Mırıldandıklarım

      Mırıldandıklarım

      Kırdın mı incittin mi birilerini
      Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler.
      Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda?
      Yeniden düşünmeliyim
      Dostluklarımı, ilişkilerimi
      Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
      Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
      Borçlarımı ödedim mi?
      Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
      Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış,
      saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi?
      Geri verdim mi aldıklarımı:
      Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları,
      Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
      Yokladım mı duygularımı
      Hala sevebiliyor muyum insanları?
      Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma
      ovmalı umutları
      Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik
      etmemeli ağzımızdan
      Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım
      Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar
      Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
      Gece telefonları, ıssız konuşmalar
      Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler
      Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
      O kadar çok anlattım ki
      Kendime kaldım anlatmaktan...
      Bunaldım kendisiyle boğuşmasını
      Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
      Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
      Ofset duyarlılıklardan
      Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum
      'içtenliğin' yada 'dünya görüşünün' kirletmediği
      Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum
      Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları
      vitrin camlarına yansıyan yüzlerde
      Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan
      insanlar
      Hala bir umut var mıdır
      Çikmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
      Ne çıkmaz sokaktayım nede mutsuz
      Sadece rüzgarlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar
      Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken
      Kış güneşinin mutlu ettigi bir kedi gibi mutlu, emin,
      tasasız
      Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim
      senin ve benim , yani bizim için...

      Murathan Mungan
      Neye Yaradi
      Cocuklarin okulu deyip deyipte
      Durduk bu $ehirde neye yaradi
      Omrumuz gecti gurbet ellerde
      Sabredelim dedik neye yaradi...

      Elimiz kolumuz boyle baglandi
      $ehiri gordukte neye yaradi
      $oyle bir off cekip hemsinim derken
      Uzaktan hayalim neye yaradi...

      Hem$ine gidince misafir gibi
      Donmeyi du$unduk neye yaradi
      Cocuklarin okulu olmasa derken
      Bencillik etmedik neye yaradi...

      Acep $ehirleri seven varmidir?
      Varsada soyleyin neye yaradi?
      Bizim koyumuzde bir dostluk vardi
      Onlari biraktik neye yaradi...

      Bir garip olmusum yazayim dedim
      Yazdiklarim sanki neye yaradi
      Dertleri ust uste siralayipta
      Du$unup ta$inmak neye yaradi...

      $ehirde ya$amak kolaydir elbet
      Kirli hava yuttuk neye yaradi
      Paraya pula kavustuk amma
      Sagligimiz gitti neye yaradi....


      Soz Muzik : RukiyE $ahin...
      KOYUM CENNET NE ISUM VAR BURADA

      DENİZ FENERİ

      DENIZ FENERI


      Sen Deniz Feneri
      Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğun
      Çocukluğun yıkık kentlerde
      Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti.
      Okuma yazmayı öğrendiğin
      Gazetelerdeki terör sayfaları
      Ve Haliç tersanelerinde korsanlar
      Evden çıkarken vedalaşırdı babalarla evlatlar...

      Her sokağın başında anaların isyanı dururdu
      Ve günler kısa ama geceler uzun olurdu.
      Bir kurşun bir liraya
      Ve bir hayat bir kurşuna mal olur,
      Senin doğduğun yerlerde
      İnsanlar can evinden vurulurdu.

      Sen Deniz Feneri
      Sarayburnu'nun dimdik delikanlısı
      Yavuz zırhlısında deniz piyade eri
      Yetmişikiye dört çakı gibi asker
      Arkadaşının kaza kurşunu izini sırtında taşıyan
      Ve giderken bıraktığı sevdiğini döndüğünde bulamayan...

      Yıkar mı bizi bu sevda!
      Bir aşk delikanlıyı bozar mı be adam?

      Hadi kalk!
      Eski günlerde olduğu gibi
      Karanlığa yine ışık yak!

      Arka bahçedeki mahalle kavgalarında
      Kaşına sapan taşı geldiği günden beri
      Hani kanına kanımı sürdüğüm o günden beri
      Can dostum ve kan dostum
      İster kalbine gömdüğün sevdamın aşkına
      İster Allah'ın aşkına

      Kalk bir ışık yak ve bir kor düşür yüreğimize
      Savaşmak ne güzel bir şey uğruna
      Ve yeniden âşık olmak...

      Ve Sen Deniz Feneri
      Sarayburnu'nun dürüst delikanlısı
      Kalbine gömdüğün aşkın
      Gönlündeki sevdan ve aydınlık gözlerinle
      Senin işin karanlığa korkuturcasına bakmaktı
      Ve sana en yakışmayan şey ağlamaktı.

      Deniz Feneri
      Unutmadık o günleri
      Sevdamız yüreğimizde gizli kalır
      Ve mahallenin kızına âşık olmak
      Ayıp sayılırdı
      Bir kıza âşık olmak bir de parkayı çıkarmak haramdı
      Ve dünya dedikleri şey yalandı...

      Paranın geçmediği günler vardı gençliğimizde
      Ve namerdin yıkamadığı mertliğimiz
      Silah çekmek ve tesbih sallamak değildi delikanlılık

      Tesbihi çekmek, silahı saklamaktı
      Yazık...
      Gün geldi delikanlılık kabadayılığa yenildi
      Sonra üç kuruşa satılan sevdalar ve ucuz aşklar
      Artık senin işin değildi...

      Sen Deniz Feneri
      Sarayburnu'nun dik ve yitik delikanlısı
      Ne geçmişten yükselen ağıtlar anlıyor seni
      Ne de geleceğe satılan aşklar

      Sen doğarken bir ölüm şaşkınlığıyla
      Gökyüzüne uzanmış düşmanlık türküleri
      Suçüstü yakalanırken en güzel umutların
      Gözlerini bir ihanet anında açmışlığın
      Ve yakmışlığın gecenin karanlığına en derin aydınlığını

      Hey Deniz Feneri!
      Parayla satın alınamayacak aşkların sevdalısı
      Çektiğin çileleri özenle saklıyorsun seyir defterinde
      Sarayburnu'nun dimdik ve yakışıklı delikanlısı...

      Gidiyorsun belki Deniz Feneri
      Sana "kal" diyemem giderken
      Sevmek kadar ölmek de kader
      Ama giderken bile ışığın yol göstersin kayıp gemilere
      Gözlerin gökyüzünü aydınlığa bürüsün
      Ve sen ölsen bile bir gün
      Nâmın yürüsün
      Ve sen ölsen bile bir gün
      Nâmın yürüsün...

      Uğur Arslan