Vurmayın Türkçe'ye

      Türkçemizi Niye Bu Kadar Katlediyoruz?

      Bir millettin milli değerlerinden birisi Dili değil midir? Onu korumamız gerekmez mi?
      Ama nedense her gün biraz daha dilimizi yok etmek için elimizden geleni yapıyoruz!.. Özellikle her geçen gün Batıya biraz daha özenip sanki Batılıymışız gibi anlamsızca yeni kelimeler türetip, onları dilimize katıp Türkçede kullanıyoruz. Dükkânlarımızın ismi olsun, günlük konuştuğumuz sözcükler olsun yavaş yavaş bizi dilimizden uzaklaştırıyor.
      Günümüz teknoloji çağında ama özellikle cep telefonları ve bilgisayarlarda Türkçe karakter kullanılmıyor. Peki niye? Gençlerimiz bunu araştıracana bu gidişe bir dur diyeceğine onlarda işin kolayını bulup iletişim araçlarında bile Türkçeyi kullanmamayı kabul edip anlamsızca cümleler kuruyorlar… Kim dur diyecek buna…
      Bence eğer böyle giderse birileri özellikle de gençler bu değişime dur demezse zaman içinde korkarım ki dilimiz yabancı sözcüklerin istilasına uğrar! Ama şuna da eminim ki Atatürk’ün geleceği emanet ettiği evlatları bunlara boyun eğmeyecek ve duyarsız kalmayacaktır...
      Doğru olsam ok gibi,Uzağa atarlar beni
      Eğri olsam yay gibi,Elde tutarlar beni
      Hz. Mevlana

      www.sinanoglu.net olarak Türkçe'ye her zaman destek çıkacağız

      RTÜK'ü göreve çağırmak için aşağıda yer alan metni alttaki RTÜK görevlilerine kendi eposta kutunuzdan yollayabilirsiniz.


      rtuk@rtuk.gov.tr,rtukistanbul@rtuk.org.tr,rtukizmir@rtuk.org.tr, rtukadana@rtuk.org.tr,rtukdiyarbakir@rtuk.org.tr,rtukvan@rtuk.org.tr,bilgiedinme@rtuk.org.tr, nuriyildirim@rtuk.org.tr,recepdemirel@rtuk.org.tr,izintahsis@rtuk.org.tr,goksacetin@rtuk.gov.tr,arzuicinsel@rtuk.org.tr, okanersoy@rtuk.org.tr, yonetim@sinanoglu.net,uls@rtuk.org.tr,alisari@rtuk.org.tr,veliunal@rtuk.org.tr, egitimdairesi@rtuk.org.tr,cengizozdiker@rtuk.org.tr,veliunal@rtuk.org.tr,gulbinsayilgan@rtuk.org.tr


      Sayın RTÜK yetkilileri,

      Ülkemizde yayınlanan televizyon kanallarının bir çoğu, milli kültürümüzün ve dilimizin gelişmesine katkı sağlamaktan çok uzak bir seyir izlemektedirler. Bir çok kanalın da kurumunuzun sunmuş olduğu yayın ilkelerine aykırı yayınları bulunmaktadır.

      Türk halkının geleneksel olarak kullandığı dillerle yapılan yayınların haricinde yabancı dil ile yayın yapan televizyon kanalları bulunmaktadır.. CNBC-e , DIGITURK ve Baby TV kanallarında İngilizce yayınlar yapılmaktadır. RTÜK kanuna göre; geleneksel diller haricinde tüm yayınlar Türkçe dili ile yapılmak zorundadır. Ayrıca STV, SKY Türk ve CNBC-e gibi kanallar, yayınlarının arasında vermiş olduğu reklamlarda, izleyicinin okuyabileceği şekilde REKLAMLAR ibaresini ekrana getirmemekte sadece ADVERTORIAL gibi yabancı bir kelimeyi ekrana taşımaktadır. Söz konusu uygulama, kanunlarınıza aykırı olup, ülkemiz insanlarını yabancı konumuna koyan ahlâki olmayan bir uygulamadır.
      Diğer bir örnek ise; 0-3 yaş arası çocuklara yönelik olarak kurulmuş olan Baby TV kanalı, yayınlarının yarısını İngilizce dili ile vermektedir. Söz konusu uygulama hem kanunlara aykırı düşmekte hem de Türk millî eğitiminin genel amaçlarının, temel ilkelerinin ve millî kültürün geliştirilmesine, Türkçenin; millî birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak çağdaş kültür, eğitim ve bilim dili halinde gelişmesine engel teşkil etmektedir.

