Martılar

      o tanınmaya değer bir adamdı
      deniz kıyısındaki barakada
      bir martı gibi hür yaşardı.
      oltalar yapardı martı tüyünden
      ve martılar için saklardı
      bir parçayı ekmeğinden

      Nankör hayvan derdi bunlar
      siz bilmezsiniz benim kadar
      gelmediler bugün bak
      başka enayi buldular
      söylenirdi kendince sonra da gülerdi
      şarabını ağzına dayar öylece
      kafasını göğe dikerdi
      ve çığlık çığlığa dönerdi martılar
      tüm tasası biterdi

      Yeni doğmuş bir martı gördüğünde ona
      ölmüş bir dostun ismini verirdi
      bu yüzden civardaki tüm martılar
      birer yitik dost gibiydi..

      Sarhoş giderdim çoğu kez yanına
      illa ki uyandırırdım martı babayı
      martılardan gayrı konuşmazdık
      gecenin biteceğinden korkardık

      Bilirsiniz nasıl çabuk geçer zaman
      on beş gün uğramadımdı yanına,
      çığlık çığlığa ağlıyordu martılar
      bir asma kilit vardı kapısında
      sordum soruşturdum esnafa
      dönmüş hayırsız oğlu fransa’dan
      huzur evine yatırmış zorla

      On gün dayanabilmiş martı baba
      denizsiz, şarapsız ve martısızlığa
      son gün martı gibi çığlık atmaya başlamış
      o gece açık duran pencereden göğe
      bir martı misali kendini bırakmış.

      Tüm yitirdiği dostları gibi bende
      adını verdim yeni doğmuş bir martıya
      bu yüzdendir hala sahillerden kopamam
      ne zaman bir martı çığlığı duysam.
      gözüm kapıya yönelir öylece beklerim
      patlayan bir dalga gibi ağlamak isterim.

      O tanınmaya değer bir insandı
      hayatımın belki en güzel anısıydı
      deniz kenarındaki o barakada
      martılar misali özgür
      ve kirden uzak yaşardı
      barakasının yerinde şimdi
      pervasız bir taverna var
      ve hala oradalar
      yitik dostlar
      martılar ...
      hayrettin turan ın eseri.
      Adam Olmazsın Ey Tüccar Senin Gölgen Bile Sabıkalı....
      Seni seviyorum
      Çok, çok seviyorum
      Söyleyemiyorum
      Utanıyorum
      Sırdaşlarım martılar...
      Her akşam onlarla başbaşa
      Seni konuşuyoruz
      Saatlerce...
      Sevinçli olduğumda
      Taklalar atıyorlar havada
      Coşuyorlar yerime
      Utanıyorum sevgimi söylemeye sana
      Söylüyorum martılara
      Git onlardan dinle.
      Her anın benimle
      Beynimde, ruhumda, bedenimde
      Sen hissetmesen de
      Martılar bilir, onlardan dinle
      Seni görmediğimde
      Sesini duymadığımda
      Ruhumda başlar acılar
      Bunu hemen hisseder martılar
      Başlarlar kanat çırpmaya
      Ortalığı sarar ahlar...

      Martılar ah eder benim için
      Senin hissetmen için
      Daireler çizerler havada
      Yetiş derler sana imdada
      Saatlerce,
      Günlerce,
      Haftalarca,
      Bazen sürer mevsimlerce...
      Ah, kaderim,
      Seni yazmışlar bana, derbederim
      Yıkık, dökük, perişan
      Şu kalbimi görsen ne viran
      Gel diyemiyorum, tam harabe
      Ama senin yerin benim için Kabe.
      Yapma, etme, bırak nazı
      Gel şu kalbimdeki yarayı kazı
      Bitsin bu acılar
      Sevinsin artık martılar
      İnan senden güzel haber ister
      Bu havada uçuşan, ah eden martılar
      Sevdiğini hissettiklerinde
      Görürüm neşeyi gözlerinde
      Ben de martılardan aşkını dinleyeyim
      Bil ki sana ölene dek köleyim.

      Mehmet Sıddık Ensari
      Sadece gitmiş olmak için;
      Çıkmak istiyorum yola
      Ardımda birşeyler bırakmadan
      Beklentilerim ve bekleyenlerim olmadan
      Sadece gitmiş olmak için;
      Kimseler hisstmeden yokluğumu
      Farkıma varılmadan gittiğim yerde
      Ucu acık bir yolda
      Belki bir Martı kanadında
      Sadece gitmiş olmak için,
      Çıkmak istiyorum yola........


