Sen Beni Yarım Bıraktın

      Sen Beni Yarım Bıraktın

      Adını özlem koydun bu sonsuz sevginin,
      Özlemin tek sığınağı oldu bu acı dolu yüreğin,
      Bu bitmeyen özlem kaçınılmazlığıydı sensizliğin,
      Bitmez bu özlem sevgili, bitmeyecek bensizliğin...

      Ayrıldık ve her geçen gün büyüdü bu özlem,
      Her iç çekişte bir gözyaşı, her göz yaşında bir sitem,
      Bitmedi bu hasret, ne yapsam nereye gitsem,
      Özlemin gösterdi, kime baksam hep sen...

      Yıllarım seni beklemekle geçti umutla,
      Gelişin seni vazgeçilmez kıldı bir anda,
      Sensizliğin içimi, yüreğimi yaktığı anlarda,
      Özlemin hep vardı, bırakıp gittiğin zamanlarda...

      Adı hep özlem kalacak bu karşılıksız sevginin,
      Özlemek tek çaresi olacak sensizliğin,
      Bitmez bu tutku, bitmeyecek bensizliğin,
      Yaşadıkça vazgeçilmez olacak ismin,

      Kaçınılmaz olacak özlemin,
      Özlemim...
      GELEHLİ

      ah..ah..ah.. ahh bu ah..lar olmasa.

      Görmeseydi gözlerim gözlerini
      Tutmasaydı ellerim ellerini,
      Bu sevda ölüme kadar demeseydi dillerim,
      Sevmeseydi,sevmeseydi,sevmeseydi yüreğim,
      Ah..ah..ah.. ahh bu ah..lar olmasa.

      Kopmasaydı durgun deniz de fırtınalar,
      Batmasaydı aşkımız okyanuslar da,
      Olmasaydı hır gür, sen ben kavgası
      ah..ah..ah.. ahh bu ah..lar olmasa.

      Kaplamasaydı gökyüzünü simsiyah bulutlar
      Islanmasaydık çamur yağmurlarında,iliklerimize kadar,
      Titrememeseydik ayrı köşelerde,sarilabilseydik birbirimize
      Isınabilseydik aşkımızın ateşiyle,dönebilseydik sevgimize
      ah..ah..ah.. ahh bu ah..lar olmasa.

      Geceleri dolarmıydın parmaklarıma saçlarındır diyerek
      Başlarmıydım sabahın köründe şaraba,dudaklarını içercesine
      Dönermiydim sabaha dek sensiz ve soğuk yatağımda
      Sarılırmıydım yastıklara,yatarken ayrı odalarda.
      ah..ah..ah.. ahh bu ah..lar olmasa.


      Katlanırmıyım sanıyorsun bunca yıllık beraberliğimize
      Acıyla,elemle, kederle geçen evliliğimize
      Dışarda mutluluk gösterilerimize ev de hır gürlerimize
      Bende bu yürek bu yürek te bu sevda olmasaydı eğer
      ah..ah..ah.. ahh bu ah..lar olmasa.
      GELEHLİ

      Baba, azıcık ağlasam;(

      O gitmiştir. Sana düşen taş gibi durmaktır. Kimse böyle olman gerektiğini sana söylemez ama sen bilirsin “taş” gibi olmak gerektiğini.

      Vücudun yer çekimine karşı savunmasızdır, boylu boyunca uzanmak ister. Uzanmak da değil aslında “yığılmak”.

      Yapamazsın. Düşünmen gereken başkaları vardır. Boğazına acı gelir oturur, yutkunursun. Öyle alışırsın ki yutkunmaya acını, o acı boğazına yapışır kalır. Senin bir parçan olur artık, alışırsın.

      Yıllar geçer büyürsün. Hayat devam eder. Başka acılar olur, başka sevinçler. Her seferinde elin ilk önce telefona gider. Onun güven dolu sesini duymak istersin, sonra yokluğunu hatırlarsın, acı biraz daha artar, sen yine yutkunursun.

      “Baba biz Erdek’e tatile gidiyoruz annemle. En sevdiğin yere. Ne bulurdun orada hala anlamıyoruz, ama biz seni bulmaya gidiyoruz baba!”

      “Baba bir görsen öyle başarılı bir iş kadını oldum ki, gurur duyardın benimle. Belki de zaten duyuyorsundur bir yerlerde.”

      “Baba seni öyle özledim ki, hiç tanımadığım insanlara yokluğunu anlatıyorum burada.”

