Keya'nun Sale ( Salih KAHYAOĞLU - Çilingir - Çayeli )

      Keya'nun Sale ( Salih KAHYAOĞLU - Çilingir - Çayeli )

      SALİH KAHYAOĞLU VE ŞİİRLERİ :

      Rize Çayeli, Çilingir Köyü’nde doğmuş ve aynı köyde vefat etmiştir. ( 1843-1909 arası yaşadığı sanılıyor ) Babasının Alican, annesinin adı Zeynep’tir.

      Okuma ve yazmayı kendi öğrendiği söylenir. Tüm yaşamını alçak gönüllülükle gösterişsiz bir köylü olarak geçiren ozanımız ; oldukça zeki, şakacı, hazır cevap ve nükteli kişiliği ile halk arasında Keya’nun Sale ismiyle tanınmıştır.
      Şiirlerinde tasavvufi öğeler yanında yöresel unsurlar da zengin olmakla yörenin yaşamına dair birçok bilgiyi vermektedir. Yaşadığı dönemde kullanılan dilin ayrıntıları ve zenginliğini aşağıdaki şiir ve destanlarından anlıyoruz.

      Şiir ve destanları vefatından sonra yakınlarınca kaleme alınmış ve derlenmiştir. Bu şiir ve destanlar bizlere ulaştıran araştırmacı Fahri Boncukçu bey ve Çayeli Vakfı’na teşekkür ediyoruz.

      Bu Günlerde…

      Bu günlerde bizum ehbabi azam
      Nameler gönderdi Rum diyarinden
      Bazı sozlerini, hoş sefa gördum
      Malik olamadum bir efkarinden.

      Nesipsuz kurbetten geri gelinmez
      Ruzgar esmeyince daller salinmez
      Memnun olduğumun heddi bilinmez
      Hatir i acizin istifasinden.

      Şemikzade bus edeyim gözuni
      Bi gün ak edorom senun yuzuni
      Zatuna gönderdum boyi uzuni
      Kırat kibi ele al yularinden.

      Altmış tarihinde cihane geldum
      Gözu açtum behri Umman’dan daldum
      Üçyüzelli ehbabi kalem aldum
      Elli dort hanenun henarinden.

      Sedekat mevlanun doğri yolidur
      Ehbaple muhabbet güller gülidur
      Menfaatsuz ehbap bende dolidur
      Ne çıkar tebaa namerdarinden.

      Destan gönderduğum iki kat oldi
      Posta vapurleri bir kırat oldi
      Kendi ehbaplerum cümle mat oldi
      Bakalum oğlumun kafadarinden.

      Ol sebepten bize elum sizedur
      Ehbap edup taşınması cezadur
      Herkes kendi menafiğun gözetur
      Bir kimse ayrılmaz kendi karinden.

      S.Kahyaoğlu



      Oğul …

      Hocan kimdur kimden alursen dersi ?
      Emek eyle alış Ayet el Kürsi
      Kör Şeytan’den katre alursen hersi
      Hint tavuğu kibi şişersen oğul.

      Bad i Saba daim durmayup eser
      Suğun elunuzde kalduk muesser
      Vallahi intizar çok umur keser
      Belki binler işi yaşersen oğul.

      Her dem asi olma baba anana
      İtaat etmenuz farz imiş sana
      Çok intizar alma gel dinle bana
      Sora pisluğuni eşerse oğul.

      Her daim umrumuz devrolur gider
      Ana, hele hele ah ider peder
      Yetmez mi bizlere bu kadar keder ?
      Ne gam deryasını deşersen oğul.

      Şeytan oğunuze kurar kapani
      Kanduramaz Allah’ine tapani
      Kimden aldun elundeki sapani
      Her daim dikine koşersen oğul.

      Boyleruna baksan gayet fentaze
      Eşkalna baksan benzeyur saze
      Ne bi elen vardur ne bi cenaze
      Ne içun doldurur boşersen oğul ?

      Bildurmak değildur kendi ozumi
      Gelen gider durmaz açtum gözumi
      Tecrübe eyleyun gafil sozumi
      Sora şalvaruna işersen oğul.

      Baba elur kalmaz senun peşuna
      Zehirler katilur tatli aşuna
      Ol zamanda aklun gelur başuna
      Baba deyup ağlar pişersen oğul.

      İnsan bir balçikten olmiştur hamur
      Gezduğun yollerde olmaz mi çamur ?
      Ne denizde duman ne dağde yağmur
      Coşmuş dere kibi daşarsen oğul.