      Zafran
      (Bi nedeni var her yaşananın....)
      Aşkta tıpkı ELİF gibidir isminde gizlidir ama okunmaz o olmadan da besmele sese gelmez o herşeyin içindedir hiç birşeyde görünmez...

      CVP: ........

      Yazar: zafran Tarih: 01.03.2007 Saat: 09:07

      Sadece gitmiş olmak için;
      Çıkmak istiyorum yola
      Ardımda birşeyler bırakmadan
      Beklentilerim ve bekleyenlerim olmadan
      Sadece gitmiş olmak için;
      Kimseler hisstmeden yokluğumu
      Farkıma varılmadan gittiğim yerde
      Ucu acık bir yolda
      Belki bir Martı kanadında
      Sadece gitmiş olmak için,
      Çıkmak istiyorum yola........


      Zafran
      (Bi nedeni var her yaşananın....)


      ŞU ŞİİRİ BİDE BU RESİME BAKARAK OKUYUN...

      ELİF SENİ TANİDUM^^AMA GEÇ AMA ERKEN^^ARKANA BAKMAZMISIN^^OYLE ÇEKUP GİDERKEN
      Resimler
      • 53d85fef97832a96602a88b935bed3ab.jpg

        86.2 kB, 0×0, 571 defa görüntülendi

      SEVDAM BENİ

      AHMED ARİF NE DEMİŞ


      TERK ETMEDİ SEVDAM BENİ

      BOŞA DEMEMİŞ SEVDA UZERİNE SOYLENEN SOZLERİ
      SEVDA UZERİNE BESTELER NERDE
      AHMED ARİFİ DOST ETMEK KENDİNE
      BUTUNLEŞMEK ONUNLA.

      KUKU TUTURMUŞ MARTI KUŞUNU DENİZE SEVDALI
      KUŞA SEVDALI,
      ARAR MUTLULUĞU KANADINDA MARTININ KUŞA SEVDALI
      KURDA SEVDALI

      KİMİ KENDİNİ BULUR ARİFTE
      KİMİ KENDİNİ BULUR TARİFTE
      İŞTE BU BİR SEVDA AHMED ARİFTE
      DENİZE SEVDALI KUŞA SEVDALI

      CUNDALI MAKSUDUN EDİLMEZ SÖZÜ
      ODA MARTILARA DAĞA SEVDALI
      AHMED ARİFİ ÇOK SEVDİ AMA
      ODA BU DUNYADAN GÖÇTÜ SEVDALI

      Maksut DEMİRCİLER
      Kanatları,
      lacivert denizlerin yansımasıyla
      maviye çalan
      ürkek bir martı gibisin.
      Dünyanın en ürkek,
      dünyanın en hassas,
      dünyanın en tatlı martısı.

      Her kanat çırpışında usulca
      uzaklaşıyor,
      uzaklaşıyorsun sevdiklerinden
      süzülerek.
      Sen süzülüyorsun,
      gözlerimden yaşlar süzülüyor.
      Gözlerimden yaşlar süzülüyor
      denizlerin maviliğine,
      gözlerimden yaşlar süzülüyor
      sana ağlayan yüreğime.

      Her kanat çırpışında
      uzaklaşıyorsun
      uzaklaşıyorsun ama,
      sen kanatlarnı çırparken
      senle çırpınan
      sevda dolu yüreğime
      hüzünlü akşamlardan kalan bir hisle
      daha da,
      daha da
      yaklaşıyor,
      yaklaşıyorsun...

      Dr. Arif Ali Albayrak
      Adam Olmazsın Ey Tüccar Senin Gölgen Bile Sabıkalı....
      Her vapur dumaninin ardina
      yüregi sicak
      bir insan sanip takilirken
      tüyleri islanan bir marti oldugumu
      hem azarlayan
      hem de sirtima havlu koyan anneme anlatamam

      Kanadim kirilsa da konmam
      deniz kiyisindaki
      hiçbir caminin minaresine
      kubbeye tüneyen martilarin
      keyiflerince uçmalarini bekleyen imam
      ezani geç okudugu için sürülünce
      bir dag köyüne

      Birazcik daha sabredin diyorum
      eski bir sokagin kivriminda
      yolun iki ucunu gösteren
      trafik aynalarina
      hüzün modeli arabalar
      kirilmamaniz için örgütleniyor
      dolmus duraklarinda

