Ali Orhan Lazaloğlu Çamlıhemşin'in Çinçiva Köyündendir. Zannederim benimle de aynı yaşlardadır. Asıl adı Ali Orhan olup aile lakapları Lazaloğlu'dur. Ancak kendisini internetten Lazaloğlu ncikiyle tanıdığımız için onun adına ve sayadına bir de aile lakabını ekledik. Hatta eklemek değil bir yerde çıkarma yaptık. Ali Orhan'ı attık ve sadece Lazaloğlu'nu kullandık. Lazal sülalesi kaç kişi bilmem ama Lazaoğlu denice herkesin aklına o gelir.
Kafasında saçı kalmamıştır ama sakalı bu açığını kapatmaktadır. Görüntü itibarı ile Hoca'dan çok Papaza benzediği için de kendisine internette bir de Papaz Amca nickini almıştır.
Sakalını moda olsun diye değil bir isyan için uzatmıştır. Bilir ki kendisini yaşatan da bu isyanıdır. Sakalını kestiği gün isyanı biter ama onun için belki de yaşamasının da bir anlamı kalmaz.
14-15 yaşlarında başlayan gurbet hayatı önce Erzurum'da daha sonra Samsun'da şimdi de Antalya'da devam etmektedir. Antalya'ya gitmesinin sebebi 12 ay yaz olması ve Kış Uykusu derdinden kurtulmasıdır. (Rivayet böyle).
Bildiğim kadarı ile memleketine 25 senedir gitmemiştir. Binlerce kişiye söz vermesine rağmen binlerce kişiyi de atlatmasını bilmiştir. Memlekete mümkün olduğu kadar uzak durmakta karar almış ve bu kararını da bu güne kadar uygulamıştır. (Geçen yıl Rusya'ya giderken pilot kabinine girerek pilotu tehdit etmiş ve uçağın Hemşin üzerinden geçen rotasını değiştirmiştir. Rivayet böyle). Yani karadan değil havadan bile olsa Hemşin'den uzak durmaktadır.
Antalya'da yerel bir gazetede çalışmakta, gazetenin hem genel yayın müdürlüğünü, hem muhabirliğini hem da baskı işlerini yapmaktadır. Gazete çıkıp eline gelene kadar da işinin başından ayrılmamaktadır. Gazetenin aynı zamanda baş yazarı olup Antalya'nın sorunları hakkında günlük yazılar yazmaktadır. Ancak bu yazılarını haftanın 6 günü yapmakta 7. gün yani Pazar gününü Antalyalılara Hemşin'i anlatmaya ayırmaktadır.
Sağlam bir karakteri ve devasa vucüdundan daha büyük bir yüreği vardır. Siyasi ideolojinin her cephesinin en güzel yönlerini ruhunda özümsemiş partiler ve ideolojiler üstü bir inaç sahibidir.
Antalya'da görüntüsü ile kendisini herkes tanımasına rağmen o asla yazacaklarından imtina etmemiştir. Kaleminin cesarfetini Antalya'da bilmeyen de yoktur.
Onun ailesi 5 kişiden oluşmasına rağmen evinden hiç bir zaman misafir eksik olmamıştır. Antalya'ya tanıdık kim düşerse düşsün mutlaka onun misafiri olmaktadır.
Hemşin Türkülerinin en büyük ustalarından biridir. Bu özelliği kendisi ile sınırlı olmayıp genetiktir. O aile ile akrabalık bağı olup da türkü yazamayan tek kişi yoktur. Babası Çinçiva'nın Hocası olduğu kadar en büyük türkücülerinden biridir.
Hemşin'den 25 senedir uzakta olmasına rağmen ne bir yaprağını ne bir çöpünü bile unutmuş değildir.
Velhasıl o Hemşin'in ebedi gurbet mahkumlarından adam gibi adam, pospol, tuy yumaği gibi biridir.
Kafasında saçı kalmamıştır ama sakalı bu açığını kapatmaktadır. Görüntü itibarı ile Hoca'dan çok Papaza benzediği için de kendisine internette bir de Papaz Amca nickini almıştır.
Sakalını moda olsun diye değil bir isyan için uzatmıştır. Bilir ki kendisini yaşatan da bu isyanıdır. Sakalını kestiği gün isyanı biter ama onun için belki de yaşamasının da bir anlamı kalmaz.
14-15 yaşlarında başlayan gurbet hayatı önce Erzurum'da daha sonra Samsun'da şimdi de Antalya'da devam etmektedir. Antalya'ya gitmesinin sebebi 12 ay yaz olması ve Kış Uykusu derdinden kurtulmasıdır. (Rivayet böyle).
Bildiğim kadarı ile memleketine 25 senedir gitmemiştir. Binlerce kişiye söz vermesine rağmen binlerce kişiyi de atlatmasını bilmiştir. Memlekete mümkün olduğu kadar uzak durmakta karar almış ve bu kararını da bu güne kadar uygulamıştır. (Geçen yıl Rusya'ya giderken pilot kabinine girerek pilotu tehdit etmiş ve uçağın Hemşin üzerinden geçen rotasını değiştirmiştir. Rivayet böyle). Yani karadan değil havadan bile olsa Hemşin'den uzak durmaktadır.
Antalya'da yerel bir gazetede çalışmakta, gazetenin hem genel yayın müdürlüğünü, hem muhabirliğini hem da baskı işlerini yapmaktadır. Gazete çıkıp eline gelene kadar da işinin başından ayrılmamaktadır. Gazetenin aynı zamanda baş yazarı olup Antalya'nın sorunları hakkında günlük yazılar yazmaktadır. Ancak bu yazılarını haftanın 6 günü yapmakta 7. gün yani Pazar gününü Antalyalılara Hemşin'i anlatmaya ayırmaktadır.
Sağlam bir karakteri ve devasa vucüdundan daha büyük bir yüreği vardır. Siyasi ideolojinin her cephesinin en güzel yönlerini ruhunda özümsemiş partiler ve ideolojiler üstü bir inaç sahibidir.
Antalya'da görüntüsü ile kendisini herkes tanımasına rağmen o asla yazacaklarından imtina etmemiştir. Kaleminin cesarfetini Antalya'da bilmeyen de yoktur.
Onun ailesi 5 kişiden oluşmasına rağmen evinden hiç bir zaman misafir eksik olmamıştır. Antalya'ya tanıdık kim düşerse düşsün mutlaka onun misafiri olmaktadır.
Hemşin Türkülerinin en büyük ustalarından biridir. Bu özelliği kendisi ile sınırlı olmayıp genetiktir. O aile ile akrabalık bağı olup da türkü yazamayan tek kişi yoktur. Babası Çinçiva'nın Hocası olduğu kadar en büyük türkücülerinden biridir.
Hemşin'den 25 senedir uzakta olmasına rağmen ne bir yaprağını ne bir çöpünü bile unutmuş değildir.
Velhasıl o Hemşin'in ebedi gurbet mahkumlarından adam gibi adam, pospol, tuy yumaği gibi biridir.
Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...