      S. Kahyaoğlu
      " akıl ve gönül ; insan ...

      S. Kahyaoğlu ve şiirleri ...

      Çat Destanı

      Çat kendi muteber iraktur yali
      Ol sebepten güçtur Çat’un ahvali
      Bazi güzelleri satar şeftali
      Ger soran olursa Çat işmariden.

      Çat’te bir pir gördum aleme ibret
      Umrinde yememiş bir nan ü nimet
      Birez bahsedeyim eyleyun hümmet
      Şu Kara Reşit’un ihtiyarinden.

      Çat’te bir pir gördum ağz burun kokmiş
      Gelene geçene derdini tokmiş
      Gece gün kazuği … sokmiş
      Gene razi deyil hizmetkarinden.

      Sedası yok alem ani işide
      Tırnağı yok arkasini kaşide
      Kaffe’yi malini vermiş Reşid’e
      Kendisi el çekmiş cumle varinden.

      Tadat eylememiş şu dort kitabi
      Ne mescidi tanır ne de bevvabi
      Ne günahı vardur ne de sevabi
      Mağfiret istemez gaffarinden.

      En evvel bu imiş eşkıya derken
      Soymiş yolçileri gelup giderken
      Meger Zilkele’yi tamir ederken
      Atlamış kalenun baş duvarinden.

      Taşun uzerinde oynanur dama
      Şalvarinde vardur kırk elli yama
      Bir elinde martin birinde kama
      Bekleyur tarlanun bir kenarinden .

      Reşit’ te çok vardur Hakk’un rızası
      Tarlayi bekleyur güni gecesi
      Sanki imiş anasinun kocasi
      Umrinde içmemiş Çat pinarinden.

      Yol ustine mekan tutmiş kabani
      Tarlanun içine koymaz yabani
      Reşit’te der gel seyreyle banani
      …. çikarmış şal şalvarinden.

      Emek edemedum Arabi Farsi
      Namumuz dayandi Tiflis’i Kars’i
      Kaç senedur gelup çatmedi dersi
      Erkeme babinun bir mastarinden.



      Şu Kara Reşit’un şohreti şani
      Adam yapar ama veremez cani
      Yol ustinde kurmiş bir kahvehani
      Çaynikler kayniyur semaverinden.

      S. Kahyaoğlu



      İbret Destanı

      Baba dostlerinden bir name geldi
      Gördüm ki dertliler dermanı imiş
      Aldum tazim ile koydum alnuma
      Zira bahtiyarluk fermani imiş.

      Açeldi bağrume bir azim yara
      Kurtuluşumuz zor bahtumuz kara
      Dedum ehbaplerum aman ne çare
      Hep alem bu yolun kervani imiş.

      Hiç ervah kalur mi şam ile pirde ?
      Şu kadar bin sene yatur kabirde
      On sekiz bin alem evvel emirde
      Kara topraklerun kurbai imiş.

      Köpriler kurelur ince terikten
      Ol gün yuz çevirur refik refikten
      Derin duşenince fikru dedkikten
      Ağlayup sezlamak zamani imiş.

      İsrafil nefhi sur eder daveti
      Muminler şaz olur iman kuvveti
      Umle mahlukatin göz kıyameti
      Birinci Arasat Meydani imiş.

      Alem uryan gelur bukelur beli
      Semaler tokulur yedi kubbeli
      Her ne ki kazanmış kulun ameli
      Ol günde başinun yorgani imiş.

      Ayak uzre durur yerelur dizler
      Heyirsuz amelden daşar denizler
      Asi günahkarler ağlayu sızlar
      Zannedersen Nuh’un Tufani imiş.

      Muminle uğraşur eder karinden
      Kırk kulaç duzağı kurar derinden
      Kurtulenmez ol melunun şerrinden
      Adem atamuzun düşmani imiş.

      Mumin olan toker gözi yaşini
      Kıble canibine tiker başini
      Bir kul ki incitmez din kardaşini
      Evliyayı azam ekrani imiş.


      Mumin olan bahrı şekkiye dalmaz
      Hiç kimsenin ahi kimseye kalmaz
      Mevladen kuline bir zarar gelmez
      Kuli helak eden isyani imiş.

      Kul olan sakınur haram yemekten
      Kat ı umut oldum bunca emekten
      Gençluğumde çıktum teriki hakten
      Meger ki kul kulun şeytani imiş.

