Diyarbakır dicle üniverstesinin hali

      Diyarbakır dicle üniverstesinin hali

      Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nin Hali
      Bu Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesin'de okuyan bir öğrencinin mektubudur okuyun durumu bi düşünün.
      ''Merhaba Efendim. (DİYARBAKIR) Dicle Üniversitesi Öğrencisiyim.Adım ………… Bu mesajı olayları anlatmakta çaresiz kaldığımız için size yazıyorum. Çünkü Sesimizi korkmadan duyurabileceğimiz pek fazla insan kalmadı.Konuya gelince: 2 gündür Diyarbakır’da çıkan olayları az-çok duymuş ya da takip etmişsinizdir. Soruyorum Diyarbakır ili hangi ülkeye bağlı!? Hangi ülkenin sınırlarında?Bu Üniversiteye geleli yıllar oldu ama hemen her gün (abartısız) devlet aleyhine, bölücü başı terörist Abdullah Öcalan lehine eylemler,forumlar yapılmasın, bildiriler okunmasın. Fakültelerin ortak bahçesinde satılan apo posterli, kürtçe yazılı bölücü dergileri satılması da cabası…Tabi bunlara tuvaletlerdeki ‘’Türk, Türkçü, Türkçe giremez’’ vs gibi sayısız yazıların varlığını da ekleyecek olursak varın siz durumun ciddiyetini düşünün.Ve ilginçtir bunları yapan sözüm ona öğrencilerin büyük kısmını cümle alem artık biliyor, tanıyor. Çoğu defalarca hapse girmiş, çıkmış kişiler ve Üniversite yönetimince (nasıl yönetimse artık) hiç bir sakilde cezalandırılmamış insanlar…ve son olaylarda da yine bu insanlar başı çekiyorlardı. Affedersiniz ama azdılar demek daha doğru gelecek sanırım.2 gündür Diyarbakır da şehir merkezinden tutun, Koşuyolu, Bağlar, Kuruçeşme ve daha birçok semtte birçok noktada devlet aleyhine gösteriler düzenleniyor. Ne var canım bunlar doğal hali Diyarbakır’ın demeyin. Çünkü bunlar gösteri boyutunu aşmış durumda. Hiç bir şeyi göstermeyen medya dahi sokaklarda polis-provokatör çatışmasını defalarca verdi (Bu sadece gösterilen kısım) Şehir şu an da ruh gibi.Emniyet binalarının camları inmiş, bankalar yakılmış, okullar, sağlık ocakları, karakollar basılmış,otobüs durakları darmadağın, yollardaki tabelalara kadar saldırılmış durumda.(Nasıl bir demokrasi arayışıdır ki devletimizin onlara sunduğu bu imkanlara saldıracak kadar küstahça!)Saat 20.00 sularında dışarı çıktım ve eski OHAL zamanındaki görüntüden pek de farklı bir görüntüye rastlayamadım.Sokaklarda sadece panzerler, emniyet birim elemanları ve ara ara çatışan göstericiler var. Bir polisin uyarısı üzerine hemen koşarcasına eve dönmek zorunda kaldık.Olayın bizi en üzen yanı ise bugün Kampüse sıçrayan olaylardı. Üniversite polisinin şehirde görevde olmasını fırsat bilerek ‘’şehit namırın, biji serok apo’’ şeklinde sloganlar eşliğinde YÜZLERİNDE MASKELERLE bir kısmı zaten belli olan ve onlara katılan PKK sempatizanları önce Fen-Edeb/Diş Hekimliği Fakültelerinin ortak bahçesinde toplandılar. Sonra Fen-Edeb.Fak’ni bastılar.Tehditler ve sloganlarla Bütün öğrencileri zor kullanarak dışarı çıkardılar. Daha sonra Bizim fakültemiz olan Tıp fakültesine baskın yaptılar ve yine aynı şekilde Derslikleri ve Kütüphaneyi boşalttırdılar. Karsı koymayı denedikse de 1-2 kişinin böyle kudurmuş bir grup karşısında ne kadar sözü geçer varın siz hesap edin…Mecburen çıktık.Ve sonra Diş Hek. oradan da mimarlık sırasıyla bütün fakülteleri boşalttırdılar ve
      hiçbirimiz derse giremedik. Çok sayıda arkadaşımız da mağdur oldu ama kimsenin gücü yetmedi bunlara.
      Nereden cüret edebiliyorlar bilmiyorum ama şöyle bir tehdit eklediler ‘’ yarın okula gelmeyeceksiniz!, gelenleri cezalandıracağız!’’ şu an da bütün öğrenci arkadaşlarımız tedirgin ve korkmuş durumda.Okula gidemiyoruz.(Başkasının derdi nedir bilemem ama bizler okumak için memleketlerimizden kalkıp buraya geldik ama durum işte yukarda anlattığım gibiyken nasıl bunu başarabileceğiz varın tahmin edin) Biz yarın yine de derse gidebilmeye çalışacağız ama sonuç ne olur kestiremiyoruz…
      Olay anında bazı TV kanallarını aramayı denedikse de ilgilenen olmadı. Üniversitedeki bu olaylardan şu saat itibariyle hala hiç bir kanal, gazete vs yayın organı tek kelime bile söz etmedi. Bu nedenle sizlere başvurmayı daha uygun gördük.
      Lütfen,Allah rızası için bu çağrıyı duyun, duyurun. Burası neresi? Biz nasıl bir yerdeyiz? Biz de anlayalım milletimiz de anlasın. Demokrasi,kardeşlik palavrasını atanlarda görsün.Kimseyle bir zorumuz yok. Bari Okuma hakkımıza mani olmasınlar :(
      Evet ne hazindir ki başörtülülerin giremediği üniversitelerde bölücü terör örgütü mensupları cirit atıyor.En küçük bir disiplin olayına 6 ay uzaklaştırma veren YÖK acaba ne yapıyor bu durumda.Geçen senede Çukurova üniversitesinde Apo posterleri standlaları açılmıştı.Ordada kimse ses çıkarmamıştı.Acaba sırf başörtüsü için okullar önünde barikat kuran ,gencecik bacılarımızın bileklerine kelepça vuran,başörtülerini çekip atan,ikna odaları oluşturan Devletimiz nerede.