      Yukarıda bahsetmiş olduğum aykırılıklar ile ilgili olarak söz konusu kanallara ilgili uyarıları yapmanızı gerekirse çeşitli yaptırımlarda bulunmanızı ve tüm kanallara Türkçenin doğru kullanımı konusunda kati bir bildirimde bulunmanızı talep ediyorum.
      Gereğinin yapılması konusunda hassasiyetle davranacağınızı umut ediyorum.
      Saygılarımla


      sinanoglu.net

      Alt yazılı filmler, yabancı dilin günlük konuşmalara yerleşmesine neden olmakta

      Özellikle CNBCE' de yayınlanan alt yazılı filmler, yabancı dilin günlük konuşmalarımıza yerleşmesine neden olmakta ve kültür yozlaşmasını hızlandırmaktadır. Aşağıda kırmızı ile yazılan maddeye göre Türkçe seslendirme yapılması gerekmektedir. Acaba özel bir izin mi alındı? Yoksa görmediğimiz başka madde mi var? Neden bu kanala özel izin veriliyor. Yoksa göz mü yumuluyor ya da atlanıyor mu?

      Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik

      Resmi Gazete Yayın Tarihi : 17 Nisan 2003
      Resmi Gazete Sayısı : 25082

      İKİNCİ BÖLÜM
      Yayın İlkeleri

      Yayın İlkeleri
      Madde 5
      r) Televizyon ekranı, yayınlanan tek bir program için bir bütün olarak kullanılmalıdır. Televizyonda bölünür ekran yoluyla, ana program ile ilgisiz bilgiler veren konuları işleyen yayınlar yapılmaması esastır. Ancak, programın esas unsurlarından olan ve bir çerçeve içinde verilen hareketli ve hareketsiz görüntüler, bölünür ekran kapsamında değerlendirilmez.
      Çerçeveler veya alt yazı tekniği kullanılarak, sürekli olarak yayın yapılmamalıdır. Programlarda işlenen konunun ve verilmek istenen mesajın anlaşılabilir bir biçimde izleyiciye aktarılması, programın bütünlüğünü, değerini ve kalitesini zedelememek, izleyicinin program seçme hürriyetini engellememek kaydıyla;
      1.Programlarda yer alan kişilerin kimliklerinin belirtilmesi,
      2.Borsa ve hava durumu bilgilerinin verilmesi,
      3.Günün herhangi bir saatinde meydana gelen önemli olayların anında verilmesi,
      4.Yabancı dildeki filmler veya programlarda yer alan sözlü anlatım ve diyalogların Türkçe olarak yayınlanması,
      5.Yayın kuruluşlarının kendi programlarını tanıtmaları ve kendileriyle ilgili bilgilerin verilmesi,
      6. Resmi duyuruların verilmesi,
      7. Eğitim, kültür ve sanat programlarında yer alan bilgilerin sözlü anlatımla birlikte yazılı verilerek desteklenmesi ve pekiştirilmesi,
      8.İşitme engelliler için yapılan programlardaki sözlü bilgilerin ve diyalogların verilmesi amacıyla alt yazı tekniği kullanılabilir.

      sinanoglu.net

      Aşağıdaki madde ise;

      REKLAMLAR kelimesini haysiyetsizce " ADVERTORIAL" olarak yazan kanallar ile mücadele için kullanılabilir. Ülkemiz insanlarını yabancı yerine koyan bu kanalları RTÜK vasıtasıyla önce uyarma, gerekirse kanal kapattırma ve yargı kararları aldırma yoluna gitmeliyiz. Türkiye haysiyetsiz bir ülke değildir.

      Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik

      Resmi Gazete Yayın Tarihi : 17 Nisan 2003
      Resmi Gazete Sayısı : 25082


      ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
      Reklam ve Tele-Alışveriş Yayın İlke ve Esasları
      Reklam ve Tele-Alışveriş Yayınlarının Biçim ve Sunuşu
      Madde 11- Reklam ve tele-alışveriş yayınları, program hizmetinin diğer unsurlarından açıkça ve kolaylıkla ayırt edilebilecek ve görsel ve/veya işitsel olarak program hizmetinden ayrılığı reklam yayını olduğu fark edilecek biçimde yayınlanır.
      Reklam yayınlarının başında ve sonunda reklam müziği ile birlikte televizyonlarda “REKLAMLAR” yazısı izleyicinin okuyabileceği şekilde ve yeterli bir süre dahilinde ekrana getirilir; radyoda ise reklam ifadesine de yer veren reklam müziği (jingle) dinleyicinin anlayabileceği biçimde kullanılır.
      Alt yazı, logo ve çerçeveler kullanılarak yapılan reklamlar, programdan kolaylıkla ayırt edilebilecek bir şekilde ve ekranda reklamın yer aldığı bölümde “REKLAM” ibaresiyle birlikte yayınlanır.

      sinanoglu.net
      Ayrıca, asıl önemli olan ve Adana'nın başlattığı çalışma olan Baby TV'yi kınama çalışmasında da işimize yarayacak bir kaç madde var. Maddeleri aşağıya aktarıyorum. Lütfen özellikle kırmızı olanlara görüş bildirmeniz faydalı olacaktır.

      3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun
      Kanun No: 3984
      Kabul Tarihi: 13/04/1994
      R.G. Tarihi: 20/04/1994
      R.G. Sayısı : 21911

      İKİNCİ BÖLÜM

      YAYIN İLKELERİ

      MADDE 4. – (Değişik: 15/05/2002 – 4756/2) Radyo, televizyon ve veri yayınları, hukukun üstünlüğüne, Anayasanın genel ilkelerine, temel hak ve özgürlüklere, millî güvenliğe ve genel ahlâka uygun olarak kamu hizmeti anlayışı çerçevesinde yapılır. Yayınların Türkçe yapılması esastır. Ancak, evrensel kültür ve bilim eserlerinin oluşmasına katkısı olan yabancı dillerin öğretilmesi veya bu dillerde müzik veya haber iletilmesi amacıyla da yayın yapılabilir. (Ek:03/08/2002-4771/8 Mülga) (Ek15/07/2003 -4928/14 )Ayrıca kamu ve özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir. Bu yayınlar , Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel niteliklerine, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı olamaz. Bu yayınların yapılmasına ve denetimine ilişkin usul ve esaslar, Üst Kurulca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
      Radyo, televizyon ve veri yayınlarında uyulması gereken yayın ilkeleri şunlardır:
      a) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı yayın yapılmaması.
      b) Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden veya halkı sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik eden veya toplumda nefret duyguları oluşturan yayınlara imkân verilmemesi.
      c) Yayıncılığın, gerek yayın organı, gerekse hisse sahipleri ve üçüncü derece dahil olmak üzere üçüncü dereceye kadar kan ve sıhrî hısımları veya bir başka gerçek veya tüzel kişinin haksız çıkarları doğrultusunda kullanılmaması.
      d) İnsanların dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle hiçbir şekilde kınanmaması ve aşağılanmaması.
      e) Yayınların toplumun millî ve manevî değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmaması.
      f) (Değişik:03/08/2002-4771/8) Özel hayatın gizliliğine saygılı olunması,