      “Baba hani ben hiç ağlamadım ya arkandan, çünkü sen ağlamama dayanamazdın ya.”

      “Baba, azıcık ağlasam…”
      GELEHLİ

      Babalar Ölmesin...

      Babalar değerlidir,değersiz sayılmasın,babaların kıymeti,ÖLÜNCE bilinmesin....


      Ey benım yüce Allahım,
      Ben hep baba ma yanarım,
      Erken yaşta aldın onu,
      Buna nasıl dayanalım........

      Ey benım yüce Allahım,
      Babamızı bizden aldın,
      Toprağı sevindirdinde,
      Bizi de yetım bıraktın......

      Babalar hiç sevilmezmi ,
      Onsuz hayat çekilmezki,
      Allah kimseye vermesın,
      Babasız hayat bitmezki....

      Sevgimizi yaşamadık,
      Babamıza doyamadık,
      Onu bizden kopardılar,
      Bizlerde babasiz kaldık...

      Babamızı götürdüler,
      Onu toprağa koydular,
      Kim yanmadı babamıza
      Gökler bile ağladılar.....

      Allah kimseye vermesın,
      Babalarımız ölmesın,
      Bütün ölen babaların,
      Mekanları cennet olsun....

      Bir kere hata işledin,
      Bir gün gülmedıki yüzün,
      İçimize koydun hüzün,
      Keşke ölmeseydın BABA..

      Y.Coşkun
      T.23/02/007

      CVP: Baba, azıcık ağlasam;(

      Ben aglamadımki
      Ben ağlamadım ki arkandan giderken
      Yüregim ağladı sensiz geçecek olan günlere
      Çocukluğumu alıp gittin baba
      Bir yarım sensiz bir yarım yarınsız
      Ben ağlamadımki baba
      Sen giderken
      Mahsun kalan çocukluğum ağladı
      Şimdi geride kalan sensizliklerde
      Bir çığlık gibi bölen gecelerimi
      Sen giderken ağlamayan
      Bir ben deki ben ağlıyor.
      __________________________
      Hiç bir yürek tatmasın isterim babasızlıgı hiçbir yürek özlemesin babasız geçen günleri.

      SeN Beni Yarım Bıraktın..

      --------------------------------------------------------------------------------

      "kendimi arıyorken
      olmaktan korktuğum yerdeyim,
      sendeyim..."

      ama senin umrunda değilim...
      aklın başka yerde,yüreğinde...
      tenin başka tende,
      ellerin başka elleri tutuyor,
      gözlerin başkasına bakıyor.
      o eriyip bittiğim gözler...
      kimbilir şuan kimlerin üzerinde...
      ki ben seninle bir saati bir ömre kıyaslarken
      sen başka kollarda,başka yollardasın...
      belki imkansız olduğun için büyüksün ben de...
      bitmiyorsun,silinmiyorsun...
      gitmiyorsun aklımdan...
      yaşadığımız her an gözümün önünde,
      aklımda,fikrimde...

      bazen esiyor bana...
      silmeliyim onu,
      geçmeliyim ondan,
      aşmalıyım bu adı "kara aşk" ı...
      ama gel gör ki haktan hep seni diliyorum,
      dilimde dua oluyorsun...

      anlayacağın sen benden gittiğinden beri ben ben de değilim.
      istediğin oldu kısacası...
      üzdün,
      ağlattın,
      yıktın,
      bitirdin,
      yeri geldi güldürdün kendi halime...

      sen beni yarım bıraktın...
      GELEHLİ

      Ağladım

      Ağladım
      ağlamamak için, çabalarken,
      Göremedin gözlerimi, Duymadın sesimi,
      Sana elveda derken,
      Tutmadın son defa ellerimi,
      Ağladım hıçkıra, hıçkıra,
      Sahilde dalganın sesiyle dertleştim,
      Esen rüzgarı koydum yerine, Saçlarımı okşarcasına,
      Uzandım kumsala, Dizlerine yatarcasına,
      Ağladım, kum tanelerine ağladım,

      Utandım arkadaşlarımdan gizlice
      Duymasın diye annemden sessizce
      Unuttuğum elbiseni habersizce
      Sarılıp,sarılıp ağladım

      Sanki ellerim bağlı sana gelemiyorum,
      Gitme diye seslenemiyorum
      Ağlama diyen bir sesle uyanıyorum,
      Ben Seni Kaybettim
      Girdiğin her rüyanın artından
      AĞLADIM

      biliyormusun ben ilk defa
      ilk defa içimden gelerek ağladım unutma ki seni hala deli gibi seviyorum..
      hep te sevecegim ...
      GELEHLİ

