Atatürk Ve Gençlik

      Atatürk Ve Gençlik

      GERÇEK BİR ATATÜRKÇÜ GENÇ NASIL OLMALIDIR?
      Atatürk'ün en büyük hedefi, çok büyük emeklerle kurulan Yüce Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü ve gelişmiş demokratik ülkeler topluluğuna girmesi ve bu entegrasyon sürecinin çok hızlı ve başarılı olmasıydı. Türk Milleti'nin bu süreci hızlandırmasının birinci koşulu ise Batı'nın medeniyetini alırken, milli birlik ve beraberliğini herşeyin üzerinde tutması, milliyetçi karakterini ana esas olarak belirlemesi, İslam'ın özünü savunan çağdaş bir yapıyı ivedilikle oluşturmasıydı.

      İşte bu nedenle Atatürk, Cumhuriyet'i emanet ettiği Türk gencinin, milli birlik ve beraberliğini herşeyin üzerinde tutan, vatanperver, cesur, ülkesi için canını seve seve veren, İslam'ı özümsemiş, güzel ahlaki vasıfları hayatının her aşamasına yerleştirmiş olmasını istiyor, bunun için karşısına çıkacak her engeli bizzat ortadan kaldırıyordu. Aşağıda sıralanan birkaç madde, Atatürk'ün hedeflediği milliyetçi Türk genci modelini kısaca tasvir etmektedir:

      • Devletin bölünmez bütünlüğünü kararlılıkla savunur.

      • Hukuka ve kanunlara saygılıdır.

      • Dine ve manevi inançlara gönülden bağlıdır ve saygılıdır. Bu hürmetin kaynağını da laiklikten almaktadır.

      • İnsana değer verir, ilişkilerinde saygı ve sevgi esastır.

      • Sınıfsal farklılığa karşıdır. Herkesin eşit olduğuna, dayanışmanın gerekliliğine, milli birlik ve beraberliğe inanır.

      • Fikirleri ve idealleri, müspet ilime ve akla dayalıdır.

      • Herkesin fikrine değer verir, istişare eder.

      • Türk Milleti için, her ne pahasına olursa olsun hizmeti ilke edinmiştir ve bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçınmaz.

      • Dinamiktir, taassuba ve statükoculuğa karşıdır. Daima çağın yeniliklerinden ve gelişmelerinden yanadır. Olgunlaştırdığı her fikri mutlaka harekete dönüştürür.

      • Dikkatlidir, dışarıdan veya içerden gelebilecek tehlikelere karşı uyanıktır, akılcı tedbirler alır.

      Örf ve adetlerine kuvvetli hislerle bağlıdır.

      • Ailenin kutsiyetine inanır.

      • Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkabilmesi için uğraş verir. Azimli ve kararlıdır. Olumsuzluklardan yılgınlığa kapılmaz.

      • Tevazulu, sabırlı ve daima barıştan yanadır.

      • Adaletten ödün vermez.

      • Estetik değerlere ve sanata düşkündür.

      • Ahlak güzelliğine ve temizliğe değer verir.

      • Herkese sevgi ve iyi niyetle yaklaşır, yardımseverdir.

      • Sorumluluk sahibidir.

      • Aydındır ve bilimden yana bir tutum içindedir.

      • İleri görüşlüdür.

      • Hoşgörülü ve bağışlayıcıdır; affetmeyi ve sadakati esas alır.

      • Barışçı ve uzlaştırıcıdır.

      • Sözlerine ve emanetlerine olan hassasiyeti güçlüdür.

      • Onurlu ve vakarlıdır.

      • Kendisine isabet eden güçlüklerden dolayı hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmaz.

      • Dünyevi hırslardan arınmıştır, hiçbir zaman gelecek kaygısı duymaz.

      • Cesurdur, hiçbir zorluk onu hedeflerinden yıldırmaz. Düşmanın sayısı, gücü ve büyüklüğü onun kararlılığını etkilemez.
      İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.
      RAHİBE TERESA.
      Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum!5

      Atatürk'ün Türk gençliğine duyduğu güven, 1918'de Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı günlere dayanır. İşgalin en ağır günlerinin yaşandığı ve ülke genelinde belirsizliğin hakim olduğu günlerde, Atatürk gençlerin kendisine umut verdiğini şöyle ifade etmektedir:

      Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu inancı yaşatan kuvvet yalnız azim memleket ve millet hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanları içinde, sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür.6

      1919 yılında yaptığı bir başka konuşmasında ise içinde bulunulan koşulların gelecekte asla unutulmaması gerektiğini belirtirken, genç nesile duyduğu güveni bir kez daha dile getirmişti:

      Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl mukavemet ettiğimiz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız, o gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekler
      İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.
      RAHİBE TERESA.