      Yukarıda ki mektup aslında çok acı gerçekleri anlatıyor.Ben sadace bir yönüne değinmek istedim...

      Birinci tehdit ne idüğü belirsiz İRTİCA değil , PKK dır , bunun aksini iddia edipte dolaylı alrak Pkk nın önünü açanlar da vatan hainidir.Bilerek veye bilmeyerek de olsa.....
      Sayın Teglöz 5 yıldır bu ülkede başörtüsü eylemi olmuyor hala yasak olmasına rağmen . Daha önceki eylemlerde de kelepçelenen yerlerde sürüklene birini görmedik . Bunu savunduğumdan değil ama yasalar böyle YÖK te uyguluyor bu ülkede bazı basın yayın organları yasaları uygulayan kurumları hedef göstermeye devam ediyorlar hala .
      Gelelim pkk meselesine bu idari bir durum olmaktan çok polisiye bir durum takdir ederseniz . Gözü dönmüş , katilerin karşısında üniversite yönetimleri değil , güvenlik kuvvetleri olmalı önce , onlar suçluları tutup adli makamlara teslim eder mahkemeler mahkum eder de üniversite yönetimi bunlara hala öğrencilik statüsü verirlerse o zaman eleştirilirler .
      Orada okuyan kardeşimize Allah kolaylık versin , çünkü devlet kararlı bir şekilde terör örgütünün ve onların destekçilerinin üstüne gidemez hale getirilmiştir bu ülkede . Olarla mücadele edenler türlü komplolarla suçlu ilan ediliyorlar basın yayın organları sürekli olarak beyin yıkamayla meşgul bu ülkede .
      Türk tarihi objektif olarak incelenmeli , Orta asya da 3 metre ipekli kumaş karşılığı Çinlilerle işbirliği yapanlar vardı şimdide ölçüt değişmiş olabilir ama yine varlar , vatanseverlerin tüm olumsuz koşullara rağmen birlik olmaları gerekirken yapay ayrımlar yüzünden yakın gelecekte olabileceğine dair bir emarede görünmemektedir .
      Bellum omnium contra omnes
      Yapılacak bir tek şey kalmışsa hiç bir şey yapılmamış demektir.
      Sevgili Sabriye Kardeşim;

