Türk Dünyası!

      Türk Dünyası!

      Türkmenler ve Bulgar Türkleri


      Türkiye Cumhuriyeti Irak Özel Temsilcisi Osman Korutürk''ün açıklamasına göre, "devletin bütün kurumlarının üzerinde mutabık oldukları yeni Türkmen politikası" Türkmenlerin Bulgaristan''daki Türkler gibi kendi ayakları üzerinde durmaları ilkesine dayanıyormuş.

      Ciddi ve seçkin bir diplomat olan Korutürk, "Türkmenler ağırlıklarını, Bulgaristan Türkleri gibi siyasete, idareye taşıyabilir" diyor.

      Anlaşılan Türkiye Cumhuriyetinin bütün kurumları Türk milleti ve Türkmenlerle alay etmek konusunda mutabıklar.

      Korutürk''ün açıklamasını başka türlü anlamak mümkün değil.

      Korutürk''ün böyle bir açıklamayı yapmakla görevlendirildiği anlaşılıyor.

      Onun parlak kariyerinin en talihsiz açıklaması.

      Bulgaristan''da %10 civarında olan Türk azınlık hep şu veya bu şekilde baskı altında tutuldu.

      Nihayet Todor Jilkov 1980''lerin sonunda Türklerin varlıklarını da inkar edip, Türk isimlerini ve Türkçe konuşulmasını yasakladı.

      Toplama kampları kuruldu.

      Askeri baskılar uygulanmaya başladı.

      Türkler ise bu baskılara karşı pasif direniş gösterdiler.

      Silahlı direniş göstermek gibi bir şansları da yoktu.

      Komunist tek parti yönetimlerine karşı dış asker destek olmadan silahlı mücadele verilemez.

      Aslında uzun süreli silahlı direnişlerin tümü dış destek gerektiririr.

      Bulgar yönetiminin baskılarını sona erdiren Türkiye değil, sosyalizmin çöküşü oldu.

      1990''ların başında Yugoslav iç savaşı başlayınca AB bu iç savaşın diğer Balkan ve Doğu Avrupa ülkelerine kaymasından korktu.

      Bunu engellemek için jeopolitik bir genişleme yapmaya karar verdi.

      Doğu Avrupa ve Balkan ülkelerini iki aşamalı olarak AB tam üyesi yapmaya karar verdi.

      Bulgaristan, Romanya ile birlikte "ikinci genişleme" dalgasının parçası olarak AB üyesi olacak. İşte bu aşamada AB eski komünist ülkeleri demokratikleştirmek için "Kopenhag Kriterlerini" ilan etti.

      Bulgaristan''da AB üyesi olmak için demokratikleşme çabalarını geliştirdi.

      Türkler üzerindeki politik baskılar kaldırıldı.

      Türk bölgelerindeki ekonomik baskılar ise devam ediyor.

      Türkler, AB sürecinden istifade ederek Hak ve Özgürlükler Partisi ile sorumlu bir politika izlediler.

      Hak ve Özgürlükler Partisi, ağırlıklı olarak bir Türk partisi ama bir Bulgaristan partisi.

      Bu parti, Bulgaristan''ı bölme hedefini hiç taşımadı.

      Varlığı Türk-Bulgar ilişkilerini geliştirici bir işlev görüyor.

      Bir hususu anlamamız kaçınılmaz.

      Bulgaristan''ın AB tam üyelik süreci olmadan Bulgaristan Türklerinin bugünki duruma ulaşmaları söz konusu dahi olmazdı.

      Osman Korutürk''ün ifadesine göre Türkiye''nin şimdi "bütün kurumları" şimdi bir mutabakata vararak, AB üyesi olacak Bulgaristan ile uzaktan yakından ilgisi olmayan Irak''ta 3 milyon Türkmeni baştan savma daha açık bir ifade ile "satma" politikası geliştiriyorlar.

      Çünkü, Bulgaristan''da yaşananlarla uzaktan yakından en ufak bir ilgisi olmayan Irak için Türkmenlere Bulgar Türklerinin örnek olarak gösterilmesinin hiçbir akli ve ahlaki yönü yok.

      Son seçimlerde bir daha ortaya koymuştur ki, Irak''da güce dayanmayan hiçbir siyasetin başarı şansı yoktur.

      Attığınız oylar alınır, imha edilir ve yerine başka oylar konulur.

