Evimizin duvarında bir Bayrak* bir de senin resmin vardı.
Küçüktüm pek anlam veremezdim sadece Atatürk derdim kim diye soranlara
çocuk aklımla.
Şimdi 3 yaşındaki oğlum aynısını yapıyor.
Ve sonra İlkokulun ilk yıllarında gerçekten tanıdım seni…
Sobalı küçük bir sınıfta Üzeri kazınmış tahta sıradan bakardım duvardaki
resmine ve mavi gözlerinde seni anlamaya çalışırdım sana duyduğum
hayranlıkla.
10 Kasımda bir şiirdin benim ve arkadaşlarımın dudaklarından okul
bahçelerinde yankılanan…
Sonra şehit kanıyla sulanan bayrak* özgürlük ateşi oldun bir milletin
yüreğini en ayazlarda ısıtan.
O günlerde öğrendim seni yeniden; Tanrı dağında Kürşat * * Bilge Kağan*
Osmanlıda Fatih* Kanuni* Yavuz Sultan Selimdin...
Diyordun ki; Ne mutlu Türk'üm diyene
O günlerde Türk olmanın anlamını ve şerefini* asaletini sen dillendirdin
de.
Senden 67 yıl sonra herkes bunu unuttu Atam…
Ülkenin muasır medeniyetler seviyesine gelmesini isterdin* adıyla*
sanıyla* Türk kimliği ile ama bunu da anlamadılar Atam!
Muasır medeniyetler seviyesini Avrupa Birliği sandılar ve Hıristiyan
Kulübü dedikleri o Birlik kapısında el etek açıp üyelik dilendiler…
Senin bize verdiğin demokrasi ve özgürlüğü bizden başka herkes
dillendirdi Atam* özelliklede senin kurduğun Türk Ordusu'nun Mehmetçiğine
dağda kurşun sıkan hain ruhlular…
Senin gelecek nesiller dediğin çocuklarına olmadık eziyetler yaptılar
yurtlarda.
Kurtlu zeytinler yedirmekle kalmadılar birde dayak atıp işkence
yaptılar!
Senin resimlerin bile batar oldu birilerine* Avrupa Parlamentosu'nun bir
İngiliz milletvekili basın toplantısı düzenledi ve dedi ki 'Devlet
dairelerinden Atatürk'ün resimlerinin kaldırılması zamanı geldi. Türkiye
bunu yapmalıdır.'
Sonra senin Kocatepe'deki halin bröveden kaldırıldı daha dün Genel Kurmay
Başkanlığı tarafından. Amaç bröveyi 'daha çağdaş' yapmakmış!
VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN DA…..
Hatırlar mısın kurtuluş savaşında mermi taşırken cepheye* kurşunlanan
şarapnel yiyen elifler Ayşeler vardı.
Şimdi televolelerde boy gösteren Lailada gezen ve daha ortaokuldayken bu
kültürle tanışan bir gençlik var… Türk Milleti Asil bir beydir. Beylerin
efendisi olmaz diyenlere de faşist damgasını vurup yoz bir bakış açınız
var diyorlar. Türk Askerinin başına çuval geçiriliyor* Ermeniler karsta
toprak öpüyor* Ekümenik sözü aldı başını gidiyor Senin ve Ceddimin kanla
bedel ödeyerek aldığı topraklar yabancılara satılıyor. Sonra senin
kurduğun fabrikalarda artık yok özelleşiyoruz Atam.
Hasılı; Türkiye açlıkla *yoklukla *kanla *canla alıp bize emanet
ettiğin Türkiye değil artık Türk ateşle imtihan ediliyor .Ama artık topla
tüfekle değil bunlarla Atam..
Kemiklerini sızlattıysam anlattıklarımla ve ben bunlar için mi verdim
onca mücadeleyi yazıklar olsun size diyorsan eğer;
Ne olur bizi affet Atam!
Ne olur bizi affet!
Bunları biz yapmadık ama varlığımızı gençlik çağlarımızdan en olgun
yaşımıza kadar Türk varlığına armağan etmememize rağmen yapanlara da mani
olamadık…
Küçüktüm pek anlam veremezdim sadece Atatürk derdim kim diye soranlara
çocuk aklımla.
