Sabit Hemşin-İspir Hattı

      Hemşin-İspir Hattı

      Sarıkamış–1914 bağlamında Hemşin-İspir hattı Birinci Dünya Savaşı’nın parlak vermesi ile birlikte genel seferberlik ilan eden Osmanlı Cihan Devleti tüm vatan evlatları gibi Hemşin uşağını da silah altına alarak öncelikle Sarıkamış cephesine tertiplendi. Bu vatan evlatlarının cepheye gidişi hakkında çok şey bilmemizi rağmen fazla yazılıp çizilmediği için ülkemiz genel kamuoyunun konu ile ilgili aydınlatılması yeterince olmamıştır. Bu yazıda değişik örneklerle konuyu Türk kamuoyunu ile paylaşmak ve gizli kalmışlıkları gelecek kuşaklara aktarmak amacını hedefledik.
      Bugün ki Hemşin İlçesinin eski adı Tapan olan Bilenköy’ü otuz hanelik bir köy olmasına rağmen silah altına 33 asker vermiştir.Bu demek oluyor ki bir evden iki kişi askere alındığı olmuştur.Benim kendi köyüm olan Çamlıhemşin İlçesi’nin Holcotobira bugünkü adları Kaplıca ve Aşağı Şimşirlik köyleri olan 17 kişi asker alınarak Sarıkamış Cephesine tertip edilmiştir.Bu 17 asker adayı Kaplıca-Aşağı Şimşirlik köylerinin yaylası olan Ceymakçur’un yukarı ki yaylasında adet üzere son kez veda horonu oynamışlardır.Apeller’in düz olarak bilinen yaylanın ortasındaki bu horon platformunda 17 delikanlı tulum eşliğinde bir yandan oynarken Hemşin Horonunun doğası gereği Fora tabir edilen türkü söyleme bölümlerinde çok anlamlı türküler söylemişlerdir. Bu söylenen türkülerin en anlamlısı şudur:

      Şimdi bizim yaylada
      Yağar bir ince çizi
      Sevinin ihtiyarlar
      Gelinler kaldı size


      Horon bitiminde 17 kişi Ceymakçur olan bir batı vadideki büyük yaylamız Kavrun’a geçer.Kavrun’da Samistal ,Amlakit ,Hazindağ ,Peakçur ve Lodveçur gibi diğer yaylalardan gelen asker adayları ile buluşup Kavrun Uşağının da katılımı ile cepheye hareket ederler.Kavrun ,Atmeydanı Hoderçur Aşıtı ,Davalı yayla ,Hoderçur ,İspir ,Erzurum güzergahından Sarıkamış Cephesine vasıl olurlar.Bu yazıyı Yeşil İSPİR dergisine yazmamızın esas sebebi de Hemşin-İspir topraklarının bu kahramanların yürüyüşlerine şahit olmasıdır.Benim köyümden seferberlikte Sarıkamış Cephesine giden 17 askerden 15’i şehit olmuştur.İki kişi geriye dönebilmiştir.Donarak ölenleri rahmetle anıyoruz.Geri dönebilen iki kişi Şakir Polat ve Hüseyin Polat kardeşlerdir.Polat ailesi Çamlıhemşin İlçesi Kaplıca Köyünün Polatlı mahallesinde mukim olup bunun yanında İzmir ve Didim de pastacılık ,fırıncılık unlu mamüller işleri ile ticari faaliyette bulunmaktadırlar.Merhum Şakir ve Hüseyin Polat kardeşlere de rahmet diliyoruz.Sarıkamış 1914 konusu ile ilgili üçüncü örneğimiz Hemşin-İspir hattını ilgilendirmesi bakımından bu gün ki Pazar ilçesinin eski adı Mermanat olan Akbucak köyünden.Bu örneği sayın Muzaffer Arıcı’nın her yönü ile Rize adlı kitabından aldığımızı belirtmeliyiz .Mermanat’ta Emine Hanımla nişanlı veya yeni evli olan Mustafa ki ,daha sonra asker Mustafa olarak anılacaktır ,o da Sarıkamış cephesine tertip edilir.Asker Mustafa 1914 Sarıkamış’ında 90.000 askerimizle birlikte donarak şehit olur.Emine’sine kavuşamadan ölen Asker Mustafa’nın destanından beş kıtayı olaya açıklık getirmesi bakımından buraya alıyoruz.

