İpsiz Recep

      İpsiz Recep

      Rize’nin, paşayla İpsiz Recep savaşı 13 Ocak 2007


      Muhammet KAÇAR - RİZE, DHA

      Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nun ’Ayandon’ adlı kitabında, milli mücadele kahramanlarından Rizeli Milis Yüzbaşı İpsiz Recep’le ilgili ağır eleştirilere yer vermesi kentte tepkiye neden oldu.

      Pamukoğlu’na tepki olarak İpsiz Recep’in hayatını konu alan tiyatro oyunu hazırlayan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Gençlik Merkezi tiyatro sanatçıları, İpsiz Recep’in Rize’deki anıtı önünde toplanıp açıklama yaptı. Gençlik Merkezi üyeleri adına bir açıklama yapan yönetmen Yavuz Alaca, "Ülke için mücadele etmiş, Milis Yüzbaşı unvanını, İstiklal Madalyası’nı almış, Atatürk’ün ’Emice’ diye hitap ettiği bir insanı bu paşamız tanımıyorsa, onun adına çok üzüldük. 80 yıl önce görevini yapmış, canını hiçe sayarak vatanı için çarpışmış biriyle neden uğraşıyorlar? Bu paşanın amacı ne, zoru ne onu anlayamadık. İnsanlar bu vatana hizmet edecekse başka türlü etsin. Bölücülük gibi bir amaçları da varsa biz hepimiz birer İpsiz Recep’iz,"

      BİRİLERİ YAZDIRDI

      ’İpsiz Recep’in akrabası olan Sakarya Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Emin Gürses ise kitapta yer alan hakaret dolu sözler nedeniyle Osman Pamukoğlu’nu kınadığını söyledi. Doç. Dr. Gürses, "Ben inanıyorum ki bunu ona birileri yazdırdı. Son dönemlerde özellikle Ermeni sitelerinde ’Topal Osman’ ve ’İpsiz Recep’in katliamlar yaptığı yazılıyor. Atatürk’e hakaret ve küfür edemeyenler, milli mücadele döneminde onun yanında yer alan isimlere küfür ediyor" dedi.

      Bu arada, kentteki bazı vakıf ve derneklerin, emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu hakkında dava açmaya hazırlandıkları belirtildi.

      ’Dürzü’ diye yazdı

      1993- 95 yılları arasında Hakkari Dağ Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı yapan emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu, ’Ayandon’ adlı son kitabında, Rizeli milli mücadele kahramanı Milis Yüzbaşı İpsiz Recep’e hakaret içeren ifadeler kullandı. Pamukoğlu kitabında, "İpsiz dediğin neyin nesi? Dini imanı para olan dürzünün biri. İpsiz Recep denilen cibiliyetsiz. Höst dürzü. Senden adam olmaz. Bak zürriyeti bozuk, kendi milletine ihanet eden adamsın. Ulan İpsiz. Sen deniz anasından bile kaypak bir yaratıksın" diye yazdı.

      Madalyalı kahraman

      RİZE’nin Portakallık Mahallesi’nde 1878 yılında doğan İpsiz Recep, genç yaşında çalışmak için İstanbul’a gitti. Yelkenli teknesiyle Boğaziçi’nde çalışan Recep, 1. Dünya Savaşı’nın sonunda İstanbul’un işgal altında olduğu günlerde, yanında çalışanlara eziyet eden bazı Rum ve Ermeniler’i etkisiz hale getirmesi sonucu, çevresinde sayılan ve cesareti takdir edilen bir kişi oldu. Bu nedenle kendisine ’ipsiz’ lakabı verildi. İstiklal Savaşı başladığında on beş arkadaşı ile Karadeniz kıyısındaki Kefken’e gitti. Bir Fransız gemisini çevirip, Karasu Bucak Müdürü’ne teslim ettiği için, Karasu’da karargah kurup, Ankara ile irtibat sağladı. Ankara kendisine milis kuvvetleri komutanlığı olarak Yüzbaşı rütbesi verdi. İpsiz Recep doğruluğu, dürüst ve mertliği sayesinde halk tarafından "emice" unvanıyla anıldı. Yunan Kuvvetleri’nin Karasu’ya girmesine mani olan, bozguna uğrayan düşmanı takip etmek amacıyla Geyve Boğazı, Bilecik, Eskişehir milis kuvvetlerine katılıp yardım eden İpsiz Recep’e, gösterdiği başarılardan dolayı İstiklal madalyası verildi. İpsiz Recep, 1928 yılında öldü ve Karasu şehir mezarlığına defnedildi. Karasulular kendisine, ihtişamlı bir mezar yaptı
      "Can ile bizden eğer hoşnut ise Canımız.

