemeyiz. Hiçbir tartışmaya girmeden, hiçbir eleştiriye kalkmadan üç maddelik bir gündemle toplantıyı tamamlayalım. 1- Eğitim Derneğinde ne kadar kaynak varsa beş on hiç fark etmez Federasyona aktarılsın. 2- Yeni bir görev dağılımı yapalım. Kime güveniyorsak, örneğin, Kamil Günaydın. A. İhsan Arol. Reşat Kasap. 3- Yeni seçilecek heyete tüzükte yasaya aykırı maddelerin düzeltilmesi ve düşündüğümüz yeni maddeler eklenmesi konusunda yetki verelim. Birbirini kırıcı olmaktan kaçınalım.
Ne yazık ki daha bu öneri tartışılırken ve gündem belirlenmemişken Sayın basa ayağa kalktı tamam tamam kongeye gideceğiz diye bir nevi oylama ve oldu bitti ile oylama yaptı. Sayın Prf.A İhsan Arol’un “arkadaşlar daha gündemi oylamadık ne kararı alıyorsunuz” çağrısı de karşılıksız kalarak bir oldu biti ile kongreye gittik.
Aslında işler fena başlamamıştı. Divan Başkanlığı için iki aday gösterildi . Bu Sayın adaylar birbiri ile yarışa girmeyeceğini beyan etmeleri üzerine Sayın Ekrem Yangın, Başkan, Sayın Servet Akarsu, yardımcılığına, her iki gruptan birer kişi yazman üyelik konusunda mutabakat sağlayarak çalışmalara başlandı.
Açılış saygı duruşu istiklal marşı divan teşekkülünden sonra Sayın Metin Aydın Genek kurula bir bilgi notu sundu. Bu arada gündem değişikliği önergeleri verildi. Tartışmalar başladı. Bu arada kürsüye çıkarak kongrenin selameti için Tüzük değişikliği önrilerimizi karşılıklı olarak, geri çekelim çalışmalr devam etsin dedim. Ne yazık ki bu da karşılık bulmadı. Aslında önergeler kabül edildi. Gündemin çalışma hesap ve denetim kurulu raporlarının okunması maddesine gelindi.
Divanın israrlı çağrısına rağmen bu çağrı karşılık bulmadı. Çalışma ve hesap raporları okunmadan Denetim kurulu Başkanı kürsüye geldi. Yapılan usul hatasına itirazlar nedeniyle Divan çekildiğini açıkladı. Olayın çıplak süreci böyle."
Benim yorumum şöyle. Sayın Basa kendini çok garanti görüyordu. Bunun için her şeyi kafama göre yaparım anlayışıdaydı. Buna uygun bir gündem belirlenmişti. Önce kendini seçtirecek; arkasından karşıt olanlar salonu terk edecek; sen ben bizim oğlan oturup yeni bir Tüzük değişikliği ile dikensiz gül bahçesi bir Federasyon olacaktı. Sayın Basa bu tür şeyler de yabancı değildi. Zira Rize eğitim derneği kongresi de benzer bir şekilde yapılmıştı.
Ancak işler hiçte istediği gibi gitmedi. Çok iyi örgütlenen diğer dernekler başta salon hakimiyeti olmak üzere inisiyatifi ele alınca ve kongrenin kaybedileceği açıkça belli olunca; yine bir yan yola baş vurup divandaki yoldaşlarının da katkısıyla bu sonucu sağladı.
OLAYIN DOĞRU DOSTDOĞRU OLAN SÜRECİ BUDUR.
Saygıdeğer Rizeli hemşerilerimin hiç te hak etmediklerine inandığım böyle bir sürecin içinde istemeyerekte olsa olmaktan, üzgünüm. Kendilerinden özür diliyor Saygılarımı sunuyorum.
Musa Abay
Hemşin Sos. Sorumluluk ve Gelişim Derneği Başkanı.
BİLİNDİĞİ GİBİ BUNDAN BİRKAÇ GÜN ÖNCE RİZE DERNEKLERİ FEDERASYONU OLAĞANÜSTÜ KONGRESİNİ… YAPAMADIK.
ÇÜNKÜ YÜCE YARADAN DERKİ; ÇOKLU ÇALIŞMALARINIZDA DÜRÜST VE İYİ NİYETLİ OLURSANIZ, BENDE ARANIZDA OLURUM. HER ŞEY ÇOK GÜZEL GİDER. SİZE YARDIM EDERİM. EĞER DÜRÜST VE İYİ NİYETLİ OLMAZSANIZ, BEN ARANIZDAN ÇIKARIM YERİME ŞEYTANI KOYARIM ARANIZA. HERŞEY ALAK BULLAK OLUR VE KÜMFEYEKÜN OLURSUNUZ.
BU KONGRE TAMDA BU İLAHİ ADALETE UYGUN SONLANMIŞTIR.
Rizelilere yakışmamıştır. Rize yara almıştır.
Konuyla ilgili sosyal medyada haberler çıkmıştır. Bu haberlerin ne kadarı gerçeği yansıtıyor’a bakmaksızın aşağıda ki doğruları Rizeli hemşerilerimle paylaşmayı vicdani bir borç olarak görüyorum.
