Aynalarin Ötesi

      Aynalarin Ötesi

      AYNALARIN ÖTESİ

      Her ne kusur varsa geçen zamanda;
      Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar
      Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,
      El olur Leylalar ela gözlü yar

      Güzel açar güzelliğin sergisin
      Gün ağartır kara saçın örgüsün...
      Muhabbet faslında ölüm türküsün
      Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar

      Estikçe iş çıkar işin içinde;
      Gençliğin hasret yer sevda göçünde
      Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
      Kar olur yaylalar, ela gözlü yar

      Alı al, yeşili yeşilde ara;
      Ahirete gider kalbdeki yara...
      Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
      Dökülen ayvalar ela gözlü yar

      Vakit dolar, nakit biter kasanda...
      Sevda bir kitaptır gönül masanda;
      Okusan da olur, okumasan da...
      Kapanır sayfalar ela gözlü yar

      ABDURRAHİM KARAKOÇ
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      FOTOĞRAF

      Resmine baktığım güzel kız, genç kız
      Unuttum, Unuttum, Unuttum seni
      Eski bir albümde durursun yalnız
      Unuttum, Unuttum, Unuttum seni

      İki harf, bir imza, bir tarih; garip
      Besbelli üçü de mutsuz muzdarip
      Aklımı zorlama karşımda durup
      Unuttum, Unuttum, Unuttum seni

      Bilemem aradan geçti kaç sene
      Memleketin nere, kimsin adın ne ?
      "Hatırla" diyerek bakma yüzüme
      Unuttum, Unuttum, Unuttum seni.

      ABDURRAHİM KARAKOÇ
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      Gİde Gİde

      GİDE GİDE

      Gösterir gün gibi, düşüncelerin,
      Derinden derine âşıksın gönül.
      Çıkla kadın desem yalan söylerim;
      Sen başka birine âşıksın gönül.

      Kırılmış telleri sevda sazının;
      Eşi yok sendeki ince sızının;
      Tarlada çift süren köylü kızının,
      Topraklı terine âşıksın gönül.

      Maraş, Muğlaya, Kırklareline,
      Yiğit Köroğlunun Çamlıbeline,
      Karsın yaylasına, Vanın gölüne,
      Ağrının karına âşıksın gönül.

      Baharın bulutu, seherin yeli,
      Sarı seller gibi coşturur seni.
      Varsın bilmeyenler desinler deli
      Bugünden yarına âşıksın gönül.

      Yüksekten dökülen suyun sesine,
      Kekik kokusuna, çam gölgesine,
      Renklerden sütbeyaz, koyu yeşile,
      Toprağın moruna âşıksın gönül.

      Yiğitin, sözünden dönmeyenine,
      Ateşin yıllarca sönmeyenine,
      Silahın omuzdan inmeyenine,
      Atın gök kırına âşıksın gönül.

      İyinin iyisi, güzelin hası..
      Susamış yolcuya su veren tası,
      Edibin kalemi, ressam fırçası..
      Şairin şirine âşıksın gönül.

      Değildir bu sevgi akıl erecek
      Her duyan bir başka mânâ verecek
      Şaşırmış yolcuya yol gösterecek
      Hakikat nuruna âşıksın gönül.

      ABDURRAHİM KARAKOÇ
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      İTİRAF

      Sevgiliden sevgiliye hediye,
      Ayva gider, elma gider, nar gider.
      Sevenin yüreği bir renkli mevsim;
      Yağmur gider, rüzgar gider, kar gider.

      Işıklı saçların dökmüş beline,
      Bağladım gönlümü her bir teline,
      Ana, bir ben değil bu aşk yoluna,
      Topal gider, sağır gider, kör gider

      Fakir, zengin, yiğit, akıllı, deli...
      Bunların hepsi de sever güzeli,
      Baba, bu çığırdan ezel ezeli,
      Hasta gider, esir gider, hür gider.

      Sarıldım boynuna, öptüm yüzünden;
      Sevdim, ayrılamam kara gözlümden,
      Ah! Gardaş neyleyim gönül izinden,
      Herkes gitmiş, ben giderim, yar gider.

      Karakoç'um düşmüş gönül derdine;
      Can adaktır güzellerin merdine,
      Hey arkadaş, bu sevdanın ardına
      Şahlar bile tahtı, tacı kor gider.

      ABDURRAHİM KARAKOÇ
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      KATİBE'ye. Görünen kol yanığıydı

      ZAFRAN Kardeşimiz 2 gün önce okul dönüşü geçirdiği bir kaza sonucu vefat eden henüz 12 yaşındaki Katibe Kardeşimiz için bir şiir yazmış. Ben Katibe Kardeşimiz için ayrı bir başlık açarak şiirini buraya alıyorum. KATİBE yavrumuz için de tekrar sabırlar diliyorum.