      g) Türk millî eğitiminin genel amaçlarının, temel ilkelerinin ve millî kültürün geliştirilmesi.
      h) Türkçenin; özellikleri ve kuralları bozulmadan konuşma dili olarak kullanılması; millî birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak çağdaş kültür, eğitim ve bilim dili halinde gelişmesinin sağlanması. ı) Kişilerin manevî şahsiyetlerine eleştiri sınırları ötesinde saldırıda bulunulmaması, cevap ve düzeltme haklarına saygılı olunması, soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberlerin soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanmaması, saklı kalması kaydıyla verilen bilgilerin kamu yararı ciddî bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanmaması.
      j) Yayıncılığın haksız bir amaç ve çıkara alet edilmemesi ve haksız rekabete yol açılmaması, ilân ve reklam niteliğindeki yayınların bu niteliklerinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklanması, bir basın organının özel çabalarla yarattığı ürünün kendi ürünüymüş gibi sunulmaması, ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesine özen gösterilmesi.
      k) Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimsenin suçlu ilân edilmemesi veya suçluymuş gibi gösterilmemesi; kişileri suç işlemeye yönlendirecek veya korku salacak yayın yapılmaması.
      l) Haberlerin yayınlanmasında tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine bağlı olunması; özgürce kanaat oluşumunun engellenmemesi; haber kaynaklarının kamuoyunun yanıltılmasının amaçlandığı haller dışında gizliliğinin korunması.
      m) Halkı aldatacak, yanıltacak veya haksız rekabete yol açacak reklam yayınlarına yer verilmemesi.
      n) Siyasî partiler ve demokratik gruplar arasında fırsat eşitliği sağlanması; tek yönlü, taraf tutan yayın yapılmaması; seçim dönemlerinde belirlenen seçim yasaklarıyla ilgili ilkelere aykırı davranılmaması.
      o) (Değişik: 03/03/2004 – 5101/5) Yayınlarda,eser ve bağlantılı hak sahiplerini 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile tanınan hakların ihlâl edilmemesi.
      p) Bilgi iletişim telefonları yoluyla yarışma ve benzeri yöntemlere başvurulmaması ve bunların sonucunda dinleyici ve seyircilere ikramiye verilmemesi veya ikramiye verilmesine aracılık edilmemesi, lotarya yapılmaması, bilgi iletişim telefonları yoluyla yapılacak anket ve kamuoyu yoklamalarının, hazırlık aşamasından sonuçlarının ilânına kadar noter nezaretinde gerçekleştirilmesi.
      r) Televizyonda bölünür ekran yoluyla ana program ile ilgili veya ilgisiz bilgiler veren konuları işleyen yayınların yapılmaması, çerçeveler veya alt yazı tekniği kullanılarak sürekli yayın yapılmaması, haberde konu ile ilgili olmayan görüntülerin verilmemesi, haberle benzerlik arz eden görüntülerin arşiv niteliğinin belirtilmesi.
      s) Program hizmetlerinin bütün unsurlarının insan onuruna ve temel insan haklarına saygılı olması.
      t) Yayınların müstehcen olmaması.
      u) (Değişik: 01/07/2005 - 5378/37) Kadınlara, güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi.
      v) (Değişik : 03/08/2002-4771/8) Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması.
      y) Suç örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerinin yansıtılmaması.
      z) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlakî gelişimini zedeleyecek türden programların, bunların seyredebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmaması.