      Okuma hakkı gaspedilen öğrenciler olarak yapabileceğiniz tek şey var. Biraraya gelerek okuma hakkınıza sahip çıkmak. Bu hakkı gerekirse söke söke almaktır. Bunun için inançlı olmanız yeter. Siz inançlı olarsanız o terörist bozuntularının yapabilecekleri hiç bir şey yoktur. Çünkü onlar sadece psikolojik baskı uyguluyorlar. Ellerinden daha fazlasının gelmeyeceğinden emin olun. Sizi tehdit edenlerin gözlerine kararlılıkla bakın. Sizdeki kararlılığı görünce inanın ki böyle bir şey yapmaya bir daha cesaret edemezler.
      Bu arada sakın yonlar gibi davranıp yasadışı yollara sapmayın. Onların beklediği de budur. Böyle bir çatışma ortamını tüm üniversitelere yığmaktır.
      Bu arada yapacağınız bir şey daha var.
      Tüm üniversitelerin sitelerine ve öğrencilerine bir şekilde olaşıp onların moral desteklerini isteyin. Gerekirse sizlerin okuma hakkı için eylemler düzenlemesini ve durumunuzu ülke geneline duyurmasını sağlamaya çalışın.
      Siyasi partilerin tamamına ulaşarak mevcut durumubildirin ve desteklerini isteyin. Umuyorum ki bu çabalarınız durumu ülke gündemine taşıyacaktır.
      Site olarak yapabileceğimiz neler var bilemiyorum ama size her zaman destek olacağımızı bilin.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      BENCE BUNUN ADI NE DEMOKRASİ NEDE ÖZGÜRLÜK KİMSE BİRBAŞKASININ OKUMA HAKKINI ELİNDEN ZORAKİ ALMAYA KALKIŞAMAZ TAMAM ÜNÜVERSİTELERDE GÖRÜŞ VE FİKİR AYRILIGI OLACAKTIR BU GAYET NOLMAL AMA BAŞKASININ TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜGÜNÜ KARIŞMADAN VE ENGELLEMEDEN ŞİTDETE DAYALI DEGİL TARTIŞMA PLATFORMLARINDA YAPILMALIDIR ZATEN BU İNSANLARLA TARTIŞMA ORTAMINA BİLE GİRİLMEZ ÜLKESİNİ SEVMEYEN VE BÖLÜCÜ DÜŞÜNCEYE SAHİP KİŞİLERLE ANCAK GÜVENLİK GÜÇLERİ KONUŞABİLİR TABİ ONLARIN ANLAYACAGI DİLDEN(COPLA VE ZOR KULLANARAK)
      Bu Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesin'de okuyan bir öğrencinin mektubudur okuyun durumu bi düşünün.


      Olay anında bazı TV kanallarını aramayı denedikse de ilgilenen olmadı. Üniversitedeki bu olaylardan şu saat itibariyle hala hiç bir kanal, gazete vs yayın organı tek kelime bile söz etmedi. Bu nedenle sizlere başvurmayı daha uygun gördük.



      Demokrasi,kardeşlik palavrasını atanlarda görsün.



      İlk alıntıladığım ifededen anlıyorum ki, çizilen tablo Sabriye hanımın birebir yaşadıkları değil,bir şekilde edinilen 'öğrenci mektubu'nun buraya
      taşınması sözkonusu.

      İkinci alıntılamamda ki ifadeler , mektubu yazan kişinin asıl muhatabının gerçekte kimler olduğu noktasında merakımızı ziyadeleştirmekten öteye geçemiyor ! Bu nedenle sizlere başvurmayı daha uygun gördük cümlesinin muhataplarının Hemşin Platformu sakinlerinin olduğuna dönük, cümle aralarında daha açık bir ifadeye rastlayamıyoruz.

      Ve yine üçüncü alıntılamamda ki ifadenin çok daha muğlak olduğunun altını özellikle çizmekte yarar görüyorum.Kimlerdir bu 'palavra olduğu iddia edilen' demokrasi ve kardeşlikten dem vuranlar ?Hangi saiklerdir mektup sahibi nezdinde demokrasi ve kardeşlik kavramlarını şüpheli hale getiren ?Buradan hareketle;ilgili kavramların topyekun ötelendiği bir toplumun gelebileceği nihai 'hal-i pür melal'e dair neler düşünülüyor acaba ?!

      Bu konularda Sabriye hanımdan ek bilgiler (ve varsa yorumlar ) talep etmemiz,zannediyorum sorunun daha bir anlaşılır kılınması endişemiz istikametinde anlayışla karşılanacaktır.