      Kabirde düşelur çok fena hale
      Sual melekleri gelur suale
      Ahmet içun Mehmet alinmez kaale
      Herkes gemisinun kaptani imiş.

      Asi günahkarım muhtacim affa
      Cihane geleli çok çektum cefa
      Hekimler elinde bulmadum şifa
      Çibanum Eyyub’un çibani imiş.

      Ne kadar daşsa da rahmet deryasi
      Bir katre bulunmez ma hüvel aşi
      Dertliye ki derman eder mevlasi
      Cumle alem onun Lokmani imiş.

      Yeşiller yaratur toprakten taşten
      Çiçekler açilur kuri ağaçten
      Kimse kaçurmesun aklini başten
      Sertabip ol halik rebbani imiş.

      İlahi usandum ben bu cihanden
      Elhazer eyledum bu aziz canden
      Tefekkür eyledum zihni imanden
      Kör nefis insanun şeytani imiş.

      Eşkıya dopdoli gördüm cihani
      Toplasun başine herkes aklini
      Cihanun muhebbet murur zamani
      Sultan Süleyman’un zamni imiş.

      Hep sebiyi sibyan satılduk bildi
      Cumle fukaranun gözleri yildi
      Çat Duzi’ne eşkiyaler yeğeldi
      Zannedersem Rus’un Gordon’i imiş.

      Olkenun Deresi hep henedani
      Gurbet ellerinde kaynamiş kani
      Dillerde soylenur şohreti şani
      Bu Hemşin alemun kalkani imiş.





      Kale Köprisi’nde kuruldi oyin
      Sanki pere girdi kuzili koyin
      Eli silah tutan üç para köyün
      Ali kibi Hakk’un aslani imiş.

      Oğini aldiler iki nefese
      Atildi martinler ses aldı sese
      Boyle ilan olsun alemi nesse
      Baş Hemşin yığudun mekani imiş.

      Elli dört hanede taket mi kaldi ?
      Atilen kurşunler taşleri deldi
      Bir takum eşkıya bindurdi geldi
      Sanki bizum Hemşin puthani imiş.

      Olkeyi basmağa geldiler köye
      Her yere girdiler hep soye, soye
      Giren çikemedi üç para köye
      Anlaşılan tilkin kapani imiş.

      Hemşin’e geldiler kar umidine
      Çok hereket oldi Meydan Duzi’ne
      Aşk olsun üç para köy yiğidine
      Bunler eşkıyaden zebani imiş.

      Kör Osman ‘da vardı şoyle bir huner :
      Atar martınını .. geri doner
      Balta İsmail’un yureği yanar
      Sanki Lazistan’un harami imiş.

      Şu esmer Mehmed’e neler yaptiler
      Vurup martinini elden adliler
      Tekrar kendini yere çaldiler
      Sanki hristiyan ruhbai imiş.

      Şu dinsuz Ermeni şu dini kara
      Bu bizum milleti yağdurdi para
      Yole revan oldi sefil fukara
      Meger Ermeni’nun çobani imiş.

      Şu esmer Mehmed’den tokulen tozler
      Çün bize gaibdur görmedi gözler
      Eger sahi ise söylenur sözler
      Ermeni bunlerden hakkani imiş.

      Şen olsun Hemşin’un topraği taşi
      Gayet muzeyyendur ekmeği aşi
      Katbekat aferun Halit Onbaşi
      Zabıtanun ehli irfani imiş.

      Mollaveys Duzi’nde kıyamet kopar
      Hırsuzler darlanup yerleri oper,
      On kişi cevizi adliler siper
      Derse Duzkaya’nun kabani imiş.

      Bir tane vurudli attiler yane
      İki gişi birden girdi Taşhan’e
      Süleyman kurşuni ateyur cane
      Sanki dağda gezen yabani imiş.

      Birinci Kale’den aştıler beri
      Olke’de kurdiler bir yeniçeri
      Urum dukaninen girdi içeri
      Dersen babasinun dukani imiş.

      Mevtam hazırladı gelenler gelsun
      Herkes merağını gamini alsun
      Okuyan okusun dinleyen gülsun
      Keya’nn Sale’nun destani imiş.


      Salih KAHYAOĞLU
      " akıl ve gönül ; insan ...

      S. Kahyaoğlu destanları devam ...

      Sandukçi Şukri’ nun Destani …

      Dinleyun ağaler tarif edeyim
      Baz ehvalinden devri cihanun
      Semaye çekildi ar ile namus
      Bu bir alameti ahir zamanun.

