GARİP Mustafa Tahir Taşer-Süleyman Gülas
Mustafa Tahir 1901 Rusya Moskova'da doğmuş, annesi Kırımlı babası ise Rizeli'dir. 7 yaşında iken Rize Çamlıhemşin'in Citne (Aşağı Şimşirli) Köyü'ne döner. O yaştan sonra bir daha annesini göremez. Birkaç yıl sonra da babası Rusya'da iken savaş çıkar ve sınırlar kapanır. Böylece ailesinden ebediyen uzakta kalır sonra ailesinin öldüğü haberi gelir. O tarihten sonra ölümüne kadar peşini bırakmayan aile acısı ve hasretiyle yaşadı.
Yörenin ileri gelenleri ve akrabaları sayesinde büyümeye başlamıştır. Çobanlık ve tarla işlerinde çalışmış ve bu esnada boş kaldığı zamanlarda da kabak şibinden yaptığı çibun ile tulum çalmaya başlamıştır. İçindeki aile sevgisi hasretini tulumla dile getirmeye başlamıştır.
15 yaşına geldiğinde ilk tulumuna sahip olmuştur. O kadar içten ve dertli çalmaktadır ki tulumun çevrede dinleyenler onun parmaklarının büyülü olduğuna inanırlarmış. Genç bir delikanlı olduktan sonra yörenin önde gelenleri el tutup evlandirmişler, arazi vermişler. Öksüz büyüdüğü ve çok zor çocukluk dönemi geçirdiği için çevresinde "Garip" lakabı ile anılmıştır.
İki evliliğinden 7 çocuğu olmuştur. Oğlu Varol Taşer ve torunu Behçet Gülas yörede tulum sanatını icra eden önemli kişilerdir. Ankara'da Cumhuriyet'in ilanında ve daha sonraki yıldönümlerinde tulum çalmıştır. Yaşı ilerledikçe kulak rahatsızlığına yakalanmıştır. Kulağının duymamasına rağmen tulum çalmayı sürdürmüş fakat 85 yaşında iyice ilerleyen rahatsızlığından dolayı tulum çalmayı bırakmak zorunda kalmıştır. 1989 yılında 89 yaşında iken ağır kulak rahatsızlığından dolayı vefat etmiştir. Tulum sanatının günümüze kadar taşınmasında büyük rol oynamış ve birçok kendi bestesi olan eser bırakmıştır.
YÖREMİZ DEĞERLERİNİ BİLELİM ..
TULUMCULAR ÖRNEK ALIN...
SAYGILARLA
Mustafa Tahir 1901 Rusya Moskova'da doğmuş, annesi Kırımlı babası ise Rizeli'dir. 7 yaşında iken Rize Çamlıhemşin'in Citne (Aşağı Şimşirli) Köyü'ne döner. O yaştan sonra bir daha annesini göremez. Birkaç yıl sonra da babası Rusya'da iken savaş çıkar ve sınırlar kapanır. Böylece ailesinden ebediyen uzakta kalır sonra ailesinin öldüğü haberi gelir. O tarihten sonra ölümüne kadar peşini bırakmayan aile acısı ve hasretiyle yaşadı.
Yörenin ileri gelenleri ve akrabaları sayesinde büyümeye başlamıştır. Çobanlık ve tarla işlerinde çalışmış ve bu esnada boş kaldığı zamanlarda da kabak şibinden yaptığı çibun ile tulum çalmaya başlamıştır. İçindeki aile sevgisi hasretini tulumla dile getirmeye başlamıştır.
15 yaşına geldiğinde ilk tulumuna sahip olmuştur. O kadar içten ve dertli çalmaktadır ki tulumun çevrede dinleyenler onun parmaklarının büyülü olduğuna inanırlarmış. Genç bir delikanlı olduktan sonra yörenin önde gelenleri el tutup evlandirmişler, arazi vermişler. Öksüz büyüdüğü ve çok zor çocukluk dönemi geçirdiği için çevresinde "Garip" lakabı ile anılmıştır.
İki evliliğinden 7 çocuğu olmuştur. Oğlu Varol Taşer ve torunu Behçet Gülas yörede tulum sanatını icra eden önemli kişilerdir. Ankara'da Cumhuriyet'in ilanında ve daha sonraki yıldönümlerinde tulum çalmıştır. Yaşı ilerledikçe kulak rahatsızlığına yakalanmıştır. Kulağının duymamasına rağmen tulum çalmayı sürdürmüş fakat 85 yaşında iyice ilerleyen rahatsızlığından dolayı tulum çalmayı bırakmak zorunda kalmıştır. 1989 yılında 89 yaşında iken ağır kulak rahatsızlığından dolayı vefat etmiştir. Tulum sanatının günümüze kadar taşınmasında büyük rol oynamış ve birçok kendi bestesi olan eser bırakmıştır.
YÖREMİZ DEĞERLERİNİ BİLELİM ..
TULUMCULAR ÖRNEK ALIN...
SAYGILARLA