Hemşin Köyü (Düzce Akçakoca)

      Hemşin Köyü (Düzce Akçakoca)

      Oldukça yüksek bir tepede yer alan Hemşin'den Melenin denize dökülüşünü seyredip yola devam ettiğimizde Aktaş Köyüne varılıyor. Araçtan inip bu defa Aktaş Şelalesinin dökülüşünü izlemek üzere orman içine inen patikadan yürüyüş başlıyor. Yol boyunca kaldirik ve kabalak bitkisiyle kaplı nem oranı yüksek orman yolunda üç küçük köprü geçilerek dere paralelinde ilerlerken kireç taşı gözenekli yapısıyla minik bir mağara, yosun tutmuş kayalar, yüksek dallarından sarkan sarmaşıklarıyla anıt ağaçlar, su sesine karışan görünmeyen orman kuşlarının korosu, balta girmemiş Amazon Ormanlarında olduğunuz hissi uyandırıyor. Şelalenin dökülüş yerine ulaştığınız anda 40-50 metrelik kambur bir kaya üzerinden gelen şelale suyu, dere olup yoluna devam edişini görüyorsunuz. Düz ve yüksek duvar görünümlü, doğal kayalardan oluşan çevreniz bitkilerle kaplı gökyüzünü görmenize çok küçük bir pencere bırakıyor. Şelalenin ışık aldığı saatlerin 11.00, 15.00 arası olduğunu anlıyor, kestane, meşe, kayın, ardıç ağaçları, eğrelti otu, karayemiş, orman gülleri eşliğinde dönüşe geçiyorsunuz. Enerjinizi ekonomik kullandıysanız indiğiniz zorlu yokuştan tırmanıyor, soluğu girişte bulunan çay ocaklı barakada alıyorsunuz. Çay bahçesi olarak hizmet veren kulübede tost benzeri yiyecekler, köy kahvaltı çeşitleri, Robinson hayatı yaşamak isteyenler için kamp sahası da bulunuyor. Medeniyetten uzak kalacak olanlar için, pat pat aracıyla kamp sahasına çıkmak isteyenler Rasim Aydın'ı 0535 789 03 54 no lu telefondan arıyorlar. 450 rakımlı Derebaşı çadır yerinden önce yeşil bir orman denizi, Akçakoca sahilleri, Alaplı, Zonguldak Ereğlisi, Karadeniz görülüyor. Rasim, bölgeye gelenlere rehberlik yapıyor, şelalenin üzerinde ki kademelerde yer alan göllere götürüyor, sarkıt dikitlerle süslü mağarayı gösteriyor, trekking yapmaya doyuruyor. Aktaş'dan ayrılıp bir başka şelale olan Sarıyayla'ya giderken yol kenarında bir su dikkat çekiyor.

      Kız Kayası Suyu
      Yükselen bir duvar görünümlü dik kayayı yosun sarmış. Yosunlar çimen yeşili renk tonlarında kendilerini okşayacak sevecek elleri bekler gibi duruyor, farklı bitki dokusu arasından dökülen damlalarla için için ağlıyormuş izlenimi yaratıyor. Kız Kayası Suyu olarak anılmasının nedeni ise yörede yaşayan ve evlenme çağına gelmiş kızların hayırlı bir koca bulmak için dilekte bulunduğu yer olarak inanılıp, suyundan içilmesi, ziyaret edilmesi. Yolun devamında Cingirt Mahallesi köy fırınlı üç katlı doğal evleri ile şirin görünüyor.
      Şiirsel güzellikteki yayla köyleri bir biri ardına geçilirken yolumuz üzerinde Hemşin Köyü'nde vadide saklı bir ahşap cami ile karşılaşıyoruz. Merkez Eski Cami sık görünen bir tür malzemeden değil, hiç çivi kullanılmadan, birbirine geçme tekniği ile yapılmış, tamamında kestane ağacı kullanılmış. 130 yıldan fazla mazisi olan caminin minaresi, hutbesi, duvarları her yeri ahşap. Tavanlar el emeği oyma nakış gibi işlenmiş. Tabanı taş, mihrap bile taşa oyularak yapılmış. Restorasyon çalışmaları ödenek yokluğu nedeniyle ağır aksak yürüyor, şimdilik çürümüş olan minare, basamaklar, çatı onarılmış.