      BUL BENİ

      Bul beni!
      Uzaklarda değilim bak yanında,
      Attığında elini tehlike anında
      Can simidi misali.
      Kırılgan umutlarını umuduma katmaktan geri durma.
      Bak ışığa şavkırken, karanlığın üstünden.
      Yenilmeden hayatın kahırlı sitemlerine
      Geç kalan yaşın daha geride kalsın yüreğinden.
      Sıcak gülüşünün çizgisi yanağındayken
      Yaşamın hüznüne katık etmişsen sevdaları,
      Adı aşk mı kavga mı yaşamın anlamı
      Sevda yolunda dizeler yazmışsan sayfalar dolusu
      İntizarınla öfken tüketmişse yüreğini
      Varsa tutacağın uzatsan da elini kırık kollarla
      Bağrına bastığında inleyecekse yüreğindeki kelebekler
      Tınısı belleklerde kalan sazın tellerini
      Burkmuşsa incinmeler
      Sevdadan yana daha dur diyorsa içindeki aşık
      Hadi hadi hadi diyorsa, bazen gelip giden
      Yüzündeki tebessümün, duygunun kızarmışlığı.
      Bir kez daha sona başlangıç yapmaksa aşk
      Beni bul, bul beni.
      Adres belli.
      Yerim yüreğin.
      Yerin yüreğim.
      GELEHLİ

      ÜzgÜnÜm Kaderİmİz Ayri YazilmiŞ Çoktan

      Olmayacak duaya amin deme sus yeter,
      Yakarıp durma, dökme, boşuna secdeye ter,
      Beni senden alırlar, bu ölümden de beter,

      Beyhude heveslenme dileme beni Hakk’tan,
      Bizim kaderlerimiz ayrı yazılmış çoktan…

      Bu aşk öyle büyük ki vursa kalbime sekte,
      Yine de vazgeçemem beraber gülmesek de,
      Biz yürekten dileyip, çok candan istesek de;

      Nasip olmaz aş yemek, ikimiz bir tabaktan,
      Bizim kaderlerimiz ayrı yazılmış çoktan…

      Bizde bu talih varken gece, gündüzü boğar,
      Yar demeye kalkışsak, yaz gününde kar yağar,
      Yani gönlün boş yere atîden umut sağar,

      Onan mı var be sevdam aşkın attığı oktan?
      Bizim kaderlerimiz ayrı yazılmış çoktan…

      Sustuğuma bakıp da sanma sevmem sen kadar,
      Sensiz zâlim dünyada yaşamak neye yarar?!
      Lâkin inkâr edilmez, çok acı gerçekler var,

      Umut etme ne olur yıkılırsın hiç yoktan,
      Bizim kaderlerimiz ayrı yazılmış çoktan…

      Biz birlikte ağlayıp birlikte gülemeyiz,
      Bir yastıkta kocayıp yan yana ölemeyiz,
      Gerçi kader, ne yazdı yarına bilemeyiz,

      Olmasa da farkımız tencereyle kapaktan,
      Üzgünüm kaderimiz ayrı yazılmış çoktan…
      GELEHLİ

      Sen bu kalbi tanıyormusun?

      Sen bu kalbi taniyormusun?
      Sadece sana carptigini, sensizken parcalandigini ve hasretine dayanamayip kan agladigini biliyormusun? Hissedebiliyormusun sana olan duygularini, ilk ve son askini, senin icin kopan firtinalarini?
      Bu kalp seninle carpiyor...
      Sen bu kalbi taniyormusun?
      Ne yaptin sen bana? Neden?
      Senin yüzünden hic tanimadigim birine asik oldum, ona bütün hayatimi adadim, onun icin agladim, onunla güldüm, bazi geceler hasretine dayanamayip öldüm dirildim ben, hemde o hic tanimadigim biri icin.
      Degermi sence bütün bunlara?
      Bir gün pisman olup “lanet olsun” diyecekmiyim bu duygularima?
      Yoksa ömrüm boyu mutlu kalip, iyiki asik olmusum´mu diyecegim bu hic tanimadigima?
      Sevinecekmiyim onun icin bunlari yasadigima?
      Cevab SEN ver bütün bunlara!
      Ben kendimi anliyamiyorum dogrusu, hic tanimadigim birine nasil asik oldum ben?
      Neyine kandim, o tatli gülüsüne, masum bakislarina yoksa samimiyetine mi?