      Ayrıca;
      TEGLOZ kardeşime elbette katılıyorum.
      Bugün , YÖK'ün ne zaman,kimlerin,ne adına kurulduğunu,dolayısıyla böyle bir 'antidemokratik yapılanma'yı yasa vs. ile bir arada anmanın bile ne denli abesle iştigal olacağını tartışmak bile yersiz,zaman kaybı .
      "Yasalar gereği" sivil siyasete,başbakanlığa tabi olacak olan bir takım kurumların adeta antidemokratik mevzinin savunma hattı haline getirilme refleksi günümüz enformasyon imkanlarında halkın gözünden kaçmayacak, doğal olarak sandığa yansıyacaktır,yansıyor !
      Uzağa gitmeye gerek yok;
      Kurtuluş harbimizde 'bir parça bez' in bizdeki karşılığının ne olduğunu, Kahramanmaraş'ta Sütçü İmam çok net ortaya koymuştur !
      bende bunu bi yerde buldum iliginiz için tsk ederim


      Bu duruşunuz ise daha bir izaha muhtaç diye düşünüyorum !

      Başlığa taşıdığınız mektubu bu şekilde sahipsiz bırakmanızı açıkçası doğru bulmuyorum !
      Çünkü;
      O mektup farklı anlamlarda değerlendirilip,belki farklı kişi ve mercileri zan altında bırakabilecek cesamette !

      Sizin ifadenize göre "bir yerlerde" daha neler var bir bilseniz !Oysa kaynağı ve doğruluğu sizin dahi bilemediğiniz,bilemeyeceğiniz böylesi "bir yerler" mamülü iddiaları platforma taşımayı , etik değerlerle bağdaşır bulmuyorum !
      Saygı ve sevgilerimle...
      Ömer Bey!

      Sizin bu kişilerle uğraşma tavrınızı yadırgıyorum. Yani Raşel53 ün söyledikleri bana hiç mantıksız gelmiyor. Senelerce Ege Üni. de okumuş biri olarak PKK yandaşlarının fırsat bulunca neler yaptığını biliyorum. Ayrıca bir çok üniversitedeki olayları takip etmiş biri de olarak Dicle Üniversitesindeki olaylar bana gayet doğal geliyor.

      Diyarbakıra başkent denir, neden denilir? Bunu hiç düşündünüz mü? Bu olayın anlatıldığı mailler bana 1 yıl önce gelmişti. Biz siteye yazılan her olayın isbatı ile yükümlü değiliz mantığımız alıyorsa kabul ederiz.

      Çölaşan diyor ki 22 pkk lı meslice girdi. "http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=96853" kimbilir ne kadarı Dicle Üni. de okuyordur bilmem anlatabildim mi?

      Sonuç olarak şunu demem lazım kürtlerle, bölücüler bir değildir ama aralarında çok ince bir çizgi vardır :)
      Ne Mutlu Türk'üm Diyebilenlere!
      Zorbey kardeşim;
      Hangi kişilerle uğraşır olduğumu inanın anlayamadım.Daha açık yazabilirseniz, muhtemel hatamı görme imkanını vermenizden ötürü size müteşekkir kalabilirim.

      Sözkonusu iddiaları zannediyorum kendi siyasal duruşumuza göre şekillenen mantığımızla değil,delillerle mukayese etmek durumundayız.
      Bunu söylerken elbette ki terör ve eğitim kurumlarına sirayetini yadsıyor değilim.Bu maalesef bir vakıa.Ama kabul edin ki terörle mücadele duygusal tepkilerle olabilecek bir hadise değildir.Olayın siyasi,ekonomik,coğrafi,konjonktürel vs. zemininin çok ciddi tespiti,tahlili mücadelede başarı adına olmazsa olmaz olandır.Vehimlerle hareket etmek toplumu daha bir cinnet ortamına taşıyacaktır.Kamplaşma ve giderek iç savaş sürecinin tam da aradığı uygun zemini kendi ellerimizle teslim etmiş olmaz mıyız ?!
      Çölaşan'ın provokatif yazıları artık kanıksanmıyor bile ! " Emin Çölaşan'dır,ne yapsa yeridir (!) " denilip geçiliyor.Zira onun yazıları ciddiye alınacak olursa meclise kimseyi sokmamak lazım !
      Meclise kimin, ne oranda gireceği meselesine mevcut yasalar muvacehesinde millet bir açıklık getirmiştir !
      yaa ben bu yazıyı eklerken sadece oradak ögrencilerin zr drumunu dile getirmek istedim.ama ömer bey gb kişlerin bu yazdım yazıda bi art niyet sezmesini anlamıyrum...bu yzının kaynanında dru olup olmadını bilimiyorum....ama benim içimde bir kötülük oldunu düşünenlerin düşüncelerine bakılırsa gercek kötülük kendilerinde.....her seyde bi kötülük aranmaz...yazıyı koydummda koyucamada bin bişman ettiniz cok saolun
      Genç kardeşim;
      Konuyu getirip bıraktığın oldukça dar ve bir o kadar da duygusal mahalde başlığa taşıdığın konuyu kendimize mesele edinip toplumsal barış adına beyin kıvrımlarımızı zorlamaya yeltenmemizin 'en azından seninle' çok anlamlı olmadığını üzülerek görüyorum.
      İçinde elbette bir kötülük olmadığını hissedebiliyor,sağlık ve mutlulukla geçen uzun bir ömür diliyorum =)
      Kal sağlıcakla...
      Yazar: Felsefeci Tarih: 29.07.2007 Saat: 10:12