      Köyümden yürüdüm çantamı taktım
      Döndüm köyüme bir daha baktım
      Ağlaya ağlaya üç kurşun attım
      Belki ondan verem oldum Eminem

      Kaçkar’ı aşarken donanma ettik
      Üç gün yol yürürken Erzurum’a gittik
      Üç bin seksen asker bir yerde yattık
      Belki ondan verem oldum Eminem

      Urus’tan daha düşmandı soğuk
      Nefesle ısınmaz yattığım kovuk
      Bugün var isek yarına yoğuk
      Belki ondan verem oldum Eminem

      Gözümde yaşlar buz olmuş akmaz
      Binlerce asker yarına çıkmaz
      Kapandı gözlerim bir daha bakmaz
      Belki ondan verem oldum Eminem

      Donarak öldüler hep arkadaşlar
      Kar erir devrilir mezarda taşlar
      Ziyaretçimiz kartallar, kuşlar
      Belki ondan verem oldum Eminem


      Hemşin’in Mermanat Köyünden asker Mustafa’yı rahmetle anıyoruz ve böylece Tepan ,Holco-Tobira ve Mermanat Hemşinlilerin İspir üzerinden Sarıkamış 1914’e katılımlarını yadetmiş oluyoruz.
      Konunun genellemesine geçtiğimizde 1914 Sarıkamış felaketinin ne büyük bir yıkım olduğu ortaya çıkıyor.1950’li yıllarda bile bendeniz 7-8 yaşlarında iken ninem Zeliha ki biz ev halkı ona kısaca Zele derdik ,bir Sarıkamış manzumesi mırıldanırdı.Biraz marşı da andıran ve melodisi de kulaklarımda olan bu manzume Sarıkamış’ta 1914’te askerlerin söylediği bir manzume olup bu felaketten geri dönebilenlerin bizim köye getirdiği gibi mutlaka Anadolu’nun diğer köylerine de aynı manzume veya benzerleri dönebilenlerce götürülmüştür.Melodisi marşı andıran o manzume şöyle idi:

      Aman aman hücum ettik gittik Sarıkamış’a
      Aman aman nasıl da tutulduk karlı yağışa
      Aman aman Enver Paşa sebep oldu bu işe

      Aman aman tüfeğim omzumda asılı kaldı
      Aman aman bedenim buz ile kesili kaldı
      Aman aman nişanlım bulmada küsülü kaldı

      Aman aman Osmanlıyız bayrağımız şanımız
      Aman aman vatan için feda olsun canımız
      Aman aman biiznillah kurtulsun vatanımız


      İlk defa Yeşil İSPİR dergisinde yayımlanan bu manzume Sarıkamış 1914’ü genel manada anlatması bakımından çok anlamlı. Özellikle Enver Paşa’nın sebep olduğu Sarıkamış felaketinin vatanın kurtulması için canlarını feda edenlerin dileği bu harekette gerçekleşmedi ise de onların açtığı yolda daha sonra (takriben 6 yıl sonra )fazla ile gerçekleşti. Birinci Dünya Savaşından Enver Paşa’nın karargâh subayı olan General Kazım Karabekir Paşa takribi 6 yıl sonra Türk Kurtuluş Savaşının Doğu Cephesi komutanı olarak TBMM Ordularının başında Sarıkamış ile Kars, Ardahan ve Batum’u da kurtardı. Yapılan barış antlaşması ile Batum dışında 93 Harbi ile Ruslara bırakılmış olan ve Evliye-i Selase denilen vatan toprağı anavatana katılarak bugün ki sınırlarımız çizilmiş oldu. Sonuç olarak Sarıkamış şehitleri’nin tüm dilekleri kabul edilmiş oldu. Başka bir deyişle hem canları feda oldu hem de 6 yıl sonra da olsa uğruna canlarını feda ettikleri vatan toprakları kurtulmuş oldu. Tüm şehitlerimize gani gani rahmet diliyoruz.