      Nasil bu kadar kolay benim yasama sebebim oldun sen?

      Bu kadar kolaymi bu degerli canin birine böyle baglanmasi, onsuz kendini yarim hissetmesi?
      Ben kendimi anliyamiyorum dogrusu!
      Evet bu güne kadar hic bi zaman pisman olmadim, hep cok sansli hissettim kendimi seni tanidigim icin!

      Cünkü sen herkezden farklisin!!!

      Ben senin iyi niyetine, anlayisina ve dürüstlügüne baglandim...
      Bu özelliklerini sakin kaybetme, cünkü sadece bunlar seni digerilerinden ayiriyor.

      Iste bu benim kalbim, simdi tanidinmi??
      GELEHLİ

      Hoşçakallar senin olsun

      Gidiyorsun sevgili,bir hoşça kalla baş başa bırakıp beni.
      Mektubum gidişine.
      Kollarına tak,hayallerimin en güzelini.Ve bırak ki sevdiğim,düşlerinin olduğu yere gitsin.
      Gözlerine mıhlanan gözlerim öylece ‘elveda’der,senin ‘Hoşçakal’ının efendisine,ayrılığa…

      Bendeki varlığını inkar etmek olur gittiğini düşünmek.
      Güller tomurcuklanmış yanaklarına inat.Baharın güneşi bir başka geliyor üzerime.Bir başka besteleniyor kuşların dilinde veda şarkıları…

      Kulaklarımda yalnız,bakışlarının ayak sesleri.
      El pençe feryat ederim sensizliğin önünde.
      Ahlarımı rüzgarın avuçlarına bırakırken,dizlerine kapanırım sana duyuramazlığın.
      Aç kapıları sevdiğim,rüzgarın getirdiği misafiri ağırla…

      ‘Yollara selama durmak yakışır,gideceğini haber alınca…
      Güzel söz kar etmiyor,gönül öksüz kalınca…Gidişin gönlümün öksüzlüğü…’


      Gittiğin yerlerden,mutlu olduğun haberini getiren güvencinleredir yem niyetine attığım mutsuzluğum…Ve mutluluğa açlığımdandır,yenildiyse umutsuzluğum…

      Git Sevdiğim ! Beni yine yalnızlığımla bırak.Aslında gitme ! Yeni bir ayrılıkla daha tanıştırma beni.Gidişin yollarda olsun Yüreğimde değil…

      Bıraktığın yerde,dönüşün için olur bekleyişim.
      Gidişinle boynu bükülen çiçeklere bırakırım gözyaşlarımı.
      Bak,yine ayrılığa yöneldi kalemimin bakışları…

      Oysa dedim ya sevdiğim,senden ayrı olan yalnızca bedenim,ben değilim..

      ‘Önceleri her şey basit bir veda idi…Şimdi ellerine değdi ‘elveda’ oldu…
      Görüyorsun ya…Seni bulduktan sonra kelimelerin manalarını da bulmayı öğrendim…’


      Dönüşünde silmek için saklıyorum,gidişinle bıraktığın izleri…Ve gönlümdeki sevda durağında bekliyorum seni…

      Hoşçakallar senin olsun…

      Hoşçakallar senin olsun…

      Hoşçakallar senin olsun…

      Gel artık Sevgili...
      GELEHLİ

      Özledim anne

      Gurbetin ışikları gönlümü aydınlatmıyor anne
      Toprağı buram buram mis gibi kokmuyor anne
      Gurbetin hiçbir nimeti beni mutlu etmiyor anne
      Gözlerimin önünden yurdumun hiçbir şeyi gitmiyor anne

      Duygularım kördüğüm olmuş gözyaşım gelmiyor anne
      Şakır şakır konuşan dilim şimdi konuşmuyor anne
      Ne geceler nede gündüzler geçmiyor durmuş sanki anne
      Sevdiklerim aklıma geliyor adlarını söyleyemiyorum anne

      Nereden çıktı gurbette yaşamak bilemiyorum anne
      Ölüme yavaş yavaş gidiyorum sanki anne
      İnsanlar somurtmuş telaşlı hep izdiham içinde anne
      Ne olacak benim bu halim şaşırdım kaldım anne

      Gaz lambasının ışığını özledim anne
      Gurbetin rengareng projektörleri mutlu etmiyor beni anne
      Kuru ekmeğimi çorbaya doğradığım günleri özledim anne
      Koyun yoğurdundan yapılmış buz gibi ayranı kana kana içmeyi özledim anne