      Can bulbuli gül kafesinden uçti
      Nice hanedanun yulduzi duşti
      Dillerde soylenur hırsuzi puşti
      Sozi makbul deyil ehli irfanun.

      Hakk bizi bahşetti derde eleme
      Günbegün arteyur zulmi zeleme
      Hep cumle katipler alsa kaleme
      İsyani yazılmaz devri cihanun.

      Şems ü kamer kibi vermuştur ziya
      Umurinde idi bu behri sira
      Şukri dedukleri bir met eşkıya
      Haracini yedi birçok egnanun.

      Rize görmemiştur boyle yiğidi
      Meğrib’den Meşrik’e şani yurudi
      On sekiz gişinun teni çurudi
      Suyi gibi daştı Nuşirevan’un.

      Muharebe etti her bir etrafe
      Hukmi icra etti hep kaften kafe
      Sultan benim dedi yekün esnafe
      Usuller bildurdi mugayir kanun.

      Güller açılmıştır al yanağuna
      Zannederdun duman duşmez dağuna
      Cumle cahilleri aldun bağuna
      Hududua değin Kezelelma’nun.

      Cihande inandun her munafike
      İhsan buyurmadun hiçbir refike
      Perili’yi aldun tahtı tevfike
      Kapisinde kuller bekler zindadun.

      Hiç gören var midur boyle hunerden ?
      Kapiye bağladun diri kemerden
      Hediye gelurdi her gün şeherden
      Çifte yaşçikleri tayin helvanun.

      İhafe edildi hep cumle esnaf
      Kelbunde yoğidi zerrece insaf
      Her gün konağunde olurdi israf
      Puti ve çeyreği hasi buydağun.

      Telgıraf misali cihani sardi
      Atun meydan olup vardukçe vardi
      Konağune dere kibi akardi
      Rakisi, şarabi Pondeliya’nun.

      Mahalle başinde konaği kurdun
      On beş sene zevkü sefani surdun
      Elunde mahvoldi vatanun yurdun
      Boyle bir muruvvet adalet kanun.

      Kalem alendi duz ifadeler
      Nice hanedanlar ocak-zadeler
      Çunki hitam buldi doldi vadeler
      İdamuna karar verdi gordonun.

      Paşa efenduma gelmesun zeval
      Bir zoman görişti alem heyal
      Birinci şeherde çağırdı tellal
      Gelsun sultanleri her bir ormanun.

      Asli ham eyuldur pişmiş ocakte
      Efendum çok yaşa iş bu sancakte
      Bir eşkıya kalmaz tenha bucakte
      Bu hususta suyi daşti Tuna’nun.

      Rize’den Erzum’den taht revan olsun
      Hep yekun fakirler şaduman olsun
      Cumle eşkıyaye bir ilan olsun
      Oğinden kaçilmez bu furtunanun.

      Hep tehrir ittiler elayı arşi
      Ancak şimdi oldi ne güzel öçarşi
      Paşa efendumun adina karşi
      Suyi tartilur mi behri Umman’un ?

      Gelsun Lazistan’un eşkıya baği
      Gün kibi görinur firar yataği
      Bir yandan dolaşti karakol daği
      Bir taraftan asker kesti amanun.

      Yazuk olsun buca emeğe
      Feda olsun iki lokma yemeğe
      Zayıf seğer kibi duştun hendeğe
      Bukeldi altuna kaldi gerdanun.

      Şeherde tutuldi hep kapi baca
      Torinun kardaşun gitti ilaca
      Seni bağladiler bir tek ağaca
      Sarayun oğinde oldi seyranun.

      Paşa efendumun maksadı kasti
      Ancak fark eyledi duşmani dosti
      Ya Allah diyerek bağrine basti
      Şukri Kaptan kibi bir pehlivanun.

      Hep cumle mahlukat girdi içeri
      Melhem surmediler nezuk ayara
      Mujdeciler geldi girdi siraya
      Dediler Mevla’ya geldi külhanun.

      Efendimiz teşrif etti seyrane
      İnsanler dopdoli durmiş divane
      Gözleri açuktur bakar cihane
      Ervahi göç etmiş her bir azanun.

      Her noktayi zikre erişmez güzum
      Hep tedat olur mi semda nucum ?
      Bitun duşmanlerun bekleyun hucum
      Harekete geçsun ruhi revanun.

      Kal’e bend ettiler bir kardaşuni
      Alem seyreyledi kanli leşuni
      Azcık eyle kaldur başuni
      Konağunde yoktur zarar ziyanun.