      sinanoglu.net
      Konu madem Türkçeden açıldı. O zaman size bir soru sorayım.
      Türkçeyi bir aşiret diline çevirmek isteyenlerin 1 kelimeyi dafalarca kullanarak oluşturdukları bir cümle. Baklım ki açıklamasını kim yapabilecek.
      Buyrun çözün.

      NEDENİN NEDENİNDEKİ NEDENSELLİK NEDENDİR...........
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      İlelebet, Yegâne, Dahilî, Harici, Bedhah, Vaziyetin, Şerâit, Namüsait, Mahiyet, Tezahür, Etmek, Emsal, Mümessil, Cebren, Aziz, Bilfiil, Elîm, Vahim, Gaflet, Dalâlet, Müstevlî, Tevhid, Fakr-u Zaruret, Harap, Bîtap, İstikbal, Ahval, Muhtaç, Kudret, Celâl, Bend, Garb, Âfâk, Serhad, Hayâsız, Feda, Şühedâ, Cânân, Hudâ, Cüdâ, Ma' bed, Nâ-mahrem, Şehâdet, Ebedî, Vecd, Cerîha, Rûh-ı mücerred, Na'ş, Arş, İzmihlâl, İstiklâl

      Yukarıdaki kelimeler Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ve İstiklal Marşından alındı. Acı olan şu ki lise çağındaki öğrenciler bu kelimelerin anlamını bilmiyor. Bilmedikleri için de bu iki eserin ruhunu gerçek anlamda yakalayamıyor. Bunlara olan sevgimiz ise bilinçli değil gayri ihtiyari bir bağlılıkla oluyor. Bunların ruhunu kavrayan bir gencin memleketin üzerine titremesi, en ufak bir saldırıda bile Atatürkçe bir tepki vermesi gerekir.
      Dilimizle çok oynadılar. O muhteşem Türkçeyi adeta bir Kabile Diline çevirdiler. Gençlerimiz 150-200 kelime ile konuşur hale geldi. Daha da önemlisi bizden olmayan kelimeler ve deyişler dilimize girerek gençlerimizi de yozlaştırdı.
      Dil konusunda Atatürk’ün sözlerini bir kere daha buraya aktarmak istemiyorum. Bilen biliyor. Bize düşen görev her şart altında dilimizi korumaktır. Dilimiz yaşadıkça biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti de yaşayacaktır.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      bir zamanlar stv de yavuz bülent bakiler in sundugu bir program vardı,muthiş keyif alırdım seyretmekten,turkçeyi nasıl konuşmamız gerektiğini anlatan bir program,ben ne kadar cok kelımeyı yanlış kullandıgımı o programdan öğrenmiş ve düzeltmiştim,ama sonra o programı bır daha goremedım,ınsanlara ıyı bır sey veren hıc bır program yayında kalma basarısını gosteremıyor nedense,zaten bende uzun bır suredır,tv seyretmekten vazgecmıs durumdayım,cunku ıyı seylerı aldıgımız gıbı malesef kotu seylerı de alıyoruz,yanı tv seyrederek ayy falan oldum oha falan oldum gıbı abuk kelımelerın dilime dolanmasını ıstemıyorum,tv seyredıp sınırlerımı bozacagıma ki duzeltmek ıcın elımden bır sey gelmıyor,bende cozumumu seyretmeyerek buldum.ama benı rahatsız eden baska bır sey de,sokaktakı her magazanın adının yabancı olması,her yer yabancı ısımle acılmıs dukkanlarla dolu,ve ben bundan nefret edıyorum,bunu nıcın yapıyoruz anlamıyorum,e bunun da bı cozumu yok,cunku kımse rahatsız gıbı gorunmuyo bu durumdan,ne yanı sımdı ben sokaga da mı cıkmayayım o gavur ısımlı dukkanları gormemek ıcın....bır seyler yapmak lazım,boyle sıkayet etmekle olmuyor,sıkayet de edelım tartısalım ama en sonunda da ne yapabılırız dıye konusalım,bı kampanya mı acarız,ımza mı toplarız,ses cıkaralım bıraz,yoksa memleket elden gıdıyor
      Yemek ısıtıldı tekrar sofraya getirildi.Güzel türkçemizi en az sizin kadar bende savunurum.Arkadaşlar bu bir yarışma ve ingilizceyle ilk katılmamız değil.Sertab Erenerin birinciliğini ve ülkemize yaptığı reklamı unutmayalım.
      Benim dediğim dedik ,öttürdüğüm düdük anlayışıyla bir yere varamayız.Kimse bu yarışma yüzünden türkçe elden gidiyor feryadı yapmasın.Bence boş ve anlamsızdır.Tartışalım tartışmak güzeldir ama benim dediğim tek doğrudur zihniyetinden vaz geçelim.

      Saygı ile...
      Zeki Kardeşim;
      Ben bu mesajından bir şey anlamadım.
      Bu başlık aylar önce TÜRKÇEYİ KORUMAK ve KONUYU TARTIŞMAK amacıyla açılmıştı. Dün akşam oğlumla oturup İstiklal Marşı ve Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini birlikte okuduk. Ben de kendisine bilediği kelimeleri sordum ve bilmediği kelimeleri de buraya aktardım. Yeni başlık ile yazıyı asmaktansa eski konuya astım.
      "Yemek ısıtıldı ve sofraya getirildi" demeni de anlamıyorum. Eğer buradaki eski başlıkları açmak soğumuş yemeğin ısıtılarak tekrar sofraya getirilmesi olarak görülüyorsa o zaman eski yazıları bir müddet sonra tamamen silelim.
      Zeki Kardeşim;
      Ben Eurovizyon konusu ile ilgili olarak görüşlerimi daha önce yazdığım için tekrar yazmayacağım ama zannederim sen başka bir başlık ile burayı karıştırıyorsun.
      Selam ile...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...