Çamlıhemşin'e baraj yapılacağını duyduğumda verdiğim ilk tepki; "Hadi len!" olmuştu. Bir yanda memleketimin gerçekleri diğer yanda bu gerçeklere aykırı bir baraj yapımını aklım almamıştı. Neden mi?
Bunun birkaç sebebi vardı.
Öncelikle Hemşin bir Milli Park idi. Aynı zamanda da doğal sit alanı idi. Bir başka özelliği ise BM tarafından acil koruma altına alınması gereken dünyanın 100 bölgesinden biriydi. Hepsinden daha da önemlisi ülkemin enerji politikaları ile Fırtına Vadisine baraj yapılması eylemi birbiriyle örtüşmüyordu.
Bu ülkedeki HES'lerin neredeyse tamamı kapasitelerinin %50'si ile bile üretim yapmıyor, Dünyanın en büyük barajlarından ikisi olan Atatürk ve Karakaya Barajları ise % 20 kapasite ile çalışırken neden Fırtına Vadisine bir HES yapılmak isteniyordu.
Bunu yaparken de enerjinin en pahalı yöntemi ile yani doğalgaz çevrim santralleri ile Rusya'dan alınan gaz elektriğe çevriliyordu.
Fırtına Vadisine yapılacak HES'ten bir yılda üretilecek elektrik miktarı Keban Barajının bir günlük elektrik miktarı bile değilken neden böyle bir yatırıma gerek duyuluyordu?
Bu açıklaması imkansız nedenler o kadar çoktu ki sonuçta kafamdaki doğru düşünceleri bir tarafa koyarak Komplo Teorileri üretmeye çalıştım. Ama ondan da bir sonuç alamadım.
Sonunda anladım ki bu tür projelerin yürürlüğe konulduğu kamu kurumları maalesef vatandaşı aydınlatmıyor. Fırtına Vadisinin insanları bu projeyi durduttular ama ama şimdi aynı bela bizim başımızda.
Duyduk ki Fırtına Vadisine yapamadıkları HES'leri Hemşin'e yapacaklar. Şu anda projenin ne olduğu, nereye yapılacağı, ayrıntılarının ne olduğu konusunda hiç bir bilgim yok.
Bir ülke için enerji politikaları çok önemlidir. Projeninin nereye yapılacağını, şeklini ve kapasitesini belirleyecek olan da Devlet'tir. Hatta burada devlete düşen bir başka görev de halkını bilgilendirmektir.
Nedense Türkiye'de bu tür açıklamalar halktan hep saklanıyor. Halbuki bu tür bilgiler vatandaşa doğru bir şekilde aktarılsa, proje aşamasından çok önce tartışmalar yapılsa ve ona göre karar verilse ne mahkemeler bu kadar işgal edilirdi ne de bu kadar kavga çıkardı.
Hemşin derelerinin birkaç yerine Debi ölçer koyanlar acaba vatandaşların ne düşündüğünü ölçecek debi ölçerleri nereye koyuyorlar.
AB uyum müktesebatı konusunda çalışan bir komisyonda 4,5 sene görev yaptım. Sonuçta bu komisyondan 46 tane yönetmelik çıktı. Tüm yönetmeliklerde ortak maddelerden bir tanesi BİLGİLENDİRME idi. Yani yapılan iş hakkında tarafların bilgilendirmesi. Sadece plan aşamasında da değil. İşin her aşamasında bilgilendirme.
Taş Ocakları konusunda o kadar yazı yazdım ama son olarak ruhsat sahasının arttırılması ile kafama takılanlar doğru çıktı. Sadece tek satır olarak aktardığım Hemşin'e baraj şüphelerim gerçekleşiyor.
Bu konuda ileride çok tartışma olacağı da şimdiden belli oluyor.
Bunun birkaç sebebi vardı.
Öncelikle Hemşin bir Milli Park idi. Aynı zamanda da doğal sit alanı idi. Bir başka özelliği ise BM tarafından acil koruma altına alınması gereken dünyanın 100 bölgesinden biriydi. Hepsinden daha da önemlisi ülkemin enerji politikaları ile Fırtına Vadisine baraj yapılması eylemi birbiriyle örtüşmüyordu.
Bu ülkedeki HES'lerin neredeyse tamamı kapasitelerinin %50'si ile bile üretim yapmıyor, Dünyanın en büyük barajlarından ikisi olan Atatürk ve Karakaya Barajları ise % 20 kapasite ile çalışırken neden Fırtına Vadisine bir HES yapılmak isteniyordu.
Bunu yaparken de enerjinin en pahalı yöntemi ile yani doğalgaz çevrim santralleri ile Rusya'dan alınan gaz elektriğe çevriliyordu.
Fırtına Vadisine yapılacak HES'ten bir yılda üretilecek elektrik miktarı Keban Barajının bir günlük elektrik miktarı bile değilken neden böyle bir yatırıma gerek duyuluyordu?
Bu açıklaması imkansız nedenler o kadar çoktu ki sonuçta kafamdaki doğru düşünceleri bir tarafa koyarak Komplo Teorileri üretmeye çalıştım. Ama ondan da bir sonuç alamadım.
Sonunda anladım ki bu tür projelerin yürürlüğe konulduğu kamu kurumları maalesef vatandaşı aydınlatmıyor. Fırtına Vadisinin insanları bu projeyi durduttular ama ama şimdi aynı bela bizim başımızda.
Duyduk ki Fırtına Vadisine yapamadıkları HES'leri Hemşin'e yapacaklar. Şu anda projenin ne olduğu, nereye yapılacağı, ayrıntılarının ne olduğu konusunda hiç bir bilgim yok.
Bir ülke için enerji politikaları çok önemlidir. Projeninin nereye yapılacağını, şeklini ve kapasitesini belirleyecek olan da Devlet'tir. Hatta burada devlete düşen bir başka görev de halkını bilgilendirmektir.
Nedense Türkiye'de bu tür açıklamalar halktan hep saklanıyor. Halbuki bu tür bilgiler vatandaşa doğru bir şekilde aktarılsa, proje aşamasından çok önce tartışmalar yapılsa ve ona göre karar verilse ne mahkemeler bu kadar işgal edilirdi ne de bu kadar kavga çıkardı.
Hemşin derelerinin birkaç yerine Debi ölçer koyanlar acaba vatandaşların ne düşündüğünü ölçecek debi ölçerleri nereye koyuyorlar.
AB uyum müktesebatı konusunda çalışan bir komisyonda 4,5 sene görev yaptım. Sonuçta bu komisyondan 46 tane yönetmelik çıktı. Tüm yönetmeliklerde ortak maddelerden bir tanesi BİLGİLENDİRME idi. Yani yapılan iş hakkında tarafların bilgilendirmesi. Sadece plan aşamasında da değil. İşin her aşamasında bilgilendirme.
Taş Ocakları konusunda o kadar yazı yazdım ama son olarak ruhsat sahasının arttırılması ile kafama takılanlar doğru çıktı. Sadece tek satır olarak aktardığım Hemşin'e baraj şüphelerim gerçekleşiyor.
Bu konuda ileride çok tartışma olacağı da şimdiden belli oluyor.
Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...