      Op. Dr. Yusuf IŞIK
      Resimler
      • bayrakaskercopy.jpg

        18.42 kB, 0×0, 4,144 defa görüntülendi
      Doğru olsam ok gibi,Uzağa atarlar beni
      Eğri olsam yay gibi,Elde tutarlar beni
      Hz. Mevlana
      Bu tarihi bilgileri bizlere aktardığı için Name Kobal arkadaşımıza ben de
      teşekkür etmek istiyorum.Ne mutlu tarihinden, geleneğinden kop-
      madan hemşinli kalabilenlere.Ne mutlu bizim için canlarını feda eden
      şehitlerimize.Onların sayesinde yaşıyoruz.Tarihten ders almayan top-
      luluklar yok olmaktan kurtulamaz.Bizim Hemşin bölgemizden de insanların
      bu memleketin harcında adeta çimento görevi görmeleri bizleri pek tabii ki gururlandırır...
      Takrar teşekkürler Name Kobal.
      Bu günümüzü çalan iki hırsız var; geçmişe ilişkin pişmanlıklarımız ve
      geleceğe ilşkin kaygılarımız...

      biz neydik ... ?

      Evet tarih bunları da yazıyor .. Ne demeli o zaman " Yalan söyleyen tarih utansın " Ve bize tarihi iyi anlamak kalıyor.. Belki bazen duygusalız ama türkülerin dilinden anlayanlar için bu gerekli... Bugün bize türkü yazmayı öğretmeye kalkanlara ne demeli ? Anadolu ki yiğitlikler ve ezgili türkü gönüllerin diyarı. Çanakkale Ruhu her kesim ve rengin çokluk içinde bir olması değil miydi ? Biz bu memlekete katkı da bulunmuşsak ölerek ve yaşayarak yine kendimiz için olmalı..

      Aşağıdaki yazı bu yönde anlaşılmaya çalışılırsa bence yerine oturur. Türküleri yazıp söylemesini bilenler onların alt yapsını da sorgulamayı da elbet bilir. Bunun için birilerinin bizi yönlendirmesi de gerekmiyor. Düşünen bilinç, aklı ve gönül yönünde, özgür iradeyi yansıtan kararları ancak bu şekilde alabilir. Herşeyin ve tarihin sorgulandığı bugünlerde kendimizi ne kadar tanıdığımızı sormak isterim ? Biz neydik ki şimdi ne olmaya çalışıyoruz ve bize biçilen aidiyetleri ses çıkarmadan kabul ediyoruz. Evet bizliğimiz vardı bir zamanlar ve şimdi tatlı bir anı gibi okunmayı ve anlaşılmayı bekler durur. Bu meyanda yöremizin vefaker insanları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad ve torunları uyanık olsun... Selamla.
      " akıl ve gönül ; insan ...

      Teşekkürler

      Miğo kardeşimizinde dediği gibi yazıyı okurken sanki o günleri tekrar yaşamış gibi olduk, hele bide benim Karsta askerlik etmem neticesinde oranın soğuğu ordaki askerlerin halini heralde benden iyi kimse bilemez.Gerçekten Kışın öyle bi soğuk oluyorki Kars anlatılmakla ifade edilmez.Ama Vatanımız için ülkemizin her karış toprağını herşeye rağmen korumuş olduk,korumayada devam ediyoruz vede korumaya devam edeceklerdir.Saygılarımla...

      Sorumluluk...

      Duyarlı Olan Arkadaşlarımızın Araştırmaları Bilgiye Dönüştüğü Zaman Biz Kazanırız.
      Araştırmalar Devam Etmeli Herkes üstüne Düşen Sorumluluğu Hissetmelidir.
      Tüm Şehitlerimizi Rahmetle Anıyoruz.

      Gözlerin Hep Gülsün Name KOBAL
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000
      Name Kızımızın aktardığı bu güzel yazı için teşekkürler.
      O yazıda bir Marş var. Yazıyı kaleme alan Dr. Yusuf Işık Abimiz o marşın bestesini de biliyor. Kendisine bu marşı söyletmiştik. Gönül isterdi ki o Marş burada şiir olarak kalmasın ve bestesi ile söylenerek gelcek nesillere aktarılsın.
      Yusuf Işık Abimizle buluşup ve hep birlikte söyleyerek bu marşın kayıt altına alınması gerekiyor.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Daha önce de okumus oldugum bu yaziyi tekrar okudum. Önemli tarihi konularimizin cok ufak bir kesitini okuyuoruz. Allah (cc) tüm sehit ve gazilerimize gani gani rahmet eylesin.

      Ülkemiz, Cumhuriyetimiz kolay kurulmadi. Masa basinda kimse bu ülkeye hudut cizmesin.
      Türk olsam olmasam, ben Türk dostuyum,
      Türk olsan olmasan sen Türk düşmanı!
      Çünkü benim gayem Türk'ü yaşatmak
      Seninki öldürmek her yaşatanı!

      Ziya Gökalp