      Cana minnettir O'nun kurbanı olsun Canımız.

      Canımı canan eğer isterse, minnet Canına.

      Can nedir ki, onu kurban etmeyem Cananım'a..."
      Bu emekli generalinn yazdiklarini safdillik yada doldurusa gelmek gibi basit
      bir anlayisla karsilamak mumkun degil sanirim birilerinden yuklu paralar almis olmaliliki bu densizligi yapsin .Yoksa durduk yerde boyle bir iftiraya kufur dolu ifadelere neden gerek duysun .


      ipsiz Recep, Kurtuluş Savaşı döneminde balıkçı tekneleriyle Kuvay-ı Milliye’ye asker ve silah taşımış bir halk kahramanıdır. Kendi oluşturduğu grubu ile düşmana karşı savaş verip, birçok başarı elde etmiştir. Vatana olan hizmetleri karşılığı Atatürk tarafından ödüllendirilmek istense de, parayı kabul etmeyerek içindeki vatan aşkını ispatlamıştır.
      Recep Reis ve silah arkadaşlarının Sakarya’da bir anıtı olmasına rağmen, doğmuş olduğu Rize’de halk tarafından ölümünden sonra da yaşatılmaktadır. Recep Reis Kurtuluş Savaşı’ndan sonra görevini yapmış bir kahraman olarak silahını duvara asmış, yaptıklarından söz etmeyerek köşesine çekilmiştir. Geçmişi hatırlatanlara “ Biz işimizi tamamladık efendiler. Savaşta dik duran başımızı siyasette eğmeyiz. Tilkinin bu pazarda işi yoktur” demiştir. Yaşamı boyunca başından geçenleri Sakarya’daki evinde ölümüne kadar kendine saklamıştır. Yakalandığı Tifo hastalığından dolayı yaşamını yitirmiştir.


      Kenthaber Kültür Kurulu Yayın Tarihi : 1 Şubat 2005 Salı
      SAYGILARIMLA

      bizim değerlerimiz ...

      Mehmet Polatoğlu'nun yazdığı, Yavuz Alaca'nın yönettiği oyunda, Hakan Zerdeci, Mustafa Kemal Atış, Emine Nar, Mahir Artan, Ahmet Çıkan, Tuncay Kara, Yasin Büyük, Eren Örün, Yaşar Yahya, Cem Burak Kargülle, Mehmet Polatoğlu ve Selçuk Hanoğlu rol alıyor.

      Oyun, Rize Kültür Merkezi'nde 18-20 Ocak tarihleri arasında sahnelenecek.

      Rize Gençlik Merkezi Müdürü Cafer Küçükmustafa, yaptığı açıklamada, İpsiz Recep Reis ve arkadaşlarının, vatan uğruna sergiledikleri mücadelenin büyük anlam taşıdığını ifade ederek, ''Bağımsızlığımızın kazanılmasında yerel kahramanların gösterdikleri büyük mücadeleyi gençlerimizle paylaşmayı ve halkımızın o mücadele ruhunu yeniden yaşamalarını amaçladık. Eylül ayından bu yana yapılan prova ve çalışmalarımız son aşamaya geldi'' dedi.

      Küçükmustafa, sosyal etkinliklerin, gençlerin becerilerini ortaya koyarken kötü alışkanlıklardan uzak kalmalarında da önemli etken olduğunu kaydetti.