      Gurbetin albenisi güzel ama içimi güldürmüyor anne
      Buranın rüzgarları bir hoş esmiyor serinletmiyor beni anne
      İnsanların bakışları ürkütüyor beni küstürüyor anne
      Ne yersem yiyeyim lezzet alamıyorum anne
      Adım çıktı zengine mutlu fakirliğimi arıyorum anne
      Helal kazanılmış lokmaları arar oldum anne
      Bu genç yaşımda kamburlaştı belim yüzüm asık anne
      Manevi zenginliğimi kaybedeceğime üzülüyorum anne

      Soframdaki bereketi evimdeki eski huzurumu özledim anne
      Büyüklere saygılı küçüklere sevgili olmayı arıyorum anne
      Ahde vefayı ihlası ve bir lokmayı birlikte paylaşmayı özledim anne
      Maheretli ve nasırlı ellerinden öomeyi özledim anne

      Süzülmüş mercimek çorbasını kaşıklarken buharındaki mutluluğu özledim anne
      Bismillah ile başlayıp Elhamdulillah diyerek sofradan kalkmayı özledim anne
      İnsanların canı gönülden birbirlerine gidip gelmelerini özledim anne
      Mevlana nın dediği gibi ya göründüğün gibi yada olduğun gibi görün olanları özledim anne

      Yapmacık hareketler kendine iyi bak cümlesi bana yavan geliyor anne
      Dostça kucaklaşmayı kucaklaşırkende samimiyeti özledim anne
      İçi boş olan görüşelim tamam mı cümlesini sevmiyorum anne
      Erkekçe el sıkışmayı sevdiğini asla yarı yolda koymamayı özledim anne

      Güneşte ısınmış su ile yıkanmayı özledim anne
      Komşuların dayanışmasını birbirlerine yemey göndermesini özledim anne
      Herkesin kendi kapısının önünü yıkayıp temizlemesini özledim anne
      İnce uzun sokakların güzelliğini özledim anne

      Gurbette ölmek hoşuma gitmiyor korkuyorum anne
      Bir Fatihanın okunup okunmayacağını düşünüyorum anne
      Mezarımın üstünde kuşların cıvıldaştığı bir ağaç istiyorum anne
      Bunları hep tasavvur etmekten gurbet hayatı beni uyutmuyor anne

      Tezek dumanının tütmesini çeşitli hayvan seslerini özledim anne
      Tezek ateşinde pişirilen yemeklerin damakta bıraktığı lezzeti özledim anne
      Kırlarda kor ateşte demlenen kaçak çayın tavşan kanına benzemesini özledim anne
      Başımı dizlerine koyup şekerlemeyi özledim anne

      Kim ne derse desin ben patika yolların tozunu özledim anne
      Ben bir bağbancının her geçen yolcuya salkımlarca üzüm vermesini özledim anne
      Ben insanların selamlaşmasını kolay gelsin bereketli olsun demelerini özledim anne
      Ve ben kuşların insanlardan ürkmeden özgürce uçmalarını özledim anne

      Bu hayata alışamadım Soluğum kesildi Takatim tükendi anne
      Yarını karanlık geleceği meçhullerden oldum anne
      Kavuşmak için eski günlerimdeki mutluluğuma hep dua ediyorum anne
      Başka annelerin şefkati beni tatmin etmiyor yorgunluğumu gidermiyor anne

      Babamın yorgun argın işten gelirken gözlerindeki mutluluğu ve sevinci özledim anne
      Biz çocukların etrafında dönmesini ve hoş geldin babacığım demeyi özledim anne
      Bugün çok yoruldum Taş duvar inşaatında çalıştım ama yinede şükürler olsun demesini özledim anne
      Yıldızları bir bir saymaya çalışırken derin uykuya dalmayı özledim anne

      Bahar gelince gül bahçelerinden gül toplamayı özledim anne
      Topladığım gülleri öğretmenime vermeyi ve başımın sevgiyle sıvazlanmasını özledim anne
      O şevk ile eve geldiğimde ekmeğimi günpekmezine bandırarak karnımı doyurmayı özledim anne
      Sonrada musluktan akan hamravat suyundan doyuncana içmeyi özledim anne

      Sınıfın en çalışkanı olmak için harcadığım gayreti özledim anne
      Ödevlerimi yapabilmek için büyüklerimin bilgilerine danışmayı özledim anne
      Sonrada ödevimi yapmış olmamın rahatlığını ve sevincini özledim anne
      Ödevler kontrol edilirken Aferin en güzeli seninki olmuş denmesini özledim anne
      Ve öğretmenimin sadakatini annemsi şefkatini vede takdirini özledim anne
      GELEHLİ
      Kalbİm
      Bütün lambalarını yak evinin,
      Ve bütün perdelerini aç,

      Ve bekle gelmeyecek sevgiliyi.
      Bütün ihtimalleri sonuna kadar kullan,
      Umutsuz harflerle umutlu tümceler kur,
      Ve yaşamak gibi anla her şeyi.
      Biraz da kendini anla.