      Başka türlü Kerkük''te alınan Türkmen oylarının izah edilmesi mümkün değildir.

      Türkiye, Türkmen liderleri Ankara''dan yönetmek ve onlara emir eri muamelesi yapmak gibi yanlış bir politikadan Türkmenleri terk etmke gibi başka yanlış bir politikaya geçiyor.

      Bir yanlışın ortadan kaldırılması için başka bir yanlışın yapılması gerekmez.

      Peki, neden Türkiye''nin bütün kurumları böyle bir Türkmen politikası konusunda mutabık? Çünkü, ABD''nin Türkiye''ye yönelik baskıları sonuç veriyor.

      ABD, Türkiye''den ne istiyor? 1)Irak konusuna ABD gibi bakacaksın, Türkmen diyerek huzursuzluk çıkarmayacaksın.

      2) PKK konusunda susacaksın şikayet etmeyeceksin.

      3) İncirlik''in statüsünü benim ihtiyaçlarımı karşılayacak şekilde değiştireceksin, Batman ve bazı diğer havaalanlarını kullanıma açacaksın.

      4) İran ve Suriye politikalarını bana uyduracaksın.

      Türkiye ABD''ye uyum sağlıyor.

      "Birileri düğmeye bastı" paniğine kapılan Erdoğan bu konuların tamamında ABD''ye uyum sağlayacak.

      Zaten bu konuda söz verdiği için başbakan olmuştu.

      1 Mart Tezkeresinin geçmemesi bir yol kazası idi.

      29/03/2005 Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ
      Ne Mutlu Türk'üm Diyebilenlere!

      Sıra kime geliyor?

      Kırgızistan''da gelişen olayları hemen herkes basından bir şekilde takip etmiştir.

      O yüzden detaylar üzerinde durmayacağım.

      Fakat ömrümün yaklaşık on yılını geçirdiğim Orta Asya''yı en iyi bilenlerden birisi sıfatıyla, sanırım oraları hiç görmeden ajans haberlerine bakarak masa başında ahkam kesenlerden daha fazla söz söyleme hakkına sahibim.

      Çünkü göz kulaktan önemlidir. Sovyetler Birliği dağılınca, buradan kopan ülkeler hızlı bir şekilde fakirliğin kucağına itildiler.

      Örneğin sosyalist rejim zamanında her yıl hiç olmazsa bir yere tatile gidebilen aileler, bulundukları şehirlerden dışarı çıkamaz oldular.

      Önceden evinden eti sütü eksik olmayanlar, bunları rüyalarında görmeye başladılar.

      Adını vermeyeceğim, bir dostum anlatmıştı Özbekistan''da.

      Bir vazife için bilmem hangi köye gitmiş.

      Mevsim kış.

      Tüm topraklar devletin.

      Çiftlikler, kolhozlar, tarlalar, bağlar, bahçeler ..

      her şey devletin.

      Devletinse köylülere verdiği sadece dört kg.

      pirinç, bir kg.

      şeker ve bir miktar yağ.

      Adamlar gıdasızlıktan hareket edemez hale gelmişler veya acıkmayı geciktirmek için hareket etmekten kaçınıyorlar.

      Ülkenin devlet başkanı Kerimov''a iki çocuğuna yedirecek bir şey bulamadığı için sonunda bir bulamaç hazırlayarak içine zehir katıp çocuklarıyla birlikte ölen bir annenin sitem dolusu mektubu ulaşıyor.

      "Kıyamet günü iki elim yakanda olacak!" diye yazmış kadıncağız.

      Rubleden Sum''a geçildiği dönem..

      Yaşlı bir Özbek yıllarca dişinden tırnağından biriktirdiği otuz bin Rubleyi bankaya koymuş.

      Bununla çocuklarının düğününü yapacakmış.

      Bir gecede yaklaşık yirmi bin dolar eden parası 300 dolara inmiş.

      Adamcağız kahrından intihar etti.

      Birikmiş maaşlarımızı bankadan çekmek zorundayım.

      Muhasebecimiz banka memuruyla konuştuğunu, şu kadar Sum rüşvet verirsek paramızı ödeyeceğini söylediğini bildirdi.

      Çaresiz kabul ettim.

      Çünkü oralarda çarkın nasıl döndüğünü biliyorum.

      Bankaya vardığımızda bir Özbek kadın aynı memura göz yaşı döküyordu: "Balam, düğünümüz var; davetiyeleri dağıttık bile.