      Sayın Teglöz 5 yıldır bu ülkede başörtüsü eylemi olmuyor hala yasak olmasına rağmen . Daha önceki eylemlerde de kelepçelenen yerlerde sürüklene birini görmedik . Bunu savunduğumdan değil ama yasalar böyle YÖK te uyguluyor bu ülkede bazı basın yayın organları yasaları uygulayan kurumları hedef göstermeye devam ediyorlar hala .
      Gelelim pkk meselesine bu idari bir durum olmaktan çok polisiye bir durum takdir ederseniz . Gözü dönmüş , katilerin karşısında üniversite yönetimleri değil , güvenlik kuvvetleri olmalı önce , onlar suçluları tutup adli makamlara teslim eder mahkemeler mahkum eder de üniversite yönetimi bunlara hala öğrencilik statüsü verirlerse o zaman eleştirilirler .
      Orada okuyan kardeşimize Allah kolaylık versin , çünkü devlet kararlı bir şekilde terör örgütünün ve onların destekçilerinin üstüne gidemez hale getirilmiştir bu ülkede . Olarla mücadele edenler türlü komplolarla suçlu ilan ediliyorlar basın yayın organları sürekli olarak beyin yıkamayla meşgul bu ülkede .
      Türk tarihi objektif olarak incelenmeli , Orta asya da 3 metre ipekli kumaş karşılığı Çinlilerle işbirliği yapanlar vardı şimdide ölçüt değişmiş olabilir ama yine varlar , vatanseverlerin tüm olumsuz koşullara rağmen birlik olmaları gerekirken yapay ayrımlar yüzünden yakın gelecekte olabileceğine dair bir emarede görünmemektedir .


      ''Örtüzedeler, dün de meydanlardaydı: Başörtüsü yasağına tepkiler dün de sürdü. Kocaeli, Akyazı, Sakarya, Ankara ve Van’da gerçekleştirilen yasağa hayır eylemlerinde, seçimlerde “yasakçı ve dayatmacıların ağır bir darbe aldığı hatırlatıldı. Seçim sonuçlarının iyi okunması gerektiğinin belirtildiği açıklamalarda, “Halkın ensesinde boza pişirenler kaçacak delik arıyorlar. Dayatmacılık ağır bir darbe aldı” denildi.