      Kaynak: Haber53





      " Şarkı - türkülerini, Üstad Garipoğlu'na - Nokta Hala'lara ; Osman Batur'lar ve/veya İpsiz Recep' lere ithaf etme özverisi gösterebilenlere ; onlarla yüzleşebilenlere ne mutlu ...

      h.ş.
      " akıl ve gönül ; insan ...
      Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu görevde iken Güneydoğu'da PKK'ya karşı başarılı mücadeleler vermiş bir askerimiz. Emekli olduktan sonra yazdığı 'Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok' isimli kitabındaki ilginç bilgileri ile bir anda ülke gündemine oturdu. O kitaptaki en önemli ifşaaatı, PKK'ya karşı yapılacak operasyonların önceden PKK'ya bildirildiğini iddia etmesiydi. Olay bu yönü ile de gündeme oturmuştu. Bu haber verme işinin hem içeriden hem de dışarıdan yapıldığını söylüyordu. Güneydoğu'da PKK'ya karşı verilen mücadelenin içinde ve başında olan biri olarak da Türk Halkının sevgisini kazanıyordu.
      Ancak bu son beyanını kendisinden asla beklemezdim. Hatta birisi söylese iftira atıyorlar der ve inanmazdım.
      Ancak görülüyor ki Orhan Pamukloğlu bile İpsiz Recep gibi Milli Mücadele kahramanlarına saldırabiliyor. Hatta İpsiz Recep'in soyuna da hakaret edebiliyor.
      Konu gelecek günlerde daha fazla tartışılacak ve Orhan Pamukoğlu'nun bunu neden söylediği anlaşılacak. Ancak ben başka bir şey düşünüyorum.
      Güneydoğu'da PKK'ya karşı verilen mücadelede Sayın Orhan Pamukoğlu başarılı mı? Emekli edilmesindeki sebep bu bölgedeki başarısızlığı olabilir mi? Bu sebeple mi yazdığı kitaplarda siyasilere ve askere yüklenerek PKK adına istihbarat kaçağı olduğunu söylüyor? Bunlar önümüzdeki günlerde konuşulacak.
      Ben kendisinin başarılı olduğuna da inanmıyorum. Eğer başarılı olsaydı hala görevinin başında olur ve emekli edilmezdi. Belki de emekli edilmesini hala hazmedemedi ve intikam duyguları ile hareket ediyor.
      Bir sonraki kitabında Atatürk'e değil ama İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak vb. gibi yakın arkadaşlarına saldırırsa bu da sürpriz olmaz.
      Orhan Pamukoğlunun dediklerine değil dedirtenlere bakmak lazım.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Vatan kahramani IPSIZ RECEP'I biraz daha taniyalim .



      Milli Mücadelede Boğaziçi adlı eserinde, Milli Mücaedelenin bazı isimsiz kahramanlarını da gün ışığına çıkartan araştırmacı Yazar İbrahim Balcı, eserinde İpsiz Recep'le ilgili özel bilgilere ve onun düzenlediği baskınlara yer vermişti. Balcı, Pamukoğlu Paşa'nın eserinde neden İpsiz Recep'i bir aşağılık serseri gibi gösterdiğini anlayamadığını belirterek, "Yakın tarihimizi iyi bilenler İpsiz Recep’i iyi tanırlar. Örneğin; İpsiz Recep, İpsiz Recep Reis, İpsiz Recep Emice ve Milis Yüzbaşı İpsiz Recep! İşte “Ayandon” romanında konu edilen İpsiz Recep.” Bu ipsiz Recep’tir!

      İpsiz Recep’i tanımayanlara ya da tanımak isteyenlere yakın tarihimizi ve bilhassa Milli Mücadeleyi, Milli Mücadelede Garp Cephesi, İstanbul’dan Anadolu’ya yapılan silah ve cephane kaçakçılığı konularını incelemelerini hatırlatırım" dedi.