      Denize düsen bir gazetedeki
      ölüm ilanindan ögrenirim
      mendirege attigi çakiltasiyla
      ürken martilarin
      alkisa benzeyen kanat seslerini
      selamlayan yasli adamin
      unutulan bir tiyatrocu oldugunu

      Gece yarisi söndürülünce isiklarini
      kuytu bir iskelede
      ne yaptigini görürüm
      iki yakasi arasinda Istanbul'un
      koltuklarinda günboyu
      kadin kalçalarinin izlerini
      biriktiren vapurun

      Yanindan ayrilmam deniz fenerlerinin
      fotografina benzemeyen
      heykelleridir çünkü
      idam sehpasina çikinca
      asagida asilmasini bekleyenlerin
      yüreklerindeki sivri kayaliklari
      isigiyla aydinlatan devrimcinin

      Uyandiririm çigliklarimla
      kiyisinda karni aç yatan çocuklari
      yiyecek aradigim kent çöplügünün
      ama bir parça olsun
      koparmam beyazligindan
      bilirim ki Kiz Kulesi
      dogum günü pastasidir özgürlügün!...

      Sunay Akın
      Adam Olmazsın Ey Tüccar Senin Gölgen Bile Sabıkalı....

      martılar ki..

      Günlerdir körköstebek nefsimle öyle hirli
      Ve öylesine harli ki
      esrik nefesim
      Bir kibrit tutsam parlayacak.
      Bir sarniç gemisi diyecekler alev almis
      Bogazin iki yakasindan

      oysa bir gaz tenekesiyle bir sise mavg
      Gelisi güzel mi güzel bir ocak
      Sularin ortasinda sevgili öfkemle benim
      Yanacak bahar erisinceye degin
      Soguktan morarmis kanatlarini
      isitsin diye martilar

      Martilar ki sokak çocuklaridir denizin

      Can Yücel
      Resimler
      • tmb_4030-2237.jpg

        3.4 kB, 0×0, 429 defa görüntülendi
      Adam Olmazsın Ey Tüccar Senin Gölgen Bile Sabıkalı....

      yorgun martı

      Taktım umutlarımı martının kanatlarına,
      Taşısın gemiden gemiye,limandan limana,
      Serpiştirsin,turuncu güneşle deniz kenarında oturan aşıklara,
      Dirensin ansızın çıkagelen fırtınalara..
      Şen kahkahasıyla dönsün yanıma yüreğindeki inaçla,
      Desinki;ödüllendir beni,hadi kutla başkaldır hayata,
      Çünkü biliyorumki yaşayacak doğurgan umutların,
      kanadımdan terimle bıraktığım
      o esmer
      boyacı
      çocukta...



      umarım beğenmişsinizdir...


      Simge Güner (01.02)
      05.03.2007 İZMİR-Karşıyaka
      Adam Olmazsın Ey Tüccar Senin Gölgen Bile Sabıkalı....

      martıyı vurdular

      Şiirlerimdeki martıyı vurdular
      Bir güzel İstanbul akşamında
      İbreti alem olsun diye

      Bir pusuda kıydılar canına
      özenip de martıma
      Şiirler yazılmasın diye
      Özgürlük, sevda üstüne

      suçu yalnızca sevmekmiş
      Kırıp esaret zincirini
      Özgürlüğe kanat çırpmak
      maviye kur yapmak
      meğer ne büyük günahmış

      Düşüme girdi dün gece
      Bakarken yaşlı gözlerime
      Azıcık mahzun, fakat başı dik
      Dedi bekliyordum zaten bu sonu
      Ağırıma giden yalnızca dostun kurşunuydu...


      özcan günerkök soyadımda köklenmiş :D:Dfotoları ben çektim izmir..vapurda
      Resimler
      • SP_A0192.jpg

        14.29 kB, 0×0, 554 defa görüntülendi
      • SP_A0184.jpg

        17.25 kB, 0×0, 409 defa görüntülendi
      • SP_A0195(1).jpg

        5.02 kB, 240×320, 840 defa görüntülendi
      Adam Olmazsın Ey Tüccar Senin Gölgen Bile Sabıkalı....

      ne hoş toprak doğa insan

      ne hoş insanın toprağı sevmesi
      ne hoş insanın doğayı sevmesi ne hoş
      ne hoş insanın canlıyı sevmesi

      hey hat insan değilmi kirtip kaçaan
      insan değilmi doğaya kusan
      insan değilmi martıyı tutan
      tutupta kanadınıfırlatıp atan

      ben insanı ilk üçlükte anlatım
      ben insanı bilmem nere fırlattım
      doğayı bozana martıya kızanı
      son dörtlükte anlattım