      Kalbim;
      Sana kanamak yakışır...

      Mazideki anılar kadardır göz yaşları,

      Ve hatıralar kadardır kan damlaları,
      Bir gün kanamaz,ağlamaz olursun.
      Belki de yorgunluğunla unutursun...
      Kalbim;
      Vazgeç bu sevdadan,
      Kendinden geçmeden...

      Seven ağlatır mı sevdiğini?
      Ama seven de sendin,ağlayan da.
      Hasret ilmeği dolandığında boynuna,
      An ve an kanayan da,
      Onu isteyende sendin son arzunda...

      Kalbim;
      Yargısız infazları infaz et
      O seni infaz etmeden...

      Sendin,
      Adımlarını delice yoran.

      Sendin,
      Gece gündüz ağlayan.
      Sendin,
      Sevdayı sevda için yaşayan.
      Ve sendin,
      Nefes aldıkça onu arayan,
      O yoksa yok olan sendin..

      Kalbim;

      Zamansız isyanları azad et kendinden,
      O seni azad etmeden...

      Bir zemheri sevda için düştün dile
      Ne gurur kaldı,ne onur,
      Bilki;
      Cehennem ateşinin odunu o'dur...

      Kalbim;
      Yak bu şiiri

      O seni yakmadan...
      GELEHLİ

      Yine yolum sevda sokağına düştü...

      Yine yolum sevda sokağına düştü,
      Ama bu sefer umutsuzluk yok bende...
      Çünkü yanımda sen varsın,
      Canım, kanım, yol arkadaşım, aşkım, bitanem,...
      Herşeyde sen varsın işte...
      Uzun zaman olmuştu yolumu kaybedeli,
      Yersiz yurtsuz dolanıyordum...
      Sonra sen çıktın karşıma,
      Kendini bile kaybetmiş olan bu zavallı bedeni tekrar hayata tutundurdun...
      Bu zavallı bedendeki koskocaman yürek sevdi seni...
      Bir daha asla sevemem diyen bu yürek,
      Seni görünce kendini kandırdığının farkına vardı...
      Sevda çiçekleri tekrar sende filizlendi,
      Bu sefer dahamı canlılar ne?...
      Onları hiç susuz, sevgisiz bırakmıycam,
      Beni hayata tutunduran,
      Beni sende bulmama yardımcı olan bu çiçeklere asla hoyrat davranmıycam...
      Bu yürek ne seni incitecek kadar vefasız,
      Ne de incitilmeye dayanacak kadar güçlü...
      Sen de sahip çık bu yüreğe bitanem,
      Sevdalın senden uzağa düşsede kalbi hep senin için atacak,
      Sana hasret kalacak, sana yanacak, seni sevecek...
      Seninle yıllarını geçirse bile senden asla bıkmayacak,
      Senden vazgeçmekmi?Aklının ucundan bile geçirmeyecek!...
      İlkim değilsin evet,
      Ama istersen sonum olacaksın, sonun olacağım,,,
      Birbirimizde son bulacağız...
      Senden öncesi gerçek sandığım aldatmaca bir rüyaydı,
      Seninle mutlulukları, hayalleri, gerçekleri tüm çıplaklığıyla yaşayalım...
      Ne anlık yaşayalım, nede geleceğe bırakalım...
      Sevdamız nefeslik olsun,
      Ama hiç bitmeyen bir nefes...
      İnsanın çektikçe çekesi gelen,
      Her çekişte mutluluğun doruklarına ulaşan,
      Bağımlılık yapan bir nefes...
      Nefesimsin bitanem, hep öyle kal...
      Susadığımda suyum, acıktığımda aşım,
      Hüzünlendiğimde kalbimden gelen mutluluğumsun...
      Seni çok seviyorum aşkım,
      Bu sevgiyi ne kalbim ölçecek kadar hesap kitap biliyo,
      Ne de ölçülecek kadar az...
      Kalbimin anahtarı sende,
      Onu kalbinin en güzel yerinde sakla...
      Mutluluğu aradığında o anahtarın açtığı kalbe yönel,
      Sana mutluluğu tattıracaktır...
      GELEHLİ