      Sarıyer Haber gazetesinin sitesinde yayınladığı yazısında İbrahim Balcı, "İpsiz Recep deniz adamıdır, yani denizcidir. Tayfa olarak denizciliğe başlamış, kısa zamanda tekne (taka, çektirme veya gulet) sahibi olmuştur" dedikten sonra onun teknesi ile tuz ve gaz kaçakçılığı yaptığını doğruluyor, "silahlıdır; korsan ve eşkıya olarak nam ve korku salmıştır" ifadelerini kullanıyor ama İpsiz Recep'in aşağılanacak bir isim olmadığını da belirterek, onun bir halk kahramanı olduğunun altını çiziyor.

      "Ülkede yokluğun büyük boyutlara ulaştığı, kaos ve kargaşanın başladığı, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinin Rus işgali altına girdiği, Ermenilerin katliam yaptığı dönemlerde silaha sarılmış, kendi başına buyruk;yerli azınlıklarla ve Ruslarla ölümüne mücadele vermiş, vurmuştur, vurulmuştur. Esir alınmış, Sibirya’ya sürülerek hapsedilmiş, bir kolayını bulup oradan kaçıp kurtulmuş ve mücadelesine bıraktığı yerden yeniden başlamıştır.



      Emir almayı değil, emir vermeyi benimsemiş, zenginden istemiş, istediği olmayınca zorla almış ve fakire fukaraya dağıtmıştır. Tabii bununla kalmamış, ülkenin işgali nedeni ile şımaran, azan ve yerli halka eziyet eden çetecilerle boğuşmuştur. Sibirya’dan kaçıp kurtulduktan sonra İstanbul’a gelmiş; Sarıyer, Garipçe, Rumelifener, Kilyos ve Demirköy’de eşkıya olarak yapabileceği her şeyi yapmıştır. Takibata uğramış fakat yakalanamamıştır." diyen Balcı, İpsiz Recep ile ilgili sözlerini şöyle sürdürüyor. "İşte bu ekşiya ve deniz adamı İpsiz Recep; Mustafa Kemal Anadolu’ya geçtikten sonra M.M. Teşkilatı tarafından bulunmuş, Sarıyer ve Beykoz’daki yerli azınlık çetelerin temizlenmesinde; silah ve cephanelerin deniz yolu ile Anadolu’ya kaçırılmasında görev almıştır. Karasu’ya gidip konuşlanmış ama yerinde duramamış ve Milli Mücadelenin kazanılması için; Karasu, Kefken, İnebolu, Düzce, Sakarya, Kocaeli arasında at koşturmuş, verilen her görevi yerine getirmiştir."



      "MUSTAFA KEMAL ONA EMİCE DİYE HİTAP EDERDİ"



      Mustafa Kemal’in İpsiz Recep Reis’e “Emice” hitabı ile başlayan mektupları olduğuna dikkat çeken İbrahim Balcı, "Emice sözcüğü büyük anlam ifade eder. Karadeniz’de yaşlılara, büyüklere ve saygın insanlara Emice diye hitap edilir" diyerek tepkisini şu şekilde dile getiriyor: "EMİCE Mustafa Kemal’in çağrısı üzerine Milli Mücadeleye katılmış, çetesine de Orhan Gazi Müfrezesi ismi verilmiştir. Bin sekiz yüz kişiye varan Müfrezesine Milis Yüzbaşı rütbesi ile kumanda ederek Garp Cephesinde savaşlara katılmıştır. Milli Mücadelenin zaferle sona ermesi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendisine verdiği “YETKİ” ile çete efradını, “Türkiye Büyük Millet Meclisi Milis Menzil Kumandanı Yüzbaşı Recep” yazılı mührü ile terhis etmiş, kendisi de yeğeni ile birlikte yalnızlığı tercih etmiştir.



      Milli mücadele kazanılmış ve Karasu’da, Sakarya nehri kenarındaki iki gözlü evinde köy hayatına çekilmiş, verdiği hizmetler karşılığı hiçbir istekte bulunmadan hayata veda etmiştir. Bu onurlu çete reisi kendisine verilen Kırmızı Şeritli İSTİKLAL MADALYASI’ nı ise “SAVAŞI ÜLKEMİZİN KURTULMASI İÇİN, NAMUSUMUZ İÇİN YAPTIK, MADALYA İÇİN DEĞİL” diyerek almamış; madalyası ölümünden sonra karısı Nadire Gürses’e verilmiştir.