      Bankadaki paramızdan beş bin Sum verin bari!" Memur ona "Halacanım, vallahi billahi kuruş yok!" deyip geri gönderiyor.

      O gittikten sonra ise kendi komisyonunu kestikten sonra bizim paramızı ödüyor.

      Bir Özbek arkadaşım vardı.

      Küçük bir yazlık restoran açmıştı.

      Hergün üç dört polis gelip, tıka basa en pahalı yemeklerle karınlarını doyurup, "hadi eyvallah!" diyerek çekip gidiyorlardı.

      Bir defasında arkadaş buna itiraz edince, masanın altına biraz esrar koyup, "sen esrar satıyorsun" diyerek bir de on bin Sum rüşvet aldılar... Aynı olayların benzerlerine diğer ülkelerde, Kırgızistan ve Kazakistan''da da şahit oldum.

      Türkmenistan''ın hali ise bunlar içinde en fecisi.

      Yukarıda saydığım örneklerden yüzlercesine ya şahit oldum, ya emin ağızlardan işittim.

      Hele bir defasında içki içen birkaç Özbek''ten bir tanesi karşısındakine kadehini kaldırıp "gelecekte senin devlet başkanı olman şerefine!" diyerek şaka yapmış.

      Adamı derdeste edip hapse attılar... Bu insanlar Sovyetler Birliği zamanında maruz kaldıkları bir haksızlık karşısında Kremlin''e şikayet dilekçesi gönderiyor ve oradan gelen müfettişler bu zorbaların hakkından geliyorlardı.

      Ama bağımsızlıktan sonra böyle bir şikayet merci kalmadı.

      Kısacası Süleyman öldü, devler kurtuldu! Anasının oynaşı kadı olan halksa dertlerini içine atmaya başladı..

      Bu halkın bir gün patlayacağı muhakkaktı.

      İlla da Amerika''nın veya onun maşası Soros''un bir şey yapması şart değildi bu ülkelerde olan ve olacak olaylar için.

      Bu ülkeler aslında öyle büyük servetlere sahip ki, başlarındaki yöneticiler birer Şravun olmasalar, insanların çok müreffeh bir hayat yaşamaması için bir sebep yok.

      Örneğin Özbekistan..

      Altın, pamuk, petrol, tabii gaz ve yılda üç ürün almayı sağlayacak toprak ve güneş..

      Bu kadar nimeti Allah kaç ülkeye ihsan etmiş! Yılda üç dört milyon ton pamuk, tonlarca altın, sınırsız tabii gaz ve petrol..

      Üstelik eşşek gibi yorulmak nedir bilmeden çalışan mihnetkeş bir halk.

      Ama sofralarında sadece kuş sütü eksik olan - o da kuşun sütü olmadığı içindir ya- bir avuç insan, bu halkların ensesinde boza pişirmekte.

      Kimse onlardan ihraç edilen bu kadar malın parasının nereye gittiğini soramaz.

      Sıkıysa sorsun! Özbekler''in tabiriyle "tinkesini kuruturlar onun!" Vakıa bu ülkelerin liderleri arasında Askar Akayev, en mütevazi, en insaflı, en akademik ve en demokrat olanıydı.

      Bir Özbek dalkavuk Kerimov''un önünde yere kapanıp "Allah''ın gücüne gitmese size secde etmek isterdim!!.." diyebilirken, Akayev böyle kepazeliklere izin vermezdi.

      Aslında onun için üzülmedim desem yalan olur.

      Ama diğerlerinin başlarına gelecek olanlar, ki mutlaka o korkunç akibetlerine dûçar kalacaklardır,- beni zerrece üzmez, aksine sevindirir.

      Türkmenbaşı, Kerimov, Aliyev ve Nazarbayev..

      Bunlar vaktiyle Kremlin tarafından atanmış yöneticilerdir, biri de haleftir ve doğrusunu söylemek gerekirse, işgal ettikleri makamın adamı olamazlar.

      Onlar için zerrece üzülmeye değmez.

      Bu satırlar bazılarına tuhaf gelebilir, ama yaklaşık on yıl zarfında benim bu ülkelerde şahit olduklarıma sizler de şahit olsaydınız, bana hak verirdiniz.



      29.03.2005 Ahsen BATUR
      Ne Mutlu Türk'üm Diyebilenlere!