      Sus yürek

      Beklenen bir bahardı hani,
      hanımeli kokacaktı...
      yüreğimde konaklayan sızılar uçacaktı penceremden...
      kimse bilmeyecekti hüznün mısralarını...
      beklenen bir bahardı...
      açacaktı hani...

      yıldızlar sayacaktım gözlerinin içinden
      umuduma gün saydığım gibi...

      düşlerimdeki limana konacaktı turnam
      kanadındaki yükü serecekti yollarına
      sayacaktı adımlarını bir bir
      her birinde sana gelen bir gül tanesi
      bahar gelecekti hani...
      sözlerim hanımeli kokacaktı

      yağmurları bıraktın şehrime ey yar

      sus ey yürek...konuşsan kim anlayacak
      dönecek mi devran geriye
      umudun kanat takacakmı baharlara yine
      sus yürek...konuşma
      bahar geride kaldı...
      yağmurların vaktidir kanayan diline

      baharlarımı yüreğine saklamıştım ey yar
      baharımı alıp gittin...


      beklenen bir bahardı hani,
      hanımeli kokacaktı...
      yüreğimde konaklayan sızılar uçacaktı penceremden...
      kimse bilmeyecekti hüznün mısralarını...kim/se
      GELEHLİ

      Dost musun?

      Öyleyse canın canımdır...
      Aynan olmalıyım...
      Yüzüne söyleyebilmeliyim her şeyi...
      Hem sakınmadan, mertçe...
      Hani bilirsin, esirgemem lâfımı,
      Ne şekil gelirse, öylece...
      Hazırım tüm içtenliğimle konuşmaya, ama,
      Seni de dupduru isterim karşımda...

      Dostsan,
      Gözlerimin içine baka baka yaka silk benden!
      Arkamdan şikayetlenme!
      Yiğit ol! Gerekirse yiğitçe azarla, çekinme!
      Lâf değil, icraat beklerim senden!
      Öyle bak ki, hislerini görebileyim...
      Öyle hisset ki, güvenle bakabileyim...
      Sevmem, ölenin ardından ağıt yakmayı!
      Dil dönerken söylenmeli her şey...
      Kulak duyarken anlatılmalı...
      Göz bakarken bakmalıyım sana...
      Can sağ iken sarılmalı...
      Keşkelere meydan vermemeli hayatım,
      Pişmanlıklarla yoğrulmamalı....
      Hayır!
      Dirime selâm vermeyen,
      Ölüme de fazla yaklaşmasın!

      Dostsan, ölmemi bekleme!
      Haklıysam, yaşarken savun beni!
      Yaşarken yanımda ol!
      İnanmışsan bana, kimse çevirmesin seni yolundan!
      Ve inanmamışsan, sakın rol yapma!
      Her söylediğimi onaylaman şart değil...
      Her yaptığımı beğenmen de gerekmez...

      Dostsan, rahatça eleştir, fikrini rahatça söyle, sıkılma!
      Yadırgayabilirsin beni,
      Ve ben de seni tuhaf bulursam şaşırma...
      Kandırmanı aslâ kabul edemem!
      Her dediğini, her yaptığını hoş görürüm, ama,
      Beni, bana sormadan yargılama!
      Her yediğimiz aynı olmaz belki,
      Her dakikamız birlikte geçmez...
      Her güldüğünde gülmeyi garanti edemesem de,
      Ağladığında seninle birlikte oturup ağlarım...
      Belki her çağırdığında gelemem fakat,
      Derdine ortak ararsan, koşarım...
      Ben de herkes gibi insanım elbet,
      Ne göklere çıkar beni, ne de yerin dibine sok!
      Senin işin bu değil!
      Benim zaten bir yerim var herkes gibi yer ile gök arasında...


      Dostsan,
      Küçümsemeden, küfretmeden,
      Sevgiyle, saygıyla ve huzurla gel sokağıma...
      Dinlenmek istediğinde, hiç düşünme, sana özel bir limanım, ama...
      Yorulduğum zamanlarda,
      Dilediğimce sığınabilmeliyim koylarına...

