Şehitler Ölmez

      Şehitler Ölmez

      :(Gün geçmiyorki terör haberi gelmesin.Vatanı uğruna,milleti uğruna canını veren şehitlerimiz.Televizyonu her açtığımda şehit cenazesi görmek istemiyorum artık.Cenaze törenlerinde şehit anne babalarıyla yanıyor bizimde canımız.26 Temmuz 2006 da bizimde içimize bir ateş düştü.Televizyoda Vanda patlama olduğunu duyduk.2 saat sonra acı haber geldi.Canımız yeğenimiz j.shy.çavuş FATİH ŞAHİN şehit olmuştu.Yıkıldık .Annesi babası kardeşi hepimiz.Gatada yüzüne bende sonkez bakmak istedim.Nur gibiydi.Sanki bize gülüsüyor,birşey söyleyecekmiş gibi yatıyordu.Bugün cebeci şehitliğine gittim.Aradan 11 koca ay geçmişti.Fatihimizin yanına 5 kişi daha gelmişti.Lanet olsun dedin.NEDENNNNNNNNNNNNNNNNNN.Daha 20_22_25 yaşlarında NEDENNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN.Hesinin ruhu şadolsun.Hepsine ALLAH GANİ GANİ RAHMET EYLESİN. :( :( :( :( :( :( :( X( X( X( X( X(
      BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR

      TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR
      Arkadaşlar öncelikle hepinizin bayramını kutluyorum.Buradan yazmamdaki amaç bugün şehitlerimizle bayramlaşmak onların aileleriyle bayramlaşmaşmak için eşim ve iki kızımla cebeci şehitliğine gittim.Bir kez daha yıkıldım.Çünkü daha dün şırnakta mayına basıp şehit olmuş 21 yaşında gencecik birini getirmişlerdi.Ailesi yıkılmış.Herkes bayram yaparken şehitlerimizin aileleri orada bayram yapıyor.Herkes ev temizliği yaparken onlar mezar taşlarını temizleyip çiçeklerini suluyor .Herkes gelen misafirlerine tatlılarını ikram ederken onlar orada birbirlerine ikram ediyorlar.Bugün onları o şekilde görünce üzüntüm dahada arttı.Mutlaka ziyaret ediyorsunuzdur ama size şunu söylemek isterim.Bunu özellikle bayramlarda çok sık yapın.Onların buna çooooook ihtiyacı var.Size sadece içimden geçenleri yazmak istedim.
      BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR

      TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR
      Arzu yazıcı bende sızınle aynı duyguları paylaşıyorum ve ŞEHİT lerımızı Rahmetle anıyor ve diyorumkı
      Kahrolsun PKK
      kahrolsun destek verenler
      Kahrolsun o şerefsızler gibi duşunenler
      Kahrolsun KAHRAMAN TÜRK ASKERIMIZE kurşun sıkan eller


      BU TOPRAKLAR BİZİMDİ EBEDİ BİZİM KALACAK

      NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE


      Pocar
      Bizim sözümüz DOSTA tatlı, DÜŞMANA kurşundur
      NAMERTE hançer, canımız DOSTA feda, DÜŞMANA beladır.

      SEVDAMIZSA YÜCEDİR NE ALINIR NEDE SATILIR
      Arzu hanım öncelikle çok üzüldüm başınız sağolsun ve sizin nezdinizde tüm şehit ailelerinin başı sağolsun.okuyunca bende yazmak istedim.birkaç ay önce annemin arkadaşının oğlu şehit oldu.evin tek oğlu ailenin kıymetlisi,çok sevilen çok iyi bir çocuktu.son izninde takım elbise almış kendine ablasının düğünü için ama düğünü bekleyemem diyip sürekli giymek istiyormuş ,belki giyemem diyormuş ,çocuğa ayan olmuş heralde.tezkeresine kısa zaman kala yola döşenen mayın yüzünden şehit olduğu haberi geldi ,ailesi herkes yıkıldı..şimdi annesi o şehitlik 1.evimiz oldu diyor hergün ordalar..çok kötü birşey ,özellikle kadıncağız o takımelbiseyi koklayıp ağladığında mahvoluyorsunuz zaten.sokağa ismi verildi her bakışta insanın içi daha bi yanıyor.tek o değil tabiki her şehit haberi bir yıkım..
      Alaettin beyin de tüm sözlerine katılıyorum ,lanet olsun hepsine..
      " Bir Sevdadır Hemşin , Çamlıhemşin "



      Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
      Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
      Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
      Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
      Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
      Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
      Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
      'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
      Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
      Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
      'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
      Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
      Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
      Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
      Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
      Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
      Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
      Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
      Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
      Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
      Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
      Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.

      Mehmet Akif Ersoy

      ALLAH RAHMET EYLESİN ACINIZ ACIMIZ...