      Maksut DEMİRCİLER
      Martılara Selam Bıraktım

      Özlüyorum
      Her ne kadar gidemesem de
      Biliyorum
      Soğuktan üşümüş martıların
      Bizim için beklediğini sahilde

      Sana sarılamadan
      Hayal kurmak ikimize dair
      Nasıl acı veriyor bilseydin
      Sıcacık evinden
      Aldırış etmeden soğuğuna havanın
      Pijamaların üzerinde
      Kim bilir belki de
      Gelirdin yanıma?

      Martılara selam bıraktım
      Ve bir buse kondurdum
      Soğuktan üşümüş kanatlarına.
      Benim için,
      İkimiz için
      Avuçlarında ısıt kanatlarını martıların
      Eğer yeniden gelebilirsem
      Ve bulamazsam seni
      Avuçlarımda sıcaklığını Hissedeyim..

      Özlüyorum
      Her ne kadar arayamasam da seni
      Sesinin kulaklarımdaki muhabbetini
      Ve uyumaya yüz tutmuş gözlerimle
      Sana dair
      Bize dair şiirler yazabilmeyi.


      Mevsimlerin ansızın değişmesi
      Ve özlemek Yetmeyecek kavuşmamıza.
      Ben sensiz bir sahilde
      Sen sıcacık evinde
      Hep düşlerde beraber olacağız.
      Ve her uyanış bir ölüm olacak
      Sevgisizlikten kurumuş dudaklarımızda
      Deniz ve Martı

      Hava rüzgârlı
      Deniz dalgalı
      Kimsecikler yok,
      Yalnız bir martı.
      Martı hüzünlü,
      Derdi gökyüzü.
      Kanadı kırık,
      Hasret uçmaya.
      Deniz der ki: ağlama
      Yüreğimi dağlama.
      Bak yalnız değilsin,
      Ben varım yanında.
      Derdine ortak, sahilim,
      Suyum gözyaşına,
      Kıyım yalnızlığına.
      Unut artık kederini
      Düşün masmavi denizi.
      İçin açılır rahatlarsın,
      Hüznün dalgalara karışır,
      Kırık kanadını unutursun.
      ,üzülme martı, yalnız değilsin.
      Ben varım yanında,
      Deniz ve martı.
      Ağlayan Martılar

      “Martılar ağlar mı? ” diye sormuştun ya bana
      Ağladılar bu sabah
      Gözlerimle görmedim ama
      Seslerini duydum
      Martılar gerçekten ağlıyordu
      Bende ağladım martılarla
      Seslerini duydum her yanda
      Doğmayan güneşe ağlıyorlardı
      Uyanmayan sabaha
      Ama bil ki
      Martılar gerçekten ağlıyordu.

      fırtına

      ey gökyüzünün nazlı yürekleri,
      bir fırtına kopmaya görsün,
      bilirimki içinizde bir ikincisi yaşanmakta olur..
      narin kanatlarınız inatla savrulur...

      bir siz dost olursunuz karanlığıma,
      bazende penceremde usulca
      karşılık verirsiniz çığlıklarıma,
      aldırış etmeksizin kızgın fırtınalara..

      ====================

      nefesinizle getirdiğiniz deniz kokuları
      aşıklardan çaldığınız buseler
      ve yazmamı sağlayan tüyleriniz için
      sonsuz teşekkürler...martılarım...


      simge güner 10.03.07 ( 06.35)
      İZMİR karşıyaka
      Adam Olmazsın Ey Tüccar Senin Gölgen Bile Sabıkalı....
      Git, Bir Martı Bul Bana

      her sonbahar geldiğinde
      yalnız kalıyorum
      üşüyorum
      titriyorum
      korkuyorum geceleri
      sesler duyduğumda,
      yüksek sesle şarkı söylüyorum
      seni özleyince de
      bir şişe şarap içiyorum
      ve bir orman yolunda yürürken
      kimselere belli etmeden
      sessiz sessiz ağlıyorum

      ama sen yine de
      gittiğin yerlerden
      mektuplar
      kartlar gönder bana
      ve ben her mektubunu okuduğumda
      gönderdiğin her resime
      baktığımda
      mutlu olayım
      olabildiğimce
      ve seni ilk günkü gibi hatırlayıp
      ilk günkü gibi seveyim
      ve sen yine de
      gittiğin yerlerin
      şarkılarını gönder bana
      gittiğin yerlerden bahset

      ben yine burada
      her sonbaharda
      yalnız kalmaya
      üşümeye
      titremeye
      korkmaya razıyım
      can kuşum
      ben halen bildiğin çocuk
      ben halen senin gibi bir
      martıyım
      Beyaz Martı