      Seni bir çocuk kadar saf sevebilirim
      Ve bir deli kadar art niyetsiz...
      Uğruna seve seve hesabı şaşırırım...
      Görmezden gelebilirim yanlışlarını...
      Başkaları enayilik sayabilir,
      Başkaları akılsızlığıma yorabilir,
      Bunları dert bile etmem, ama,
      Sen, aslında aptal olmadığımı,
      Her an, tekrar tekrar hatırla!
      Ve sakın beni aptal yerine koymaya kalkışma!
      Seviyorsan, cimrilik etme, söyle!

      Muhabbeti varken, yokmuş gibi yapanla,
      Hiç sevmediği halde, yılışıp durana sinir olurum!
      Neyse, o olmalı insan...
      Kendisi olmaktan korkmamalı!
      Kendisi olmaktan kaçmamalı!
      Bil ki, sensin diye seni bırakmam, ama,
      Ben olduğum için bırakırsan beni,
      Yas da tutmam arkandan!
      Bedel mi?
      Ödemeyeceksen çıkma yola!
      İçten pazarlık edersen, ancak kendine edersin...
      Kendince küser barışır, kendi kendini yersin!

      Dostsan, mevsimince yağ...
      Kışsan kar ol, güzsen yağmur...
      Soğuğuna, sıcağına, esip savurmana itiraz etmem,
      Senden, ille de bahar olmanı beklemem, ama,
      Dayanmalısın en şiddetli fırtınalarıma...
      Belki de çok geldi bunca talep...
      Bana karşı hiçbir mecburiyetin yok, korkma...
      Sana fazla geldiğim ilk anda,
      Arkana hiç bakmadan, dönüp gidebilirsin...
      Geçip gidebilirsin, borçluluk hissetmeden...
      Mutlaka bir açıklama da beklemem senden.

      Dost musun?
      Öyleyse, canın canımdır,
      Yoluna baş koymaya hazırım ya,
      Başını da yollarımda isterim, unutma!
      GELEHLİ

      Hadi üzülme

      Hadi Üzülme..

      Sil gözünden düşen zümrütleri

      Ziyan olmasın yazık

      Bu ilk kaybedişi değil yüreğimin

      Ve sende ilk giden yolcu değilsin

      Bakma sen gözümden damlayana, aldırma

      Hava soğuk rüzgar keskin o yüzden

      Hadi git yolcu yolunda gerek ARKADAŞ..


      Eğer arada hatırlamak istersen beni

      Üç beş satır yazı yaz

      Düşerse aklına..

      Bu ıslak sayfa hatıram olsun okursun belki

      Ha..!! Yırtılmaz sakla yüreğinde sakla yeter ki


      Şimdi git..

      Yorgunum, hastayım, yaşlıyım

      Tutamam elinden bakamam yüzüne

      Silemem yaşını, çeviremem geri sen

      Bir kırık kalem bir kaç eskimiş söz benimkisi

      Bir de yüreğim var

      Dilersen hepsini al, işte benim servetim bu kadar


      Üzülme al ve hadi git..

      Ağlama artık..

      Gitme vakti bu vakit..
      GELEHLİ

      Adı yanlızlıık

      Gölgen gibidir yalnızlık
      Gecenin ıssızlığı, karanlığı gibi boş ve soğuk.
      Sarılırsın ararsın tutamazsın
      yoktur çaresi.
      Adı Yalnızlık
      Yazılmıştır bir kere
      Yiğit olsan da büker bileği,
      Cesur olsan da sızlatır yüreği.
      İçindedir sevgi, insanın tek dileği
      Ateşten gömlek misali
      SEVGİ...
      GELEHLİ

      Ben ne zaman seni yazsam

      ben ne zaman seni yazsam
      eksilir ezilir
      her kelime,her sözcük
      deli otlar boy verir içimde
      ışığım söner,
      hüzün sızar yürek yırtıklarımdan...

      ben ne zaman seni yazsam
      içimde upuzun bir güz
      kilidini kırar karanlığın
      dalgaların koynunda boğulur yüzün
      bir alev girdabında
      menzili şaşmış mermiler ilişir düşlerime...

      ben ne zaman seni yazsam
      siyah perdeler çekilir gündüzlerime
      mahkum uykularımda hep aynı rüya
      bedenim,yüreğim deprem dalgası
      tutulur bütün yollar
      geceler kan tükürür ihanetine...

      ben ne zaman seni yazsam
      gecelere sığınan bir yurtsuz
      bir yaprak kadar sahipsiz
      ve bir ölü kadar dilsizim
      bir yağan yağmur kalır gözlerimde
      bir de yüreğimde zemheri..ayaz
      GELEHLİ