Dide'den Şiirler

      DİDEM YALNIZ ŞUNU İTİRAF ETMEK İSTİYORUM BENİM ŞAİRLİGİM SİZİNKİNİN YANINDA ÇÖLDEKİ KUM TANESİ KADAR SAYILIR ÇÜNKÜ NEYAZIK Kİ KENDİME ÖZGÜ HENÜZ BİR ŞİİRİM YOK AMA SİZİN TEŞVİKLERİNİZ SAYESİNDE DAHA ÇOK ŞİİR OKUYUP BEGENDİKLERİMİ SİTEYE ASIP SİZLERLE PAYLAŞMAK İNANIN BENİ MUTLU EDİYOR
      aydınlık neyin oluyor senin
      gökyüzü akraban fillan mı
      beni bulur bulmaz gözlerin
      şimşek çakıyorum yalan mı
      yüzünde yalazını gezdirdiğin
      saçlarından tutuşmuş orman mı
      akla ziyan bir şey elektriğin

      ayışıği mavisi dudaklarındanmı
      o ışık zenginliği mi giyindiğin
      uzay tozlarımı yıldızlardan mı
      elime dokunduğu an elin
      güneşler açıyorum sahi ondan mı
      aydınlık neyin oluyor senin......
      Attila İlhan.
      " Bir Sevdadır Hemşin , Çamlıhemşin "
      İnsanlık namına
      Sesleniyorum sana..
      Dolanma artık ayaklarıma,,
      İzin verme yüzüme gözüme bulaştırmama,,
      Senden nasibini almayanlarla karşılaştırma,,
      Tadına vardır hep,
      Acılarla boğuşturma...
      Ey aşk,,
      İnsanlık namına
      Sesleniyorum sana..
      Duy artık şu sesimi,,
      Erdir murada...........
      " Bir Sevdadır Hemşin , Çamlıhemşin "
      Sil baştan yaşama şansım olsaydı eger
      Oturup saymazdım eski yanlışlarımı.
      Kusursuz olmaya çalışmaz rahat bırakırdım yüregimi
      ve elbetde çok daha çoşku dolu olurdu sevdalarım
      İçine azbuçukda ciddiyet katılmış

      Bu denli titiz olmazdım hiç
      Korkmazdım daha çok riske girmekden
      Daha çok yolculuklara çıkar gün dogumlarını kaçırmazdım
      Hele daglara tırmanmanın keyfini

      Hiç bilmedigim yerlere giderdim gidebildigince
      Doyasıya dondurma yer boş verirdim kurufasulyenin nimetlerini
      Dertlerimde yaşamın gerçegini taşır yalnızca düşlerin degil
      Yalnızca iyi ve güzel olanları tatmak isterdim yeniden

      Ögrenmediyseniz hala ögrenin artık
      Yaşam an'lardan oluşur sadece an'lardan
      Şimdiyi yakalayın

      Ama yenibaştan yaşayabilseydim eger
      İyice hafiflemiş olarak çıkardım yolculuklara
      İlkbahara yalınayak girer
      Sonbahara dek unuturdum papuçlarla yürümeyi
      Hiç bilinmeyen yollara dalar tadını çıkarırdım gün ışıgının

      Ama heyhat seksen beşimdeyim artık
      Ve biliyorum ki
      Ölmekteyim

      Jorge Luis Borges

      içinde "an" geçiyor diye eklemek istedim: ))

      Günler bir bir çark eder, şu belirsiz zamanda
      Ancak kımıldamıyor, akrep de yelkovan da
      Kovalarız zamanı, gam ile yüklü handa
      Geçmiş yükünü aldı, ne varsa var şu an da !

      Zaman, sessiz bir çığlık derinden gelir sesi
      Kiminde çok fazlaca, şu yaşama hevesi
      Sevda peşinden koşmak, bilmem ki neyin nesi
      Hayat; uçan bir arı, acılarsa iğnesi

      Hayat konar dallara, çiçek de arar özü
      Kimi uyanık çıkar, kimi kapalı gözü
      Hayat ! anlaşamadık unut verdiğim sözü
      Bilemedin içimde, yıllardır yanan közü

      Ne arı olabilmişim, ne de narin bir çiçek
      Bilmezdim ki şu zaman, habersizce geçecek
      Günler kayıp, zaman yitik, ben bulunmayan “kaçak”
      Gel anılarım kop gel, bu diyarlardan kaçak !