Değerli hemşerilerim. Yaklaşık 3 -4 yıldır Rize Dernekleri Federasyonunun içindeyim. Ancak, yönetici olarak son genel kurulda resmen seçildim. Bu nedenle bundan sonrasının sorumluluğunu taşıdığıma inanarak, açıklamalarımı bu süre ile sınırlamak istiyorum.
Değerli hemşerilerim bilindiği üzere Rize tanıtım günleri yapıyoruz. Tartışmaların ana teması da bu günlerle ilgilidir. Özet olarak,Gelişmeler şu şekilde olmuştur.
Birinci Rize günleri ile ilgili, çalışmalara başlarken gerçekten çok kısa bir zamanımız vardı. Bütün çalışmalar bu süreye uygun olarak planlandı. Bunlardan biri de Federasyonun ticarı işletmesinin olmadığı nedeniyle. Harcama ve gelirlerin Rize Eğitim derneği üzerinden yapılması teklif edildi. Niçin olmasındı. Her şey iyi niyetle yapıldıktan sonra bizler için hiçbir sakıncası yoktu. Kabul ettik. Bütün derneklerin insanüstü çabası ile, görkemli bir etkinlik oldu. Etkinlik sonrası belli miktar kaynak oluştu. Bu kaynağı basamak yaparak, Rizelilerin rahatça buluşacağı oturup konuşacağı, gereğinde bir etkinlik yapabileceği bir mekan alınması taahüt edildi. Aradan geçen süre içinde bu noktada bir gelişme olmadığı gibi kaynağın bazı gereksiz harcamalarla tüketilmekte olduğu duyumları geldi. (duyumları diyorum çünkü bu kaynak fiili olarak Rize federasyonunun olsa bile resmi olarak eğitim kültür derneği kasasında idi bu nedenle doğrudan müdahale hakkımız yoktu) Bu arada Federasyonun olağan kongre günü geliyordu. İlçe dernek başkanları olarak, bu sorun çözülmeden Sayın Basaya destek olmayacağımızı açıkladık. Sayın Basa bizleri toplantıya çağırdı gittik konu enine boyuna tartışıldı. Sonuçta bu kaynağı Federasyona aktaracağını taahüt etti. Kongre yapıldı. Bütün Dernekler bir şölen havasında tek liste seçimler bitti. Kongreden sonra beklenen gelişmeler olmadı. Kaynaklar aktarılmadı. Genel sekreter seçiminde üyelerin özgür iradesi kararına saygı gösterilmedi. İçine sindirilemedi. Bir garabettir süregeldi. Derken ikinci Rize günleri geldi çattı. Daha önce Federasyona ticari işletme beyannamesi verileceği ve işlemlerin Federasyon üzerinden gideceği taahüt edilmiş olsa bile, yine kaynaklar eğitim Derneği üstünden yürüdü. Bütün bu tartışmalar içinde ‘karası içine beyazı dışına’ bir şekilde bu etkinliği de yaptık. Bu arada yönetim kurulunun varlığı ile yokluğunun belli olmadığı birkaç kişinin güdümünde bir süreç yaşadı Federasyon. Ve bardağı taşıran son etkinlik oldu. Bu etkinlikte de önceki alışkanlık ve uygulamalar olunca, Dernek Başkanları ‘yeter artık’ demek zorunda kaldı. Bu arada konuyla ilgili toplantı yapılmıştı. Benim katılamadığım bu toplatıda her şeyin düzeleceği verilen sözlerin yerine getirileceği ortaya konmuş hatıra fotoğrafı de çektirilmiştir.
Ne yazık ki binadan çıkışta içerde konuşulanları yok sayan gelişmeler olmuştur. Bazı arkadaşlara fiili saldırı yapılmıştır. Bu saldırılar bu kişilerin şahsi sorunu olarak yorumlansa bile, Federasyon tüzel kişiliğine yapılan küfür şahsımı, ve tüm üyeleri de kapsar . Dolayısı ile yeniden bu süreci devam ettirmek ve bu yapının içinde kalmak bir anlamda bu küfürleri de kabul etmek ti ki bunu hiçbir Rizelinin kabul etmesinin mümkün olmadığı gibi bizden de böyle bir şey beklenemezdi. Bu Gelişme de işin tuzu biberi olmuştu. Artık bu böyle devam edemezdi. Ayrıca uzadıkça sorun derinleşiyordu. Dernek üyeleri olarak, irili ufaklı lokal toplantılar yaptık. Herkeste sorunun çözülmesi çabasının olduğu belliydi. Ancak nasıl olacağı konusunda değişik fikirler vardı. Sonuç olarak konunun yönetim kurulu içinde çözülebileceği fikri kabul gördü. Yeniden bir görev dağılımı yapılarak, herkesin olur vereceği bir abi başkanlığında olağan kongreye kadar gidilmesi prensip kararı alınmıştı. Bu arada Sayın Basa dan tek maddelik olağanüstü kongre kararı almak üzere toplantı çağrısı geldi. Bu çağrı tam bir dayatma idi. Bu dayatmaya boyun eğemezdik icabet etmedik. Daha sonra biz üç gündem maddeli bir çağrı yaptık. Sayın Basa bu maddelere iki madde daha ekleyerek, toplantıya çağırdı. Katıldık. Toplantı Açılır açılmaz ayağa kalktım.