      Bir kule ki tektim ider cehalet
      Ondan hasil olur külli rezalet
      O ki zuhur ider adli adalet
      Boyle kabri olur boyle mevtanun.

      Bazı kanat alup havaya uçtun
      Uydun kör şeytone canunden geçtun
      Birinci aslanun eline düştün
      Oğul Şukri geçti demi devranun.

      Çokten viran etti çarkı felekler
      Arşe ilan oldi cumle dilekler
      Suale kıyam ider melekler
      Yanunde var midur bir tercümanun ?

      Tez giriftar oldun habu gaflete
      Mamafih muhtaç oldu rahmete
      Ne yüzle varisen babı hazrete ?
      Elunde var midur bir armağanun ?

      Taktiler boynuna azim pranga
      Yaktiler konağun kalmadi yonga
      Yapsunler kabrini alaferanga
      Kani refikleri Şukri Kaptan’un.

      Soydun soğan kibi ağayi bayi
      Konağunde yaktun hep kumanyayi
      Duş kibi seyrettun iş bu dunyayi
      Bir lahza içinde gördun aynanun.

      Daha fişekluğun boynuna takma
      Bunden boyle artuk kimseyi yakma
      Yiğit ise asla semtine bakma
      Bir kurşunden seni ter ider canun.

      Felek meydan vermez bir asi şire
      Bir eşkıya kalmaz gelen bahare
      Fare delukleri oldi mağara
      Üç gündür ağzinde yattı yunanun.

      Muteserrif paşa kırdı daluni
      Tasedduk ettiler cumle maluni
      Hemen tekdim etti arzuhaluni
      Bab ı sadaretten geldi fermanun.

      Ali kibi bindun bir duldul ate
      Cihane başladun duz islahate
      Emirler alurdun altı saate
      Beyefendilerden kimdur serdarun ?

      Çok kapı bacalar yaktun ateşe
      Bir çakal evinde kalmadi meşe
      Adlü adaletun deyandi arşe
      Atun oynar çevresinde meydanun.

      Hevf itme eşkıya galbesinden
      Alursen intikam hep cumlesinden
      Vazgeçma efendum dulalesinde
      Haci şaban kibi miri miranun.

      Emsali bulunmez bayler içinde
      Bir muşerref aydur ayler içinde
      Hep yekün paşalar beyler içinde
      Mehmet Ali Bey’dur senun ekranun.

      Koyin kibi kuzsine meleşur
      Nufzi deryayi daği dolaşur
      Hin i sebavetten beri uğraşur
      Yoluna baş koymuş bu mefkurenun.

      Ekrebasuz olmaz bir an bir nefes
      Dostinden oğline dost kalur mires
      Seni şaşurtmesun alemde bir gess
      Aslan olur yavrucağu aslanun.

      Şukri yuz çevirdun bunca emekten
      Kader boyle idi devri felekten
      Seni geçirduler ince elekten
      Yedi kat göklere çıktun semanun.

      İtaat etmedun ulu emire
      Muhammed’i verdun soğuk demire
      Sabunsuz kefensuz girdun kebire
      Adedini bilmez iken liranun.

      Bab ı sedarette nektebun yazdi
      Suğuni kabruni değir mi kazdi ?
      Muteserrif Paşa tahtuni bozdi
      Baykuşlere kaldı mulki viranun.

      Aspet Yalisi’nde vurdiler seni
      Çerkez zabitleri soydiler seni
      Yaylı tabutine koydiler seni
      Nesli Mamuşzade Bey Abdullah’un.

      Abdullah deduğun bir aziz kuldur
      Gülistan içinde bir nezuk güldür
      Ehli irfan içun sozi makbuldur
      Define uğraşur her bir belanun.

      Ecdadi hanedan köşe taşıdur
      Beyler ve paşalar hep sirdaşudur
      Aslan kibi her dem kervan başidur
      Rize’den Erzum’e aşar kervanun.

      Zevkine mecnundur aşık divane
      Ehbap içun doner msilı pervane
      Ya gelmiş ya da yok devri cihane
      Boyle bir cevheri Ulu Mevla’nun.

      Yaz gelince çiker hanun beline
      Gayet düzen verur sazun teline
      Ali kibi gürzi alur eline
      Karşısında döner kılıç kalkanun.

      Cihan dumduz oldi cehri misalli
      Emin esen oldi cumle ehali
      Haci Perili’nun pak oldi mali
      Kurbağa, ağzından çikti yilanun.