      30 Temmuz 2007, Gülay
      --- gidi yalanci dunya ---
      SENSİZ ANKARA

      Sensiz geçen birkaç günde
      Esiriydim anıların
      Ne yaptımsa zevk alamadım
      Tadı yoktu Ankara'nın

      Ne Tunalı ne Kızılay'da
      Ne gündüz, ne dolunayda
      Senden ayrı uzaklarda
      Tadı yoktu Ankara'nın

      Yaşadım hep hayalimde
      Hasret oldun gözlerimde
      Hele sensiz bu mevsimde
      Tadı yoktu Ankara'nın

      Ne gönlünün ne parkının
      Ne şiirin ne şarkının
      Caddesinin sokagının
      Tadı yoktu Ankara'nın

      ERDAL ÖZKAN

      ah nerde öyle bir yaren

      ANLATAMAM

      Kal gitme diye yalvardım mı
      Gururum mani oldu aglayamadım
      Seni sevdigimi herkez biliyor
      Sevgilim bir sana anlatamadım

      Sensizlik içimde büyük bir yara
      Gündüzüm zindan geceler kara
      Aşkımı söyledim göçmen kuşlara
      Sevgilim bir sana anlatamadım

      Topraklar canlanıp dile gelirse
      Denizler kururda çöle dönerse
      Yıldızlar tükenip güneş sönerse
      Bilki o zaman unuturum seni

      Madein Fatih KOBAL

      atma türkü

      KESTANE ÇİÇEGİNDEN
      ACİ OLUR BALUMUZ
      SEVUPDA ALAMADUK
      NE OLECEK HALUMUZ

      DEREDEN GEÇER İKEN
      ATLADUM TAŞTAN TAŞA
      DAHA BU GENÇ YAŞUMDA
      NELER GELDİ BU BAŞA

      HEMŞİNUN DERELERİ
      GÜRÜL GÜRÜL AKAYİ
      YAR KARŞUMA GEÇMİŞ
      KAŞLARUNİ ÇATAYİ

      ARİ OLSAMDA KONSAM
      ÇİÇEGUN SARİSUNA
      GEL MERHEM OL SEVDUGUM
      GÖNLUMUN YARASİNA

      SAKARYANUN KİZLARİ
      HEM YÜREKLİDUR HEM NEŞELİ
      GÖZÜMDE YAŞ KALMADİ
      SEVDALUGA DÜŞELİ

      Fatih KOBAL

      FATİH BEY,,,MUHTEŞEM ,,MÜKEMMEL,,HARİKA....

      Şairliğinize diycek yoktu birde atma türkü ustalığınız varmış ne diiyim..harikasınız...emeğinize,yüreğinize sağlık..
      inşallah içeriği daha mutluluk verici,üzücü olmayan şiirlere......
      türkünüz de süper..sakarya kısmını üstüme alınsammı ....
      gerçekten çok güzeller..yüreğiniz dert görmesin inşallah...hoşçakalın


      AYDINLIK NEYİN OLUYOR SENİN
      GÖKYÜZÜ AKRABAN FİLAN MI
      BENİ BULUR BULMAZ GÖZLERİN
      ŞİMŞEK ÇAKIYORUM YALAN MI
      YÜZÜNDE YALAZINI GEZDİRDİĞİN
      SAÇLARINDAN TUTUŞMUŞ ORMAN MI
      AKLA ZİYAN BİRŞEY ELEKTRİĞİN
      AYDINLIK NEYİN OLUYOR SENİN......
      ATTİLA İLHAN..
      " Bir Sevdadır Hemşin , Çamlıhemşin "
      Geç de Olsa

      Rötarlı oldu bana gelişin
      Agaç ettin beni yıllardır bu hayat garında
      Ellerimdeki çiçekler solmaya yakın
      Güldürdğn yüzümü biraz geç de olsa

      Gelip geçenler de oldu senden başka
      Birisinin bile yüzüne bakmadım senin hatrına
      Göz bebeklerim dolmaya yakın
      Güldürdün yüzümü biraz geç de olsa

      Daha nekadar beklerdin dye sorma
      Kalbim söz geçiremez olmuştu beynime son zamanlarda
      Dilimdeki seni seviyorumlar bitmeye yakın
      Güldürdün yüzümübiraz geç de olsa

      Mustafa Bedel
      dide, ben yine bir şiirimle katkıda bulunmak istiyorum sayfana : )

      Veda etmek zormuş be arkadaş
      Benim değilmiş gibi, apar topar vazgeçmek
      Sanki benimmiş gibi, vedaları es geçmek
      Bir dağın zirvesinde, oturuyordum yalnız
      Bir dere kenarında, gökte ay, her yer ıssız
      Yenilenme vaktiydi, arsız dünü unutup
      Bir araya gelmez bil ! bir yerde iki kutup
      Hafızayı zorladı, kalplerdeki hatıra
      Hep zoraki yazıldı, vedalar her satıra
      Ben ki, anca unuttum hem geçmişi hem beni
      O dağlarda bıraktım, yorulan bu bedeni
      Yağmur yağdı, dere çoştu, ben yanında ağladım
      Veda etmek zormuş be arkadaş
      Veda edince anladım…

      23 Ağustos 2007, gülay
      --- gidi yalanci dunya ---
      DOYAMADIM

      Derelerinde yüzdüm memleketimin alabalıklarıyla
      Doyamadım...
      Yağmurunda, çizesinde ıslandım sulu sepken
      Doyamadım...
      Yokuşlarında koştum, inişlerinde yoruldum
      Doyamadım...
      Serin rüzgarlı aşıtlarında dinlendim
      Doyamadım...
      Susuzluğumu ağaç oluklardan giderdim
      Doyamadım...
      Gidişi yeni bir doğuş, dönüşü bir başka ölüm
      Doyamadım...
      Beni memleketime gömün
      Doyamadım...