      ******************************


      görünen kol yanığıydı.....

      kocaman bir sorumsuzluğa
      kurban gitti minik bedeni
      bilseydi sürermiydi elini

      doyamadan yaylanın kokusuna
      içine işleyemeden denizin rengini
      en çocuk umutlarını
      heba etti Karadeniz in çilesine

      belki de hazırdı bayramlıkları
      en çok hangi akrabasını özlemişti acaba
      kim öpecek şimdi
      gözü yaşlı babasının elini

      bi kamyonet kasasında mı veda edecekti köyüne
      kızak kaymadan veda olurmuydu kışa
      gitmek istemezdi ya o da
      kader deyip avutulmasa da yürekler
      biçilmiş hükmüne razı geldi
      hiç gitmek istemezdi ya Gitti

      melekti yavrucak
      meleklerin kollarında
      acıyan koluyla ebediyete erdi.
      (Katibe'ye)

      zafran
      28/12/2006
      (çok soğuktur değil mi toprak;mekanın cennet olsun)...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      çok duygulu yazmişsin zafran,yüreğine sağlık
      katibe mekanın cennet olsun,çok erken ve çok acılı oldu yaşamdan kopman..

      sabah çayelide yaşayan fatma ablamızdan öğrendim..katibe akıma yakalandıktan sonra 4 saat yaşamış hatta yanındaki kızkardeşine 'bana dokunma,git eve haber ver' demiş..ama malesef şartlar onu daha fazla yaşatamamış..yollar,karlar.....
      zafran şiirin cok güsel olmus

      gectigimiz yazın tanıstım ben onunla, daha önce 10 sene önce görmüştüm ama ozaman 3 yada4 yasındaydı belki baskası vefat etse o kadar üzülmezdim bende dün ögrendim dünden beri aklımdan cıkmıyo zaman zaman kızdıryodum onu artık kimi kızdırıcam bilmiyorum


      Allah Rahmet Eylesin
      Allah amcama yengeme sabır versin

      KASIM DEMİRCİ

      Öncelikle acımızı yürekten paylaştığınız için hepinize çok teşekkür ederim Allah sizlere sağlık sihat versin. Gerçekten çok kötü bir durum Allah amcama ve bizlere sabırlar versin. Ama yollarda çektiğimiz sıkıntılar gercekten devletimizin halkına hizmette ne kadar eksiklikleri olduğunu ortaya koyuyordu. Acılı bir şekilde devletten tam 7 saat yardım beklemek gerçekten çok zor bir durum. Allahtan kardeşime rahmet ve bizlere sabır diliyorum.

      Saksu amcaya ve zafran bacıya çok teşekkür ederim sitemizde boyle bir forum açtıkları için, Allah sizlere acı vermesin.... SAĞOLUN VAROLUN
      EY GİDİ KARLİ DAĞLAR.....!

      HEMŞİN OLMAK

      HEMŞİN OLMAK (Bir balık avı)

      hazırlanır erzaklar
      daha gün kararmadan
      ya bir sırt çantasına
      ya naylon bir telise
      yağ, tuz, şeker sarılır gazete kağıtlarına
      bardaklar ayrı ayrı sarılır ki kırılmasın
      iki üç ekmek ve bir iki paket cigara
      iki üç hıyar, zeytin ve peynir
      tabiî ki bir de lüküs
      ve üç beş yedek fitili
      ve ana malzeme ağ
      nevale hazırdır artık
      güneşin batma vakti beklenir
      yolculuk için

      ustalık ister ağ atması
      ağ göle göre serilmedir
      herkes yapamaz bunu
      ustalık ister lüküs tutması
      ağ atan tutturamadı mı gölü
      sardı mı ağı kayalara hoçlara
      fırça yemesi vardır ucunda
      “lüküsü doğo tut!” diye
      yaşanan bir zevk midir
      yoksa gönüllü çekilen bir çile mi
      bilmez balıkçı

      gün ışıyana kadar sürer avcılık
      sonra bir dağ ev bulunur
      elbiseler yükler serilir
      ve ateş yakılır
      taş duvarlara hoçlar sokulur
      ıslak elbiseler atılır üzerlerine
      onlar kurumaya bırakılırken
      evde kukma, demlik, tava aranır
      kukma dereden doldurulup ateşe sürülür
      hesabı tutulmadan çay boca edilir kukmada kaynayan suya
      açılır nevaleler tahta pekeye
      bir çenci ile doldurulur bardaklar
      karın doyurma kavgası başlar

      güneş yeni düşmektedir vadilere
      elinde bardak üstünde bir atlet bir iştane
      elbiselerin hala kurumaktadır hoçlar üstünde
      seyredilen güneşin doğuşu değil
      keltet otlarındaki çiğ damlalarında parlayan
      her renkten milyarlarca ışıktır

      tenlidir iştanen tenlidir atlet
      tüylerin tiken tiken tikilmektedir sabah serinliğiyle
      bir tek avucun sıcaktır çay bardağından

      dakika dakika saniye saniye değişirken renkleri keltette ki çiğ damlalarının
      doyamazsın seyrine
      bardağı bırakırsın yavaşça yere
      yürürsün çiğ damlalarına
      buz gibi çiğ girdikçe kara lastiklerinden ayaklarına
      tüylerin bir başka tikilir tekrar
      ve bir yer bulursun keltetin en yoğun olduğu
      pırlanta gibi parlayan çiğ damlalarının en çok olduğu
      uzanırsın sırtüstü çiğ damlalarına
      önce tüm vücudunu bir titreme alır
      sonrası bir melankolidir
      titremelerin çiğden çiğe aktarılır
      tüm vadi seninle titrer
      işte o anda
      sen de bir çiğ damlası olursun
      çiğ damlası olmakla kalmaz
      HEMŞİN olursun…

