Oktay Sinanoğlu Kimdir

      Oktay Sinanoğlu Kimdir

      Prof. Oktay Sinanoğlu şu anda yoğun bakımdadır. Kendisine acil şifalar diliyorum ve onu size daha iyi anlatabilmek ve tarihe not düşmek amacıyla Oktay Sinanoğlu gerçeğinin kısa bir özetini yazıyorum...


      İlk yazım onu tanıtmak amaçlıdır...

      ********

      OKTAY SİNANOĞLU

      1939 yılında Büyükelçi babasının görev yaptığı İtalya’nın Bari şehrinde doğdu.
      1953 yılında sonradan TED Koleji olan Ankara Yenişehir Lisesi'ne burslu öğrenci olarak girdi ve okulu birincilikle bitirdi. (17 YAŞINDA)
      Okulun bursuyla Kimya Mühendisliği okumak üzere ABD'ye gitti. 1956'da ABD Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliği'ni birincilikle bitirdi. (19 YAŞINDA)
      1957'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nü 8 ayda bitirerek yüksek kimya mühendisi oldu. (20 YAŞINDA)
      Aynı yıl "Alfred Sloan" ödülünü aldı. (20 YAŞINDA)
      1959'da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'de kuramsal kimya doktorasını tamamladı. (21 YAŞINDA)
      1960'ta Yale Üniversitesi'nde öğretim üyesi (asistan profesör) oldu. (22 YAŞINDA)
      1960-1961 yıllarında atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramı ile "Doçent" oldu. (23 YAŞINDA)
      1963'te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 28 yaşında "tam profesör" unvanını aldı. (29 YAŞINDA)
      20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesidir. (29 YAŞINDA)
      1962 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu'na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör unvanını verdi. (23 YAŞINDA)
      Yale Üniversitesi'nde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı. (29 YAŞINDA)
      1973'de Almanya'nın en yüksek "Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü"nü ilk kazanan kişi oldu. (34 YAŞINDA)
      1975'de Japonya'nın "Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü"nü kazandı. (36 YAŞINDA)
      1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verildi. (36 YAŞINDA)
      1976'da Japonya'ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. (37 YAŞINDA)
      Amerikan Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir.
      Meksika hükümeti tarafından yüksek Bilim Ödülü "Elena Moshinsky" ile ödüllendirildi.
      Dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri oldu. DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getirdi. Dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar verdi.
      1980'li yıllarda çalışmalarını kimya biliminin basit bir şekilde öğretilmesine yönelik bir kuramsal çerçeve üzerinde yoğunlaştırdı. Ancak 1988'de yayımlanan çalışmaları akademik dünyada ilgi görmedi. 1993'te Yale Üniversitesi'ndeki profesörlük görevlerinden erken sayılabilecek bir yaşta emekliye ayrıldı. Aynı yıl Türkiye'ye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde profesörlüğe atandı. 2002 yılında bu görevden de emekliye ayrıldı.
      Türkiye'de bulunduğu dönemde çalışmalarını daha çok Türk ulusal kimliği ve Türk diliyle ilgili milliyetçi görüşlerini yaymaya adadı. Eğitim dilinin resmi dil olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savunmaktadır. Matematiksel yapısından dolayı Türkçe'nin en iyi bilim dili olduğunu söylemektedir.
      Yaşamı boyunca Kuantum Mekaniği'ne birçok katkıda bulunmuş bir bilim adamıdır. P.A.M. Dirac'in de üzerinde uğraştığı ancak çözümleyemediği bir problemi, "Kuantum mekaniği"nde, Hilbert uzayının topolojisi ve içerdiği yüksek simetrileri çözdü[4]. Böylece Kimya bilimini bu topolojik inceleme ile sağlam bir temele oturttu.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...