      Şakir AKSU
      24.08.2007
      Ankara
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      Yaşamın ağır gölgesinde, bak yine akşam olmakta..tekrar ile

      Yaşamın ağır gölgesinde, bak yine akşam olmakta..
      Bekleyişle geçer insan ömrü,
      Kördüğüm yaşamların telaşı içerisinde.
      Yıkık dökük,izbe mekanlarda,
      Bak yine bir çocuk ağlamakta.
      Dağlara karanlık çöküyor
      Gidenler dönmeyecek.
      Ne kaldı elimizde..?
      Yitik. kayıp çocuklar gibiyiz.
      Gönlümüzün en ıssız odalarında
      Sessiz hıçkırıklarda, umutlara kanca attık.
      Yağmur vuruyor düşlerime
      Arkasına sığındıkça görkemli tutunuşların.
      Hiç hesapsız yarınlarda güneş doğmakta.

      G.D
      Sitemizin Referans Sistemini kullanın*

      Işığın gölgesi ile yetinme ışık ol!
      mutlu olabilmek için hayat bilmecesini çözmüş olmak gerekiyor sanırım...

      B İ L M E C E

      Beyaz deniz, yeşil gök,yanan buz, donan ateş,
      Şafak ile doğan ay, gece ışıyan güneş
      Soğuk yaz, ılıman kış, siyah kar, mavi gece
      Aşk, ayrılık ve ölüm dillerdeki tek hece
      Soru, cevap, yanlış şık, bu hayat bir bilmece

      Kısa ömür, uzun aşk, canlı ruh, ölü beden
      Yaşanmamış bir hayat, gelen çok, hiç yok giden
      Ağaç olmadan orman, sekiz renk yedi veren
      Işık olmadan - bir gün- ,yirmi dört saat gece
      Varla yok arasında, bu hayat bir bilmece

      5 Şubat 2007, Gülay
      --- gidi yalanci dunya ---

      bahar dedin aklıma geldi : )))

      BAHARLA GELEN…

      Her bahar gidesim var, küçük kör şehirlere
      Gözüm kapalı gitsem arzuladığım yere
      Su ile yıkanır mı bu şehirin kirleri
      Şehir beni görmesin, ben de o şehirleri

      Görmek iyi gelmiyor, duymak ise felaket
      Kargaşanın alasını yaşıyor bu memleket
      Eskiden avuntuydu varsa sırtında ceket
      Şimdilerde her dilde, her dilden bi şikayet

      Bu şehrin aynasını boyamışlar siyaha
      Baksam da göremem ki göremem ki bi daha
      Bahar geldi şehire, bak yine gidesim var
      Kalmaya ne bir neden, ne de bir hevesim var

      Yalnız gitmeli insan gideceği kuytuya
      Şehirlerde tek çare dalmak derin uykuya
      Yüce bir dağa baksam, baksam derin bi suya
      Bahar geldi şehire, herkesde aynı rüya


      22 Mart 2007, Gülay
      --- gidi yalanci dunya ---
      YAGMUR

      Bugün yagmur var Ankara'da
      Sanki içimdeki duygu yüklü bulutların
      Gözyaşlarıma teslim olmuşcasına haykırarak
      Geçmemiştim uzun zamandır
      Senle el ele dolaştıgımız caddeden
      Gitmemiştim seninle diz dize oturdugumuz o parka
      Geçerken o pastanenin önünden
      Geçmiş birden canlandı gözümün önünde
      Çok degil iki yıl önce
      O camın kenarında oturmış el ele tutuşup
      Gelecegimizle ilgili hayal kuran çift biz degilmiydik
      Ne oldu da şimdi ayrı dünyaların insanı oluverdik
      Neydi aramızdaki bu uçurumu yaratan
      Sevda türküleri söyleyen dudaklarda
      Şimdi ayrılık melodisi mırıldanmakta
      Pekçok kalp sıgdırmıştım zavallı yüregime
      Ailemin, sevdigim dostlarımın ve özellikle senin kalbini
      Şimdi ise bomboş duruyor yüregim
      Hayatımdaki her acı çoktan kabuk bagladı yüregimde
      Ama birtek senin açtıgın yara
      İlk günkü gibi taze her dokundugumda acıtıyor
      Zavallı gönlümü
      Ama olsun be senin mutlu bahtiyar oldugunu görmek
      Tek teselli benim şu garip gönlüme

      FATİH KOBAL (şimdi yazdım)