Hemşin'liler, Göç Ve Pastacılık, Gurbet Pastası

      Hemşin'liler, Göç Ve Pastacılık, Gurbet Pastası

      İletişim Yayınlan'dan çıkan, "Hemşinliler, Göç ve Pastacılık; Gurbet Pastası" adlı kitap; yöre yöre pastacılarımızı anlatıyor. Sadece ülke çapında değil; dünyaya yayılmış halimizle bütün Hemşinliler'in pasta hamurunu nasıl da marifetle kardıklarını; nasıl da keyifli lokmalara dönüştürdüklerini anlatıyor UĞUR BİRYOL ... Onlarca fotoğraf ve bir tür sözlü tarih çalışması sayılabilecek kimi söyleşilerle de kolay ve merakla okunan bir kitap olmuş...

      Kitabı hepinize tavsiye ediyorum...Kaçırmayın...
      ''BİR YUDUM ÇAY, BİR DİLİM DE PASTA


      Kitaba şöyle bir bilgiyle girizgâh yapmak doğru olacak: "Hemşinliler, geçtiğimiz yüzyıl dönümünde ekmek parası kazanmak için Rusya gurbetine gittiler. Orada, ekmek ve pasta yapmayı öğrendiler. Hem de çok iyi öğrendiler. Bizzat Rusya'da nam salacak, İran'da, Polonya'da -ve bütün Avrupa'da- muteber pastaneler açacak kadar... Sonra, Hemşinliler fırıncılığı, pastacılığı bütün Türkiye'ye taşıdılar. Memleketin hem büyük kentlerinde hem taşrasında pastane açtılar; pek çok yerde, oranın ilk pastanesiydi bunlar"...
      Uğur Biryol'un sözlü tarih çalışmasına dayanan kitabı, bu uzun mu uzun göç hikâyesinden görüntüler sunuyor. Rusya'ya ilk gidişte çekilen meşakkatten, saltanatlı patronluk günlerine; Ekim Devrimi'nden sonra Tahran'a, Polanya'ya, hatta Nazi kamplarına uzanan gurbet hikâyeleri... Türkiye'nin ünlü pastanelerinin geçmişi... Hemşin'in sosyal dönüşümü ve 'terkedilişi'... Pasta ve fırın ustalarının sanatlarına ve bu sanatta Hemşinliler'in özel yerlerine dair anlattıkları... Hepsi kitapta...
      Kitaba 'antropolojik bir yaklaşımla' önsöz yazan Erhan Gürsel Ersoy "Hemşinlilik" üzerine geniş bir metin hazırlamış. Sonsöz için de şair Akif Kurtuluş, kitaba zenginlik katmış...
      İlk gurbetçilerimiz sanatlarını peşlerinde taşımışlar... 1995'te TunalıHilmi'de kapanan Milka pastanesinin sahibi Nazım Reyhan anlatıyor: "Dedemin babası Hacı Mustafa Reyhan Rusya'da çalışmış. Moskova'da, Yalta'da fırınlar ve apartmanları olan birisiymiş... Pastanesine kendi adını vermiş. Altın varaklarla yazılmış tabelada. Devrimden sonra devlet mallara el koymuş, tapular ve manadar (dönemin Rus parası A.G.) elde kalmış. Babamın dayıları Polonya'da Varşova'da pastane açmışlar. Ta-koş Kamil, Bosig Nazım ve Reyhan Hüseyin olarak Polonya hükümetinin desteğiyle oralarda epey para kazanmışlar... Hüseyin amcam İkinci Dünya Savaşı'na kadar esir kalmış oralarda. Biz Dışişleri Bakanlığı'na müracaat etmiştik o dönemde ama bir netice alamamıştık. Neyse, sonrasında dedemin babası buraya dönüyor. Önce Trabzon'da Kırçılların lokantasının yanında bir yer alıyor, Çifte Fırınlar diyorlar oraya. Sonra Erzurum'da bir dağ alıyorlar. Hâlâ ayakta olan büyük bir konak yaptırıyorlar. Bütün bu işler olurken de Rize, Çamlı-hemşin'de Vicealtı denilen bölgede bir büyük dükkân açıyorlar. Bakkal, fırın ve pastanenin bir arada olduğu büyük bir dükkân... Ben (Nazım Reyhan) 1949'da Ankara'ya geldim. Çankırı Caddesi'nde Doğu Pastanesi'nde iki yıl çıraklık yaptım. Sonra Makrevis'ten Hacallarla Takoşların açtığı, Siyasal'ın karşısındaki Polar pastanesini açtım!"...


      'ÖZLEMİN ESKİ TADI YOK'...


      Değerli ve sabırlı okurlar, hatta meraklı okurlar; sizlere önerim kitabı alın ve onlarca özgün öyküyü oradan okuyun... Rusya'dan Amerika'ya Hemşin'den dört bir yöne dağılan zanaat emekçilerinin maceralarını okuyun.... Tarihe meraklıysanız; popüler tarihin köşe bucağında dolanmayı seviyorsanız; 'özlemin eski tadı yok' diyenlerdenseniz, Uğur Biryol'un kitabı size göre... Güzel bir siyah çay demleyin, yanınıza da bir tabağın içine bir Hemşinli pastacının gelmiş geçmiş bütün ustalıklarının marifetlerini süzdüğü bir pasta dilimi koyuverin... Hadi biraz da mekik, kurabiye ve kek parçaları... Kulağınızda börtü böceğin sesleri, yüreğinizde derelerin coşkun sularının tıpırtısıyla kitaba gömülün...
      Eh, bitiş de yeterince tumturaklı oldu. Herkese keyifli okumalar...
      'Memleket gerçeğinden taze poğaça gibi tadımlık'
      UĞUR Biryol'un sözlü tarih çalışmasına dayanan kitabı, Hemşinlilerin göç hikâyesinden enstantaneler sunuyor. Arka kapağında da kitap şöyle tanımlanıyor: Hemşinliler, geçtiğimiz yüzyıl dönümünde ekmek parası kazanmak için Rusya gurbetine gittiler. Orada, ekmek ve pasta yapmayı öğrendiler. Hem de çok iyi öğrendiler. Bizzat Rusya'da nam salacak, İran'da, Polonya'da muteber pastaneler açacak kadar. Sonra, Hemşinliler fırıncılığı, pastacılığı bütün Türkiye'ye taşıdılar. Memleketin hem büyük kentlerinde hem taşrasında pastaneler açtılar; pek çok yerde, oranın ilk pastanesiydi bunlar.
      Rusya'ya ilk gidişte çekilen meşakkatten saltanatlı patronluk günlerine, Ekim Devrimi'nden sonra Tahran'a, Polonya'ya, hatta Nazi kamplarına uzanan gurbet hikâyeleri... Türkiye'nin ünlü pastanelerinin geçmişi... Hemşin'in sosyal dönüşümü ve 'terkedilişi'... Pasta ve fırın ustalarının sanatlarına ve bu sanatta Hemşinlilerin özel yerine dair anlattıkları... Pek konu edilmese de aslında hepimizin âşinâsı bir 'memleket gerçeği'nden, taze poğaça gibi bir tadımlık.''(alıntı)