      Kocaeli’nde İnanç Özgürlüğü Platformunca, İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı Önünde yapılan eylemde ortak bir basın açıklaması da yapıldı. 119. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eyleminde platform adına basın açıklamasını MAZLUMDER Kocaeli Şube Üyesi Betül Saraç yaptı. Seçim sonuçlarının iyi okunması gerektiğinin belirtildiği açıklama, “Hakaretlerine devam ettiler ve halkın muhtırası suratlarında patladı. Aylardır sonucu merakla beklenen seçimin sonuçları belli oldu. Halkın ensesinde boza pişirenler kaçacak delik arıyorlar. Dayatmacılık ağır bir darbe aldı” denildi.
      AKYAZI’DA 25. EYLEM
      Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu’nun düzenlemiş olduğu 25. basın açıklamasında da yasakçılar kınandı. Yapılan açıklamada, “Başörtüsü bir ibadettir. İbadet hiçbir gerekçeyle yasaklanamaz eğer bir müminin ibadetinin yasaklanmasına imza atıyorsanız, uygulanmasına göz yumuyorsanız İslâm, Kur’an, din ve iman hakkında ya bilgiden yoksun ya da anlama problemi var diye düşünüyoruz. Sayın siyasiler göreviniz İslâm dinine inanan mümin insanların inandıkları gibi yaşamalarını engelleyici yasakları düzeltip halka hizmet etmektir. Sizler seçildikten sonra sıradan olmaktan çıkıyor sorumlu konumuna geçmiş oluyorsunuz; yüzde 47'den sonra toplumsal mutabakat bahane olmaktan çıkmıştır lütfen eğitimi engellenen binlerce mağdur kızımızın sesine kulak verin” denildi.
      VAN'DA 48. EYLEM
      İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği Van Şube Başkanlığı tarafından düzenlenen, bazı sivil toplum örgütleri ve derneklerin de desteklediği 'Başörtüsüne Özgürlük' adlı mutat basın toplantısının 48'incisi yapıldı. Sanat Sokağı'nda düzenlenen, Gökkuşağı, Umut-Der, İnsan-Der, Memur-Sen ve Anadolu Gençlik Derneği Van Şube Başkanlığı'nın desteklediği basın açıklamasını, oluşturulan platform adına Umut-Der Üyesi Erhan Şengül yaptı. 22 Temmuz seçimlerinin halkın inanç özgürlüğü, barış ve insan hakları ihlallerine mukabil bir halk muhtırası niteliğini taşıdığını ifade eden Şengül, yapılan seçimin baskıcı, dayatmacı siyasal erke, halkın değer ve inançlarına saygı duymayan faşizan zümrelere yerinde verilen bir cevap olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan krize halkın son noktayı koyduğunu da dile getiren Şengül, "Buna rağmen hâlâ birileri çıkıp, 'Cumhurbaşkanı seçimlerinde durum raydan çıkarsa ordu yine müdahale edebilir' diyorsa bu topluma ve tercihlerine büyük bir saygısızlık demektir" dedi. Şengül, AK Parti’ye düşen görevin ise seçim sonuçlarını doğru okuyarak, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı üzerinde diretilmesi, başörtüsü ve insan haklarına dair kararlı adamların atılması olduğunu dile getirdi.''
      --------------
      vakit.com.tr/News.aspx?NID=25070


      Sayın Felsefeci, SON 4-5 yıldır eylemler devamlı yapılmakta ve başörtüsüne yönelik tacizler , dayatmalar ve yasaklar devamlı vuku bulmaktadır.Duyarlı basını takip ederseniz sizde bu eylemlerdenn haberdar olabilirsiniz.

      Diğer taraftan yasaların mevcut durumuna değinmişsiniz.Yasaları yapanlar insanlardır ve her daim de değiştirilebilir.Hiçbir yasa dokunulamaz değildir.Yasalarda Temal ölçüt insan olmalıdır.Başka şeyler değil.

      Diğer taraftan Yök ne yapabilir diyorsunuz.Kampüslerde en azından bölücü örgütün propagandasını önleyebilir.Bu okadar zor değil.Geçen sene Çukurova ünivrsitesinin kampüsünde stand kurularak Apo posterleri açılmıştı.Bu öğrencilerin elinde silah falan da yoktu.Ve bu öğrenciler hakkında hiçbir işlem yapılmadı.Bu hamur çok su götürür.....
      Sayın Teglöz tabi yasaları insanlar yapar insanlar için zamanla insanlar değişir yasalarda değişir ama bu yasalar halen geçerli iken uyulması gerektiği gerçeğini değiştirmez . Biz beğendiklerimize uyar diğerlerine uymazsak toplum halinde yaşamak olanaksız hale gelir .
      Bellum omnium contra omnes
      Yapılacak bir tek şey kalmışsa hiç bir şey yapılmamış demektir.

      pesssssssssssss

      pes yahu konu neydi geldik başörtüsüne gene pesssssss pesssssssss...

      alelem marsa tatil köyü kuruyor biz halen bir bez parçasını tartışıyoruz yahu pes...

      yönetimden ricam konu aykırı olan yazılar silinsin...

      bizler Atatürkçüler olarak örtünmeye değil türbana karşıyız! siyasi simgesi haline gelen türbana...

      benim annemde kapalı ama anadolu yemenisi...

      peki size soru puşimi ? türbanmı ?
      Hak(cc) kuluna eyler nazar
      Dört kalıptan Adem dizer
      Kalleş gelmiş CUMHURİYETİ bozar
      ATAM sana haber olsun

      ENELHAK