BENCE TARİHİ ŞU KONUŞMAYI YAPTIM
”Arkadaşlar,hepinize saygılar sunuyorum. Bu gün burada bulunanlar, hepsi kendi alanında uzman kariyer sahibi kişileriz. Bu salonda bulunanlarla Bakanlar kurulunda olanlara yer değiştirsek bu ülkeyi yönetebilecek kapasitede bir kitleyiz. Bu gün buradan herkesi rahatlatan mutlu olarak ayrılacağı bir kararla çıkmalıyız. Benim önerim şudur. Şu anda bu gerginlik içinde bir kongre kesinlikle sağlıklı sonuç doğurmaz. Öfkemizi azaltmak, ortamı yatıştırmak ve daha akılcı düşünebilmek için biraz zamana ihtiyacımız var. 20 kişi ile çözemediğimiz işi 200 kişi ile hiç çözemeyiz. Hiçbir tartışmaya girmeden, hiçbir eleştiriye kalkmadan üç maddelik bir gündemle toplantıyı tamamlayalım. 1- Eğitim Derneğinde ne kadar kaynak varsa beş on hiç fark etmez Federasyona aktarılsın. 2- Yeni bir görev dağılımı yapalım. Kime güveniyorsak, örneğin, Kamil Günaydın. A. İhsan Arol. Reşat Kasap. 3- Yeni seçilecek heyete tüzükte yasaya aykırı maddelerin düzeltilmesi ve düşündüğümüz yeni maddeler eklenmesi konusunda yetki verelim. Birbirini kırıcı olmaktan kaçınalım.
Ne yazık ki daha bu öneri tartışılırken ve gündem belirlenmemişken Sayın basa ayağa kalktı tamam tamam kongeye gideceğiz diye bir nevi oylama ve oldu bitti ile oylama yaptı. Sayın Prf.A İhsan Arol’un “arkadaşlar daha gündemi oylamadık ne kararı alıyorsunuz” çağrısı de karşılıksız kalarak bir oldu biti ile kongreye gittik.
Aslında işler fena başlamamıştı. Divan Başkanlığı için iki aday gösterildi . Bu Sayın adaylar birbiri ile yarışa girmeyeceğini beyan etmeleri üzerine Sayın Ekrem Yangın, Başkan, Sayın Servet Akarsu, yardımcılığına, her iki gruptan birer kişi yazman üyelik konusunda mutabakat sağlayarak çalışmalara başlandı.
Açılış saygı duruşu istiklal marşı divan teşekkülünden sonra Sayın Metin Aydın Genek kurula bir bilgi notu sundu. Bu arada gündem değişikliği önergeleri verildi. Tartışmalar başladı. Bu arada kürsüye çıkarak kongrenin selameti için Tüzük değişikliği önrilerimizi karşılıklı olarak, geri çekelim çalışmalr devam etsin dedim. Ne yazık ki bu da karşılık bulmadı. Aslında önergeler kabül edildi. Gündemin çalışma hesap ve denetim kurulu raporlarının okunması maddesine gelindi.
Divanın israrlı çağrısına rağmen bu çağrı karşılık bulmadı. Çalışma ve hesap raporları okunmadan Denetim kurulu Başkanı kürsüye geldi. Yapılan usul hatasına itirazlar nedeniyle Divan çekildiğini açıkladı. Olayın çıplak süreci böyle."
Benim yorumum şöyle. Sayın Basa kendini çok garanti görüyordu. Bunun için her şeyi kafama göre yaparım anlayışıdaydı. Buna uygun bir gündem belirlenmişti. Önce kendini seçtirecek; arkasından karşıt olanlar salonu terk edecek; sen ben bizim oğlan oturup yeni bir Tüzük değişikliği ile dikensiz gül bahçesi bir Federasyon olacaktı. Sayın Basa bu tür şeyler de yabancı değildi. Zira Rize eğitim derneği kongresi de benzer bir şekilde yapılmıştı.
Ancak işler hiçte istediği gibi gitmedi. Çok iyi örgütlenen diğer dernekler başta salon hakimiyeti olmak üzere inisiyatifi ele alınca ve kongrenin kaybedileceği açıkça belli olunca; yine bir yan yola baş vurup divandaki yoldaşlarının da katkısıyla bu sonucu sağladı.
OLAYIN DOĞRU DOSTDOĞRU OLAN SÜRECİ BUDUR.
Saygıdeğer Rizeli hemşerilerimin hiç te hak etmediklerine inandığım böyle bir sürecin içinde istemeyerekte olsa olmaktan, üzgünüm. Kendilerinden özür diliyor Saygılarımı sunuyorum.
Musa Abay
Hemşin Sos. Sorumluluk ve Gelişim Derneği Başkanı.