      Huzur buyururdi emri alişan
      Ululuk isterdi zannetti nişan
      Dunyadan göç etki boyle perişan
      Abdullah ’ta kaldi yahşi yamanun.

      Bazı at binderdun bahar göçinde
      Bazı otururdun sandan kiçinde
      Kün fe yekün oldun üç gün içinde
      Karardi eşiğun geçti şamdanun.

      Fişekler taşırdın koyardun posta
      Martinler taşırdın gezdun aleste
      Bir iş göremedun ahir nefeste
      Nesubunde yokti suyun Kur’anun.

      Buldun kör şeytanun hile atine
      Kibleyi çevurdun dehri batile
      Kurşun attun devlet hükümetine
      Ol günden selb oldi senun imanun.

      Gördunuz mi bu Şukri’nun halini
      Kimses kalmadi baksun malini
      Dayim ruzgar esmiş kermiş dalini
      Vaketsuz çiçeği açan meyvanun.

      Her saniğun bilmek gerek yerini
      Paşa efendimun bilmem sirrini
      Anana beraktun uçten birini
      Kimsesi kalmadi sefil ananun.

      Boyle cari olmiş adiyi devlet
      Eşkiyaya etmez zerrece hurmet
      Güninde şaz oldi hep cumle millet
      Umri uzun olsun Gazi Sultan’un.

      O ki ilan oldi ferman yurudi
      Her bir eşkiyanun kani kurudi
      Meğrib’nden Meşrik’e şani yurudi
      Sahib i edalet Ali Osman un.

      Dayim mağlum eyle duşmanumuzi
      Şadühendan eyle milletumuzi
      Akubet fetheyle her yanumuzi
      Hurmetine yarab bin bir esmanun.

      Kani ol muzeyyen yerik yanakler
      Kani ol muzellef elvan konakler
      Şukri içun destan oldi sokakler
      Geriki deluği nice zurnanun.

      İlahi ben geçtum tatli canumden
      Sen beni ayirma doğri imanden
      Günahim reddeyle arşi rehmanden
      Mağfiret kansın her bir isyanun.

      Budur nasihatum cumle millete
      Dualar ettiler dini devlete
      Bir kimse kalmasun habu gaflete
      Uyanun ey dn kardeşler uyanun.

      Devletun kanuni bir kilden ince
      Millet eyeklendi misli karince
      Mevlam sihhet versun bitun umrince
      Gözleri kör olur külli ahdanun.

      İrade buyurdi edaletkani
      Eşkıya kurtulmak oktur imkani
      Her tarafi aldi Nuh’un Tufani
      Gerleşti dalgasi yedi deryanun.

      Millet ile edemedum imtizaç
      Dunyade derduma bulmedum ilaç
      Bugünden destane olmişim muhtaç
      Bulemedum katresini dermanun.

      Dertli olen ağlar, hastalar inler
      Zaman ahir oldi kim kime dinler ?
      Nahiyem Mapavri keryem Çilenger
      İsmumuz okunur Kahyaoğli’nun ….



      SALİH KAHYAOĞLU
      " akıl ve gönül ; insan ...

      Ozanlarımız ...

      KAHYA SALİH’TEN


      Ey birader vesfedeyim halumi
      Yureğimde çoktur durlu hararet
      Ya dinle bu dertlu hasret sozini
      Ya kalk bu meclisten, el çek firar et.

      Ah ettukçe yureklerum delinur
      Yedi iklim safi cihan salinur
      Her sözumden durlu cevher alinur
      Kuvvei hıfzunde varsa cesaret.

      Cihana geleli asla gülmedum
      Bari tifil iken nice ulmedum
      Deryayi ulumden kerte bilmedum
      Kapladi zihnumi hukmi cehalet.

      Pehlevanlar agah etmiş fendine
      Museddikler tasdik etmiş bendine
      Harbet nefsin ile kendi kendine
      Cihanda bu imiş adlü adalet.

      Dünyada bir kimse mürada erse
      Ruhi teslim edup kebire girse
      Alun teri ile canuni verse
      Mumin olduğune budur işaret.

      Behey Salih niçun yolsuz geçersen?
      Ulu sultanlara destan düzersen
      Bin turli alemun filin yazarsen
      Ya niçun aklun yok, behey cenabet ?

      S.Kahyaoğlu ( Sülyman Kazmaz- Rize Halk Şairleri Kitabı )
      " akıl ve gönül ; insan ...