      YANLIZ BİR FATİHA

      Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde,
      Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler.
      Hakk'ın bu veli kulları taş türbeye girmez;
      Gufrana bürünmüş, yalınız Fatiha bekler.

      Mehmet Akif Ersoy



      BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUM...... AİLLELERİNE SABIR DİLİYORUM............
      BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR

      TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR
      Şehitler Ölmez,Vatan Bölünmez..!!!

      Askerlerimiz vatan uğruna vatan uğruna şehit olmuşlardır,ruhları şad olsun.Allah rahmet eylesin..

      PKK nın arkasında bu ülkeyi bölmek isteyen,başta ABD.AB ülkelerine,dikkat çekmek lazım.Bizim sorunumuz Kürtler,Ermeniler,…… olarak görmemeliyiz,borsamız yabancıların elinde,bankalarımız yabancılara satıldı içten içe çökertiyorlar bizi,oyunlara gelmeyelim.Türkiye aslında çok güçlü bir devlet benim anlamadığım neden birilerini bekliyoruz,bağımsız olamıyoruz….


      Saygılar..
      w w w. m e l e s k u r53.com

      Bir Şehidin Bayraklaşan Mektubu

      Bir Şehidin Bayraklaşan Mektubu

      Sınır Karakollarından birinde vatani görevini yapmakta olan Mehmet oğlu Mehmet terhisine bir ay kala hain parmakların çektiği tetiklerle şehit olmuştu.

      Mehmet'in üzerinden emekli devlet memuru babasına yazdığı;
      ancak postaya vermesi nasip olmayan yarım kalmış bir mektubu çıktı.
      Komutanlarının ve doktorların bu mektubu okuduklarında gözlerinden yaşlar boşaldığı görüldü ve komutanının ağzından bir tek cümle çıktı.
      'Allah kahretsin! '

      Hadi bu mektubu hep birlikte okuyalım.


      'Benim sevgili babacığım.
      Sizlerden ayrılalı epey zaman oldu.
      Her şeyin bir sonu olduğu gibi askerlik hizmetimin de sonuna geldim.
      Şurada bir ay gibi kısa bir zaman kaldı terhisime.
      O günü Rabbim bize nasip ederse ahdim olsun seninle, annemle ve kız kardeşimle üç gün, üç gece hiç dışarı çıkmadan oturup hasret gidereceğim.

      Annemin pişirdiği yemekleri, bacımın demlediği çayları birlikte içeceğiz.
      O zaman özlemlerimiz de, hasretlerimizde son bulacaktır inşallah.

      Mektup bu kadardı.
      Belli ki Mehmet bundan fazlasını yazmaya vakit bulamadan nöbet saati gelmiş ve görevine gitmişi ki bu mektubun devamını yazamamıştı.

      Yarım kalan bu mektubu göğüs cebine koymuş, o gün devriye hizmetini yaparken hain bir parmağın çektiği tetikle şehit olmuştu.
      Mehmet'in bu mektubu al kanından zar zor okunuyordu;
      çünkü hain mermi onu tam kalbinden vurmuştu.
      O mektup da kalbinin üzerindeydi.

      Mehmet'in zatî eşyaları emanete alınmış,
      bir kutu içerisinde cenazesi ile birlikte doğup büyüdüğü memleketine gönderilmişti.
      Bu eşyalar içinde yarım kalmış kan ağlayan bu mektup da vardı.

      Devlet şehidine karşı son görevini yapmış, törenle Mehmet ebedi yolculuğuna gönderilmişti.
      Ateş düştüğü yeri yakar misali komutanları, ailesi, yavuklusu hıçkıra hıçkıra ağladılar.
      Taziyeler alındı, dualar okundu ve aradan üç dört gün gibi bir zaman geçti.

      Baba Mehmet Efendi şehidiyle birlikte gelen kutuyu açtı, oğlunun al kanıyla allanmış mektubunu gördü ve başladı okumaya.

      ' Sevgili babacığım bizi askerlik hizmetine gönderdiğinizde davul zurna ile gönderdiniz.
      Git oğul. Vatanına, milletine, devletine, namusuna sahip ol dediniz.
      Bizler buraya geldik. Gecemizi gündüzümüze katıp vatan hizmetinin kutsallığına, mübarekliğine inanarak dosdoğru görevimizi ifa ettik.

      Ancak karşımızda düşman göremedik. Karşımızda şerefli bir düşman yoktu.
      Karşımızda şerefsiz bir ihanet vardı, yalan vardı, soygun vardı, talan vardı.
      En önemlisi vatan hainliği vardı.

