Merhaba,
Atatürk'ün ve Atatürkçülüğün önemini kavrayabilmek ve samimi bir Atatürkçü olabilmek için herşeyden önce O'nun hayatını incelemek, neler yaptığını, neyi hangi düşünce ve ruh hali içerisinde gerçekleştirdiğini iyi analiz etmek gerekir.
Bkınız ne demiş o yıllarda;
""...Millet zulüm ve istibdat altında mahvoluyor. Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve izmihlal vardır. Her terakkinin ve kurtuluşun anası hürriyettir."
"Ya istiklal ya ölüm" "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir"
Sözlerini iyi irdelemek gerekir.
Atatürk'ün bağımsızlık anlayışı sadece siyasi yönden bağımsızlığı değil aynı zamanda askeri, ekonomik ve kültürel bağımsızlığı da içine almıştır. O, tam bağımsızlıkla, kendi kendine yetebilen, savunmasından teknolojisine, tarımından ekonomisine kadar her alanda dışarıya muhtaç olmadan, hiçbir ödün vermek zorunda kalmadan ayakta durabilen bir yapıyı kastetmiş ve şöyle demiştir: "İstiklal-i tam denildiği zaman, bittabi siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, harsi ve ila ahiri her hususta istiklal-i tam ve serbest-i tam demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklalden mahrumiyet, millet ve memleketin, manayı hakikisiyle istiklalinden mahrumiyet demektir."
Şimdi düşünelim ne kadar kendime yetebilen ve bağımsız bir ülke olduk?
Atatürk'ün tam bağımsızlık anlayışının ne kadar isabetli olduğunu bugün yaşadığımız dünyaya baktığımızda hemen gözlemleyebiliyoruz. Artık ülkeler güçlerini savaş yoluyla başka devletlerin topraklarını işgal ederek değil, uyguladıkları ekonomik ve kültürel politikalarla ortaya koymakta ve bu şekilde milletlerin bağımsızlığını tehdit eder hale gelmektedirler.
Ülkemizin böyle bir tehlikeden korunması, ancak Atatürk'ün yıllar önce ortaya koyduğu tam bağımsızlık anlayışını yürekten benimsemesi ve onun yaptığı ve gösterdiği gerekleri kararlı şekilde uygulamasıyla mümkün olacaktır
sevgimle..
G.D
Atatürk'ün ve Atatürkçülüğün önemini kavrayabilmek ve samimi bir Atatürkçü olabilmek için herşeyden önce O'nun hayatını incelemek, neler yaptığını, neyi hangi düşünce ve ruh hali içerisinde gerçekleştirdiğini iyi analiz etmek gerekir.
Bkınız ne demiş o yıllarda;
""...Millet zulüm ve istibdat altında mahvoluyor. Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve izmihlal vardır. Her terakkinin ve kurtuluşun anası hürriyettir."
"Ya istiklal ya ölüm" "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir"
Sözlerini iyi irdelemek gerekir.
Atatürk'ün bağımsızlık anlayışı sadece siyasi yönden bağımsızlığı değil aynı zamanda askeri, ekonomik ve kültürel bağımsızlığı da içine almıştır. O, tam bağımsızlıkla, kendi kendine yetebilen, savunmasından teknolojisine, tarımından ekonomisine kadar her alanda dışarıya muhtaç olmadan, hiçbir ödün vermek zorunda kalmadan ayakta durabilen bir yapıyı kastetmiş ve şöyle demiştir: "İstiklal-i tam denildiği zaman, bittabi siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, harsi ve ila ahiri her hususta istiklal-i tam ve serbest-i tam demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklalden mahrumiyet, millet ve memleketin, manayı hakikisiyle istiklalinden mahrumiyet demektir."
Şimdi düşünelim ne kadar kendime yetebilen ve bağımsız bir ülke olduk?
Atatürk'ün tam bağımsızlık anlayışının ne kadar isabetli olduğunu bugün yaşadığımız dünyaya baktığımızda hemen gözlemleyebiliyoruz. Artık ülkeler güçlerini savaş yoluyla başka devletlerin topraklarını işgal ederek değil, uyguladıkları ekonomik ve kültürel politikalarla ortaya koymakta ve bu şekilde milletlerin bağımsızlığını tehdit eder hale gelmektedirler.
Ülkemizin böyle bir tehlikeden korunması, ancak Atatürk'ün yıllar önce ortaya koyduğu tam bağımsızlık anlayışını yürekten benimsemesi ve onun yaptığı ve gösterdiği gerekleri kararlı şekilde uygulamasıyla mümkün olacaktır
sevgimle..
G.D