      Bir gün gelecek bir gün kalacak
      İşte o gün güneş benim için doğacak
      Bir kış gecesinin seherinde
      Beyaz bir martı
      Denizin üstünden benim için kanatlanacak
      Ve sana yazdığım bu şiire konacak
      Seni büyüleyecek tüm ihtişamıyla
      Gün görmeyen gençliğime
      Bir selam yollayıp
      Karanlık ormanlarda bana ışık olacak
      Bir fener misali yolumu aydınlatacak
      Ve dünyayı gösterecek bana
      Gözleriyle...

      Kimse görmeyecek beyaz martımı
      Koruyucusu olacak memleketimin
      Her haykırışta yardıma koşacak
      Ve her çığlıkta kanat çırpacak
      Özgürlük olacak hevesle dillerde
      Dağlarda yeşerecek
      Yakılan dağlarımızda
      Annemin ağıdı olacak
      Babamın sakladığı gözyaşları
      Ve abimin kaybettiği sevdiği

      Bir kurşun olacak
      Sıkılan tetikte, namlu ucunda
      Vurulan şehitleri sonsuzlaştıracak
      Hasret olacak beyaz martı
      Özlemle beklenen gurbette
      Sevdiğim olacak, sen olacak
      Ümit olacak yüreğimde
      Gözyaşı olacak gözümde
      Parlak bir yıldız olacak gök yüzünde
      Uçup hayaller ülkesine konacak
      Ve masum dudağında kaybolacak...

      Sustu Zaman

      Göz bebeklerim seni sende yaşarken
      Sensizlik fırtınaları yokluğumu sardı
      Denizin martıları sensizliğe ağlarken
      Çölde boynu bükük bir sensizlik kaldı

      Sarı saçların gecelerimi usulca örterken
      Yağmur bulutları saklardı seni öperken
      Aradım durdum kumsal sahilinde izlerini
      Deniz kıyısında martılar şarkımızı söylerken

      Naci KOBAL Üsküdar Mart 2007
      Resimler
      • Sustu Zaman.jpg

        3.58 kB, 0×0, 460 defa görüntülendi
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000
      Fırtınaların denizlerle kıyıya vurmuş,
      Kırık ve dökük bir sandal gibiyim şimdi
      Zorda olsa denize inat hep sürükledim kendimi,
      Fırtına hep esti delice esti,
      Birkere olsun dinmedi,görmedi bendeki çaresizliği..
      Bekledim hep benim gibi bir yaşlı sandalı,
      Bekledimki gelsin görsün hep bilsin benim gibi yalnızlığı,
      Acımadı varlığına inandığım,
      göstermedi ona yüzünü..ve sonunda,
      Hayat öğretti bana,sıkıca sarılıp bir kayaya,
      Suskun ve sakin yosun tutmayı...




      simge güner 2007
      Resimler
      • 485c96edec84f74e91cdbf0edbc9780a.jpg

        127.2 kB, 0×0, 549 defa görüntülendi
      Adam Olmazsın Ey Tüccar Senin Gölgen Bile Sabıkalı....
      Yüreğim açık denizlerde
      fırtınalara esir,alabora olmuş bir sandal
      gözlerimde yaşama azminin kurtarıcı ışığı
      belki,belki farkederler umudu ise hep içimde!
      martıların bile uğramadığı bu ıssız yerde...

      Bilemezdim ufuktaki sevgilerin
      bu denli uzak kalacağını,kandıracağını..
      heybetli dalgalarıyla beni sarıp sarmalayacağını,
      bilemezdim;soğuktan morarmış dudaklarımdan
      hala bir umut türküsü mırıldanacağımı...

      Hey!geride bıraktığım koca şehir,
      duyuyormusun türkülerimi nekadar ahenkli,
      hiç böylesine çoşkuyla söylememiştim sana,,
      inanki dahada bağırasım geliyor inadına,
      sana,sana ve öfkesinden kudurmuş fırtınalara...



      simge güner
      izmir-karşıyaka 12.03.07 (16.22)
      Adam Olmazsın Ey Tüccar Senin Gölgen Bile Sabıkalı....