      Nerde bir vatan haini varsa, nerde bir banka soyguncusu varsa, nerde tüyü bitmemiş yetimin, öksüzün malını çalıp çırpan varsa, nerde devletine ihanet eden, milletine ihanet eden, tarihine ihanet eden hatta hatta Sarıkamış'ta, Sakarya'da, Çanakkale'de şehit olan aziz şehitlerimizi soykırım yaptılar iması ile katillikle, canilikle suçlayan şerefsizler varsa.

      Bu şerefsizler yatında katında, dostlarının kucağında gününü gün ederlerken bizler yani gencecik fidan gibi vatanın öz be öz evlatları ise burada teker teker şehit oluyoruz.

      Kime karşı, kimlere karşı?

      Bu şerefsizler palazlansınlar, sömürülerine devam etsinler diye mi?

      Yoksa bizim gece gündüz, eksi 30 derecede nöbette beklediğimiz güzel yurdumuzu bölsünler, parçalasınlar diye mi?

      Dahası Avrupa Devletleri denilen haçlı ruhunun ülkemiz üzerindeki kirli oyunlarını istedikleri gibi sahneye koysunlar diye mi?

      Kime karşı sevgili babacığım, kime karşı?

      Bizler burada yirmi dört saat bayrağımız dalgalansın diye başımız gönderde, ellerimiz tetikte, bayrağımızı korurken, şehir meydanlarında bayrağımız yırtılsın, bayrağımız yakılsın diye mi?

      Otuz bin kişinin katili o cani denize nazır kaloriferli hücresinde manzara seyretsin diye mi?

      Karşımızda mert ve şerefli bir düşman yok ki babacığım.

      Karşımızda pusu var, ihanet var, alçaklık var, çukurluk var, döneklik var.
      En önemlisi hainlik var.'
      Baba daha fazla devam edemedi gözlerinden akan yaşlar, oğlunun al kanıyla bezeli mektubunun üzerine damla damla düştü.
      Ve o mektup bir ay yıldız şeklinde göndere asılmayı bekleyen mübarek bir bayrak haline dönüştü.

      Baba bu mektubu tekrar komutana götürdü.
      Komutan bu mektubun ikinci bölümünü kimin yazdığını araştırdı; ama bir türlü bulamadı ve gene ağzından o tek cümle çıktı.
      'Allah kahretsin.' Acaba bu mübarek mektubu kim veya kimler yazmıştı?

      Ama yazı aynı, yazgı aynı idi.

      Baba tek oğlunun, tek ocak umudunun al kanıyla allanmış mektubu itina ile katlayıp öptü ve sol göğsünün üzerindeki cebine koydu.

      Onunda ağzından bir tek cümle çıktı
      'VATAN SAĞOLSUN.'

      *****

      23 Mart 2006 Tarihli Nurhak Gazetesinde yayınlanmıştır.

      --
      Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. H.Muhammed
      Vazifeyi ihmale sürükleyen merhamet vatana ihanettir. M.K.Atatürk
      Yaşam: Ölümü hak etmektir. Haymatloslu
      --
      youtube.com/watch?v=ylrG_7l8pSg
      --
      youtube.com/watch?v=M6NYRaaTi1w
      --
      haymatloslu
      --
      Varlığım, Türk Varlığına Armağan Olsun
      Sitemizin Referans Sistemini kullanın*

      Işığın gölgesi ile yetinme ışık ol!

      CVP: Bir Şehidin Bayraklaşan Mektubu

      Yazar: Purkina Tarih: 24.10.2007 Saat: 05:22

      Vazifeyi ihmale sürükleyen merhamet vatana ihanettir. M.K.Atatürk


      Defalarca söylemeye çalıştığım şeyi Atatürk nasıl da tek kelime ile özetlemiş. Bu sözü ilk kez duydum. Ama o gün de demek ki benzer şeyler yaşanmış. Millet bağımsızlık peşinden koşarken birileri farklı ideolojilerin uşaklığını hümanizm, insan hakları, demokrasi vb. gibi kelimelerin arkasına sığınarak millete yutturmaya kalkmış.
      Bu sözde "Vazife" olarak anlatılan şey vatandır. Açıklaması da hitabede yapılmıştır.
      Bu milletine geçmişine, kültürüne, inançlarına uymayan günümüzün emperyalist ideolojilerine kanan insanlar inançlarını bize farklı kelimeler ile yutturmaya kalkmasın. O emperyalist ideolojiler insanlık tarihi kadar eskidir. Her çağda o ideolojilerin uşakları olabilir ama millet bunları her seferinde hakkettikleri şekilde cezalandırmıştır. Gazeteci Ali Kemal'i bir daha hatırlayın...

      img263.imageshack.us/img263/1552/agustos2902sz4.jpg
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...