      Şakir AKSU
      15.03.2007
      ANKARA

      bunu yaşamayanlar hiç doğmadı ki….
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Şakir ben bunu yaşadım, Allahıma şükür bir kere.Bir fazlasıyla hemde.Biz o gece dere kenarında ateş yakıp balıkları pişirip yeyip uyumuştuk.Sonra yanlarımız soğuktan uyuşunca yaylaya kaçtuk.Acaip ağ atarım haa.O esasen ağ değil ismi "saçma" dır.AĞ ın çevresi kurşun boncuk dizili etek gibi olanı.Keltet dediğin şey de galiba bir çeşit çiçek.Bizde KELTAT denir.almanyada kaldığım otelin bahçesi bunula süslenmişti.Şaştum kaldum.
      İyi bir anı hatırlattın teşekkür ederim.

      Hoşçakalın ve hep mutlu kalın Hemşinliler.

      Muzaffer Gülas

      ASKERLİK ANILARI

      Kimi ağlatan ama çoğunluğu güldüren ne anılarımız vardır kimbilir. Bu başlık uygun mu bilmiyorum ama şu asker ocağının nasıl bir yer olduğunu öncelikle Asker Annelerimize sonra da geleceğin askler adayı kızlarımıza :D anlatmaya ne dersiniz?
      Başlık yeri uygun değilse yöneticilerimiz yazıları taşırlar.
      Ben şimdilik ayrıntısını vermeden 2 küçük olay anlatayım ki sizlere Öğlen Şekeri olsun.

      İlk anım İstanbullu uyanık mı uyanık bir çavuşumuz vardı. Doğulu kör bir askeri muayene için Gülhane Askeri Hastahanesine götürmesine dair.
      Bu uyanık çavuş (Mehmet Emin Semener) sırf uyanıklığı sebebi ile bu görev için seçilmişti. Çünkü askerin körlüğünün yanında çok fırıldak biri olduğunu biliyorduk.
      Çavuş sabahtan askeri götürdü. Akşam tekmiline durmuştuk ve hazırola geçmek üzere idik ki Çavuş koşarak bölük komutanının yanına gelerek komutana tekmilini verdi.

      "Komutanım! Vukuatım vardır! Kör asker kör değilmiş!!! Hastanede beni ekerek firar etti!!!"

      Bölük komutanı dahil herkes gülmekten yerlede sürünüyordu.

      Diğer bir anım ise yeni gelen askerlerin içinde sünnet olmak için revire götürülen askerlerin sünnet edildikten 1 hafta sonra geri getirilmeleri sırasında şahit olduğum bir olaydır.
      Yine bu bizim uyanıl çavuş görevli olarakl revire gönderilmiş ve sünnet edilen askerleri getirmekle görevlendirilmiş.
      Biz eğitim sırasında iken eğitim alanının dışında başlarında bizim çavuş 10-15 tane asker de arkasında düzensiz bir yürüyüşle geliyorlar. Yanlız askerler öyle rahatça da yürüyemiyorlar.
      Bu sırada Bölük komutanı askerlere doğru bakınca uyanık çavuş komutanın "Neden uygun adım yürütmüyorsun" diye kızacağını zannetmiş olacak ki birden askerlere bağırdı.
      "TAKIM DUUUUUUR"
      Hepimiz seyretmeye başaldıkl ne yapacak diye. Önce askerleri düzgün bir şekilde sıraya soktu ve emri verdi.
      "UYGUN ADIM MAAAAAAARŞ"
      Tüm bölük bir kere daha yerlerdeydik.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Ka Nevin Baci;
      Askerlik anısı olur da abartılmaz mı?
      Mesela ben...
      200 metre atışındayız. Hedef o kadar uzak ki hangi hedefin senin olduğunu anlamak için her atıştan önce hedefe bir kere daha bakıyorum.
      Baktık baktık ama yanlış bakmışız.
      İlk 2 mermiyi yanımda yatan askerin hedefine atmışım. Kalan 3 mermim vardı ve her atışın da 12 den isabet etmesi gerekiyordu.
      Ben o 3 mermi ile görevimi yaptım.
      Bende yalan yok. Hilaf da yok. Abartma hiç yok :D:D:D
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...