      Buraya kadar anlatılanların hemen hepsi, benzer ifadelerle resmi kayıt, rapor ve kitaplarda vardır. Bütün bunlar ortada iken yazarlığa soyunmuş ve kitapları yok satan Emekli General Sayın Osman Pamukoğlu “AYANDON” isimli romanında, İPSİZ RECEP’ i konu etmiştir. Sayın Pamukoğlu “AYANDON” isimli romanında bir serseri yaratmış ve adını İpsiz Recep koymuş, romanın sonuna kadar sövüp duruyor. Öyle sıradan bir kişi değil Sayın Osman Pamukoğlu! Türk Ordusunda general olarak hizmet yapmıştır. O nedenle yakın tarihimizi ve Milli Mücadeleyi çok iyi bilir, bilmesi lazım gelir. Hal böyle iken, halk kahramanı olan İpsiz Recep’i diline dolamış, sayıp sövüyor. Kasten yazmışsa birileri yanıt verir; yok eğer bilmeden yazmış ise çok ayıp ve general olduğundan utanması gerekir!"



      Balcı'nın öfkesi bu kadarla da bitmiyor ve Pamukoğlu Paşa Orhan Pamuk gibi Nobel ödülüne aday olmakla da suçlanıyor: "Bu emekli paşamız ya Karadenizlilerin birinden ağır bir darbe yemiş, intikamını almak için bu yolu seçerek, Karadenizlilerin milli duygularını rencide edici , aşağılayıcı ve hakaret edici bir yola başvurmuş; ya da Milli Mücadeleden, yakın tarihimizden bihaberdir!



      Yani Emekli General Sayın Osman Pamukoğlu düpedüz ayıp etmiştir. Yazdıkları kendisine ve paşalığına yakışmamıştır. Onuru için yaşamış, altmış yaşlarında Milli Mücadeleye baş koymuş BİR BÜYÜK YÜREĞE hakaret ve küfretmiştir.
      SAYGILARIMLA
      ŞİMDİ İPSİZ REÇEP
      DİZİ HALİNE GETİRİLİP BAYAZ PERDEYE AKSEDİLECEK :) :)
      HERKES HEMŞİNİ SEVEBİLİR AMA HERKES HEŞİNLİ OLAMAZ
      HERKES HEMŞİNLİ SEVEBİLİR AMA HERKES HEMŞİNLİ ALAMAZ

      Doğrularımı götürücek kadar yanlış yapmadım bu hayatta çok sıkıştığım yerlerde boş bıraktım soruları... şimdi bıraktığım boşlukların birindeyim kimsenin doğrusunu götürmedim ve en önemlisi kimsenin yanlışı olmadım..!
      ORDUDA ÜST DÜZEY BİR RÜTBEDE GÖREV YAPIP EMEKLİYE AYRILAN BİR KOMUTANIN NASIL BÖYLE BİR HATA İÇİNDE BULUNARAK MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE HİÇBİR BEKLENTİ İÇİNDE OLMADAN SADECE VTANININ ÖZGÜRLÜGÜ İÇİN MÜCADELE ETMİŞ BİR HALK KAHRAMANI HAKKINDA HİÇBİR ARAŞTIRMA YAPAMA ZAHMETİNE GİRMEDEN BÖYLE ASILSIZCA VE EDEPSİZCE KONUŞABİLİYOR ANLAMIŞ DEGİLİM ZATALİNİN DAHA ÖNCE YAZMIŞ OLDUGU İKİ KİTABINIDA NEYAZIKKİ ALMIŞ VE OKUMUŞ BULUNUYORUM AMA ŞUANKİ İPSİZ RECEP HAKKINDA Kİ YORUMLARINI ŞİTDETLE KINIYORUM VE YAPTIGININ SADECE CAHİLLİK VEYA BİRİLERİNİN DOLDURUŞU SONUCUNDA OLDUGUNA İNANIYORUM