Şimdi 3 yaşındaki oğlum aynısını yapıyor.
Ve sonra İlkokulun ilk yıllarında gerçekten tanıdım seni…
Sobalı küçük bir sınıfta Üzeri kazınmış tahta sıradan bakardım duvardaki
resmine ve mavi gözlerinde seni anlamaya çalışırdım sana duyduğum
hayranlıkla.
10 Kasımda bir şiirdin benim ve arkadaşlarımın dudaklarından okul
bahçelerinde yankılanan…
Sonra şehit kanıyla sulanan bayrak* özgürlük ateşi oldun bir milletin
yüreğini en ayazlarda ısıtan.
O günlerde öğrendim seni yeniden; Tanrı dağında Kürşat * * Bilge Kağan*
Osmanlıda Fatih* Kanuni* Yavuz Sultan Selimdin...
Diyordun ki; Ne mutlu Türk'üm diyene
O günlerde Türk olmanın anlamını ve şerefini* asaletini sen dillendirdin
de.
Senden 67 yıl sonra herkes bunu unuttu Atam…
Ülkenin muasır medeniyetler seviyesine gelmesini isterdin* adıyla*
sanıyla* Türk kimliği ile ama bunu da anlamadılar Atam!
Muasır medeniyetler seviyesini Avrupa Birliği sandılar ve Hıristiyan
Kulübü dedikleri o Birlik kapısında el etek açıp üyelik dilendiler…
Senin bize verdiğin demokrasi ve özgürlüğü bizden başka herkes
dillendirdi Atam* özelliklede senin kurduğun Türk Ordusu'nun Mehmetçiğine
dağda kurşun sıkan hain ruhlular…
Senin gelecek nesiller dediğin çocuklarına olmadık eziyetler yaptılar
yurtlarda.
Kurtlu zeytinler yedirmekle kalmadılar birde dayak atıp işkence
yaptılar!
Senin resimlerin bile batar oldu birilerine* Avrupa Parlamentosu'nun bir
İngiliz milletvekili basın toplantısı düzenledi ve dedi ki 'Devlet
dairelerinden Atatürk'ün resimlerinin kaldırılması zamanı geldi. Türkiye
bunu yapmalıdır.'
Sonra senin Kocatepe'deki halin bröveden kaldırıldı daha dün Genel Kurmay
Başkanlığı tarafından. Amaç bröveyi 'daha çağdaş' yapmakmış!
VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN DA…..
Hatırlar mısın kurtuluş savaşında mermi taşırken cepheye* kurşunlanan
şarapnel yiyen elifler Ayşeler vardı.
Şimdi televolelerde boy gösteren Lailada gezen ve daha ortaokuldayken bu
kültürle tanışan bir gençlik var… Türk Milleti Asil bir beydir. Beylerin
efendisi olmaz diyenlere de faşist damgasını vurup yoz bir bakış açınız
var diyorlar. Türk Askerinin başına çuval geçiriliyor* Ermeniler karsta
toprak öpüyor* Ekümenik sözü aldı başını gidiyor Senin ve Ceddimin kanla
bedel ödeyerek aldığı topraklar yabancılara satılıyor. Sonra senin
kurduğun fabrikalarda artık yok özelleşiyoruz Atam.
Hasılı; Türkiye açlıkla *yoklukla *kanla *canla alıp bize emanet
ettiğin Türkiye değil artık Türk ateşle imtihan ediliyor .Ama artık topla
tüfekle değil bunlarla Atam..
Kemiklerini sızlattıysam anlattıklarımla ve ben bunlar için mi verdim
onca mücadeleyi yazıklar olsun size diyorsan eğer;
Ne olur bizi affet Atam!
Ne olur bizi affet!
Bunları biz yapmadık ama varlığımızı gençlik çağlarımızdan en olgun
yaşımıza kadar Türk varlığına armağan etmememize rağmen yapanlara da mani
olamadık…
HOSUMA GITTI PAYLASMAK ISTEDIM
BİZ TARİH YAZAN DEGİL TARİH YAPAN BİR MİLLETİZ